![]() |
|
Masum Sevda...
Masum bir sevdam var,
sana ait. Parçalanmış yüreğimin kırıntıları, kuru toprak misali, sana hasret. İşte karşında ben ve karşımda sen ama bu bakışların, yaman bir ayrılığa işaret |
Yar'ime..
Ebediyyen Yitirdiğim Bana Acıların En Çekilmezini Bırakan Vedacım'a ... ; İçimdeki sevgi her şeyi aşmıştı da Bir sana mı ulaşmadı yar Bu yüzü herkes güldüremedi Sen mi ağlattın yar... Yüreğimde yangın çıktı o gün Sen mi aldattın beni yar Çok seviyordun, çok üzülüyordun da Özlemin bitti mi yar Sana olan özlemim beni boğardı Özlemimi de aşıp, sen mi öldürdün beni Sevdamı bilirdin de, seviyorum derdin Buna rağmen sen mi gittin yar Hep yanındayım döneceğim derdin Bekle, pes etme, beni unutma derdin Sen yoktun ama hayalin yeterdi Yollar açıldı da yar, sen gelemedin.. Sana sarılacaktım doya doya Ayrılamam senden derdin hep bana Yağmur altında özgürce dolaşacağız derdin Yağmur yağmadı mı yar oralarda.. |
......
Yüreğim'e
Sen varken de aradım seni, yokluğunda olduğu gibi, belki seversin diye beni, çözmeye çalıştım seni.... karanlıkta aradım seni, korkmadan, soğuk kaldırımlarda aradım, bıkmadan, artık bıktım yokluğundan, soruyorum seni, her tanıdığından.... sensizliği kaldıramam bilirsin, bilirsin de nerdesin, sen şu yarama tek çaremsin, sen hergün ağlattığın yüreğimsin.... satırları senle doldurdum, her geçene seni sordum, hiçbir şeyden değil, sensizlikten yoruldum, artık kalbime adını koydum... |
Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin...
Bir gün baksam ki gelmişsin.. Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar. Gözlerinde bir bitmez,bir tükenmez güzellik Saçlarında ilkbahar.. Bir gün baksam ki gelmişsin.. Gülüşünde taze serin bir rüzgar Ellerin yine eskisi kadar güzel Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar.. Bir gün baksam ki gelmişsin.. Hasretin içimde sonsuzluk kadar. Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz. Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar. Bir gün baksam ki gelmişsin.. Ne yüzünde bir gölge,ne dilinde sitem var. Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm Benim olmuş dünyalar. . . YAVUZ BÜLENT |
şaşirdim Kaldim Işte ...
şaşırdım kaldım işte! .....
sözde senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarlarla karşıma çıkıyorsun en soğuk mimiklerle adını yazıyorum bulduğum fırsatlarda yüreğimin başına noktalarla, hatlarla başbaşa kalıyorum sonunda hayallerle sözde sana koşuyorum dolu dizgin atlarla ne olur bir gün beni kapında olsun dinle öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle çarpsan kara sevdayı en azından yüzbinle nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle kaç defa çıkıp geldim buralara inatla ama her dafasında dönemedim seninle hangi düğüm çözülür nazla, sitemle, kinle ne olur bir gün beni kapında olsun dinle şaşırdım kaldım işte bilmemki nemsin bazan kızkardeşimsin bazan öpöz annemsin sultanımsın susunca; eksilmeyen çilemsin orada ufuk çizgim, burada yanım yöremsin beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin çaresizim çaremsin, şaşırdım kaldım işte bilmemki nemsim YAVUZ BÜLENT |
..
Ne başkası oldu ne de olacak Sen çalmassan kapım açılmayacak Şimdi içimde yanan bu ateş Sanma ki bir son bulacak Hiç utanmam gülüm divaneyim Parçalanmış dünyam viraneyim Seni herşeyden çok çok istedim Vuruldum avereyim Ne olurdu benim olsan Şu yaralarımı sarsan Bıktım artık yol almaktan Önüme çıkıp durdursam Gidiyorum buralardan Tüm rüzgarlar senin olsun Benden ayrı rüyadasın Dilerim bir gün uyanırsın ( Solo ) Yıllar sonra bir gün yaşlandığında O ipek saçların ağardığında Kuru yaprak gibi dağıldığında Kalırsın tek başına Oysa seni ne çok ne çok sevmiştim Tüm çiçeklerimi sana dermiştim Şimdi ellerim boş yüreğim sarhoş Oysa neler ümit etmiştim Ne olurdu benim olsan Şu yaralarımı sarsan Bıktım artık yol almaktan Önüme çıkıp durdursam Gidiyorum buralardan Tüm rüzgarlar senin olsun Benden ayrı rüyadasın Dilerim bir gün uyanırsın " Elimde eski bir aşktan kalma tutku damlacıkları Arkamda diz boyu balçık hatıraları ışığı var Yıkmış atmışım herşeyi Bir ben kalmışım ortada Birde sen içimde ,taa şuramda Kendimden geçiyorum Özlemişim seni bir tanem Gel döndür beni bu yollardan Hadi ,bekliyorum " |
çoğalır içimde sevdan....
Acılar katlanır mendil gibi avurtlarımdan süzülen gözyaşları üşütür sensiz bedenimi şafak sökerken gökyüzünde belirir yüzün Yıldız gibi parlar lepiska saçlarının her teli kaldırıma düşer ruhsuz gölgem kırlangıç göçüde başlar yalnızlıklarda son cemrede düşer toprağa Acılı huzur sarar ruhumu siyah sırnaşık gece uykusundan uyanır şimşekler çakar ardı sıra çoğalırsın içimde yeni patlamış tomurcuk gibi Dağlarımın ulaşılmayan en güzel yerinde bekler beni sevdan |
Beni Kaybettin...
Yollarima gül serip, atlas kumas dösesen,
Sana tenezzül edip, dönecegimi sanma! Bülbülâne vird ile, hep Ismim'i söylesen, Geçti artik, istemem; bir daha sakin anma! Gündüzleri düsünde, gece rüyânda görsen, Hayâlleri gerçege, karistirip da kanma! En ufak kivilcimi, isrârla körüklesen, Duman tütmez ateste, bosa kavrulup yanma! Yirtik bir resim bulup; hani, bana benzetsen, Yanilmistir gözlerin, ben degilim; inanma! Uzaktan, derinlerden, kisik nidâ isitsen, Benden ses-sedâ çikmaz; ümîdlenip, aldanma! Bunlar hep belirtisi; kaybini bilebilsen... Otur da hâline yan; bagir, agla, utanma! Oysa çoktan kaybettin, keske anlayabilsen... Hiç bir sey yokmus gibi, saskin saskin davranma! |
AnLaYaMıYoRUM...
