![]() |
Hüznün Rüyası...
Bir Hüznü kapladın hayatımda ,
"Hüzün"denen kavram sen miydin aslında? Bunu düşünmeye başlarken , Ansızın bitti rüya. Güneşimdin söndün anında, Ayrılık rüzgarı esti aramızda, Beni süzen sevgi dolu bakışların, Nefret ile birlikte mi yaşıyor yoksa ? Hüznün rüya ile karmaşası zedeliyor yüreğimi. Üzülürken bir rüya yaşattın bana. Peki ya şimdi ? Bu bir veda değil,Elveda! Ne olur git artık. Çıkma daha fazla karşıma. Yaralama beni ... Ya da içimi iyice nefretle doldurma... Çelişki dolu hüznün rüyası , Hiç bitmez derdi tasası. "Seni Seviyorum" diyemeden, Koparır seni onun bu hırsı... |
Ah mümkün olsa
Ah! mümkün olsa acıdan sevinç sevinçten umut yapardım bölüp yüreğimi acılara dünyadaki bütün çocuklara sevgi satardım***8230; Ah! mümkün olsa rüzgar olur eserdim bozkırlarda dağ - bayır dolaşır, her akşam odalarına sızardım çocukların... üstlerini örter, alınlarından öper sonra bir masal anlatır usulca çekip giderdim... Ah! Mümkün olsa ağaç olurdum bozkırlarda her bahar yeşerip her yaz meyve verirdim çocuklara sonra döküp yapraklarımı sonbaharda rüzgarlarla savrulup giderdim***8230; Ah! mümkün olsa ulu bir çınar olurdum baharı yaşardım dört mevsim. yağmurlarla yıkayıp saçlarımı, rüzgarlarla kurulardım***8230; sevgiden bir elbise giyip, çocukları kucaklardım her kış! .. Ah! mümkün olsa soğuk bir pınar olurdum su verirdim bağrı yanmışlara kinleri, kötülükleri, acıları siler sevgiyle yıkardım yürekleri akıp giderdim diyar diyar***8230; Ah! Mümkün olsa toprak olurdum buğday yetiştirirdim bağrımda gül olur açardım bağ - bahçe yeryüzüne salardım kokumu***8230; yağmurun yağmadığı ülkelere billurdan damlalar dökerdim gözlerimden***8230; Ah! mümkün olsa bir balon gibi çocuklara verirdim dünyayı güneş olur doğardım yeniden her sabah masal olur rüyaları süslerdim sevgi olur, şefkatle kucaklardım çocukları ağlatmazdım anaları, babaları***8230; Ah! mümkün olsa savaştan barış barıştan insan yapardım acıdan sevinç sevinçten umut umuttan dostluk yapardım kurşun yerine çocuklara her sabah şiir atardım***8230; |
Ateşim Var Anneciğim
Bedenim kum torbasının içindeki Milyonlarca tanecikler gibiydi Gecenin dostluğu eşliğinde Bırakmıştım duygularımı İçi soğumuş taş betonlara... Seni arıyordum anneciğim Gelemeyeceğini duya duya Gölgelerimi yararak koşuyordum Kokunu alamayacağımı bile bile... Ateşim var anneciğim üşüyorum Boğazım değil bu defa Yüreğim anneciğim Yüreğimi taşıyamıyorum... Ellerim buz odasının içindeki Defalarca parçalanmış kristaller gibiydi Kalıplaşmış soğuk kelimelerin ardında Bırakmıştım ruhumu Aslı yıkılmış kale surlarına... Ateşim var anneciğim üşüyorum Boğazım değil bu defa Yüreğim anneciğim Yüreğimi taşıyamıyorum.... |
Kenarsiz Yüzeyler
Sesim sensizliğin nehrinde akar, En bilmediğim duygular, tanışık şimdi. Vakit ya hiç geçmemiş yada hiç gelmedi üstümden/üstüme Geçmişle geleceğin arasına teğetlenmişim. İlkin kirpiklerinin gölgesinde serinlendim; Lavlı bir kraterden sana akarken, İçim bakışlarınla ısındı sonra, merkezine düşerken... Bir geçmiş düştü sol elimden bilmediğim bir yere, İzinsiz duygular hecelendi gelmemiş günlerin anılarında, Resmin çiziliverdi birden gönül duvarlarıma... Suların aktığı yönedir yönelişim, Eski günler koşuyor önümde dolu dizgin, Ve tersine esiyorum şimdi, Güllerin açıldığı ıslak gözlerine ben. İlişikte sevgim var hiç tadılmamış, Leyleklerin gökyüzü özgürlüğünden alınmış; İlk uçuşum var sana.... Sana rüyalarımın karelerini getirdim. Elimin diğerinde de gündüzlerimdeki dalışlarım var sana. Ne anlatılmazmış bu, baksana saatlerimin tanımlarına... Sokaklar hep bir adres mi taşır uzaklara? Elenir mi gökler gri bulutlardan? Verir mi bana seni,mavi sevdalar? Giyer miyim senli günleri bu kış? İğneler hangi soruları olumlu işleyecek çeyizlerine? Levhalar hep bir yöne işaretlidir; İsmine remzeden yollardayım ben... |
Sensizlik...
Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok.
Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum, seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim, sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim, kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda... Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum, imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni, hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum... icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum! Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi... Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum... Anlamsiz ve cevapsiz sorular hihzirca siritiyor, ben görmemeye calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil... Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani, kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini, sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi, dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum... Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana... Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde, gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi... Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki? Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana... Gittin! Belki de hic gelmemistin ben, geldigini sandim... Ayak uyduramadim yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim... Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin; dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum... Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin, üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum... Yüregindeki kadin ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum? Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim... Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim? simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim gittigini, ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum... Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi, suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak... Söylesene unutulmak kime yakisiyor? Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ... Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin... |
Ayrılık cagrafyasında pusulasız yalnızlıklar
Git, git aynı yer, dolaş, dolaş aynı hava, su; aynı toprak. Koş, koş, çıkmaz o aynı sokak. -Sensizliğin coğrafyasında pusulasız bir yalnızlık düşün- Özlemler yüklendikçe düşüncene ağır gelir yerlere eğilir başın. Çaresizliğin resmidir çizdiğin üstüne; -ve sürünürsün- üstüne sokaktaki her bir taşın!.. -Ayrılığın coğrafyasında pusulasız bir yalnızlık bu- Yokluğun sarpa sarayında soytarı bir kral ya da hiç yolcusu olmayan hayalet bir hancısındır artık! Kimsindir, nesindir, neredesindir?.. Zaman geçmek bilmez aramakla benliğini. Tek düş***8217;ün de yoktur düşündükçe sana hatırlatacak senliğini... Ayrılığın coğrafyasında pusulasız bir yalnızlık düşün. Efkarının sığındığı cam limanlarda suya düşer gülüşün |
Adı Hüzün Olsun...
Adı hüzün olsun bu gerçeğin. Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin Ve senden sonraki yaşantımın, Adı hüzün olsun! Öteki renklerini aldığın, Tek mevsimlik dünyamın, Ve senden bana kalanların, Rotasız başlayan yolculuğumun, Her limanda yüzleştiğim sensizliğin, Adı hüzün olsun! Bir türlü gelmeyen geleceklerin, Bir yarısı sende kalan geçmişin, Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin, Adı hüzün olsun! Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın, Azalan ideallerimin, Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların Birbirine benzeyen her günün Adı hüzün olsun! Aklımda kalan şarkı sözlerinin, Anılarını sakladığım kirli odamın, Yağan yağmurun, Cama dayanmış soluk yüzümün, İçimde ağlayan çocuğun, Adı hüzün olsun! Artık gelmeyeceğine olan inancımın, Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin, Sensizliğin, yarım kalmışlığın, Adı hüzün olsun! Değişmeyen şeylerin, Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların, Sadakatini elden bırakmayan gönlümün, İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının, Ve bu şiirin adı hüzün olsun! |
