![]() |
![]() |
![]() |
Sana Ait Bu Yalnızlık...
Gece,
Bugün bir başka sessiz sanki... Yüreğime çarpan sesler mi çok yalnız? Yoksa ben miyim her nefeste bu denli yalnızlığı soluyan! Duyulması zor bir yokluğun ayak sesleri içimde***8230; Senin bu yalnızlık. Senin bu yokluk. Benim varlığına dair hiçbirşeyim yok ki, Bir kuru sessizlikten başka***8230; ***8216;***8217;Hiç***8217;***8217; olanlar bile sende tutuklu. Oysa, kendime ait bir yalnızlığım bile yok! Tüm yokluklar sana dair***8230; Varlığını ***8216;***8217;ses***8217;***8217; sayma, hiç olmadı ki konuşsun! Anla yada anlama***8230; Unuttuğun bir çerçeve de silindi hayallerim! Bir çizgi çektim gerçeklerin üzerine***8230; Karaladım kendimi, duygularım konuştu! Sustu korkularım, seni ***8216;***8217;hayat***8217;***8217; bildi tüm çığlıklarım. Oysa ki, ben duymak istememişim! Onlar hiç susmamış***8230; Gece, Bugün bir başka hüzne dayalı sanki***8230; Sensizlik koyu bir sessizlik bıraktı avuçlarıma. Düz gittim, yoruldum***8230; Eğri gittim, yoruldun. Bulamadım ben senin yolunu! Savruldum sessizliğimin haklı/haksız savaşının içinde***8230; Ve gece, çok fazla ağladı bugün***8230; Biraz da ağlattı! Korkma/düşünme***8230; Sana sığındım ama Sen yine bilmedin! '***8217;Ah yüreğim***8217;***8217; sus***8230; Bu gece de ölmedi ruhum***8230; |
Hicran
Kelepçeli arzular ve acı esaret...
Mahpus yatarım gitmelere. Sevgiye kurban gitmeye seyirci, Ayrılığa seyirci, İçimdeki çöküşe seyirci kalmak... Garip ve simsiyah bir hüzün... Oy yaman hasret! Yüreğim yürekler acısı, Sen yoksun, sen yoksun ağlarım. Umudun bekçisiyim şimdi. Hırçın bir dalgayla savaşırım. İçimde özlemin sessiz haykırışı, Gözlerimde sevdanın resmi, Düşlerimin karanlık odası... Çaresizliğin kavgası ve kaçış... Oy yaman hasret! Yüreğim yürekler acısı, Sen yoksun, sen yoksun ağlarım. Matem rüzgarı eser gönlüme. Zaman durmuş, takvimler suskun... Hayaline onun sıcaklığına sığınmak, Boşluğa sarılarak yaşamak, Uçurumun sesine koşmak... Sensizliğin korkusu ve bir avuç gözyaşı... Oy yaman hasret! Yüreğim yürekler acısı, Sen yoksun, sen yoksun ağlarım. Hasretin düşer her yanıma. Karanlığın ortasında sana muhtaç... Sevdaya koşmak, bitmeyen yolda, Seni sormak ufuklara ve görmemek... Sevgim damlıyor yavaş yavaş, Gözlerini kapatıyor hayata. Oy yaman hasret! Yüreğim yürekler acısı, Sen yoksun, sen yoksun ağlarım, Sen yoksun, sen yoksun ölürüm. |
Gitme
Bir eylül yangınıydı yüreğimizdeki
Bir dokunsalar yaremize benzimiz sararacak Bitmeyen hasret damlalarıydı gözlerimizdeki Sarı yapraklı nehirlere karışacak. Ani bir rüzgar eseniydi ayrılık Bakışlarımızda güz çiçeği sevinçleri saklarken Vuslat kokulu nefeslerimizle ılık Soğuk karanlıklarda ellerimizi yoklarken. Ya şimdi gitmeliydin buralardan Ya da sonsuza dek yanımda kalmalıydın Kaçırmadan saçlarını ayrılık rüzgarlarından Ezelden ecele hep yanımda olmalıydın. akşam geçkini düşer buralara yağmur Ve yanlızlık daha bir çelilmez olur Umutlarım ıslak yapraklar arasında kaybolur Sabahları buğulu guneş yüzüme gülmez olur. Gitme yağmurlar seni bekler Islak saçlarında aşkı tatmak için Gitme yanlız ellerim soğuk akşamlara titrer Sıcacık ellerini yüreğime katmak için. |
Unut Gitsin Sevdiğimi
Bak güzelim sen aşıksın bana