Bugünlerde anlayamadığıma;
Anlıyorum, aslında anlaşılmazlığı, anlıyorum Anlatamamayı, anlatılamamayı, anlıyorum Sadece, çekip giderken geride bıraktığın Sensizlik boşluğunda boğulmayı anlayamıyorum Bakıp görmemeyi, duyup işitmemeyi, anlıyorum Konuşurken boğazıma düğümlenen kelimeleri anlıyorum Sadece, yüreğimin sesine aldırmayıp, beynime hükmederken Yok oluşunda yaşanan acıyı anlayamıyorum Bu pervasızlıkta ki, deli divane oluşu anlıyorum Gönül bahçemdeki güllerin tarumar oluşunu anlıyorum Sadece, ikinci baharı yaşadığımı düşünürken Gidişinin hazanda hasat oluşunu anlayamıyorum Sen varsın, ben varım, Biz'in olmayışını anlıyorum Yaşanılanların unutulup mazide kalışını anlıyorum Sadece, uykusuz geçirdiğim gecelerin sabahında Birlikte uyanıp, yüzüne gülümsemeyi anlayamıyorum Yarattığım mavi dünyamda mutlu olmayı anlıyorum Bizim yokluğumuzu dürüstçe kucaklayabiliyorum Sadece, sahte bakışlarında gizlediğin hislerimin Tek sığındığı limanın sen oluşunu anlayamıyorum |
süper
|
Ne Yazık (.......)
Dinle! Son şarkısı çalınıyor ayrılığın.
İşine gelmese de gidiyor bu aşığın. Sevdiğin kadar sevildin, bilmiyorsun. Acısı sonradan kemirir düşleri, pişmanlığın. Dinle! Son nakaratı aldanmakla ilgiliydi galiba. Hatırlamıyorum, hayal kadar imkansızsın bana. Erişilebildiğin kadar tuttum ellerini. Gözlerimin penceresinden kayıp gidiyorsun sonsuza. Dinle! Son kelimesi bir bıçak gibi saplandığı zaman, Yalnızlık ve pişmanlık kalacak sana bu sevdadan. Avutulduğun kadar sevdim seni. Ne yazık ki, sevgin artık bana sıradan. |
DEĞİŞMEM
Senin gülüşünü Beni öpüşünü Birkaç güzel sözünü Bir de dünyalara bedel yüzünü VERSELER O güzel yüreğine DEĞİŞMEM . 19/01/08 UZAKTA OLSANDA Dokunamayacak kadar uzakta olsan da Sıcaklığını hissedecek kadar yakınımdasın Her ne kadar dikensiz gül olsan da En çok acıyan yaramsın Seni göremesem de duyamasam da Her gece rüyalarımdasın Aşkımızı kimseler duymasa da O büyük aşk bizim, sevdamsın Sensiz geçse de zamanım Sen benim kaderim, hayatımsın Günlerce şarkısız kalsam da Tıngır Mıngır çalan sazımsın Her şey bir yana Aşkımsın Sevgimsin Sevdamsın Kara Sevdamsın . 19/01/08 SENİN İÇİN Göklerden koparıp bir gül verirdim Eğer burada olsaydın O gökleri ayakların altına sererdim Senin için göklerde gezerdim Yıldızları hangisi sensin diye süzerdim Bu yüzden gökleri üzerdim Eğer burada olsaydın Seni bulamadığım heran kederdim En çorak arazide biterdim Senin için çiçekler dökerdim Eğer burada olsaydın Her an, her saniyem senin için derdim Aşığım sana yollarına bedeldim Ezelden gelmişim ezeldim Ve eğer burada olsaydın Senin için kendimi ezerdim . 23/01/08 UYAN ŞARKILARIMLA Senden uzak olsamda Sana yakın Kalbim var Aşka umut var Gökte bulut var Sensizlikten döktüğüm yaşları Sana bulutlar getirsin Aşkımı getirsin Umudumu getirsin Özlemimi getirsin Belki okyanusları getiremez ama Bir damla yeter sana Acı vermesin yüreğine Güzelim tenine Özlem katmasın özlemine Ve her sabah Güneş doğduğunda ***8220;Günaydın***8221;ımı duy kulağında Uyan şarkılarımla Öpücüğümü hisset dudağında . 13/02/08 AYRILIK OLMAK ZORUNDAMI Dudağımdaki minicik yağmur damlası olmanı isterdim Özene bezene seni içime çekerdim Yok dünya derdim iç geçerdim Vücudumun her noktasına zerre zerre vardın Ve gün geldi sen kardın Dudaklarımdaydın Eriyip tekrar vücuduma ulaştın Ve gene beni dünyada dertsiz bıraktın Kalbime hep uzaktın Baktım soluduğum havadasın Seni tekrar tekrar özenle içime çektim Eninde sonunda kalbime gidecektin Derin bir nefes kalbimdesin Ama gene gideceksin En sonunda güneşimsin İçimi ısıtan tenime dokunan benimlesin Her sabah tekrar benimlesin Marslıdan sana bir soru güzel sevgilim Bir öpücük zor mu? Hep dudaklarımdaydın neden özlettin? Ayrılık olmak zorundamı? . 23/02/08 YAĞMUR DAMLASINDA Belki uzakta Belki uçan güvercin kanadında Belki şu dağın ardında Çisil çisil yağan yağmur damlalarında Dün gece rüyamda Her an yanımda Düş sisinin ardında Çisil çisil yağan yağmur damlalarında Kalpten akan kanda Kalbin her çarpışında Kalpsizliğin ardında Çisil çisil yağan yağmur damlalarında Onsuz gecelerde yıldızlarda Onsuz günlerde sokaklarda Uzaklarda Yağan yağmur sonrası toprak kokusunda Yağmur damlasında En sonunda Artık karşımda . 23/02/08 OKUDA BAYIL ÇÖZDE AYIL Bir şiir yzaıyam deidm Birkaç laf krıladaam Snora dret yıdann Hiç bzoma sen aılnadn Bir şiir yayzaım didem Hrfaerli ktıarırıdşm Blie blie ypaıtm Hiç bmoza sen alnıdan Bir şiir yyazıam ddiem Bliyiurom sçalımadam Ama gzeül ytapım Hiç bomza sen adlınan . 24/02/08 SENLE BAŞLAYAN GÜN Sensiz başlayan gün Başlar biter Günler geçer gider Geceleri ise rüyanla titrer Senle başlayan gün Önce güneş doğar Üzerine ışığını salar Sendeki ışık üstün basar Öpücük, dudaklar ve yanaklar Solar gider unutulmaz aşklar Bir imza için kapındalar Sen yanımdasın ya onlar uzaktalar Elini elime koyar Seni seviyorum Sende beni seviyor musun? Evet derken sen Coşarım ben birden Unutma sensiz bir gün başlar biter Uçar gider Ey sevgili Senle başlayan bir gün hiç bitmez Hiç bitmez Bitmez! . 