Gitmem gerek
Hep böyle sensiz mi bu şehir? Hep böyle ayrılık mı kokar? Hep geceye küskün müdür güneşlerim? Hep sevdaların sonunda ayrılık mı var?... ßir karar ver artık! Ya hayatını seç,ya kalbini.. Gecelerim ağlıyor gidişinden beri.. Ayrılık çalıyor saatlerim.. Ve öyle masum masum bakıyor çerçevendeki son resmim***8230; Rüzgarlar kan çanağına dönmüş, nedir bu ayrılık bu kararsızlık! Ağaçlar hayata küsmüş, açmıyor çiçekleri, nedir bu kimsesizlik bu yalnızlık! Güneş yerini bulutlara bırakmış, nedir bu karamsarlık!! Küçüğüm.. Ufak bir veletim kiminin gözünde.. Kiminin gözünde kocaman bir kız. Kimi bana şaşkınlıkla bakar, kimi tanımaz geçer önümden.. Kimi sevdayla,aşkla yoklar beni, kimi ise umursamaz güler geçer. Dedim ya, küçüğüm ben.. Ne yapsalar anlamam.Safım ben***8230; Çayım soğumuş, içmem gerek.. İzin ver gideyim. Al kalbimi de,senin olsun. Ama izin ver bari bedenimi götüreyim.. Hep böyle sensiz mi bu şehir? Hep böyle ayrılık mı kokar? Hep geceye küskün müdür güneşlerim? Hep sevdaların sonunda ayrılık mı var?... Küsmüş şehir geceye.. Oysaki şehrimde, gecem de sendin,gündüzüm de! Gece***8217;mdeki ay***8217;mdın sen.. Gündüz***8217;mdeki güneş.. Oysaki şimdi şehir küsmüş geceye.. Ne yapsa ne etse nafile. Sigaramdaki külüm düştü düşecek. Gitmem gerek.. İçtiğim bir damla suyumda sen, kokladığım bir tutam çiçekte sen! Özledim şimdi zavallı yüreğini.. Hep zavallı gördüğüm için seni, zavallı büyüyorum şimdi! Üstüm ıslanmış yağan yağmurunda.. Gitmem gerek.. Aşk senden birkaç adım uzak.. ßirkaç beden büyük sana.. Tamamlamak isterdim yerini ama, şimdi gitmem gerek***8230; |
veda ritmi
Seninle aramızda sıkıştırılmış,yorgun, yüklemini bulmayan cümleler vardı. Savunmasız bekleyen cümleler, ilk hamlede yere düşüp dağılan... Şimdi sensiz hayatın veda ritmindeyim Yüklemini bulmayan cümleler gibi, Tek heceli bir veda.. |
Mola
Öykülerimin evinde Zamandan çaldığım dakikalarda Bir tını yükseliyor umarsızca... Hüzün yüreğimde ufalanıyor Bir coşku sızıyor savaşlarımın koynuna.. Dün ve yarının arsız çığlığında Bugünden aldığım saklı düşlerde Bir ses geliyor çocuk saflığında... Karanlık, ıssız dizelerimde parçalanıyor Güneş doğuyor kalenin surlarına... Hüzünle arşınladığım sayfalar Birlikte aşmadık mı ateş dağını? Eteklerindeki papatyalar Yüreğim kanamadı mı yapraklarınızda? Senaryonun en can alıcı sayfasındayım Yüreğimin hüzne küstüğü yerdeyim.... |
Yıldız Göğünde Güzel Ay Yine Ay
akşam vurdu .... soldu son karanfilin rengi bulutlar ardında kalakaldık mı yanımızda gam dilde çıtkırıldım bir efkar tozunu dumanını yuttuğumuz gençlik ey parmak uçlarımızda uçurum ıslığı şimdi sesin vardık geldik.. bir yerdeyiz bilinmedik heybede turkuaz gözlü o çocuk! avuçlarında gizli bahar yumruk yumruk daha dün değil miydi yok yere geceleri yırtıp diplerine taçsız sızılar diktik ve hangimiz derdi ki -öfkelenirdim bir biz eskimezdik tozunu dumanını yuttuğumuz gençlik ey parmak uçlarımızda uçurum ıslığı şimdi sesin akşam vurdu .... soldu son karanfilin rengi bulutlar ardında kalakaldık mı yanımızda gam dilde çıtkırıldım bir efkar kaldır başını şair.. bak! yıldız göğünde güzel ve ay yine ay |
Ey hayat,
Sen ki, Mahşeriyet-i zemheri! Bir bardak suda kopan fırtına, Tahtı payidar olamayan Kanuni! Yıkışımlar arasında bocalayan Koca çınar ağacı... Sen ki, Sebebi aşkların karabasanı, Bilinçaltlarının riyakar efendisi! İsyanların son basamağı! İçindeki karadeliği kapatamayan Hayali... Kendine bile söz geçiremeyen, Bir Zuhuri... Kaldı ki beni sahipleceksin! Ben hiç senin olmadım ki! Önce, Yarala elinden geldiğince, Sonra, Şirin gözükmeye çalış alabildiğine. Savaşsa,hodri meydan... Ne o eski toyluğum var üzerimde, Ne de bedenime serpilmiş ölü toprağım, Meczupluğum... Bilesin, Bu,alkış aldığın en son sahnendi... Rüyalarımda görmeye alıştığım, Mutluluk tablolarındaki fırça izlerine de, Benzemiyor artık yüzünün çizgileri, Zaten kaç yüzünü gösterdin ki bana Ve Kimbilir bilmediğim kaç yüzün var daha! Kaldı ki beni sahipleneceksin! Ben daha ölmedim ki! |
Nazım..
