![]() |
Sana uzaktan bakıyorum
Sana uzaktan bakıyorum. Sana bakmak inanılmaz mutlu ediyor beni. Sen gidince aklım da senin peşinden sürüklenip gidiyor, yüreğim de.. Yanında biri mi var, ona bir şey mi söylüyorsun, onunla gülüyor musun.. içim yanıyor. Ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. Senin baktığın her yer artık güzel, senin konuştuğun her insan, özel oluyor.
Sen evine şu yollardan gidiyorsun. Ardından yürüyorum. Beni fark etmiyorsun. Önünden geçtiğin evlere, gölgesinde yürüdüğün ağaçlara, her gün bindiğin otobüse bakıyorum. Senin gözünle bakıyorum. Sen yokken de o yollardan defalarca geçiyorum. Senin kokun, senin havan, senin kokun sinmiş havaya.. Sanki seni soluyorum. Akşamları ne yaparsın acaba? Sofraya oturduğun zaman yanında kimler var? Hangi yemeği severek yersin, neyi sevmezsin? Kitap okur musun? Hangi kitapları seversin? Ne tür filmlerden hoşlanırsın? Televizyon izler misin? Gece sokağa çıkar mısın? Arkadaşlarınla en çok neye gülersin? En çok kim kızdırır seni..Hangi futbol takımını tutarsın? Bilmeliyim. Senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim. Çünkü ben de o filmlere gideceğim, ben de o dizileri izleyeceğim, ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim. Bilmeliyim. Baştan kuruyorum dünyamı. Seninle yaşamaya başlıyorum. Onca kalabalığın içinde, karmaşık yasamın ortasında eğer sen varsan daha seni görmeden bir kuş gibi çırpınmaya başlıyor yüreğim. Bir ışık çarpıyor yüzüme, bir sıcaklık yürüyor göğsümde. Anlıyorum ki sen varsın. Sen ordasın. Sen gelmişsin. Bakmadan, başımı çevirip seni görmeden varlığının farkındayım. Ey uzak uzak baktığım.. göz göze gelmeden, saçını okşamadan, değil bir rüyayı bir cümleyi paylaşmadan sevdiğim sevgilim. Bir aşk filiz verdi, fidan verdi, kök saldı içimde. Onu sana göstermek için ömrümü veririm. |
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
.
|
Yine Yalnızım
Doyasıya mektuplar yazmak isterdim. Bir posta güvercinin ayaklarında, bulutlara varan mektuplar. Hasretin yok, aşkın harap. Şiirler yazmak isterdim yokluğunda; yokluğunu anlatan. Düşler görmek isterdim; karanlıklara gömülmüş aydınlığımda. Bir umut beslemek isterdim. Her neyse; yine yalnızım buralarda... |
.
|
Ne Çok hatıram Var Seninle Rabbim!
Ne çok hatıram var seninle Rabbim Bazen uzaklara salıyorsun beni Arayıp bulayım diye seni. O zaman içinde bulundu um karanlıklardan NUR'una yol alıyorum ''Allah müminlerin dostudur.Onları karanlıklardan NUR'a çıkarıyor''ayeti ümidim ve kılavuzum oluyor. Karşıma hayeller,gölgeler çıkıyor.Yolumdan alıkoymaya çalışıyorlar. O zaman İbrahim gibi ''Ben gelip geçen şeyleri sevmem''diyorum. Bu arada mektuplarını okuyorum. Tatlı bir esintiyle geliyor sözlerin bazen Hele o baharda açan çiçekler yok mu?Hem senin güzelli ini okuyorum onlarda,hemde beni güzelleştirmek,geliştirmek istedi ini... Başını toprakdan çıkaran filizleri görüyorum. Sanki bana ''Sende bu dünya topra ından başını çıkar,ahiretin güzel ikliminde filizlen,uzat dallarını cennete,ebedi meyveler ver''diyorsun. Ahh Rabbim; Bazen bunları unutup dünyaya sarıldı ım oluyor. Hani neredeyse seni unutaca ım. O zaman dünyayı elimden alıyorsun,dikenleriyle elimi kanatıyorsun. Sanki bana ''Senin asıl yurdun burası degil senin asli vatanın var.Seni bekleyen peygamberler,sıddıklar,şehitler,salihler var.BEN VARIM"diyorsun. O zaman şükrediyorum sana.Beni unutmadıgından,terketmediginden dolayı. Ya günahlarım,günahda ısrarım yokmu? Ozaman bana darılmışsın gibi geliyor.Şu sözünle teselli buluyorum,ümitleniyorum.''Rabbin seni terketmedi,darılmadı da'' O zaman dünyalar de il cennetler benim oluyor. Senin güzel isimlerini kalbime dolduruyorum.Seni herşeyden çok seviyorum. |
SENİ İSTİYORUM ŞİMDİ
Hiç bir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiç bir şeyi sonraya bırakmadan, sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil. Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru. Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, bir sevdayı büyütmek için! Kaç gece yanlız geçti hesaplasana... Kaç gece bir sonraki günü düşünürek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik söylesene...Her sabahı birlikte karşılamak vardı. Benimle sevişmekten yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle yeni güne hazırlayabilirdim. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün. Bir kentin her yerinde, herkesin içinde elele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı.Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında öpebilirdim seni. Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, denize bakar, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik. Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimiz delicesine. Bir saati yanlız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık. Yaşayamadığımız o bir saatin acısını çıkartmak için. Peki biz ne yaptık? Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, hergün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer keşif omak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaadetmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu, en deli sevdanın sözcüsüyüm. Onlar adına konuşuyorum. Yarını olmayan zamanlarda hiç bir şeyi düşünmeden erimek adına konuşuyorum. Gözlerinin içine bakıp ''SENİ SEVİYORUM'' demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiç bir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekip, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adına anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum. Seni seviyorum ey yar, canıma bir can daha katmak için. Ruhumun yanlızlığına, yüreğimin acısına son vermek için. Daha mavi bir deniz, daha mavi bir gökyüzü, daha mavi bir sevda için... Seni istiyorum; Yarın, öbür gün, öbür hafta, öbür ay, öbür yıl değil... ŞİMDİ !!! |
yazın çok güzel olmuş yüreğine sağlık aşkı dolu dolu yaşayacak bi yüreğin var ne hoş.......:)
|
Sen benim en değerlim;
Sen vazgeçemediğim, Uğruna şiirler yazdığım Bazen acılar çekip, Bazen bir çırpıda üstünde titrediğim sen... Biliyor musun, içimi rahatlatıyorsun Seninle herşey çok kolay Herşey daha da güzel Biliyorum bazen seni üzüyor, Sert davranıyorum istemeden. Onca yükümü çekiyorsun Bana mısın demiyorsun Kucağında gazete, dergi, kitap okuduğum Bazen de efkerlanıp bir cigara tüttürdüğüm Dert ortağım, sırdaşım, dert küpüm Sensiz bir Pazar günü düşünemiyorum Gazetemiz, çayımız, sigaramız ve biz... Dakikalarca birbirimize dokunup Alt alta üst üste fısıldaştığımız Çığlıklar attığımız Pazar günleri... Herkesin böyle bir ilişkisi olabilir Ama bizimkisi bir başka.. Senin kıymetini bir ben anlarım... Bazen senden uzak seni düşünür Hayaller kurarım. Geceleri sensiz içerim sabahlara kadar Ama sabahleyin karşına gelir Utana sıkıla fütursuzca içimi dökerim sana Bir benim olmalısın benim Benim canım klozetim...:D::D |
Ben sana nasil küseyim
Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme düşer Karaköy'den vapur kalkmaz Sezen Aksu şarkı yapmaz Üsküdar'da yangın çıkar Hey kanar yüreği güvercinlerin Minübüsler bağırmaz olur Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın Ulan poyrazı küser, olan lodosu esmez Yağmuru yağmaz nisanın Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme gelir İçim yanar içim Bir aşk için bir içim Kendini varur sokaklarına Cihangir'in Eyüpsultan sabahlarına Ve ekmek kavgasına yemin olsun Bir de umuduna Kavgaya düşmüş yeni gencin Beyoğlu Arsız bir gece beyim Hayat üryan edilmiştir Ve sevilmiştir, ve sevmiştir Gül pavyonda sevim Söyle Söyle ben sana nasıl küseyim Yolda yürürsün Canın çeker Kestane satarım Taksim'in köşesinde Beyoğlu'da sinemaların kapısında dururum Her filimde Türkan Şoray oynar Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme düşer Minibüslerin kapısında bağırırım Sen binersen ön kolduğu ayırırım Bir de teyibe attım mı şarkımızı Bir tek dileğim var Mutlu ol yeter Ben sana küsmem İstanbul üstüme düşer Yangın çıkar üsküdarın içinde Aslan arkadaşla belalardan geçerim Her bi şeyi taşır yüreğim Her bi şeyi taşır Bir senin yokluğunu çekemez Söyle Söyle ben sana nasıl küseyim Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme düşer Karaköy'den vapur kalkmaz Sezen Aksu şarkı yapmaz Üsküdar'da yangın çıkar Ey kanar yüreği güvercinlerin Minübüsler bağırmaz olur Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın Ulan poyrazı küser Olan lodosu esmez Yağmuru yağmaz nisanın Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme gelir İstanbul üstüme düşer Söyle Söyle ben sana nasıl küseyim (Ibrahim Sadri) |
masal_1 sundu...
Hala aymazlıklar aynı noktada. Ardına bakıyosun, arpa boyu yol... Kör, yakaladığında istiyor hakkını Bir yanda İlahi emirler manzumesi. bir yanda, çılgınlıkların debdebesi... Sorsan her fert inancın abidesi.... Gülmek istiyorum sesleri aşıp... Ey Gençlik yıllarında isyan ettiğim şair. Mantıksızlığımı, senin sırtında gezdirmişim yıllardır. Neler söylüyordun öyle_ Mısraların ucunda sihirli hançer edası... ''Bir elde kadeh, bie elde kur'an. Bir işimiz helaldir, bie işimiz haram. Şu yalancı dünyada, Ne tam kafir olduk, ne tam müslüman......'' |
masal_1 sundu...