Bak şu yalvaran bakışlarına Diye başlayan satırlarımda Aşkımı anlatmak istemiştim sana Sonra bir umutsuzluk çaldı kapımı Eğer yar olmak istiyorsan bana O anda Bir hıçkırık düğümlendi boğazıma Ama hayır, asla Ben umut veremem sana, Özgür olmalı insan, Umut verebilmeli Sonra kahreden bir sevgiyle Benim gibi inlememeli Benim yazmak istediğim sana Umutsuzda olsa, karşılıksız da olsa Seni...seni... seni,,, Allah kahretsin ki beni Yazamıyorum o kelimeyi. Nasıl yazayım sevdiğimi sana Kırılmış sa kalemim, Prangalardaysa yüreğim Bağlanmışsa elim kolum, çaresizsem Çaresiz olmayın, Çare-siz'siniz demeyein bana Unut gitsin gözlerimi,unut sözlerimi Sevgim acı vermesin sana. |
Ölürüm Yoluna
Düşüncelerimi dökebilsem satırlara,
Bulut olurum,Yağmur olurum, Kuruyan topraklara, Duygularımı anlatabilsem sana, Irmak olurum,nehir olurum, Akar sevdam damarlarına. Bir sevda türküsü duyabilsem, Gül dudaklarından, Mecnun olurum inan, Ölürüm yoluna....... |
bir mahkumun şiiri
BİR MAHKUMUN ŞİİRİ
Sevgilim benim için dünya bir yana sen bir yanasın bilsin Actım susuzdum hücrende.. Ne alcık ne susuzluk yıldırabildi bu hücrede .. Ama senin yokluğun senin sensizliğin .. Bir alcık gibi bir susuzluk gibi. İçime işledi.. Sevgili bekledim umutla haberini. Belki bir gün bir mektup bir telgıraf gönderirsin diye.. Hani bir idam mahkumunun son isteği olur ya.. Benim son isteğim seni görebilme özlemi sevgili.. Öyle sevdimki seni.. Bir annenin yavrusunu sevdiği gibi sevdim seni Bir baba çocuğunu nasıl sarar yüreğine bilirsin.. Bu yürekte öyle sarmak ister seni bilesin.. Evet sevgili belki şu dünyaya son defa bakıyorum, Son zamanlarımı yaşıyorum beklide.. Belki bir daha göremiyeceğim seni Belki sesini duyamıyacağım senin Ama son defa senden bir isteğim var Bir mektup yaz içten bütün duygularınla.. Ne yazdığının hiç önemi yok sevgilim O narin ellerinle yaz ve üzerinde sana ait bir damla gözyaşı olsun.. Ve en sevdiğim kokunu sür sondefa Sinsin kokun mektubun üzerine Koklayayım seni..basayım bağrıma kokunu İçime çekeyim senin ten kokunu.. Sevdiğim sakın mektubunda üzgünlüğünü belirtmeyesin.. Mutluyumde huzurluyum de.. Senin için üzülmüyorum de ağlamıyorum de.. Hata ve hata senden kurtuluyorum de.. Olurmu sevdiğim yoksa gözü açık giderim bu dünyada.. Mutlu olduğunu bileyimki ölüme daha çabuk gideyim.. Yüzüm gülerek gideyim ölüme.. Alnım açık koşarak gideyim ölüme.. Yüreğim bu sana son sözlerim.. Belki bir daha ellim kalem tutmayacak.. Ve bir daha beyaz sayfalara senin için şirler yazamıyacağım. Evet sevdiğim son kez söylüyorum seni çok seviyorum.. Güle güle yüreğim güle güle kalbim güle güle can cağızım Son isteğim bir çocuğun olursa adımı koy hadi alarsmaladık hoşça kal Ay yüzlü sevdiğim.. |
İşte Nisan da bitti. Yağmurlar damlayacaktı ıslak sacından Gözyaşından bir deniz getirecekti seni "AAH"larin şişirdiği yelkenleri yürek zarından Yapılmış bir gemiyle gelecektin Ellerinde gözlerimi getirecektin Seni Yusuf bilip Yakup gibi, giderken ardın sıra yolladığım gözlerimi Bunca küf kokmayacaktı ayrılığımız Kavlimiz böyle değildi Beni garip bırakmayacaktın ele güne, dosta düşmana karsı Sevmek yüreğe saplanmış bir bıçaktı biliyorum; Fakat bunca ayrılığın adını da koyamıyorum. Bilseydim imrenir miydim hiç ucan kuşlara? Bilseydim aylardan Eylül***8217;ü, vakitlerden aksam, çiçeklerden Zambağı, kuşlardan turnayı, leyleği koyar mıydım lügatlere? Bak kokun geldi burcu burcu toprak gibi, bir yoksulun ellerine duşmuş sıcak ekmek gibi, fakat sen gelmedin. Acın geldi, sancın geldi ama SEN GELMEDIN |
Yarım Kalan Aşklardır Acı Olan..