"bir tanem!
son mektubunda: "başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyorsun. "seni asarlarsa seni kaybedersem;" diyorsun; "yaşayamam!" yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı. ölüm bir ipte sallanan bir ölü. bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. fakat emin ol ki sevgili; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar nâzım'a! ben, alaca karanlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim, ve yalnız yarı kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim... karım benim! iyi yürekli, altın renkli, gözleri baldan tatlı arım benim; ne diye yazdım sana istendiğini idamımın, daha dava ilk adımında ve bir şalgam gibi koparmıyorlar kellesini adamın. haydi bunlara boş ver. bunlar uzak bir ihtimal. paran varsa eğer bana fanila bir don al, tuttu bacağımın siyatik ağrısı, ve unutma ki daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı." |
Ah bemila gittin kalbim acıyor
Ben seni dağ kokulu yaylalarda sevdim ceylan kaçışlım nergislerin ayışığına sevdalandığı seherlerde... özlemlerin dindiği nehirlerde sevdim soluğun soluğuma bahardı, soluğun soluğuma rüzgar kır çiçeklerini taşırdı içime her yaz... Gittin, zifir saçlarında unuttum hayatı... ay sustu, yıldızlar küs, sular dalgın, gönül dargın şimdi düşümde her gece bir orman yanıyor bir dağ kanıyor her sabah kalbimdeki acılardan yüreğime akan sızılı ırmaklar gibi, kanayan şiirlere bırakıp gittin ömrümü... Seni her özleyip duvarlara vurduğumda başımı kafam değil, kalbim acıyor ah! ... sen ki, ışık yüzlüm, güzel gözlümdün, nefesimin rüzgarıydın ömrümün baharı, gönlümün tek varıydın ah! şimdi hangi kıyıdan baksam rengi hüzündür aşkın. hangi güle sığınsam dikenler batıyor yüreğime... Ben seni ıpışıl suların aydınlığında sevdim gelinciklerin gelin edildiği bahçelerde Sen ki, Kelebeğim, akarsuyum, cangülümdün sen ki, bir yaylaydın gönlümün yangınlarına yaylalardan daha yeşil, yaylalardan daha serin yorgun düşmüş kervanlar gibi susuz çöllerde rehin bırakıp yollarına gözlerimi mavi sevinçlerimi de alıp yanına gittin.... Gittin, oturup bir köşede öylece ağladım, nehir oldu aktı gözlerim uzaklara özlemlerimi bile anlatamayacak kadar uzak yalnızlığımı anlatamayacak kadar yorgunum... Gittin, aşkımı ağır bir yük gibi vurup sırtıma, binlerce hayal kırığı yaralarımla, içimdeki en yüksek dağa kaçtım. çıktığım her yolda saçların dolandı kalbime bir akrep öptü yaralarımı her kanadığımda. Ben çıkmaz bir yolun yolcusuyum artık Bemila koca koca şehirlere sığınsam da dar geliyor sokaklar efkarıma hüzne bulanmış ayrılıklardan, gam dokuyor yüreğim gittiğim her yerde... hangi acımı yaksam, hangi pencereden baksam rengi hüzündür aşkın ne sancım diner ne de ağrım biter... yüreğim yaralı döndüm çıktığım her yolculukta... Ah! ben seni, ceylanların rüzgarla öpüştüğü dağlarda sevdim Bemila göğsünden vurulmuş kekliklerin kınalı kanatlarında sevdim gittin işte, aşkın kanayan yanını bırakıp avuçlarıma yeşile çalan umutlarımı da alıp yanına bir tebessüm gibi hayatımdan çekip gittin usulca Kendi toprağında öksüz, çöllerde ağlayan yorgun bir ırmak ve kırık dallarda inleyen yaralı bir rüzgar gibi yaralı bırakıp gittin beni... şimdi üstüme düşen her bulut gözyaşı, her damla keder bütün ışıklar söndü, bütün hayaller ölü Şirin'in aşkına deldiği dağın Ferhat kalbi ile kalakaldım gönül diyarında öyle bir başıma umutsuz.... yüreğimi alıp avuçlarıma sana gelsem diyorum sana sarılamayacak kadar yorgunum artık ah! .. sarılıp ağlayamayacak kadar yorgun... Gittin, bütün mevsimler değişti ansızın öyle mahzun, öyle yaralı, devrilmiş öksüz ağaçlar gibi düştü boynum. bütün dallar kırıldı, bütün ağaçlar kurudu al şimdi nereye istersen oraya savur yapraklarımı Bemila... şimdi yaşamın en zor dağındayım geriye dönsen ölürüm kahrımdan, dönmesen ölürüm... Ah! sevda pınarım, gün nakışlım, ceylan kaçışlım uzanıp içinin acılarına senin de hiç sızladı mı yüreğin? üşüyüp titredin mi ayazlarda yapayalnız? öyle hüzünlü, öyle hasret dolu, öyle suskun yıldızlara bakıp ağladın mı benim gibi? Sen gittin karlar yağdı kalbime koyup başucuma uçurumları hüzne göçtüm her gece yüreğimi ayrılıklara gömüp hiç bir yol çıkmadı umuda yoruldum, tükendim özlemlerimi anlatamayacak kadar yorgun yaralarımı saramayacak kadar uzaksın artık gittin yaşamayı unuttum, ağlamayı, gülmeyi unuttum ne zaman başladı bu hikaye, ne zaman bitti unuttum bir seni unutmadım Bemila... bir seni unutamadım... bir seni unutmadım... bir seni... bir se... bir s... |
Bu son olsun
Gidiyor musun.. Arkana bakmadan Oysa, Aşkı yaşayamadık Birbirimize doyamadan Ne pişmanlıklar Nede üzüntüler Yakamızı bırakır Gidişin, Bende öksüz bir sevda bırakır.. Bu son olsun demiştik ya Çareler, Çaresizliği getirmişti ard arda Oysa, Tek bir cümleye sığdıramadık Gizlendi hep kelimeler Birbirimize her baktığımızda.. Tek bir hece kalmasa da lahzamda, Sen ne kadar uzak kalsan da bana Gelip yine Yüreğine sığınırım her defasında.. Cümlelerim hep sen çıkacak Yüreğim sana atacak İnan bu son olmayacak Bu aşk bende hep ilk olacak... |
Unutamam Seni...