SENİN güzelliğin O'ndan bir güzelliktir Bakışın O'nun bakışının belirtisidir. Beni sevmen O'nun sevmesi gibi gelir bana. Beni kalbinde kabullenmeni O'nun rızasının işareti sayarım Gözlerinin parıltısı onun nurundan dünyadaki nasibimdir. Bu yüzden seviyorum seni ey sevgili!... Sana gelişim bundandır. Her an O'nunla olmak istediğimdendir seninle olmak istediğim . Seni her şeyden sakınıyor oluşum O'nu kutsayışımdandır. Seni kabimin en aziz yerine koyuşum O'nu aziz bilmemdendir Sana her şeyimi veriyor oluşum O'nun bana ver deyişindendir . Sen O'ndan olduğun için emrinin br gereği olarak her şeyimi sana veriyorum . Bil ki muradım O'dur. O'nun muradı da benim. Ve biliyorum ki beni almak için seni göndermiş. bu yüzden kıyamam sana . Değil sana kıymak, seni bir an üzersem ebediyyen O'na varamam diye düşünüyorum . Ben seni O'ndan geldin diye seviyorum, seeni O'nun bir işareti sayıyorum. seni O'nun davetçisi biliyorum. Ne olur ey sevgili! Beni O'na götür, O'na ulaştır. Sana takılı bırakma beni. İnan bana ey sevgili O'na götürürsen beni, O seni baştacı yapar, Benim yaptığım gibi Ateş sana dokunmaz Bana dokunduğun gibi................................... |
Ayak Sesleri
Hep bu ayak sesleri, hep bu ayak sesleri, Dolaşıyor dışarda, gün batışından beri. Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime, Bir eski çıban gibi işliyor içerime. Ey şimdi kara haber gibi bana yaklaşan, Sonra saadet olup yanımdan uzaklaşan Sesler, ayak sesleri, kesilmez çıtırdılar! Bana gelen müjdeyi galiba caydırdılar. Böyle adım atarlar, ayrılanlar eşinden, Böyle yürür, gidenler, bir tabutun peşinden. Kimsesiz gecelerim, bu kesik sesle doldu, Artık, atan kalbim de bir ayak sesi oldu. Bir gün, sönük göğsüme düştüğü vakit başım, Benden ayrılıyormuş gibi bir can yoldaşım, Gittikçe uzaklaşan bu sesi duya duya, Yavaşça dalacağım, o kalkılmaz uykuya... |
GEL ASKIM
Cehennem ateslerinde gel yanip kavrulalim, GÜnaha girsek bile gel bu aski yasayalim, RÜzgar nereye eserse, bizde oraya savrulalim, Kiyametler kopsa bile, gel bu aski yasayalim, Hic bir seyin anlami yok sensiz inanki, Seninle yeniden dogdum, sanki hayallerim gercek oldu, kalbim hep askinla doldu, daha baska ne kaldi gel ASKIM........... |
Senin hasretindir YA RASUL
Senin hasretindir yakio kül eden Senden cok uzakta bu beden Seni görmektir hayalim Görüyorsun elbet benim halim Illaki cok kusurlarim var Sen rahmet eyle ey güzel=Yar= Napayim bu dünyayi sensiz Dünyam tussuz sekersiz cok sessiz Özlüyorum seni dinmeyen özlembu Olurum insallah sanalayik ( bir kul) |
BİR YOLCUYUZ BU GURBETTE
Biz yolcuyuz yaratılıştan haşire doğru, Her insan mutlaka yÜrÜyecek bu yolu, Her anı insan oğlu için imtihanla dolu, Sabır ile şÜkretmek kazanmanın yolu. Acılar musibetler dikenleridir bu yolun, KÜçÜk gÜnahlarına kefareti olur kulun, Anlasa gafil insan hiç isyankar mı olur, O kapının eşiğinden hiç uzakta mı olur. Seni görememek asla hiç mÜmkÜn değil, Kör,sağır olsak da bu hiç mÜmkÜn değil, çiçeğe bakıp seni görmeyen insan değil, Soluk alıp da şÜkÜr etmeyen insan değil. Bu yolculuk insanı alır, iki sona götÜrÜr, Cennet veya cehenneme insanı götÜrÜr, Mevla cennete şeytan ise ateşe götÜrÜr, İnsanlık sırrına ereni,RabÂ***8217; bine götÜrÜr. |
Aldanmayın
Aldanmayın ,bu dÜnyanın zevk Ü sefasına, Cefası çok,çile çekmeyen,eremez refahına. İmtihan için geldik,aciz kullar dÜnyaya, Gafletten uyanmayan,toplayamaz sermaye. |
Daha az seviyorum seni.. Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum.. Azala azala.. Aramızdaki uzaklığın karanlığında.. Geceler kısalıp..Gündüzler uzuyor öyle olunca.. Daha az seviyorum seni.. Kendini iyileştiren bir yara gibi.. Daha az.. Ve zamanla.. |
Gurbette Bayram Sabahı
Gurbette Bayram Sabahı
