![]() |
Tutamayacagım sözler VERMEM
Basit kişilerle polemige GİRMEM Bazı şeyleri asla AFFEDEMEM Yaşanmışlıkları kolay SİLEmEM Acıyı tanıdıgım için,kimseye ÇEkTiRmEM Cesaretsizligi ""gurur'la"" öRTEMeM Yalan ve taktiklerle ugraşmayın,YEMEM! Dostlarıma laf ETTİRMEMMM... Tutkularım var, VaZGEÇEMEMMM!!! Gidiyosan eğer,çok özlesem bile dön dEmEMMMM Agır geliyosa bunlar, firar serbest.. sEvEn sEvEr..sEvMeYeN yoL aLıR giDeR!! |
Bir Dilencinin Ağzından... Sanırım aşağıdaki mısralar bir dilencinin ağzından çıkabilecek en şiirsel sözler olsa gerek. Elbette Goethe Faust ta bu güzel mısraları bir dilencinin ağzından bizlere yazmış. Bakınız ne diyor; İyi kalpli baylar ve güzel bayanlar Size dilerim kutlu bayramlar Lütfen yüzüme iyi bakın Ve beni dardan kurtarın Boşa gitmesin bu şarkılar Sadaka veren olsun bahtiyar Bayram yaparken herkes Sevinsin birazda şu kimsesiz Ne olur sevincinden bayramın Bana da bir pay ayırın Goethe Heralde çoğumuz dilenciye para vermişiz yada çalışsın kardeşim demiş yahut acaba gerçek dilenci mi diye düşünmüşüzdür. Ancak aşağıdaki mısralar bir dilencinin ağzından bize aktarılmış gibi görünsede asıl mesele toplumda yardıma muhtaç kimselere nasıl yardım edeceğimiz ve paylaşacağımız fikrinin vurgulanmasıdır. 1700 lü yıların büyük Alman şairi ve oyun yazarı olan Goethe sanırım teknolojiden uzak o günlerde bu günlerde bir çok kimsenin görmediği şeyleri görmüştür. Zaten büyük sanatçı olmanın bir kriteri de bu olsa gerek. Bir şeyleri farklı görebilmek. Tabi onların okuduklarını ve düşündüklerini bilmeninde ötesinde, bir bilgelik olmalı ruhlarının derinliklerinde. Onların sanki içlerinde gönüllerinde fazladan gözler yahut kulaklar var. Farklı duyar ve duyarlılıklar gösterirler. Eğer bir şair bir eserini 60 yılda yazıyor ise bu eser defalarca okunmaya değer bir eser olsa gerek. Sanırım batı edebiyatında farklı bir tarzı ve gönül gözü olan nadir şairlerden biri Goethe. Bu güne gelirsek Bizler topumsal yardımlaşma kavramında nasıl bakıyoruz? Örneğin lüks arabamızda sahilden usul usul giderken arabamız ışıkta durduğunda yandaki çöp kutusundan ekmek bulmaya çalışan bir dilenci ne kadar ilgimizi çekiyor. Yada Dünya nın x yerinde haksız yere ölen veya öldürülen insanları haber bültenlerinde gördüğümüzde nasıl devekuşları gibi kafamızı toprağa gömerek hiç bir şey yokmuş gibi sohbetimize devam ediyoruz. Elbette herkes zengin olsun. Ama bu Dünya daki herşey bazı kimselerin emrine verilmiş değildir. Evet bazıları ise buna güçlü olan kazanır diyor. Bu sanırım ******lar alminde böyle. İnsanlar ise durup düşünüp analiz yapabiliyor. Ve hayır diyor. Güçlü olan değil iyi olan hakeden kazansın ve yaşasın. Eğer güçlü olan kazanacaksa bu oyunda ben yokum topumu alıp giderim demek de doğru değil. Şöyle bir etrafımıza bakalım. Gururla ekmek ve yaşam mücadelesi veren ama ihtiyaçlarını karşılamayan insanlara hep beraber yardım edelim. O zaman belkide sokaklarda Goethe nin dizelerideki gibi bizimle dalga geçen bohem dilencilerle karşılaşırız. Onlarla şiir konuşur sohbet ederiz. --- > alıntı --- > |
hayat ikinci perdesi olmayan bi oyun
|
çok güselmiş:)
|
Siz Olsanız Hangisini Alırdınız ?
![]() Satılık ***** Yavruları" ilanının altında küçücük bir çocuğun kafası gözüktü. Çocuk dükkan sahibine sordu; "***** yavrularını kaça satıyorsunuz?" Dükkan sahibi; "30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları" dedi. "Benim 2 dolar 37 sentim var" dedi çocuk, "Bir bakabilir miyim yavrulara?" Dükkan sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve kulübeden beş tane yumak halinde yavru çıktı. Yavrulardan biri arkadan geliyordu. Küçük çocuk yürümekte zorluk çeken sakat yavruyu işaret edip sordu; "Bunun nesi var?" Dükkan sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve hep sakat kalacağını açıkladı. Küçük çocuk heyecanlanmıştı. "Ben bu yavruyu satın almak istiyorum." Dükkan sahibi; "Hayır, o yavruyu satın alman gerekmiyor. Eğer gerçekten istiyorsan, o yavruyu sana bedava veririm." Küçük çocuk birden sinirleniverdi. Dükkan sahibinin gözlerinin içine dik dik bakarak; "Onu bana vermenizi istemiyorum. O da diğer yavrular kadar değerli ve ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim. Aslında, size şimdi 2 dolar 37 sent vereceğim ve geri kalan borcumu da her ay 50 sent olarak tamamlayacağım." Dükkan sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı; "Bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum. Bu yavru hiç bir zaman diğer yavrular gibi koşup, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak. Bunun üzerine küçük çocuk eğildi, pantolonunu sıvadı ve büyük bir ****l parçasının desteklediği sakat bacağını dükkan sahibine gösterip tatlı bir sesle, "Ben de çok iyi koşamıyorum ve bu yavrunun kendisini çok iyi anlayacak bir sahibe gereksinimi var" dedi. |
Deniz yıldızı
![]() Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden yazar,sabaha karşı kumsalda dans eder gibi haraketler yapan birini görürü.Biraz yaklaşınca,bu kişinin sahile vuran deniz yıldızlarını okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır; - neden deniz yıldızlarını okyanusa atıyorsun? - Genç adam yanıtlar; - Birazdan Güneş yükselip,sular çekilecek.onları suya atmazsam ölecekler. - Yazar sorar; - Kilometrelerce sahil,binlerce deniz yıldızı var,ne fark eder ki - Genç adam eğilir,yerden bir deniz yıldızı daha alır,okyanusa fırlatır; - Onun için fark etti ama***8230; |
Çocukluk ve yaşlılık birbirine benzer; her iki durumda da, değişik nedenlerle insan savunmasız olur...
Bedenimizin çevresinde görünmez bir zırh oluşması ergenlik döneminde başlar... Bu zırh bu dönemde oluşur ve ergin hayat boyunca kalınlaşır... Gelişimi birazda "inci"ninkine benzer; yara ne denli büyük ve derinse, çevresinde oluşan zırh da o kadar güçlü olur... Ama sonra zamanla, çok uzun süre giyilen bir giysi gibi en çok kullanılan yerlerinden yıpranır, dikişleri atar ve ani bir hareket sonucu yırtılır... Başlangıçta hiçbirşey farketmezsin, zırhının hala seni sıkıca sardığını sanırsın... Ama birgün birdenbire, aptalca birşey karşısında bir çocuk gibi nedenini bilmeden ağlamaya başlarsın... |
![]() |
![]() |
![]() |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:58 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team