![]() Aslında biten degil, bitmeyen aşklar acı verirler... Aslında, dibine kadar yaşadıgın degil, doymadan kalktıgın asklar ızdırap verirler... Aslında, karşındakinin suçlu olduguna degil, Kendinin suçlu olduguna inandıgın aşklar, hayatı mahvederler... Sorumlulugu karşı tarafa degil, kendine de yıktıgın aşklar, İçini acıtırlar... Aşkın acısı, keşkelerin sayısıyla orantılıdır... Keşkeler fazlaysa, aşkın acısı çoktur... Keşkeler yoksa, artık aşk da yoktur... Askı bitirmek, suçun karşı tarafta olduguna inanmaktan geçer... Suçun karşı tarafta olduguna inanamayanlar, ***8220;keşke sunu da yapsaydım***8221; diyenler, aşkı bitiremezler... Askı bitirmiş gözükseler de, acıyı yok edemezler... Aslında biten degil, bitmeyen aşklar acı verirler... ***8220;Kalbin çok önemli gördügü birini, sevme, arzulama ve içinde hissetme durumudur aşk...***8221; Dibine kadar yaşayıp tükettigin degil, doymadan kalktıgın, hala arzuladıgın aşklar ızdırap verirler... Artık ulasamazsın... Oysa hala ulaşmak istersin... Aşk ya direkten dönmüştür... Ya da bir nebze yaşanıp, yarım kalmıştır... O durumda yarım kalan ya da direkten dönen sevgiliyi görmek istemez insan... Umudu yoksa görmek istemez... Umudu varsa, yarım kalan aşkı takip etmeye devam eder... Kadın ve erkegin yarım kalan aşkları degil------... Kadın yarım kalan aşkının, bir başka kadınla mutlu olmasını hiç istemez... Onu biriyle görmek istemez... Mutluluk haberini duymak istemez... Hele hele evlendigini hiç işitmek istemez... Acı çeker... Acı öfkeyi biriktirir... Intikamı çagırır... Intikam, nispet yapacak erkekleri buldurur.. Yarım kalan aşklar, ihtiras ve intikamlarla dolu egolarca yerlerde sürüklenir... çamura bulanır, balçıkla sıvanır... *** Erkek de yarım kalan aşkının, bir başkasıyla olmasını arzulamaz... O günlerde aşkın bittigini söyleyen gururu ile aşkın bitmedigini söyleyen duygusu arasında huzunlu ve öfkelidir... Yeni hayattan zevk alamaz, kolay aşık olamaz... Eski hayata gidemez, gururu izin vermez... Bu zamanlar, erkegin en tehlikeli oldugu zamanlardır... Ofkelidir ve ofkesi siddeti çagırır... Kötülük etme iştahı kabarır... Yarım kalan aşka, ya da bir baskasına... Sevgili bir başka erkekle beraber olunca, erkek yıkılır, ama rahatlar... Yenilmiştir... Ama, başka erkege gittigi için de artık aşk bitmiştir... Yenilgi, maçın devamından daha rahattır... Hiç olmazsa onunu gorecektir... Yeni bir hayata ve aşklara gidebilecektir... Hasta olmayan erkegin öfkesi, Kadın hayatına bir başka erkegin girmesiyle sonlanır... Kadının öfkesi ise, çok daha iyisi bulunmadıkça her daim sürecektir... Bazen katlanarak ve acı intikamlar alarak... Oysa askın bir zamanlar yarım kalmasının esas nedeni, suçun ve sorumlulugun kişinin kendisinde olduguna inanmasındadır... ***8220;Keşke***8221;lerin çoklugundadır... Zaman, yarım kalan aşka söylenen ***8220;keşke***8221;leri, ***8220;kahpe***8221;ye çevirir... En acısı da budur !! __________________ |
Bir gemi gidiyor
Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Bacasından aşk tütüyor... Yakamozlar saçıyor suyu yardığı yerden Yakıtında ben varım dumanında sen***8230; ... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Pervanelerinde hayat dönüyor... Sevgiler saçıyor iz bıraktığı bembeyaz köpüklerde Dümeninde ben varım; rotasında sen... ... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Etrafında balıklardan halkalar... Gülerek oynaşırken sevgi dolu bakarak Gözlerinde ben varım; yüreklerinde sen... ... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Yelkenleri kalbim gibi kabarmış; Mutluluğa doğru pupayelken uçarken Kumaşında ben varım; rüzgarında sen... ... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Dümen suyunda gözyaşlarım köpük köpük... Güvertesine konmuş martıların boynu bükük... Kalktığı limanda ben varım; son limanda sen... ... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Hüzünlü bir kuğu gibi beyaz beyaz, mavi sular üstünde... Gözlerinden yaşlar damlıyor sanki.. Gözpınarlarında ben varım; düştüğü okyanusta sen... ... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Duman tütüyor bacasından, hasret sancısı gibi... Gökyüzüne ismini yazıyor bir tanem, Kaleminde ben varım, mürekkebinde sen... .... Bir gemi gidiyor Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde; Dalgalarını sayıyorum birer birer Bir ömür sayar gibi |
Hani Nerede o Cesur Yürekler
Hani sevgili Deniz kabarır şaha kalkar kıyıya koşar dalgalar kavuşmak ister toprağa tek emelidir denizin köpük köpük dalgalarla sahilde süzülmek varamaz bir med cezir olur çekilir derinliklerine kaybolurken dalgalar erir hüzünle vuslat bir daha ki sefere Hani sevgili, gökyüzü kararır bulutlar sarmıştır her yanı bir ses duyulur uzaktan gök gürültüsü ve yıldırım toprak yağmurun hasretiyle suya kavuşmanın özlemiyle bekler bir an da güneş açar aydınlanır her yer ısınır hava susuzluktan çatlayan suya hasret toprak ağlar hüzünle vuslat bir daha ki sefere Hani sevgili, Sıcaktan bunalan tabiat bir meltem bir imbat bekler ufak bir esinti kavrulan toprağa bir serinlik bir rüzgar bekler Bir esinti çıksa da kararsa da hava birden yanan gönüllere olmaz derman rüzgar diner insanoğlu bekler vuslatı yine erteler yarım kalan vuslatlarla geçer ömürler yarım kalan sevdalarla geçer dilinde söyleyemediğin kelimeler yüreğinde isyan dolu cümleler bir aşk daha başlamadan biter bu vuslat ancak mahşerde sona erer . tutulmasa diller aşkını haykırsa gönüller set çekmese önüne yasak koymasa özüne kalpler yıksa korkularını yürekler sormasa seviliyor muyum? diye egolar sadece sevmek yetse vuslata erer mi? Aşıklar ama nerde? o cesur önyargısız seven yürekler Hani nerde ?.........sevgili***8230;***8230;***8230;. |