02/03/08 TABİRİN CAİZSE İŞTE BÖYLE Hazır ol tarif ediyorum seni Saçların baş döndürücü rüzgar gibi Gördüğüm her an aklımı başımdan alıyor Gözlerin kral dairesi hapishane gibi Göz göze geldiğimiz andan itibaren hapsine alıyor Dudakların dünyanın en iyi şairi Her kelimesi beni benden alıyor İki güzel elin var pamuk gibi Beni sarmalıyor sarıyor İki güzel ayağın var ölüm gibi Her gün daha da çok yaklaşıyor Bir vücudun var evren gibi Anlatmaya içim el vermiyor Ve bir kalbin var senin gibi Eşi yok sevgi gibi Hiç bitmeyen aşk gibi Sanki tarifi yok Yok yok baya öyle gibi . 02/03/08 GECENİN İKİSİ Bir gece uyanıyorum Bakıyorum etraf sakin Ve gecenin ikisini gösteriyor saatim Gecenin köründe seni özledim Bir an için dursun zaman dedim Nafile zamanı durduramıyorum Ve o an ben bittim Sanki sen sokaktan geçtin Ve sonrasında fark ettim Özlemiştim seni hayallerimdeydin Artık kendimi durduramıyorum Sokağa bakıp hayal ettim Saatlerce hayalini seyrettim Geldin geçtin, geldin geçtin Zaman geldi geçmedin Saatimi kontrol ettim Hazırlanıyorum Yanına geleceğim O güzel dudaklarını öpeceğim . 05/03/08 MAHZEN Yağmurdan kaçtığım bir gece Koştuğum sokağın az ötesinde Islanmaktan kurtulduğum mahzende Yalnızdım ben kendimle Baktım baktım duvarlara Resmini hayal ettim siyahlara Sonra sanki ben çizmemişim gibi Fark ettim seni karanlıklarda O an ellerine dokunmak Duvarlara dokunmaktı Tek dileğim vardı O da sana ulaşmaktı Bir an için bir ses geldi uzaklardan Sanki yağmur bitiyordu yavaştan Duvardaki sana baktım son ağlayıştan Sana koşmak için ayrıldım buradan . 15,99/03/08 GÜNEŞİM KALBİM AKIP GELİYOR SANA SU MİSALİ AYAKLARIM SANA KOŞUYOR SANKİ SÜVARİ ELLERİM ÇİÇEK TOPLUYOR SANA ENVAİ DUDAKLARIM SANA SUSAMIŞ KURU ÇÖL GİBİ ŞİİRLERİM SANA YAZILIYOR EN GÜZEL HALİYLE SÖZCÜKLERİM SANA DİZİLİYOR BÜTÜN GİZEMİYLE CÜMLELER HEP SANA HEP PEŞİNDE DURULMASI GEREKEN TEK NOKTA SANA ERİŞİNCE GÜNEŞİM DOĞMUYOR SEN BURDA YOKSUN YÜREĞİM HIRPALANDI SENDEN YOKSUN BU GÜN YAĞMUR YAĞDIRAN BULUTSUN AMA HER ŞEYDEN ÖNCE KALBİME UMUTSUN YARINIMSIN YARINLARIMA UMUTSUN, GÜNEŞİM GECE YARISI DEĞİL SEHER VAKTİNİ İSTERİM AY GİTMEYE NİYETLİ DEĞİL GÜNEŞİ BEKLERİM NE KADAR UZAKTASIN EY GÜZEL GÜNEŞİM . 23/03/08 YILDIZLAR İMRENDİ Ortalık ıssız, karanlık diyarda yar bekliyorum Zifiri bir mekan, sisin içinde bekliyorum Sanki hiç ışık umudu yok, göz gözü görmüyor Sanki birileri var burada ve hepsi korkudan susuyor Her şeye rağmen ben seni bekliyor korkmuyorum Sen geleceksen eğer ölüme razıyım korkmuyorum Sanki Azrail gelecek karşıma şu anda karşıma Sırf ben ölümü düşündüm diye gelecek yanıma Ben Azrail***8217;i değil seni ve o güzel gözlerini beklerim Sen geleceksen; Azrail***8217;i de def ederim Gözlerimi kapıyorum, ellerin ellerimde, dudakların dudağımda Senden gelen nurla bezenmiş ışığı hissettim ruhumda Rüyamda dahi sen vardın, ama korkuyorum ya ölürsem? İki korku sardı beni bi gelsen, sen gelmeden ölürsem? Ben böyle düşünürken, bir öpücük hissettim yanağımda Düşümden uyandım aniden ve geldin o öpücük senin Gelmenle birlikte ortam değişti sisler gitti Azrail bitti, karanlık söndü yıldız oldu, sisler gitti Nurun sardı burayı, aydınlık geldi Göz gözü gördü, YILDIZLAR SANA İMRENDİ . 12/04/08 SÖYLEME BANA Senin olduğun ortam çiçeklerle bezenmiş bir bahçe Karanfiller, güller, sümbüller, papatyalar ve akasyalar Senin olmadığın ortam çürümeye mahkum bir şehir Her yeri sis bürür sen yokken karanlık yollar Ortam umurumda değil tek odak sensin Sadece önemsiz birkaç ayrıntıdır, kuşlar ve ağaçlar***8230; Sen gittinmi sanki onlar kaybolur İçine alır sensiz kederli adamı karanlık sokaklar Seni görünce gözlerim parlar, kalbim yerinden oynar Şeytan susar, melekler sana koşar ve periler Ressam bir masal diyarı çizer, şarkılar çalar Ressam seni ve yanında beni resmine iter Şiir misali sözlerini şairler ister Gökyüzü sen gelince güneş açar, kara bulutlar susarlar Senin o güzel yüzüne hayran kainat seni izler Bütün kainat seni dinler, bütün varlıklar susarlar Ey güzelim sen böyle değilsen Açma ağzını söyleme bana İçimde hep böylesin, sus söyleme bana inci peri değilsen Bu kalp atar sana . 13/04/08 SONSUZLUĞUN GÜZELİ Ufukta sana haykırıyorum, sonsuzluğun güzeli Son yokuşu da aştım senin için Çok oldu güneş ay ve yıldızları dizeli Bütün gündüz ve geceler senin için Sonsuzluğun gizemine saklanma artık Bütün evren sustu bir tek güzel için Sana diktiğim çiçekler dahi açtı artık Bütün evren durdu bir tek senin için Sana yolladım aşk şarkılarımı Nefesim ve yağmurlarla beraber Sana yolladım bütün duygularımı Kalbim ve ruhumla beraber Ve bu tepede bu beden seni bekler Yolladığım parçalarımla beraber Bir ömür için seçeneksiz seni bekler Bir ömür boyu seninle beraber . 15/04/08 BEBEĞİM İnci inci parlayan gözlerin Okyanuslar bakar en güzel inci senin Bir çift göz ufka bakar Şelale gibi incilerine akar Çiçek bahçesi saçların Güzelim kara kaşların Rüzgar etsimi öyle güzel sallanır Tüm saçlar sana sevdalanır Tan kırmızısı kiraz dudakların Pembe Pembe yanakların Dudaklarım sana salınır Başkasına değmesin çok alınır Nurla bezenmiş narin bedenin Kötü niyet bilmez kalbin Hep benimle olmanı dilerim Bir ömür seninim bebeğim . 04/05/08 TAMAMI çılgınmarslı tarafından yazılmıştır |
paylaşmak isterseniz buraya ekleyiniz msn adresine gerek yok
edit deniz_25710 |
sezai karakoç en sevgili
|
Ey Sevgili...