YAPRAKLAR DÖKÜLE BİLİR
ÇİÇEKLER SOLA BİLİR HER ŞEY UNUTULA BİLİR AMA BEN ASLA UNUTAMAM SENİ BÜTÜN AŞKLAR BİRGÜN BİTEBİLİR KALPLERDEKİ HEYECAN DURA BİLİR İÇİMDEKİ ATEŞ SÖNE BİLİR AMA HATIRALAR HEP YAŞATACAK SENİ ARADAN YILLAR GEÇSEDE KALBİM BAŞKASINI SEVSEDE BEN SENİ UNUTTUM DESENDE YİNE İLK GÜNKÜ GİBİ SEVECEĞİM SENİ RUHUM DÜNYADAN GÖÇSE BİLE BEDENİM TOPRAK OLSA BİLE SEVEN KALBİM ÇÜRÜSE BİLE YİNE HEP SEVECEĞİM SENİ BU DÜNYA BİRGÜN DURSADA GÜNEŞ BİR DAHA DOĞMASADA TAŞALAR DİLE GELİP UNUT DESEDE YİNE BEN UNUTAMAM SENİ!!! |
Sana Sevdam Dünyamın Bedeli...
YORGUNUM KALKMAZ ELİM KOLUM
TÜKENDİM BİTMEZ SANA GELEN YOLUM BELİR ŞU UFKUMUN SONUNDA NE OLUR. YETİŞMESEDE SANA UZANAN ELLERİM, GÖZLERİM BELKİ GÖZLERİNİ BULUR. O BAKİŞ BİR ÖMRÜN ÖNÜNDE SECDE EDER GÖNLÜMDEN KOPAN SANCILI KIYAMETLER. CEHENNEMİN ATEŞİNE İTMEDEN RUHUMU MERHAMET ET DE UFKUMDA DOĞ NE OLUR İSYANKAR RUHUM O ANDA TESELİ BULUR. KARANLIK BULUT GİBİ DOLAŞAN BAŞIMDA BİR GÖLGE GÖRSEM HER BAKIŞIMDA GÖRÜNÜR HAYALİN SANKİ KARSİMDA SARMAŞ DOLAŞ OLUR GÖNLÜM GÖNLÜNE ŞARHOŞLUKTUR DEĞMESEDE ELİN ELİME SANA SEVDAM DÜNYAMİN BEDELİ BU ATEŞ KIYAMATE KADAR SÖNMEMELİ SARAMADIĞIM BELİ TUTAMADIĞIM ELİ HELE BENI YAKAN O GÜZEL GÖZLERİ RUHUM BİRDAFA MUTLAK ÖPMELİ. |
Anlamıyordun...
Ben gerçek bir aşkın olgunluğuna
Erdim,ne yazık sen anlamıyordun... Hayır cevabını dalgınlığına Verdim,ne yazık sen anlamıyordun... Karanlık kapladı gündüzlerimi, Görseydin sensizlik krizlerimi! Geceler boyunca bu gözlerimi Yordum,ne yazık sen anlamıyordun... Sağ salim çıkar mı bilmem yarına? İncittin kalbimi yaktın nârına, En yakın dostları senin uğruna Kırdım,ne yazık sen anlamıyordun... Sevginin kanaat ettim azına; Çaresiz boynumu büktüm nazına, Ben senin yüzünden aşk çıkmazına Girdim,ne yazık sen anlamıyordun... Aşkımı sorsaydın ağaca,kuşa; Tutuldu derlerdi bir tek bakışa Yeter anla diye başımı taşa Vurdum,ne yazık sen anlamıyordun... Şiirdim kalbine yaz beni diyen, Resimdim aklına çiz beni diyen, Gönlüne sığınmış çöz beni diyen Sırdım,ne yazık sen anlamıyordun... Çevir dim kendimi sabır yönüne, Sonunda kavuştun leyla ününe, Mecnunum aşkımı gözler önüne Serdim,ne yazık sen anlamıyordun... |
Duy Sesimi N'olur...