Seni Seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde Zamanın bir yerinde Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri Seni seviyordum ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan Kulağının arkasına düşüşü ve burnun Herkesten başkaydı işte Güldüğün zaman yukarıya bakardın Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı Ne güzeldiler Sen bilmiyordun ben seni seviyordum Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu Geri dönüyordu çoğalarak Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi Herşeyi erteleyişim oluyordun Kalp ağrısı oluyordun Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk Cesurduk Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu Ve kırmızıydı bütün karanfiller Ben seni seviyordum sen bilmiyordun Sevinçlerim oluyordun ara sıra Sen hiç bilmiyordun Sonra herhangi biri oldun Bütün sevinçlerim bittikten sonra Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları Derken birgün uzaktan gördüm seni Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak İşte yine aynı Kalbimi acıttın her zamanki gibi Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun Şimdi bunları anlatsa sana birileri Kimbilir Yada boşver Bilme en iyisi |
![]() |
Sevmek İnanmaktır
Sevmek inanmaktır. Sevmek yaşamaktır. Sevdiğini kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır. Sevmek sevdiği olmaktır. Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur. Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek. Ki tek kalp olunsun. Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar. Biten sevgiler yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de yoktur sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi zaman sevgili için kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar. Vazgeçiş yoktur, vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden. Sevmekte istemek yoktur. Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler. Bir şey varsa istediğin bu senin için değil, sevgili için istediğindir. Ondan O'nun adına istersin. O'nu daha sonsuz sevebilmek için istersin. Sevme özgürlüğünü istersin, kabul edilmesini istersin. İstersin ama bir gün gelir bu istekler de son bulur. Kendinden istersin artık. Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden. Sonsuz kılmak istersin. Bu yolda sevgili olur mu, olmaz mı bunu sevgilinin isteği belirler. Sevmek sevgiliyi istememeyi öğrenmektir. Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir. Sevmek; sevmek istemektir. Sevmek, beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm gerçekler, tüm dünya silinir gider. Ne O'ndan anlaşılmayı beklersin, ne onu anlamayı. Ne onun gelmesini beklersin, ne onun Leyla, Mecnun olmasını. Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında. Sevmek, gücenmemektir. Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi öğrenmek demektir. Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek. Onun vuruşuna, onun tokadına alınmamaktır, sevgiliden gelen her hareketi ve her sözü kabullenmektir. İhanetlere, hainliklere bile üzülmemektir. Sevgiliden gelen öl emrine bile ölürüm diyebilmektir. Kendi elleriyle kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek. Sevmek ölmektir. Sevmek, ölmesini bilmektir. Sevgili için yaşamaktır. Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır. Ama artık onun bir şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir! Sevmek, vermektir. Sevmek sevdiği için almasını bilmektir. Almamaya yemin ederek vermektir. Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını bilmektir sevmek! Sevmek, tükenmektir. Sevmekten ölürken tekrar var olmaktır o sevgiden. Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır demektir. Sevgilinin aşkıyla boğuşurken, yüzerken o aşk denizinde sevgilinin uzanan eline hayır demektir. Sevgilinin bakan gözüne bakmamaktır sevmek. Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt verebilmektir. Sevmek, sevgili olmaktır. Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır. Sevmek sevgilinin limanı olmaktır. Sevmek sevdiğinin canı olmaktır. Onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır. Sevmek yangın olmaktır. Yanmaktır, kor olmaktır. Dağ olmaktır, evren olmaktır. Her şey olmaktır, hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere. Sevmek yürümektir gönüllerde. Sevmek güvenmektir. Sevmek onaylanmaktır. Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye. Yakınlılıktır, doğallıktır, özdenliktir sevmek. Yalansızlık, içtenlilik, ölümsüzlülüktür sevmek. İlk insanın, Havva'nın Adem'in saflığını ve temizliğini, çocuk masumluğunu taşımaktır sevmek. Gözyaşı olmaktır, yağan yağmur olmaktır. Bir sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek. Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir. Sevmek üşümektir. Sevgilinin yokluğuna üşümektir. Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek. Ki sevgilinin olduğu cehenneme yürümektir. Sevgilinin olmadığı Cennete de gitmemektir sevmek. Sevmek, sevgiliyi cennet etmektir. Sevmek bir olmaktır. Sevmek yaşamaktır. Ve sevmek inanmaktır. Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır. Sevmek sevmesini hak etmektir. Sevmek sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır. Sevmek sevgilisiz geçen gecelerin sabahına varmaktır. S Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır sevgiliyi. Sevmek sevmesini bilmektir. Sevmek ölmesini bilmektir. Sevmek SEVMEK olmaktır. AŞK olmaktır. Aşk bir kere sevmektir. Sevmek aşkın kendisi olmaktır. Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz.. umarım şimdi daha iyi anlarsın beni .... |
Adı Efkar Olsun...