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layikolmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüregime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil Ayaklarimdan belli Lambalar egri Aynalar akrep melegi Zaman çarpilmis atin son hayali Ev miras degil mirasin hayaleti Ey gönlümün dogurdugu Büyüttügü emzirdigi Kus tüyünden Ve kus südünden Geceler ve gündüzlerde Insanliga anit gibi yükselttigi Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünüm benim Bütün siirlerde söyledigim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin Kuslar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini Ey gönüllerin en yumusagi en derini Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda Çati katlarinda bodrum katlarinda Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba Hep Kanlica'da Emirgan'da Kandilli'nin kursuni safaklarinda Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layik olmasam da Ey çagdas Kudüs (Meryem) Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha) Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda Köle gibi satildim pazarlar pazarinda Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda Verilmemis hesaplarin korkusuyla Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layik olmasam da Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünüm benim Ülkendeki kuslardan ne haber vardir Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir Sevgili En sevgili Ey sevgili |
GeL.....
Beklerim bikmadan, hazan olsa da. Agarmis, bembeyaz saclarinla gel... Gonul yaprak doktu, bag bozumunda, Gullerin solsa da dikenlerle gel... Ne cikar gulmeyi unutsa yuzun? Dunyayi kavuran ahlarinla gel. Asinasi olduk biz artik huznun, Derdinle, gaminla, ferdaninla gel. Cekerim kahrini, mihnetinle gel, Bagisladim ama, iffetinle gel. O catik, ofkeli kaslarinla gel, Gel, beni olduren saclarinla gel... AHMET GÜNBAY YILDIZ |
Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet bir adın kalmalı geriye Birde o kahreden gurbet Sen say ki ben hiç ağlamadım Hiç ateşe tutmadım yüreğimi Geceleri koynuma almadım ihaneti Hele nihavend hele buse hiç geçmedi aklımdan Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın İçimin nehirlerinden Evet yangın Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan Evet kaybetmenin o zehirli buğusu Evet isyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı Bu sevda biraz nadan Biraz da hıçkırık tadı Pencere önü menekşelerinde her akşam Dağlar sonra oynadı yerinden Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı Yani ben seni sevdiğim zaman Ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın Yine de Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet kaybetmek için erken sevmek için çok geç |
Bir Sana üzülüyorum...
meşru müdafaa mı sayılıyor gidişin?
altın taclar takılı berivanlar bezedim bu yazmalara.. şimdi gülüyorum hasır sandalyelere her oturduğumda biraz daha gerilip genişliyorlar. ve ben idam sephasına beş kala voltalardayım. o yüzden bir oturup bir kalkıyorum. şimdi alıp o yazmaları bakmaya kalkışma. berivanları da,altın taçları da sewdam dokudu gözleriyle.. ince iş yani,hani ben düşlerin prensesiyim ya.. devamlı bir devir hali var şu paslı çarklarda etim eziliyor dişlilerin arasında.. hani ugruna dünya yakacağın tenim.. nasıl bir anlamı olabilirki bu bekleyişin? kendimi anlamıyorum,sense anlamaya hiç kalkışma.. kadınım ben,anneyim,sevgiliyim,dostum.. senin gidişin neyin arayışıydı böyle? ozanlar da agıdın son dizesine serpiştiriyorlar isimlerini.. ben bu aşkın hangi dizesine adımı koyayım? eciş bücüş bir yazgının mı son sillesi bu? kendimi anlamıyorum.. oysa kleopatra olsa anlardı. şimdi gülüyorum kapıyı çarpıp gidişine hasır sandalyeler de gülüyor,kleopatra da gülüyor bir sana üzülüyorum biliyor musun? bir edineceğin pişmanlığa üzülüyorum |
Affet Ya Rab,affeder Misin?..
Ravza' nın başında açsam ellerimi, yaşla dolsa avuçlarım, Ol güller gülü şefaat etse, sıratın yol olur, geçer mi ayaklarım, Gece yarısı dönsem KABE' ne , secdelerde kaçsa uykularım, KERİM sensin, KARİB sensin, affet Ya Rab. affeder misin, Yüzü karaları biz ahir zamanın, Ya Rab , sen bilirsin, sen bilirsin.. Adem'i cennetinden eden günah, bizde dizi dizi, Kapına geldik gaflet girdabında boğma bizi, Haramdan uzak kıl , nurunla doldur gönüllerimizi, Yüzü kara kuluz ahir zamanın, Affet Ya Rab.affeder misin "KUDDÜS"sün, "KAFİ"sin Ya Rab.sen bilirsin, sen bilirsin.. Yüklemezsin ya Rahman, taşınmaz yükü, kuluna, Biz ki daldık nefse uyduk , dünyanın alına puluna, Can kurban diyemedik , şehadet olsa da yoluna, Yüzü karaları, biz ahir zamanın, Affet Ya Rab.affeder misin Merhametin bol, Kadirsin Ya Rab.sen bilirsin, sen bilirsin.. Müslümanın kanı akar, gafil memnun etmede yarışır, şeytanı, Bedenle yaptıysan ölür, ruhun verecek kabirde hesabı, Cehennem kükrer, nasıl isyan edersin rabbime, gel yakayım, Musalla taşında helallik verilsin, kul hakkından ak olayım, Ol Habibin , "ÜMMETİ" derse, şefaate nail eder misin, MALİKİ YEVMİD-DİN sen, HASİB sensin, sen bilirsin, sen bilirsin.. Dostlar bir bir azalıyor, yağdı yağacak ecel yağmuru, Kime yar oldu dünya, alıp gider gençliği şöhreti gururu, Şeytan şirin gösterir dünyayı, nefis esir eden, kötü illet, Kansız öldüren, gönüller yıkan ,dillerimize hayır söylet.. Yüzümüz yok, ama pişmanız, Ya Rab.affeder misin, "RABBİL ALEMİN"sin,, "RAHMAN-RAHİM"SİN.sen bilirsin, sen bilirsin.. Elemleri , artıran emellerimize fren ver, Şeytandan uzak et , o nefsine uyan gafili sever, Ter dökmek lazım, gözyaşı ile her ateş sönmez, Aklı olan görürde , nimetlerine nasıl şükretmez, Huzurunda elpençeyiz..affet Ya Rab.affeder misin, "KABİL"sin, "KADİR"sin ,Ya Rab.sen bilirsin, sen bilirsin. Zevkle işleriz günahları , dualarımız kısacık yavan, Ölümü unutturma , çöz dillerimizi, kabir sıktığı zaman, Gençlik ne çabuk geçer, ihtiyarlık uzun mu sanırsın, İlmi gençken dik, ihtiyarlık da meyvesine doymazsın . Tövbe derde, yine sapıtırız, Ya Rab. affeder misin, "MUCİB"sin, "GAFFAR"sın , Ya Rab.sen bilirsin, sen bilirsin. Zalim zavallı, ona sığınak yok, vicdanı onu boğar, Musibetlere sabır bitti mi, dini, ahlakı kovar, Neyi sevsen dünyada, hepsine veda edeceksin, Elinden geleni yap , gün gelir hesap vereceksin.. La ilahe İllallah derse kulun , cennetine kabul edersin, La ilahe İllallah" La ilahe İllallah, La ilahe İllallah Rahman Allah, Kadir Allah, Sübhan ALLAH. Kurtuluşumdan endişem var, affet Ya Rab. affeder misin, "AHKAM-ÜL HAKİMİN" sensin ,Ya Rab.sen bilirsin, sen bilirsin.. |
Efendim..