İçimde öyle bir sevda yanıyor ki
Beni anlayacak yürek nerde, Sessiz çığlıklar atıyorum hiç durmadan, Duy sesimi ne olur.. Gözlerim yarınlara umutsuzca bakıyor, Yarınlar gelse de içimde sevdalar bitmiyor, Yüreğim ağlıyor,sesim çıkmıyor, Sessiz çığlıklar içindeyim,duy sesimi ne olur***8230; Kalbime öyle bir sevdalar yüklerken, Sözlerin canımı acıtırken,kahrederken, Sana sevdam yüzünden karşı koyamazken, Anla beni,duy sesimi ne olur***8230; Umudum artık bir bir tükenmekte, Gözlerimin feri umutsuzca sönmekte, Yüreğim sensizliği için için hissetmekte, Haykırışlar içindeyim duy sesimi ne olur.. Gözlerimde bakacak fer kalmamış, Yüreğimde yarana merhem olacak derman kalmamış, Dilimde sana aşkımı anlatacak söz kalmamış, Yüreğim tükenmiş duy sesimi ne olur.. Gözlerim artık hiç bir şey görmüyor, Kalbim kırılmış bir şey hissetmiyor, Sensiz yaşamak bana çok acı veriyor, Sensizlikte boğuluyorum duy sesimi ne olur.. Haykırmak istiyorum,sesim çıkmıyor, Bu öyle bir sevda ki içimden atılmıyor, Sensiz nefes alamıyorum,tıkanıyorum, Sensiz yaşayamıyorum duy sesimi ne olur.. Sensizlik bana öyle bir acı veriyor ki, Acılar içinde yok oluyor,tükeniyorum, Hasretinle çaresizce kavruluyorum, Çaresizlikler içindeyim duy sesimi ne olur.. |
Ebediyen yitirdiğim bana acıların en çeklimezini bırakan vedacıma.... Perişan yaşadım gittin gideli, Sende acıları tanıyacaksın... Bana çektirdiğin sevda bedeli, Dierim karalar bağlayacaksın... Bir dünya kurdun ki viranelerden, O mekanda asla, olmayacaksın, Gönülsüz yaşarım ne gelir elden, Rastlarsan halimi sormayacaksın... Ateş benden yanar, kahrıma düşse, Erirsin yüzüme bakmayacaksın, Bu vefasızlıkla bahtın gülmüşse, Sende vicdan yokmuş, takmayacaksın..... |
EY ADEMOĞLU!
Üzerimde ; gezip dolaşıyorsun! İçimde ; hareket edemeyeceksin! Üzerimde ; günah işlersin! İçimde ; hesap vereceksin! Üzerimde ; gülüyorsun! İçimde ; ağlayacaksın! Üzerimde ; neşelenirsin! İçimde ; mahzun olacaksın! Üzerimde ; mal topluyorsun! İçimde ; pişman olacaksın! Üzerimde ; haram yiyorsun! İçimde ; kurtlar seni yiyecek! Üzerimde ; hile yapıyorsun! İçimde ; zelil olacaksın! Üzerimde ; sevinçlisin! İçimde ; üzüntüye düşersin! Üzerimde ; ışıkta geziyorsun! İçimde ; karanlığa düşersin! Üzerimde ; herkesle berabers |
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeliyiz, Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeliyiz biz... Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ? Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik... Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir. |
Gözlerin Kal Diyor...
Bu nasıl bu nasıl veda
Gözlerin kaldiyor dudakların git Bakışın anahtar gözlerin kilit Ellerin aç diyor dudakların git Ayrılık dönüşü olmayan şehir Yalnızlık yıkılmış bomboş şehir Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir Göz yaşın kal diyor dudakların git Gidersem bir daha dönmeyeceğim Kalırsam kalbime yenileceğim Çözemedim seni delireceğim Gözlerin kal diyor dudakların git Duvardan insin mi resimlerimiz Yabancı olsun mu isimlerimiz Ya o deli dolu günlerimiz Anılar kal diyor dudakların git Bu romanda biter belki birazdan Ne aşklar yıkıldı gururdan nazardan Ağlıyor besteler yine hicazdan Şarkılar kal diyor dudakların git |
En Güzeller Güzeli...