Bayram sabahı hüzünle kalkar giderim Gurbetteyim yok kimim kimsem derim Başım eğik giderim namazıma Niyazımda ***8216;Kimsesizim bu ellerde Allah***8217;ım!***8217; derim Gözlerim yürürken tanıdık sima arar Dertler buğulanır yolumu sarar Bir anda yalnızlığım artar da artar Gözlerim aşina çehreler arar Yağan kar tanesi usulca yüreğime dokunur Bir anda irkilirim ezan okunur. Name name yankılanır gurbet semasında Hisseder tüm gönüller bu hasretin verasında Şehbal açar minarelerde ruh u revan-ı Muhammedi Üzülmeyin diyor sizi çağırıyor şu âlemin sermedi Üzülmeyin diyor Habibullah sizi huzura çağırıyor Allah Ve huzurdayım... Damla damla eriyor hasretim Bir bayram sabahı yanımda duran yetim Evet, ben de ona hasretim, diyor Bir sessizlik hakim oluyor bir anda her mekâna Ertuğrul Zengin |
Ben aşkı bir üveyikte satın aldım
Ben aşkı bir üveyikte satın aldım, yaşım onaltı O zamanlar bakır rengiydi dağlar Daha şıvan düşmemişti böğrüme Daha deli deli esmemişti rüzigar Kalbim acıya düşmemişti Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım Halayda delikanlı başı olacaktım Bıyıklarım yeni terlemişti Gurbeti İsmail dayımın gönderdiği Kuru üzüm ve fıstıknan Bir de İstanbul fotoğraflarından Tanımıştım Hey deli yanım Türkülerim ince gül dalım Gönül közüm Verdiğim sözüm Ne zaman duman olsa Munzur'un doruklarında kalırdı gözüm Arada bir durup Fırat'a bakışım Ve yanımdan ayırmadığım Bir üveyikten satın aldığım aşkım Yani ahretlik gülüyordum İstanbulu fotoğraflardan Vurgunu üveyikten biliyordum O zemheri akşamında Oturup tandırın karşısına babam Oğul yürü, dedi Yürüdüm Topak oldu babam, acıdan yumdu gözlerini Yalnız bir "ah" etti anam Sessizce ırmağa düştü sözleri Yürüdüm Terleyen bıyıklarım Şahin bakışım Ve yıldızlı gecelerimde birinde canım Bir üveyikten satın aldığım halis aşkım Geride kaldı Ormanlar gördüm Ağaçlar gördüm Dallarında adamlar asılıydı İpince fidanlar İpil ipil kan sızardı dudaklardan Bakışlar Gecenin koyukatmer albasması karanlığına karşı Nasıl da gülüyordu Nasıl da gülüyorlardı Hani benim yıldızım Hani şehla bakışım Hani sazım Ve halis aşkım Dağlardan geliyorum ben Fırat'ın doğduğu yerden Gönle aktığı yerden Serin göze başından Soğuk bulgur aşından Dağlardan geliyorum ben Aşkın doğduğu yerden hey! Yusuf'un kuyusundan Eyyub'un sabrından geliyorum Etmeyin eylemeyin Ben İstanbulu fotoğraftan Vurgunu üveyikten biliyorum Hani benim yıldızım Hani şehla bakışım Hani sazım Ve bir üveyikten satın aldığım Halis aşkım Hey anam Ne aynam ne tarağım ne sedef çakım Ne tesbihim ne mintanım Bir han odasında Akşam alacası değip geçerken böğrüme Yavaşça önüme düştü alınyazım Kim tutar kaldırır başımı yerden Kim dinler türkülerimi, bozlağımı, sazımı Bir duan olaydı ah, yanıbaşımda Bir çift lafın Bir tas ayranın Bir dağ soluğun Entarine yapışmış kalmış bir yayla çimenin Bir tesbih böceğin Bir avuç toprağın Bir küçük taşın Bir tel taçın alyazmanın altından Hey anam Akşam indi kırıldı sazım İstanbul'da Haramiler sokağında Bir han odasında Yavaşça önüme düştü alınyazım Hani benim yıldızım Hani şehla bakışım Hani dağlara verdiğim aşkım Akşam dediğim ana İstanbul'da aykaranlık yürek pustur Bir de hikayesi var Kanadı kırık martıdan dinlediğim: Çok önceden Zebaniler yakıp geçerken şehri üç damla baldıran zehri Üç damla hıyanet dökmüşler mavi denize Üç martıyı boğmuşlar Herşeyi gördüler diye Akşam dediğim Dam aralıklarından Han bacalarından kaçıp giden güneşin Vurması değil mi taa dağlara, dağlarıma Değil mi ana Yani akşam dediğim İsli han odasında Bir ben Bir viranşehirli Yakup Bir de çaykaralı Musa Üç bardak çay hatırına Üç gurbet türküsü değil mi uçurduğumuz Üç damla baldıran zehri değil mi ana Akşam dediğim Buradan Bu halis aşkımı Bir han kirasına sattığım hovarda İstanbul'dan Aranan bütün overlokçular sıraütücüler