Efendim***8230;
Sen bir gece gelseydin, güneş görmüş kar tanesi olur, erirdim. Sen göğüm olurdun, ben de yıldızın***8230; gündüzlere döner, yürür giderdim. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, kuru ağaçta sallanan yaprak olur, titrer dururdum. Sen toprağım olurdun, ben de yaprağın***8230; dalda durmaz düşer, sana dokunurdum. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, ılık bir meltem olur, köşe bucak demez eser dururdum. Sen gülüm olurdun, ben de bülbülün***8230; sana söyleyecek yüzlerce nağme bulurdum. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, çok çiçekli bahar olur, sana koşardım. Sen dalım olurdun, ben tomurcuğun***8230; rüyasına girerdim bin bir çocuğun. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, bulutuna kavuşmuş yağmur olur, seni arardım. Sen yuvam olurdun, ben yavru kuşun***8230; uçar gelir, kenarına konardım. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, sahilini bulmuş dalga olur, dururdum. Sen denizim olurdun, ben de tek damlan***8230; büyüklüğünde küçüklüğümü bulurdum. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, yıldız yüzlü bir çocuk olur, yine beklerdim. Sen çiçeğim olurdun, ben kelebeğin***8230; kırılsa kanadım, gölgende emeklerdim. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, parmaklarından akan suyu kana kana içerdim. Sen pınarım olurdun, ben yanık kuzun***8230; içtikçe kendimden geçerdim. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin, aşkınla hilal olur, parçalanırdım. Sen güneşim olurdun, ben de yıldızın***8230; ışığını aldıkça aydınlanırdım. Efendim***8230; Sen bir gece gelseydin. Bir kerecik gelseydin***8230; yok yok! Keşke her gece gelseydin***8230; |
Inci Yaşlari...
GÖZLERİNDEKİ İNCİ YAŞLARI ARTIK NE OLUR SİL EFENDİM SUSUZ GÜLLRİ SULADI GÖZYAŞIN BİR LAHZA OLSA DA GÜL EFENDİM SEN BIRAK ÜMMETİN AĞLASIN HER GECE SEN GÜL NE OLURSUN BENİM GÖZLERİMİN PINARI KURUSUN SEN GÜL NE OLURSN AÇLIKTAN MİDENE BAĞLADIGIN TAŞI GÜNAHKAR BAŞIMIN OLSUN TACI SENSİZLİK ZATEN EN BÜYÜK ACI MELEKLER SİLSİN GÖZYAŞINI SEN BIRAK ÜMMETİN AĞLASIN HER GECE SEN GÜL NE OLURSUN BENİM GÖZLERİMİN PINARI KURUSUN SEN GÜL NE OLURSUN... |
Anla Sevgili...
Aşkınla parçalanan gönül penceresinden
Sevda rüzgarlarıyla esiyorsun bağrımda Sevgini soluyorum aldığım nefesimde İçimdeki sevgimi sevdamı anlasana Nar gibi yüreğimi sevginle kavurursun Gönül bağımı yakar külümü savurursun Sevgi değirmeninde taneye çevirsin İçimdeki sevgimi sevdamı anlasana Bülbülleri susturur yüreğimde figanım Sarsılıyor aşkınla acizane bedenim Artık gönül bahçeme aşk eker gam biçerim İçimdeki aşkımı sevdamı anlasana Sevgili uykudadır duymaz gönül sesimi Dağlara yazacağım aşkımın çilesini Bitap düştü bedenim duy sevgili sesimi İçimdeki aşkımı sevdamı anlasana Ah.!çekinde kalbime derin sızılar girer Feryadımdan yıldızlar dökülür birer,birer Yüreğinde sevgilim merhamet varsa eğer İçimdeki aşkımı sevdamı anlasana |
|
|
|
.........
--------------------------------------------------------------------------------
Ne Çoktuk Oysa ***8220;Yokluk***8221; Zamanlarımızda Bakma şimdiki hiçliğimize Ne çoktuk oysa 'yokluk' zamanlarımızda Sen doğardın Güneşli bir sonbaharda Ben doğardım sonra ***8220;Biz***8221; olurduk her yerde Bizim olurdu bütün alem Sen yanımdaydın Kendine katardın beni ***8220;Biz***8221; olurduk sonra Yağmur bereketi damlardı gözlerimizden Zemheri buzlarını eritirdi avuçlarımızdaki ateş Varlığın varlık sebebim olurdu Ellerin ellerimdeydi Elele olurduk/çoğalırdık ***8220;biz***8221;e imrenirdi kumrular Sevda dökülürdü parmaklarımızdan Kardelenler boy verirdi karakışlarda Bembeyaz şiirler doğururdu kapkara gecelerimiz Ellerin ellerim olurdu Sen gülerdin Güldükçe güzelleşirdi kainat ***8220;biz***8221; olurdu tebessüm adına ne varsa Binlerce kelebek olurdu gülüşlerin Güller çiçeklenirdi gamzelerinde Serçelerin kanatlarında uçuşurdu sevdamız Gülüşlerin gülüşüm olurdu Konuşurdun Yıldızlar dile gelirdi gökyüzünde Dile gelirdi kelam adına ne varsa ***8220;biz***8221;i konuşurdu cümle alem Her sözünü yüreğime yazardım Harf harf kazırdım seni içime Sözlerin şiirlerim olurdu Bakma şimdiki hiçliğimize Sen doğardın Bir Eylül sabahında Çokluk olurdu Bereket olurdu beraberliğimiz Anlatacak ne çok şeyimiz Yaşanacak ne çok günümüz olurdu Ellerini gülüşlerini sözlerini aldın ya ***8220;biz***8221;i aldın ya bizden Gittin ya Yoksun ya şimdi Yokluğun da yokluğum oldu Sahipsiz zamanların çıkmaz yollarındayım şimdi Oysa Ne çoktuk ***8220;yokluk***8221; zamanlarımızda |
Farkında mısın?..