Sensiz geçen kaçıncı yalnızlık
Kaçıncı yalnız bakışım yıldızlara Gittin gideli güneş hâlâ karanlık Hayatım gebe kalmış acılara Ağlarım gözlerimi kapatınca Ne olur bitsin bu ızdırabım Canımda can kalmadı cancağızım... |
Adımla Nasıl Berabersem...
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın karanlık boşluklarında akıp giderken zaman adımla nasıl berabersem öylece beraberiz seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz ve sonra her zaman her ölümlüye aynı şartlar altında kısmet olmıyan gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın |
Ey Firak-i Leb-i Canan Ciğerim Hun Ettin...
ey firak-i leb-i canan ciğerim hun ettin
çehre-i zerdimi hun-ab ile gul-gun ettin ciğerim kanını gözyaşına döktün ey dil vara vara anı Kulzüm bunu Ceyhun ettin nice hüsn ile seni Leyla@ya nispet kılayım bilmedin kadrimi terk-i ben-i mecnun ettin ahd kıldın ki cefa kesmeyesin aşıktan aşık-ı vade-i ihsan ile memnun ettin cüra cüra mey içip zib-i cemal artırdın zerre zerre gözümün nurunu efzun ettin ey fuzuli akıdıp seyl-i sirişk ağlayalı aşk ehline figan etmeği kanun ettin |
Beklemek...
Birini birine götüren bu tren,
Birini birine getiren bu tren, Birinden birini almış ayırmıştır, Çekip koparmıştır birini birinden. Ben hangisi oldum, ilkin trene sordum, Sana, ona ve bir de kendime sordum. Gündüzün gecede okunduğu anda Ben kimse gelmesin diye bekliyordum. |
Son Yusuf Masalı..
Bir yusuf masalıydı yalnızlığın
Camlar ardında tükenirken geceler Kaleminde can bulurdu son heceler Bir yusuf masalıydı yalnızlığın Sen sessizlikte sessizlik sende büyüdü Kuşatılmışlığın ortasındaydı yüzün Ne buldu ki senden geriye hüzün Sen sessizlikte sessizlik sende büyüdü Seni değil gömleğini yedi kurtlar Sen kuyularda değil kuyular sendeydi Yusuf***8217;un en derin kuyuları içindeydi Seni değil gömleğini yedi kurtlar Bir yusuf masalıydı yalnızlığın Camlar ardında tükenirken geceler Kaleminde can bulurdu son heceler Bir yusuf masalıydı yalnızlığın |
kaymakam ve masal güzel şiir paylaşımlarınız için tşk ederim güzel şiirler sunuyorsunuz sizleri tanımıyorum ama inş birgün tanımayı isterim yüreginize saglık ...
|
Acıyla Erir Yüzüne Aşık Çocuk...
Ne zaman yüzüne baksam
yalnızlığın o mutlu gerilimi O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum ,acılarım hiç bitmeyecek , bu öyle bir yeşil Ne zaman gözlerinin içine baksam , biliyorum ikimizi de aşar ,o kapının ardındaki masal bense yüreğimin bu hallerinden korkar , kalırım bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi geçip giden yüzlerine bakar kalırım Ömrün kısalığı çarpar camlara ateş hızla yayılır içerilere Akşam olur , evler dolar boşalır acıyla erir , yüzüne aşık çocuk Ne zaman gözlerinin içine baksam , bliyorum İkimizi de aşar , o kapının ardındaki masal ... |
Bambaşka...
Doktor, benim derdim bambaşka bir dert;
Ağrıyan yerimi sorma boşuna. Yazdığın reçete değer mi zahmet? Kağıtla kalemi yorma boşuna. Kerem eyle, fayda vermez yardımın; Tıp ilminde çaresi yok derdimin; Her tarafı gurbet olmuş yurdumun; Düşünceme tuzak kurma boşuna. Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür; İçimde tarifsiz keder saklıdır Sökemezsin yaralarım köklüdür; Merhem sürüp, sargı sarma boşuna. Dost yolları nakışlandı kanımdan; Sevdiklerim vergi keser canımdan; Sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan, İncitip günaha girme boşuna. Aşk koymuşlar ıstırabın adını; Alamadım yaşamanın tadını Yapacaksan eğer bana yardımı, Öldür kurtar, ilâç verme boşuna... |
Dinle Sözümü...
Aç kulaklarını, dinle sözümü
Yalan söz gerçeğe bir tuzak değil, Ehli irfan olan Hakk'ın mekanı, İşte böylesinden Hakk uzak değil. İrfan meclisine girmeyen kişi, Pişmemiştir özüsünün ateşi, Yenilmez ekmeği, zehirdir aşı, Lanet böylesine, hiç yazık değil. İnsan haklarını hak bilen kişi, Özünde nur doğar, yalan ateşi, Kamili taşlamak cahilin işi, Cahilden kötülük hiç uzak değil. Sakın ol Nesimi, sen senden sakın, Meclis-i erkandır edep er hakkın, Özünü bilene Hakk olur yakın, Hakk odağı demden hiç uzak değil... |
El Aldı Gitti...
Çağrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti. Yüz bin mihnet çektim bir bağ bezettim Yari ben besledim el aldı gitti.. Nice mihnet çektim bin daha gerek Hayli ômür ister bir daha görek Nazlı yarim aldı o kanlı felek Aktı gözüm yaşı sel oldu gitti.. Nazlı yardan kem haberler geliyor Dostlarım ağlıyor, düşmanlar gülüyor Dediler ki sefil Emrah ölüyor Kimi kazma kürek bel aldı gitti... |
Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber...
Elâ gözlerini sevdiğim dilber
Sen benim derdimden devâ bilmezsin Sen nasıl tabipsin yoktur ilâcın Yürekte yaramı sarabilmezsin. Sana derim sana ey kalbi hayın Kimseler çekmesin feleğin yayın Alıp harap ettin gönül sarayın Alıp bir taşını koyabilmezsin. Emrah eydür yalan oldu sözlerim Muhabbetin can evimde gizlerim Ne durursun ağlasan a gözlerim Gitti kaşı kara, görebilmezsin... |
Yar Senin Elinden Hastayım..
Yar senin elinden hastayım, hasta,
Hastayı görmeye yar sefa geldin. Elinden ayvası, koynunda narı, Canımın cananı yar safa geldin. Yar senin kaşların kemenin bendi, Melekler bürümüş huridir kendi, Bir su ver içeyim, yüreğim yandı, Bulgarı dağından kar safa geldi. Eskiden görürdüm haftada, ayda Artık bundan sonra, geldin ne fayda? Azrail göğsümde, canım hayhayda Gözyaşı dökmeye yar safa geldin. |
Yar Olur musun?..
Anlatmak ne mümkün yaram derinde,
Derdimin şifâsı senin elinde, İnanır sözüme durmaz yerinde, Coşar gelir bana, yâr olur musun ? Allah aşkına düşünüp bir ara, Aldırmadan fırtına, tipi, kara, Benden beklemeyi koyup kenara, Şaşar gelir bana, yâr olur musun ? Sevgiye susamış, içip kanmışsam, Uğruna kül olup, sana yanmışsam, Sana kucak açmış, seni anmışsam, Koşar gelir bana, yâr olur musun ? Yakıp yıkıp, sonra da kaçar mısın ? Ya da "kısmet" der, yola çıkar mısın ? Su gibi engelleri yıkar mısın ? Taşar gelir bana, yâr olur musun ? Kırıp zincirleri, prangaları, Sonra üzerine giyip alları, Ovayı, dağları uzun yolları, Aşar gelir bana, yâr olur musun ? Yar olmayı beceremeyene....... |
Hayal Bana Yakın, Yar Bana Uzak...
Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez Aşkına düşeli yar bana uzak Yüz bin öğüt versen biri kar etmez. Senin aşkın beni kıldı urusvay Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay Kabul et kapında beni de kul say Dost yoluna ölür aşık ar etmez. Ey beni bu derde giriftar eden Eski muhabbeti kaldırdın neden Gönül ister kavuşmayı ölmeden Gül olmasa bülbül ah u zar etmez. Beni yakan yansın aşkın narına Gönül düştü bir zalimin toruna Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına Ah çeker ağlarım yar elim yetmez... |
Can Kırıkları
Şimdi susuyorum! yüreğimdeki yangınlara aldırmadan bıraktığın enkazın küllerinde yürüyorum her adımda biraz daha uzaklaşıyorum kendimden dilim dipsiz bir kuyuya düşüyor kendimden kaçıyorum şimdi anlıyorum! şehrin rezil sokaklarında bitmişiz sevdamızın köşebaşları hep tutulmuş bakışlarım biraz daha boş artık dünden içimdeki uçurum eskisinden derin şimdi biliyorum! sonsuza kadar sürmüyor tüm sevgiler o derman hiçbir zaman olmuyor yürekte biran geliyor ölüyor birşeyler en derinlerde bir yerde şimdi görüyorum! kişi sadece hatalarına yanmıyor tam derdimi anlatabileceğim dediğinde dilde kelimeler bitiyor şimdi yürüyorum! ismi fail bir yolculukta çırılçıplağım can kırıkları kanatıyor heryerimi içime damlıyor kan kızılı ağır ağır ölüyor bu beden can tende yarım. |
Karşı/yaka (07,15 Vapuru)
Puslu bir sabahın şafağında Kızıl renkli damlardan Güneş doğar sabahıma Dalgalar uyandırır yakamozları Senin kokun niyetine ciğerlerime çekerim Bir tören edasında taze baharı Sonra bir imbat eser ansız Sağa sola dağıtır tüm anıları İçimde büyürken dayanılmaz hasretin Bir martının suya değer kanadı Devasa sessizliğinden uyanır ruhum Uzanıp yakalamak isterim, nafile Tutamam uçup giden zamanı Büyük bir gürültüyle çalışır motor 07,15 vapuru ayrılır iskeleden Selamımı yüklerim omuzlarına Olanca hızıyla seyrederken sana doğru Kederli bir tebessüm gelir oturur Ağlamaklı dudağımın kenarına |
Ne Dokunaklı...