adına Budur havadisim Hatırladığım Ne bulgur tadı Ne bir çiçek Ne bir isim Ben gündüzleri Müslüm Gürses dinlemeye Geceleri han odasında Alın yazımı görmeye hüküm giymişim Yine de ana Ana yine de Öperim gözlerinden Dağlarımın Çimenimin Ve kanayan gençliğimin Öperim hepsinin tekmil gözlerinden Bıyıkları yeni terlemiş gençliğim adına Ana Can ana Yaran ana Oyy ana Hani benim yıldızım Hani şehla bakışım Hani sazım Bir üveyikten satın aldığım halis aşkım Ben aşkı bir üveyikte satın aldım, yaşım onaltı O zamanlar bakır rengiydi dağlar Daha şıvan düşmemişti böğrüme Daha deli deli esmemişti rüzigar Kalbim acıya düşmemişti Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım Halayda delikanlı başı olacaktım Bıyıklarım yeni terlemişti Ibrahim Sadri |
Sen benim
Onyedi yaşımsın Sen benim Onyedi yaşımsın, deli çağımsın Sen benim Ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım İlk aldanışımsın Sen benim İlk ütülü beyaz gömleğim İlk şiirim ilk kavgam yaşamı ilk far****şimsin Sen Benim onyedi yaşımsın Yazlık sinemanın kapısında Saçları taralı bir oğlan Cebinde iki gazoz parası Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan İki filim bu akşam Birinde Yılmaz Güney oynuyar Birinde Fikret Hakan Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan Rüyadır gördüğüm bütün ümitler Gözlerin aklımı perişan eyler Aşk masalından şarkılar söyler Beni hülyalara salan gözlerin Yazlık sinemanın kapısında Saçları taralı bir oğlan Bir külah çekirdeği Mangal gibi yüreği var bilesin Sen benim Onyedi yaşımsın, deli çağımsın Aynaya ilk bakışım, babamla ilk kavgam Evden ilk kaçışımsın Serçeleri sevdimse senden Minibüslerde muavinlik ettiysem Bir teselli ver'i dinlediysem Orhan Gencebay'dan Emirgan'da çay içtiysem Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem Nerden bildiysem Şiirlerini Ümit Yaşar'ın Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem İçimde kıpır kıpır bu soluk nerden Sen benim onyedi yaşımsın Okulu ilk asışım İlk kez birine gümüş kolye alışımsın Sen benim İlk sakarlığım, ilk tuhaflığım, ilk yakalanışımsın Sen benim onyedi yaşımsım Mahallenin delikanlısı elleri ceplerinde Dudağında ıslığı Başında kavak yelleri Şarkılar mırıldanıyor Zalimin zulmü varsa Sevenin Allah'ı var Yeni çıkmış piyasaya Hayri Şahin ortalığı kavuruyor Mahallenin delikanlısı, cebinde iki gazoz parası Yüreğinde garip bir pıtırtı Alışmaya çalışıyor sana alışmaya Akşamları işportaya çıkıyor Bir defter, bir kalem bir de çakı alana Aynayı bedava veriyor Yani günler geçiyor Onyedi yaşının bütün tadıyla Sen benim Onyedi yaşımsın, deli çağımsın İlk maça gidişim Cemil Turan'ı ilk seyredişim, ilk sevincimsin Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme Öyle güvendiğimsin Sabahları eskici geçiyor kapıdan Karşı komşu Nafile Teyze bakkaldan ekmek istiyor Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi Her şey güzel oluyor Bu hengane nasıl yakışıyorsa İstanbula Bana da aşk öyle yakışıyor Anam koş kapa diyor muslukları Üç gündür akmayan sular geliyor Ben onyedi yaşındayım Hayat benden yana duruyor Sen benim Onyedi yaşımsın, deli Çağımsın Sen benim Ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım İlk aldanışımsın Sen benim İlk ütülü beyaz gömleğim İlk şiirim ilk kavgam yaşamı ilk far****şimsin Sen Benim onyedi yaşımsın Sen benim, sen benim, sen benimsin Sen benim her şeyimsin Hiç bir şeyimsin Hiç bir şeyimsin Ibrahim Sadri |
bir dilencinin ağzından
İyi kalpli baylar ve güzel bayanlar
Size dilerim kutlu bayramlar Lütfen yüzüme iyi bakın Ve beni dardan kurtarın Boşa gitmesin bu şarkılar Sadaka veren olsun bahtiyar Bayram yaparken herkes Sevinsin birazda şu kimsesiz Ne olur sevincinden bayramın Bana da bir pay ayırın Goethe |
Utansin
Bir ömür adadım sana sultanım.