Beşerin temeli, bir küçük cenin, Can vermeye gücü yetmez kimsenin, Kâinat denilen, dev değirmenin, Suyu nerden gelir, farkında mısın ? Yıldızlar bir adım yolundan şaşmaz. Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz. Karıncanın yükü, boyunu aşmaz. Bunca dengelerin, farkında mısın ? Bu dünya, uzunca bir yolun başı, O mezar dediğin, bir sınırtaşı, Ömür, iki günlük îman savaşı, Her an bitebilir, farkında mısın ? Senin sahibin var, yokluğa kanma, Sana senden yakın, uzakta sanma, O'na tüm kâinat, dar gelir amma, Bir gönüle girer, farkında mısın ? Cehâlettir, O'nu inkâr nedeni, Ne mümkün görmemek, O var edeni, Beyin yönetirken, bütün bedeni, Beyni kim yönetir, farkında mısın ? Etrafına bir bak, gör nicesini, Gel de çöz, şu insan bilmecesini, Bazen, ömür bile, tek hecesini, Çözmeye yetmiyor, farkında mısın ? Kimi, kibir denizinde boğulmuş, Kimi, minnet ile, kula eğilmiş, İnsan olabilmek, kolay değilmiş, O kutsal savaşın, farkında mısın ? Kimi, servetini, sefâya sermiş, Kimi zekâtını, dürüstçe vermiş, Kimi, bir lokmanın, şükrüne varmış, Gerçek zenginlerin, farkında mısın ? Kimi, imân eden, kula çatarken, Korkulara düşer, güneş batarken, Kimi, ona buna, akıl satarken, Kendisi muhtaçtır, farkında mısın ? Kimi, şans ve talih peşinden gider, Durmadan kadere sitemler eder, Böylesi kullara, neylesin kader ? Ekmeden biçen yok, farkında mısın ? Ömürler, mevsimler gibi dönerler, Mumlar, yanar yanar, biter sönerler, Yapraklar, sararıp, yere inerler, Toprağa dönerler, farkında mısın ? ''Aşk'' sözcüğü, günümüzde karmaşa, Aşklar var, bir gaflet, bir kara maşa, Ama, bir aşk var ki; gelince başa, Ölüm kavuşmaktır, farkında mısın ? İnsanlar, el ayak, kol, kafa, beden, Hiçbiri birine benzemez neden ? Bir güç, bir irâde var ki, hükmeden, Dört yanını sarmış, farkında mısın ? Gece gündüz, boş hayaller kurarsın, Kendi gafletine ortak ararsın, Çıkmaz sokaklarda, adres sorarsın, Oysa, adres sende, farkında mısın ? Yaşamak, kalbine korku salarken, Ümitsizlik batağına dalarken, Teselliyi, kadehlerde ararken, Seni Yaradanın, farkında mısın ? Nice güzel renkler, dünyayı sarmış, Siyahın yanında, beyaz da varmış, Parmakların, kalem tutar, yazarmış, Elin, kolun varmış, farkında mısın ? Pembe beyaz açan bahar dalını, Mor dağların, yeşilini, alını, O kelebeklerin, ipek şalını, Gören gözün varmış, farkında mısın ? Sonsuzların bile, ömürleri var, Sanma ki, saltanat, kurumaz pınar, Mal, canın yongası olsa ne çıkar ? Gölgeler fânidir, farkında mısın ? Yorgun yüzlerdeki, derin izlerde, Sevgiye susamış, muhtaç gözlerde, Boğazlara düğümlenen sözlerde, Ne feryatlar gizli, farkında mısın ? İlaçtan çok, dost gerekir hastaya, O dost yazılır, yüce listeye, Bir gönül köprüsü, kuran ustaya, Ücreti kim verir, farkında mısın ? Tatlı dil, güçlüdür, demir çelikten, Yılan bile duymuş, çıkmış delikten, İnsanlara özgü, bu incelikten, Kimler hisse almış, farkında mısın ? Namus şeref derler, elle tutulmaz, Şan şöhretle, para pulla satılmaz, Kumar çöplüğüne, asla atılmaz, Atıp satanlar var, farkında mısın ? Eğer varsa kulda, vicdan yarası, Karışır, servetin akla karası, İnsan ömrü, iki nefes arası, Kaç adımlık yoldur, farkında mısın ? Sen, fakir arkadaş, düşünme derin, Bin türlü derdi var, o zenginlerin, Darılıp küstüğün, kendi kaderin, Sana siper olmuş, farkında mısın ? Dinle ki, genç ana, bu sözler sana, Böyle yazdım diye, darılma bana, O yavrun sevgiden, şevkatten yana, Biraz aç görünür, farkında mısın ? Aklı tutsak eden, dar sınırları, Geç de gör, âlemde nice sırları, Yazan, yazmış amma, bu satırları, Neden, niçin yazmış, farkında mısın ? |
Biraz Uzak Dur Benden Bugün...
Biraz Uzak Dur Benden Bugün Hic Bir Söz Söyleme, Duymasın Kulaklarim Dediklerini Bakma Gözlerime Öyle, Götürme Beni Uzaklara, Hayaller Ucusmasin, Umutlar Dogmasin Yeniden.. Gülmek Istemiyorum Bugün, Icimden Gelmiyor Iste Öylesine Gülümsemek... Sadece Biraz Sessizlik, Sadece Biraz Sensizlik Aslinda.. Acma Gönlümün Penceresini, Yine Gelip Oturma Kalbimin Bas Kösesine.. Sadece Sus Biraz Öyle Ve Bakma.. Yine Gideceksin Cünkü O Yüzdendir "Gelme" Deyişim. Zor Oluyor Artik Imkansiz Gibi Aci Veriyor.. Gidisinin Ardindan Kendimi Avutamamak Zoruma Gidiyor Birine Baglanmak; Benim Olmadigini Bile Bile Benimsemem Gücüme Gidiyor Farkindayim, Aci Olan Bu: Herseyin Farkindayim Ben Sana Aidim Ama Biliyorum ki Sen Bana Ait Degilsin Gitmek Istediginde "Dur" Deme Lüksüne Sahip Degilim Ben Ama Geldigin de Gidecegini Bildigim Halde, Kendimi Biraz Daha Bitirecegimi Bildigim Halde, Sana "Git" ' de Diyememek Agir.. Gelme Diyemem, Biliyorsun Ama Anla! Gelme ki Yine Gitmeyesin... Bakma ki Gözlerini Yine Benden Cekmeyesin.. Gülümseme ki Bir Daha Beni Gülüsünle Kandirmayasin Git Demiyorum Sadece Gelme! |
Utanmadin Mi?...
Kör-kütük sevdamın kadehlerini;
Sahipsiz koyarken utanmadın mı!? Bir gece yarısı hicran taksimi; Çığlığım duyarken utanmadın mı!? Vakitli vakitsiz adımı andın; Bir veda herşeyi halleder sandın; İhanet namına kaç kere kandın; Şeytana uyarken utanmadın mı!? Günahın meyli var hecelerinde; Kızılcık şarabı gecelerinde; Melanet dağının yücelerinde; Aşkımdan cayarken utanmadın mı!? Bir zaman dermandın kedere gama; İlk defa tutmuyor sökülen yama; Ağlamak yakışmaz bilirim amma; Yanaktan kayarken utanmadın mı!? Bülbülün feryadı güllerin âhı; Diz çöktü önünde sultanı, şâhı; Derbeder gönlüme hasret nikâhı; Dilinle kıyarken utanmadın mı!? |
........dikeni Yarali Gülü Yarali......