Ne dokunaklı fiildir ´unutmak´
Ne hazin öyküleri vardır....unutuldum sananların, Ne yürek acısı yalandır, söylemek....´unuttum´... Ve, Sonu gelmez şarkıda, şiirde... yalanların.... Oysa...iyileşmiş yaradan düşen kabuk izidir aşklar, Bilir yazan, okuyan da bilir oysa... Kabul görmez içten içe.... o yalanlar.... Sevmenin sonu gelir... Ya hatırlamanın? Açılır bir hatırayla Unuttum sandıkların... Unuttum sandıklarına sığdıramadıkların.. Bilinmez ki, o sevdalar ´unutmaya´ yakışmaz, Unutmak bilgiye mahsus... Sevgili unutulmaz... |
Keman Ağlar...
Bir ağustos akşamında üzerime sinen islermiydi.
Yoksa göz gözü görmeyen bir yalnızlık gemisinde Korsan geceleri bekleyen sislermiydi. Hep bir ağızda istenmeyen sözler. Gök yüzünden kopan mavi oklardı, yüreğimin ücra köşesinde mağdur sensizliğe saplanan. Çanak tuttum ayrılıklarda kaşık kaşık sevdalar içtim. Aşk kabında El yordamı ile gölgemi yoğurdum. Açlığı önüme kattım dörtlükler arkamda. Dargın menekşeler için düştüm yangınlara. Küllenmiş bahar örtüsü rüzgarın dışladığı düşsel mutlu sonlarda. Şiirin sarhoşluğu belirir okudukça dağılır cümleler kurulur kâfiyeli nakaratlara. Yağmura sözüm geçmez gelen geçen çok olur Keman ağlar eski anıların notasında. Ben umut yüklüyüm sebil güzelliklere vâkıf sevgi pınarı akar sessiz fonda. Hangi güzelliği gözü yaşlı bıraktım Hangisinde bir tutam siyah saça alındım anımsamıyorum. Korkunun ecele ortak olduğu faydalı çözümler üretsemde sonun yaşlandığı gençlik iksiri başlangıçlarda. Çıkarları döven ekili sözler var nadasa bırakılan Gönül topraklarında. Sâkil seneler geçti ne eleme sığdık ne de kedere. Bir sikke sevgi hak getirsin derken bulamaç tortulu bir yaşam gelecekte... Sürünen güz yaşları yılda bir düşer cemre göynüme sen düşünce. Dudaklarıma fettan yakarışlar öylesine içerlenen savruk göç sürüsünde. Gözlerimde bir şelale akıp gider, demini almış sevgiler zamanında müebbet dönemeçler. Yarına kalmayan iflas tutkuları bu günün öğününde. Şimdi tabakamda Kükürt kokusu tutunamadığım tiryakiliğe nispet. Varım yoğum içine senin sindiğin kolalı mavi bir gömlek. Saf kayalıklara sıkışan yalnızlığın çığlıkları duyulur. Sorgusuz tanyeli mükerrer şafak. Sabırsız aleni bir gece sen tüneyeceksin benimle. Gülden sevgilerin kalesine sen Mazbut bir seyirci olacak iklim. Vedalar askıda kalacak kırlangıç gönüllerin adresi Çıkmaz renklerin sokaktaki kanatları olacak. Sen |
BİR DOSTA MEKTUP
Bilemezsin ne kadar mutsuzum buralarda. Ve ne kadar yalnızım bu karanlıkta. Hep aynı karanlık uzaklara dalıyor gözlerim, Sonra isyanla titreyen dudakların geliyor aklıma. Ve o simsiyah, ıslak, acı çeken gözlerin... İşte o zaman senin için, senin acılarını yansıtan, Çığlıklar atıyorum önümde uzanan mavi karanlığa. Gecenin hüznü çökmüş yağmur bulutlarına. Bırak gökyüzü ağlasın senin yerine bir de ben, Sen acılara inat, Kurut gözlerinde biriken yaşları. İçini kavuran o acı intikam uğruna, Yalnız ama yalnız sende varolduğuna inandığım, O güzel değerleri yitirme ne olur. Canım benim, Bana haber yolla masal kuşlarıyla, Tutunup kanatlarına uçarak geleyim. Yine eskisi gibi koy başını omuzuma, Günler, geceler boyu öylece dertleşelim. Ta ki, bir şafak vakti yeniden doğmuşcasına, Tüm acılarından arınana dek, yanında kalayım. Birlikte kıralım zincirlerini tutsak yüreğinin, Ve "Artık Mutluyum" dediğinde, Ben de sessizce evime döneyim... |
Hoşçakal....