Gönülde cennetim, dünyada han'ım, Yaratandan sonra mevkiim,makamım, Kokunu çalarsa rüzgar utansın..... Duygu sellerinde bendi tutansın, Kitabım, inancım gibi kutsalsın, Sevda buketinde gercek goncasın, Seni incitmişse yürek utansın.... Saknırım seni kitabım gibi, Sevgin en samimi hitabım gibi, Kalbi sarmalayan kaburgam gibi, Sakınmazsa seni ruhum utansın.... Sır olup dolaştım arzın üstünde, İlahi sanatın yonttuğu büstte, Kimse dokunduysa ya da öptüyse Başka el değdiyse beden utansın... Senden başkasından aldıysam koku, Kahreder kuşkunun en hafif şoku... İstersen yarayım kalbimi oku, Rastlarsan bir ize, gönül utansın... |
Seni unutamiyorum
Anlatamadim biliyorum Açikçasi gizlemeye gerek yok Seni çok seviyorum Anlamadin eminim Böyle olmazdi yoksa sevgilim Ah söyle lütfen! Beni sevdigini söyle Inan askima hiç süpheye bile düsme Çünkü ask gözlerimde Olsun! Alirim kirik kalbimi çikarim yola Bikere bile bakmadan arkama Ayrilik denilen bos yolda Yürürüm tek basima... Bu askin telafisi olmayacakmi daha? Aldigin yüregimi, umutlarimi bari ver bana Askima inanmadin, ne inandirici gelmedi sana Gözlerime bak ve söyle Çünkü ask gözlerimde... Sevgi vardir, ask gerçektir Ne olur bunu bana hissettir Her seyin ilaci sevgidir Önemli olan hissettirmektir... Haklisin aslinda... Suçlu olan benim Sana sevgimi hissettiremedim Ama seni dünyalar kadar sevdim Inanamadigini söylüyorsun Bütün sevgimi hiçe sayiyorsun Gerçek sevgimi görmek istiyorsun Demistim ya Neden gözlerime bakmiyorsun? |
ben seni neden mi sevdim
Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim Parlak bir inciydin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da Beni sardigi bir anda sevdim Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin Güzel bir yüzün var diye degil Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim Ben seni derinden ve hissederek sevdim Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim Seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin Yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda Kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim Sen ne kadar uzak olsan da, Aramizdaki kilometreler nasil çoksa Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim Seni kalbimde yanan atesin ile Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken Kalbimin yanip tutustugu anlarda Gelip o bu atesi alevlendirerek Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim Korkuyorum! Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum. Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum. Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum. Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum. Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum. Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum. O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum. Evet korkuyorum; seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten ... Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum. Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum. Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum. Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum. Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum. Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum. Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum. Korkuyorum evet; seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten... Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü; Seni daha fazla incitmekten korkuyorum. Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum. Sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum. Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum. Seni sevmekten degil; dostlugunu suiistimal etmekten, Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum. Belki de çok fazla korkuyorum ... çünkü;ben ik defa seviyorum... atilla ilhan |
ölünün odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş. Sütbeyaz duvarlarda, çivilerin gölgesi; Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi... Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü; Üstü, boynuna kadar bir çarsafla örtülü. Bezin üstünde, ayak parmaklarının izi; Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi. Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana; Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana. Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var; Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar. Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an; Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan. Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm; Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm***8230; Necip fazıl kısakürek |