Yanık türkülerin nazlı gelini Keşke görmeyeydim şu son halini Çileler nasıl da bükmüş belini Yüreği yaralı seli yaralı Dostum dedikleri kadrin bilmemiş Karaymış ne yazık; bahtı gülmemiş Bıkmadan beklemiş canan gelmemiş Mızrabı yaralı teli yaralı... Kaybolmuş yanaktan gülce daneler Ak gerdan üstünden o nişaneler Tüketmiş ömrünü almış seneler Baharı yaralı yeli yaralı Çökmüş omuzları sararmış yüzü Dağ inmiş sineye nemlenmiş gözü Bahar mevsimini eylemiş güzü Dikeni yaralı gülü yaralı... |
Umutların Mezarlığı Oldu Masum Yüreğim...
Nasıl olduğunu anlamadan sen gelmiştin yüreğime,
En güzel yerine kurulmuştu sevdan. Bayram yerine dönmüştü yüreğim, Çocuklar gibi şendim. İçim içime sığmıyordu. Biliyor musun gelişin papatyalar açtırmıştı yüreğime. Kimi zaman korkumdan ağlardım da öyle sulardım papatyalarımı. Sen güneşimdin. Sana doğru yönelirdi çiçeklerim. Sana muhtaçlardı daha da güzelleşebilmeleri, Büyümeleri için. Ama bir gün geldi sen çekildin bulutların arkasına, Seni göremez oldular. Benim gözyaşlarım daha da arttı. Korkularım meğer gerçeklerdi. Evet seni ben getirmiştim yüreğime, Ama sen gelmemiştin. Hatta gelmeyecektin. Ağladım,ağladım,ağladım***8230; Papatyalarımın boynu büküldü, Yaprakları bir bir düştü. Sen gelsen de,güneşini göstersen de artık ne fayda. Öldüler,yok oldular. Umutların mezarlığı oldu masum yüreğim.. |
Bölünen AşK....
Yıllara sığmayacak aşkımızı Baharında yakalayıp Yaza yargıladılar Sonbaharındı diyerek Kışa ayrılık cezasi Mevsim mevsim böldüler Mevsimsiz sever diye Aydan aya Ne olur ne olmaz diye Haftalara İşi şansa bırakmamak için Günden güne böldüler. Bütün gün aklımda Hayallerimdesin diye Rüyalarımı unutup Günümü Gece ile böldüler. .Dilerlerse saat ,saat farketmez dakika ,dakika bölsünler her saniye aklımdasın |
MeNdİl
Mendilin üstüne derdimi saçtım Yârim Üsküdar***8217;dan n***8217;olur gel hele Kayığın üstüne gölgemi açtım Şemsiyem elimde gel de bul hele Mendilim elimden yerlere düştü Ucunda oyalar derdimden pişti Bu ayrılık inan gönlümü deşti Haydi gel babamdan gel beni dile Vermezse yüreğim döner ateşe Kalır mı yüzümde sensiz bir neşe Ben sana mahkûmum ay da güneşe Sensiz geçen günüm çiledir çile |
Haziranda Ölmek Zor
orhan kemal'in güzel anısına işten çıktım sokaktayım elim yüzüm üstümbaşım gazete sokakta tank paleti sokakta düdük sesi sokakta tomson sokağa çıkmak yasak sokaktayım gece leylâk ve tomurcuk kokuyor yaralı bir şahin olmuş yüreğim uy anam anam haziranda ölmek zor! havada tüy havada kuş havada kuş soluğu kokusu hava leylâk ve tomurcuk kokuyor ne anlar acılardan/güzel haziran ne anlar güzel bahar! kopuk bir kol sokakta çırpınıp durur çalışmışım onbeş saat tükenmişim onbeş saat acıkmışım yorulmuşum uykusamışım anama sövmüş patron ter döktüğüm gazetede sıkmışım dişlerimi ıslıkla söylemişim umutlarımı susarak söylemişim sıcak bir ev özlemişim sıcak bir yemek ve sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler çıkmışım bir kavgadan vurmuşum sokaklara sokakta tank paleti sokakta düdük sesi sarı sarı yapraklarla birlikte sanki dallarda insan iskeletleri asacaklar aydemir'i asacaklar gürcan'ı belki başkalarını pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim dökülüyor etlerim sarı yapraklar gibi asmak neyi kurtarır sarı sarı yaprakları kuru dallara? yolunmuş yaprakları kırılmış dallarıyla ne anlatır bir ağaç hani rüzgâr hani kuş hani nerde rüzgârlı kuş sesleri? asılmak sorun değil asılmamak da değil kimin kimi astığı kimin kimi neden niçin astığı budur işte asıl sorun! sevdim gelin morunu sevdim şiir morunu moru sevdim tomurcukta moru sevdim memede ve öptüğüm dudakta ama sevmedim, hayır iğrendim insanoğlunun yağlı ipte sallanan morluğundan! neden böyle acılıyım neden böyle ağrılı neden niçin bu sokaklar böyle boş niçin neden bu evler böyle dolu? sokaklarla solur evler sokaklarla atar nabzı kentlerin sokaksız kent kentsiz ülke kahkahanın yanıbaşı gözyaşı işten çıktım elim yüzüm üstümbaşım gazete karanlıkta akan bir su gibi vurdum kendimi caddelere hava leylâk ve tomurcuk kokusu havada köryoluna havada suçsuz günahsız gitme korkusu ah desem eriyecek demirleri bu korkuluğun oh desem tutuşacak soluğum asmak neyi kurtarır öldürmek neyi yaşatmaktır önemlisi güzel yaşatmak abeceden geçirmek kıracın çekirgesini ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak ah yavrum ah güzelim canım benim / sevdiceğim bitanem kısa sürdü bu yolculuk n'eylersin ki sonu yok! gece leylâk ve tomurcuk kokuyor uy anam anam haziranda ölmek zor! nerdeyim ben nerdeyim ben nerdeyim? kimsiniz siz kimsiniz siz kimsiniz? ne söyler bu radyolar gazeteler ne yazar kim ölmüş uzaklarda göçen kim dünyamızdan? asmak neyi kurtarır öldürmek neyi? yolunmuş yaprakları ve kırılmış dallarıyla bir ağaç söyler hangi güzelliği? kökü burda yüreğimde yaprakları uzaklarda bir çınar ıslık çala çala göçtü bir çınar göçtü memet diye diye şafak vakti bir çınar silkeledi kuşlarını güneşlerini: «oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun, memet, memet!» gece leylâk ve tomurcuk kokuyor üstümbaşım elim yüzüm gazete vurmuşum sokaklara vurmuşum karanlığa uy anam anam haziranda ölmek zor! bu acılar bu ağrılar bu yürek neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar bu ağaçlar niçin böyle yapraksız bu geceler niçin böyle insansız bu insanlar niçin böyle yarınsız bu niçinler niçin böyle yanıtsız? kim bu korku kim bu umut ne adına kim için? «uyarına gelirse tepemde bir de çınar» demişti on yıl önce demek ki on yıl sonra demek ki sabah sabah demek ki «manda gönü» demek ki «şile bezi» demek ki «yeşil biber» bir de memet'in yüzü bir de güzel istanbul bir de «saman sarısı» bir de özlem kırmızısı demek ki göçtü usta kaldı yürek sızısı geride kalanlara nerdeyim ben nerdeyim? kimsiniz siz kimsiniz? yıllar var ki ter içinde taşıdım ben bu yükü bıraktım acının alkışlarına 3 haziran '63'ü bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta bir kırmızı gül dalı iğilmiş üzerine yatıyor oralarda bir eski gömütlükte yatıyor usta bir kırmızı gül dalı iğilmiş üzerine okşar yanan alnını bir kırmızı gül dalı nâzım ustanın gece leylâk ve tomurcuk kokuyor bir basın işçisiyim elim yüzüm üstümbaşım gazete geçsem de gölgesinden tankların tomsonların şuramda bir çalıkuşu ötüyor uy anam anam haziranda ölmek zor! |