Hemen yazsam, uzun söze ne gerek.
İsminin her harfi, kalbe kazıldı. Senin gibi güzel olsun diyerek: En güzel şiirler; sana yazıldı! Seni kıskandılar nazlı eceler, Göznuru döküldü günler geceler, Yan yana dizildi inci heceler: En güzel şiirler sana yazıldı. Selam olsun saçı altın telliye, Sevda düşen gönül döner deliye. Sevginden bir damla taşısın diye: En güzel şiirler sana yazıldı. Seven her gönülde yandı çıralar, Alt alta dizildi düzgün sıralar. Kafiye bezendi yüklü mısralar: En güzel şiirler sana yazıldı. Sevgiden Dergâh'a çökülüverdi. Sanki can evimden sökülüverdi, Kalbimden kaleme dökülüverdi: En güzel şiirler sana yazıldı. Eşsiz bir güzeldin, kendin de şaştın, Kalplere sığmadın taştıkça taştın. Dillere destandın Fizan'ı aştın: En güzel şiirler sana yazıldı. Olmuyorsa dedim hiç heceleme, Yazamazsam diye düştüm eleme, Gözyaşım karıştı kağıt kaleme: En güzel şiirler sana yazıldı. Bin-bir çile ile verilen emek... Bunlardan haberin olmadı demek! Hasret geceleri... Sabahlara dek: En güzel şiirler sana yazıldı. Sevgi damlaları geldi silsile, Heceden vezinle yerleşti dile. Senin kadar güzel olmasa bile: En güzel şiirler sana yazıldı. Sen ki Everest'in yüce doruğu, Gözlerime sinen sevdalı buğu. Haberin oldu mu: Ey! Nazlı Kuğu: En güzel şiirler sana yazıldı. |
Sen Olmasaydın
Sensin bu gönlümün yönü mekanı Bende ar olmazdı sen olmasaydın Ak nergisler sana aksın dağlarda Balda sır olmazdı sen olmasaydın Dağlardaki güneş doğmaz aleme Buluttaki yağmur yağmaz aleme Gönlümdeki güzel sığmaz aleme Dünya dar olmazdı sen olmasaydın Suru sırdan derler suyuma benim El eyleyen çıkar toyuma benim Elde güzel çokmuş neyime benim Gözüm kör olmazdı sen olmasaydın Kuşlar yuvasından uçar mıydı ki Bulutlar yağmurdan kaçar mıydı ki Yaylada çiçekler açar mıydı ki Dağlar kar olmazdı sen olmasaydın Dostlarım el oldu senin uğruna Gözlerim sel oldu senin uğruna Sefai'yim del oldu senin uğruna Gurbet zor olmazdı sen olmasaydın |
Yine hüzün yine
Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun geldi hazân, yine hüzün, yine hüsran, yine hicran şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun geldi hazân, yine giryân, yine figan ,yine efgân gönüllere elem konuk her akşam ... Bülbülü bir güle zar eylemişler dünyayı sevene dar eylemişler sevdayı göğsüme nar eylemişler geldi hazân, yine giryan, yine hüsran, yine gam yine hicran, yine hüzün, yine efgân, yine figan bir ince sızıdır nereye baksam***8230; Bahçe mahsun, gül mahsun, gönül hicran bülbül bi-zar-ı figan, bi-zar-ı fizan, bi-zar-ı efgân ey vah yine hicrân, yine giryân, yine hüsran, yine gam bir ince sızıdır düşer sineye her akşam Hicran dilsiz, yaş gözsüz, mevsimler güz şair suskun, şiir suskun, tar sözsüz yine boyun büktü akşamlar öksüz ey vah yine hazân, yine efkar, yine ah-u zar yine firgat, yine hasret, yine gurbet, yine gam var bir ince sızı düşer sineye her akşam ah leyli yar Rüzgar hicran inler gönül secdede nağmeler aşkı kanar her hecede ay küser bir efkâr basar gecede yine hazan, yine hüzün, yine hicran, yine gam yine figan, yine efgân, yine giryân, yine hüsran bir kara dumandır iner her akşam Felek ki, demirden örmüş ağını ceylanlar aşk için yakmış dağını gazeller savurmuş gönül bağını geldi hazân, yine hüzün, yine hüsran, yine gam yan ey deli gönül dermansız derdine yan Yine efkar vakti, yine her yer karardı bahçe gazel döktü yaprak sarardı her sokak başını bir elem sardı geldi hazân, yine giryan, yine hüsran, yine gam yine hicran, yine hüzün, yine giryan, yine hicran bir ince sızıdır nereye baksam Tipi bize, boran bize, kar bize feryat bize, figan bize, zar bize hicran bize, fizan bize, har bize yine firgat, yine gurbet, yine hasret ey Ozan dinmez bir sızıdır yüreğinde ne yapsan gönüllere elem konuk her akşam Geldi hazân, yine hicran,yine hüsran, yine giryân bana düştü... yine firgat, yine hasret,yine figan, yine efgân cana düştü... attı felek, her birimiz bir yana düştü yan ey gönül yan, şimdi dermansız derdine yan ah ile vah ile geçip gidiyor zaman hüzünlere yazılmış bir ömür bizimkisi ah! neylersin leyli yar... |