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kursun olamaz mı? Victor Hugo |
DÜNYA HER ŞEYE RAĞMEN DÖNER Mİ?
Bir kuyunun dibinde yaşamaktı hayat bende, Bir aşeviydi gönlüm her mevsimde, Vazifemdi sevmek ücretsizce, Sen ey deli! nerden girdin kalbime? Düzenler alt üst oldu şimdi gönlümde Kuralsızlık hüküm sürdü benliğime, Zaman geçip her şey bittiğinde, Sevgi gerçeğe yenildiğinde, Yalnızlık yine koluma girdiğinde; Vicdan bu yükü çeker mi? Annem babam beni affeder mi? Masumiyet artık beni sever mi? Nefes alamak sanki bir mücadele, Ruhum bitmeyen şiddetli bir depremde, Gözyaşım çağlamış, görünmez ki; içimde... Rabbim beni bir gün affeder mi? Tevbelerimi kabul eder mi? Cennetini önüme serer mi? Çelişki var artık içimde, Asılmak ve bırakmak üzerine, Gurur desen; o kim bilir nerde? Hayat çelişki ile sürer mi? Bu acı bir gün biter mi? Çaresizlik çareye döner mi? Katıksız acı budur her halde, Ortada yara yok ama sağlam yer de, Nasıl iştir bilmem; günül yaralayana amade... Bu yaralar bir gün geçer mi? Vebali ahirette üzer mi? Benden geçtim! Rabbım onu da hesaba çeker mi? Acının da acısı var yüreğimde, Çelişkinin de çelişkisi var benliğimde, Üst üste sorular var beynimde; Yoksa o da acı çeker mi? Acıyı bırak, benden bi haber mi? Dünya herşeye rağmen döner mi? Su MUTLU |
O BÖYLE İSTEDİ
Beni sil dedim Unuttuğunu görmiyeyim. Beni sil lütfen Selamını beklemiyeyim. Bir iyilik yap ve sil Sil ki; Hislerim destekçi bulmasın, Hep Yanılmış olayım. Sen zaten olma, Ben de görmiyeyim. Önemsizleşmesin adım sende, Değersizleşmesin varlığım, Sıradanlaştırma beni. Yada kaçmak zorunda kalma. Sen zaten olma yani, Ben de selam beklemeyeyim. Bir iyilik yap ve sil Bileyim ve; artık numaram yok ki diyeyim Meşguldür çok fazla o Fısıldayabileyim yüreğime; hem bulamaz ki beni***8230; Sen zaten olma orda Bende inşallah iyidir diye dua edeyim. Sil işte Vefayı boş ver Bir kerede yok et beni. Ben istedim diye sildi Yoksa arardı diyeyim. Ben zaten olmıyayım yani sende Gerçekten hiç silinmedim zannedeyim. Kolaylaştır alışını nefesimin, Dinlendir atışını yüreğimin, Sil be adam bir kerede sil, Ve yüreğinde yaşat beni Ben zaten var olmıyayım hiç Sen de yürümüş ol ileri Ama***8230; Ben Yapamıyacağım bir şeyi karşımdakinden istemem dedi Hadi saydırtma yeniden çocuk gibi Yapabiliyorsan şimdi sen sil beni Ve SİLMEDİ***8230; Şimdi kimse çabalamasın beni görmeyi, Çalışmasın okumaya özde silinen çizgilerimi, Bırakın baş başa beni ve silinmişliğimi. Öylece bırakın, Dokunmayın, Sorgulamayın Çünkü; o böyle istedi***8230; Su MUTLU |
Ah karanlık geceler
Ah acı uykular Bilmem ki ne zaman tadınız kaçtı sizin Bir ara denize dökerdim acıları Şimdi ıssız çöller benim için Su MUTLU |
BULUŞMA
Acaba bir gün buluşur muyuz bir yerde , Kordon boyunda İzmir'de , Ya da senin orada sahilde . Ama mutlaka deniz olmalı Denizin ihtiraslı dalgası Tuzu ciğerlerimize dolmalı. Hiçbir ortağı olmayan bizde Bir ortak sevgi, tutku oluşturmalı. Gerçi sen de seversin ülkeni, ben de Sen de bağlısın ailene, ben de Sen de mert birisin , e ben de kendimce İmanın hep önde gelir, elhamdülillah benimki de Bir çırpıda bulamadığıma bakma Buudlarımızın farklılığının dışında Vardır elbet anlaşamıyacağımız bir çok nokta Hatta senin daha çoktur mutlaka. Bakma senin hayatındaki duruşuna hayranlığıma Sen beğenmezsin beni bu konuda. Çalışkanlığın , cömertliğin... Sen ise kızarsın benim mızmızlığıma. Mütevazilik, şeref, erdem... bu kadar mı güzel birleşir bi insanda Sanki aksine çiğ gibiyim yanında dağ gibi, kale gibi dimdiksin sen. Oysa ; Ben korkak bir **** kıvamında . Beklentim yok bu buluşmadan aslında. Hani olur ya; bir hayranı bekler sevdiği sanatçıyı konser alanında Bende o yüzden Bir kere selam verebilmek için istiyorum bu buluşmayı deniz kenarında. Sade titrek bir --Selam, nasılsın? Tokalaşmasız, öpüşmesiz. Hani uzaktan olur ya Sen hep derdin --Olmaz balııııım Ben duramam öpmeden seni Geçiririm dişlerimin izlerini tombul yanaklarına . Yok. Hiçbir beklentim yok bu buluşmadan aslında Sadece soruma bir cevap --İyiyim sen nasılsın? Hatır sorma bâbında Ben de iyiyim diyebilir miyim ki karşılığında Yok yok yine ben ***8211;Çok şükür diyeyim doğrusuyla --İyi günler --Sana da iyi günler diyelim sonunda Hepi topu bu. Sadece on dakika Hiçbir beklenti yok bu buluşmadan aslında Kelimeleri bırak gözlerim teşekkür eder gereğince varlığına. Hiçbir beklenti yok bu buluşmadan aslında Bir deniz kenarı, sen, ben ve on dakika. Hiçbir beklenti yok bu buluşmadan İnan bana. Su MUTLU |