Baba Bana Bağırma
yol ıslanmasın diye şemsiye açanlara... baba bana bağırma bülbülleri kaçırdın ormanlarımdan kulaklarımın kapılarını havalara uçurdun kapılar baba kapılar pencereleri alıp gittiler tenorlar kaçtı ses tellerinden çevreye saçıldı yavru diktatörler seni ne sopranolar istedi de vermedik baba baba bana bağırma bayrak direklerine konan kartalları anlat uzun uzadıya nasıl da göremediler avcıları o keskin gözleriyle vah hah ha şans yıldızlara özgü bir yalan baba yıldızlara tükürüp tükürüp onları gezegen yaptınız savaşan halklar taktınız dünyanın boynuna yalanları yazdım defterime hiç unutmadım radyasyonu radyo istasyonu sanan Bakanları çiğleri, Meclis tavanını çiğ köftelerle çiğneyen doğum sonrası acılarını cüce ülkeler doğuran kadınların hiç unutmadım sakallarını yüzlerinde yüzlerini sakallarında unutan adamları ve ısırgan tarlalarındaki parçalarını Uğur Mumcu'yu biz yapan bombanın hiç unutmadım uzak yakın tüm tuzakları baba yolun ezdiği oyuncak bir kamyonsun sen bir gam ağacısın kar yüküne dayanamayıp kırılan ilkbaharı gerzeklere ödünç verdin geri getirmediler güneşin başına gelenleri biz ilkbaharsız nasıl anlarız baba baba bana bağırma bir kulağımdan giriyor sözlerin öbür kulağımı tıkıyor Buenos Aires'te olsaydım diyorum içimden Eva'nın peronunda karanlıktan kuşlar çalan bir tren bir bıçak kaçağı tangonun bacaklarını havaya kaldırdığı kentte ama iyi ki buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan burada bilginin bilgisizlikten daha çok acı verdiği yerde burada, tam karşında hapisanelerde hintyağı gibi bir şeydi zaman hastanelerde pıhtılaşmış kan gemisi gibi yol alırdı saatler karılarının namuslarını dillerinde saklayan adamlar vardı bir taraflarda televizyon kanallarında yitirilen çocuklar gökyüzüne düşmemek için denize yapışan balıklar ve depolara indirilen Lenin heykelleri vardı Sovyet Rusya'da kafandaki duvarları niye cebine koymuyorsun sen baba baba bana bağırma farkında değilsin arkasını ezilenlerin yaladığı bir posta puludur dünya bir kara delik yutana kadar uzayda bizi asansör boşluğuna itilen bir ****sin sen söylemenin tam sırası ülkeyi bu duruma senin oy verdiğin partiler getirdi baba ama ben buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan bir yaşamlık kaygı duruşundayım yakın tarihimiz için baba bana bağırma bacağından vurulursa bir şiir nereye kadar gidebilir bana bağırma baba kendine bağır yoksa her şey bitebilir |
...canin Sağolsun....
Gülleri sen al... Razıyım ben dikenlere. Sabahlar senin olsun, Varsın akşamlar yağsın üstüme..... Çıkarsızdır sevgi... Her şartta dimdik ayaktadır. Hak etmeyen, gidenlerdir... Geride kalıp üzülenler ise Günü geldiğinde bahtiyardır..... Bizimkisi buna benziyor biraz. Yani sen gidiyorsun, Ben kalıyorum... Yollarına dualar ektim, açık olsun! Kayıtısız- şartısızdır sevgim... Canın sağolsun ey giden! Seni hala seviyorum..... |
Sen Sölemeden De Biliyorum...
Seziyorum ki kaçacaksın.. Yalvaramam koşamam Ama sesini bırak bende Biliyorum ki kopacaksın Tutamam saçlarından Ama kokunu bırak bende Anlıyorum ki ayrılacaksın Çok yıkkınım yıkılamam Ama rengini bırak bende Duyumsuyorum ki yiteceksin En büyük acım olacak Ama ısını bırak bende Ayrımsıyorum ki unutacaksın Acı kurşun bir okyanus Ama tadını bırak bende Nasıl olsa gideceksin Hakkım yok durdurmaya Ama kendini bırak bende. |
Demedim Mi?....
Demedim mi bu hasret bitirir seni Ay dolanır gider, yalnız kalırsın Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın Demedim mi yüreğim sevme! İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz.... Geri dönen hangi güvercinin var? Senin hangi çiçeğini sakladı bahar? Demedim mi aklım, inanma! Bir gün naza çeker kendini demedim mi? Görmesen zindana döner bu şehir... Görsen, umursamaz, aldırmaz kafir Demedim mi gözlerim bakma! Demedim mi bu ürperten sıcaklık... Bu taze güzellik kaybolur birgün? Sonra boşu-boşuna aranır, dövünürsün Demedim mi ellerim dokunma! Demedim mi bir gün susar şarkılar Sesine ses veren rüzgar olur... istediğin kadar artık bekle dur... Demedim mi kulağım duyma! Birgün çıkıp gideceği belliydi Ayan-beyan belliydi anlayamadın. Başka bir rüyada şimdi o kadın Demedim mi kollarım sarma! Bütün çektiklerim senin yüzünden Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden Ah! şimdi paramparça oldun binbir yerinden Demedim mi gururum kırılma! |
Sitem..........!!!!
Perişan yaşadım gittin gideli, Sende acıları tanıyacaksın***8230; Bana çektirdiğin sevda bedeli, Dilerim karalar bağlayacaksın***8230; Bir dünya kurdunki viranelerden, O mekanda asla, olmayacaksın, Gönülsüz yaşarım ne gelir elden, Rastlarsan, halimi sormayacaksın***8230; Ateş benden yanar, kahrıma düşse, Erirsin yüzüme bakmayacaksın, Bu vefasızlıkla bahtın gülmüşse, Sende vicdan yokmuş, takmayacaksın***8230; Ahmet Günbay Yıldız |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:03 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team