Ah Ölüm
Yalancı dünyaya konup göçenler Ne söylerler ne bir haber verirler Üzerinde türlü otlar bitenler Ne söylerler ne bir haber verirler Kiminin başında biter ağaçlar Kiminin başında sararır otlar Kimi masum kimi güzel yiğitler Ne söylerler ne bir haber verirler Toprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış tatlı dilleri Gelin duadan unutman bunları Ne söylerler ne bir haber verirler Yunus derki gör taktirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler ne bir haber verirler |
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
kaldirmayin cenazemi
sevdiyim gelmeden kaldirmayin cenazemi, Örtmeyin yüzümü son defa göreyim ve görsün, son defa kulagima fisildasin sevdigini, son defa tutsun soguk ellerimi, oda görsün onsuz solgun bedenimi SEVDIGIM GELMEDEN KALDIRMAYIN CENAZEMI!!! belki son defa sarilmak ister soguk bedenime son bir sözü vardir belki söyleyecek, üzmeyin sakin aglatmain bitanemi, bilmiyorum öpmek ister belki beni, birakin öpsün ona hasret kalan bedenimi, SEVDIGIM GELMEDEN KALDIRMAYIN CENAZEMI!!!!!!!!! BU SIIR COK HOSUMA GITI SIZIN LE PAYLASIYIM DEDIM AMA YAZARINI BILMIYORUM!!!!!!!!!!!!! |
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar Nede şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar. İstemem artık gelmeni Yokluğunda buldum seni Bırak vehmimde gölgeni gelme artık neye yarar. Necip Fazıl KISAKÜREK Nur içinde yat üstat |
benim en cok sevdigim siirlerden birini paylasmak istedim sizlerle, cogunuz taniyorsunuzdur..
Adın Yok... Bu gece son defa ağlıyorum senin için, uzun zamandır ilk kez ama bu defa farklı, seni silmek için kalbimden, son kırıntıları son senleri atmak için kalbimden. Yalnız kalmak istiyorum kalbimle, ona tekrar bakarken seni hissetmek, seni görüp, sana dokunmak yani acı çekmek istemiyorum artık. Birgün karşıma yine çıkacaksın biliyorum bir gün yine üzmek isteyeceksin beni, ama bu sefer farklı olacak, çünkü içimde sen olmayacaksın. Bu gece son defa ağlıyorum senin için gözlerimden akan şey yaş değil aslında, sensin. Tek tek dökülüyorsun gözlerimden parça parça çıkıyorsun bu gece. Kalbimi tekrar istiyorum çünkü Ona yeni bir sahip buldum. Belki üzüleceksin bilmiyorum çünkü sen herşeye rağmen bencilsin ve düşünüyorsun beni gizlice. Karşıma çıkmaktan nasıl korkuyorsun, benim sesimi duymaktan. Benimle konuşurken neden titriyor sesin? Neden uzak duruyorsun benden? sen bilmesen de ben biliyorum güzelim çünkü sevinmemden korkuyorsun kendince, ama yanılıyorsun bunu bil artık sevinç yok senin adına çünkü senin adın da yok kalbimde. Senin için son defa ağlıyorum bu gece ilk defa içimde açan bir güneşle. uzun bir kıştı zorlandım ama, gördüğüm bir bahar biliyorum, dokunuyorum ona ısınıyorum artık. Bunun zamanı gelmişti biliyorum bu defa yanılmıyorum, yanılmıyorum çünkü görüyorum uzak tepelerdeki çiçekleri inceden kokuları çalınıyor burnuma, kokluyorum ve bunu herşeyden çok seviyorum. Senin için son defa ağlıyorum bu gece içimde kalbime gözlerini açan çok güzel bir bebekle. Artık ölmüş senin küllerini atmanın vakti gelmiş, bak işte son damla da düştü gözümden artık seni sevmiyorum... |
Bunlarin yeri bura degil arkadasim,sadece siirler buraya ;)
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:26 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team