BELKİ
Yine yapıyorum o sevmediğin şeyi Senin adına yüreğime cevap vermeyi . Diyorum; o seni uzak tutuyor , Bildiği halde çok sevdiğini ; İtekliyor, acıtıyor, hançerliyor . Diyorum; içi bunların hiç birini istemedi . Ama her türlü hoyratlığı kullanıyor . Çünkü kurallar böyle söyledi . Soruyorum hep ; Acaba başka bir zamanda ve başka bir yerde Beni sever miydi . Keşke şu sevgiyi ya da özlemi Bir kurala bağlasaydı Rabbım. Hayatımın değil, varlığımın desteği Belki de gönül denen şey o kuralları da ezer geçerdi. Su MUTLU |
UCUBE
Beceremedim gitti ben bu işi; Ben miyim şaşkın yoksa onlar mı gözü açık, Benimki mi sevgi yoksa onlar mı esas aşık. Anlayamadım gitti ben bu işi Her şey karma karışık***8230; Bir bilen söylesin öğretsin bana Bende çok istiyorum kurtulmayı aslında Özliyeceğim hiç aklıma gelmezdi Dolaşmayı o eski sığ sularda Ne güzel görünüyordu oysa uzaktan bakınca Herkes kulaç atyordu başka başka ummanda Keşfe dalıyordu, zevk alıyordu her limanda Ben nasıl oldu da boğuldum bu zugada? Maviliğine kandım, o alıcı rengine, İlk adımı ben attım o şiirimsi güzelliğe Önce çekildi, sonra birden gelidi üstüme, Dalgası şok etti, ürpertti birden bire. Sonra yerine bıraktı ipeksi bir his tenimde, Her damla büyüledi sanki o saniyede. İçimde tüm hücreler emir verdi; git, diye Git ve yüz sen de o derinliklerde, Hisset derinliklerin o ölümcül tadını, Ölümcül olduğu an ölümsüzlük sırrını***8230; Yürüdüm adım adım Yavaş yavaş ve ürkek, Sonra korktuğum oldu; Takıldım bilmeyerek. Ne oldu anlamadım; O bende oldu ben de onda Sanki hep bir katreydim ben onda. Korkuyordum, pır pır atıyordu yüreğim, Ama aklım hep onda Çıkmak istemedim. Kandım bir çocuk gibi. Hem korktum hem oynaştım çılgın gibi, O beni okşadı , ben onu dalgalandırdım. Ama gün gitti, ben orda kalakaldım. Önce korktum ondan. Yüzeyim dedim karaya; Yeter bu kadar oyun, ulaşayım sığ sulara. Nerden bilebilirdim ki; beni deniz tuttu, Sağım, solum, tüm dünyam alt üst oldu. Yüzdüm , yüzdüm, yine yüzdüm***8230; yoruldum Topraktan geçtim suya sarıldım. Yavaş yavaş o oldu içim dışım benliğim. Sahilde aradığımı derinliklerde buldum. Üzerimde tonlarca metreküp sevgiyle Çareyi sessizce evrimleşmede buldum. Artık çok geç dönmek için geriye, Dönüşmüşken artık tam bir ucubeye; Ne derinliklere ait destansı bir balığım, Ne de kumsalda yürüyen şuh bir kadın. Ben sadece bir ucubeyim. Artık budur adım Su MUTLU |
ELVEDA
İnsan yüreği ile konuşur mu? Bazen cevap gelmiceğini bilse bile, İnsan yüreğine kırılır mı? Daha fazla kırılıcağını bilse bile, İnsan yüreği ile şakalaşır mı? Her an acının döneceğini hissetse bile, İnsan yüreği ile kavga eder mi? Daha ilk saniyede mağlup olsa bile, İnsan yüreğini ısıtmaya çalışır mı? Kendisi tir tir titrese de? İnsan yüreğini bırakıp gider mi? Onsuz yaşayamıyacağını bilse bile İnsan yüreğine elveda der mi? Olur mu? Olabilir mi? Yapabilir mi hiç istemese de? Gün ;çekip gitme vaktidir. Gün; yitip bitme vaktidir. Gün; dünyayı yıkma vaktidir. Bu gün konuşmanın değil, Bu gün kırılmanın değil, Bu gün şakanın değil, Bu gün kavganın değil, Bu gün yanmanın değil, Bu gün kalmanın değil, Bu gün umudun hiç değil, Bu gün yaşamanın da değil, Bu gün elveda demenin vaktidir. Elveda yüreğim, Sana onunla mutluluklar dilerim. Seni istemeyecek, görmeyecek, yok sayacak bilirim. Gölgesine gizlen. Ayak altında ezilmekse de kaderin. Onu hiç bırakma. Önce Allah'a sonra sana emanet ederim. Elveda yüreğim, Zaman doldu. Ben artık sessizce çeker giderim. Su MUTLU |
AH NEFSİM
Nefsim bu; hıçkıran, kızan, bağıran. Başkasını yamuk, kendini minare gibi sanan. Kırılan , dökülen, parçalanan. Ben doğruyum, asıl onlar yamuk. Sanan. Halbuki yamukluk bende. Ne suç var sevende, sevilip de sevmeyende. Benim ne işim var bu denklemde? İşte bu yüzden asıl yamukluk bende. Kaypaklık benim taaaa içimde. Ucube bile yetmez ya bu hali tarif etmeye; Ama kibarlığı bırakmadan , usulca; Yamuk desem aynadaki aksime. İşte bu tabir tam yerinde. Su MUTLU |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:12 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team