Son durak belkide bekletildiğim yer
Belkide bekle dedikleri yer. Çarşafa dolanmış sözlerin esiri isem, Neden! Bu başına buyruk çekip gitmeler Bu işim başımdan aşkın demeler Aşkın iş ile baş arasında uzun yol aldığı nameler. Neden peki Üstünde leke tutmayan bu garip sözcükler. Nereye dokunsam Beni farklı adreslere göndermelerin berisinde Gidenler dönmez cümlesindeki sözlenmeler. Ayrılığa kılıf bulan geceye atıflar Toplu grev hakkı isteyen vedalar Gözgöre göre ellerimi bırakan sevdalı sanıklar. Neden peki Yalın bir tebessüm ardındaki hüzün Bir gün gelecek der gibi yüzün. Oysa Olasılıklara sıkışan derme çatma özlemler Kalır ellerinde. Davetinde sus pus olur Bir tek kelime. Hoşçakal..... |
Külünde Kul Kaldı...
umudun yok olduğu yerde
umutsuzluk mekan kurar. umut kalkan olur yaş' lı muharebelerde yaş oluk olur kanar nehir yanar gönüllerde. geceyi balçıkla sıvamak gündüz vakti hayra şer sormak kimin haddine şer' i yorumlamak cevapsız kalır hüzün sedirlerinde. puslu bir çarşaf kalır bahar sonrasında hazan bulaşır ellere yaz matemde seyreder gözler ayrılığı gösterdiğinde külünde kul kaldı vecibelerinde gül sevgi sev' de yandi gibisinde dün. |
Beste...
Keman ağlar gözlerde
kirpiklerden uçup gider yaşlar. Beste terbiye olur gönülde Yandıkça yürek acı çeker makam baktıkça hasret sığmaz resimlere. Ben gönül telime yalnızlık dokundururum Sevgi , aşkla dolar Fasıl suskunluktaki meşkle. Senin gelip geçişin peşrevlerde vuku bulur Ritim tutmaz olur Son rakım sensizliği gösterdiğinde. Ben seni yazdım şiirlerde Bitmedi hasret Tükenmedi sevgi Veda muhtırası muhtemel Yalnızlık hep söylendi. |
Yar Seninle Yaşıyorum...
Yar aramızda dağlar olsa da
Yollar bizi ayırsa da Kalbin kalbimde atıyor Gülüşün yüzümde yaşıyor Gözlerin gözlerimde bakıyor Yar aşkın beni sensiz bırakmıyor Esen yel kokunu getiriyor Doğan güneş selamını gönderiyor Elbette gönül hasretle seni bekliyor Yıldızlar gelecek gelecek diyor Yar sevda ateşin yüreğimde yanıyor Yar seninle doğdum seninle büyüdüm Hayat yolunda yalnız seninle yürüdüm Ben beni değil aynada seni gördüm Yar yıllarımı seninle cennette geçiriyorum Sesini duydum ya huzurluyum Yar seni yaşıyor seni soluyorum Yanımda olmasan da ben seninle doluyum Yar seni kaybettiğim gün bil ki ölüm yolcusuyum |
Elveda Sevgili...
Ansızın girdin hayatıma ,
Şimdi de sonsuza kadar gittin. Ardından bakarken , Gözyaşlarımla uğurluyorum seni, Elveda Sevgilim... Gecenin ürperten uğultusunda , Gözlerin yine bende kaldı. Hiç ayrılamadın benden , Yüreğin beni hiç unutmadı... Gittikçe kopuyorum senden , Nefret içinde mi yüzmeliyiz birlikte ? Dalgalar bizi sürüklemeli mi ? Titriyorum uzaklaşırken, Elveda Sevgilim... Hayat böyle cevap verdi bize , Haklıydı. Bu zorlu aşk , İkimizi sadece yaraladı. Sen ellerimi bırakırken , Bir esinti sürükledi bizi. Savurdu. Hissedemeyeceğiz bir daha birbirimizin tenini Elveda Sevgilim... Şimdi yağmur yağıyor burada , Damlalar yere , Sen ise yüreğime düşüyorsun. Gözümün önüne geliyor yine , O erişilmez ruhun. Yine gidiyorsun. Elveda Sevgilim , Sonsuzluklara gidiyorum ben. Sen kal burada , Ben aldanışımı yaşarken... |
Benim Hiç Senim Olmamış Gibi...
varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın..
sensiz kalma ihtimalı olmayacak, alayına kurulmuş cümlelerin sonunda.. belki bir kaç satır arasında unutulacaksın, bir müddet sonra.. içimden olmayacak , boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim.. hani hep kızardın ya, konuş konuş derdin... haykırabilirmiyim korkaklığını.. bıraktığın bu mavi düşleriyşe mavi yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabirmiyim dersin, susarmıyım, gülüp geçermiyim yoksa...?? aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı.. seni hiç tanımamış gibi, yaşamımı sürdürmeliyim.. var olduğum her yer aşkın şehri olmalı artık yeniden sevmenin sevilebilmenin yeri her yer. zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olamalı benim için.. evet sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni.. yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına.. kopan takvim yaprakları, sensiz geçen günleri saymamalı, yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım.. kabullenmeli, hazmedilmeli, aldırmamalı, hatta sana hak verebilmeliyim.. bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için.. zira yoksun ''sanki benim hiç senim olmamış'' ''sanki biz hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat sarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gıbi o kendini biliyorr... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:09 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team