A-Z ye Herkonu

A-Z ye Herkonu (http://www.herkonu.eu/index.php)
-   Genel Konular (http://www.herkonu.eu/forumdisplay.php?f=12)
-   -   Özel - Siir (http://www.herkonu.eu/showthread.php?t=38)

yonca084 28.10.07 16:14

Sensiz

Günler Sensiz Geçiyor Bu Günlerde
Sensiz hep bu sıla
Senin gözlerini görememek
Sesini duyamamak varlığını hissedememek
Zor geliyor bana

Her şey zor bugünlerde
Hayat zor, yaşamak zor
Aşık olmak zor,
Sevmek daha zor.

Geç kalınmış aşklar var
Geç kalınsada sevmek güzel
İnsanın kalbi dinlemiyor ki hiçbir şeyi
Dinlemiyor ki dünyadaki gerçekleri
Deli gibi atmaktan vazgeçmiyor ki
Sen ordasın ama sana uzanamıyor
Tutamıyor ellerini
Öpemiyor o al yanağından.

yonca084 31.10.07 21:59

Sen Hep Yüreğiminsin

Birgün düşerse yolun,
Yolu olmayan her hikayenin başlangıcına,
Tıkanırsa yalnızlığın,
Aşk`a mühürlenen her satırda,
Beni oku,ama beni anlama,

Elimde solan güller,
Son bir gayret dokunursa dudaklarına,
Bil ki,içimde hasret,
Bil ki,yüreğimde sevdadır sevdiğim,
Sana bırakacağım en son esaret,
Ve eller,
Ve hayaller çekip gidecekse,
Durmasın gitsin,
Ben hep senin,
Sen hep yüreğiminsin...

nezz 01.11.07 07:54

SEVGİLİM


Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar ,aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala,
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp beni,genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin.

nezz 01.11.07 07:55

Sen Gidince...
 
sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
saçlarını, gözlerini, ellerini
neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
termometrede yükselen çizgi
kimbilir nerelerde soğuyorsun

senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
insan insan bakan gözbebeklerin
beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

ne gelirse onlardan gelir bana
çalışma gücü yaşama direnci
mutluluk gibi kazanılması zor
mutluluk gibi yitirilmesi kolay

bir açarsın ki mutluyum
bir kaparsın ki herşey elimden gitmiş

nezz 01.11.07 07:56

AŞK
 
:sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45:

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

:sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45: :sm45:

nezz 01.11.07 07:59

Böyle Bir Sevmek
 
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.

nezz 01.11.07 08:01

Sana Büyük Bir Sey Söyleyecegim..
 
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Korkuyorum senden
Korkuyorum yanınsıra gidenden
Pencerelere doğru akşam üzeri
El kol oynatışından
Söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı-yavaş zamandan
Korkuyorum senden
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır, sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya
katlanmam
sevgilim...

nezz 01.11.07 08:02

Ne Güzel şey Hatirlamak Seni...
 
Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak koyu bir karanlık...

Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazamak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...

Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinde,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...

nezz 01.11.07 08:03

Senin Olmadiğin Yerde....
 
Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa
ben koca bir hayat sığdırdım...
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı...
Hayat bana en acımasız yüzünü
sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi...
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
hayata başladığım yerde,
kalbindeyim...
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığın yerde ne olduğunu biliyorum...

nezz 01.11.07 08:04

çocuksun Sen!!!!!
 
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen
Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

nezz 01.11.07 08:05

Hasretinden Prangalar Eskittim...
 
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...

nezz 01.11.07 08:07

Herşey Sende Gizli....
 
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

nezz 01.11.07 08:09

Kimi Sevsem Sensin...
 
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor
* * *

kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum

nezz 01.11.07 08:10

Sevgilim Bir Günün...
 
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor

Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.

Günümüz ekmeğimiz, türkümüz
Çoluğumuz çocuğumuz
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Tirenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri.

Her şey biliyor her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrrediğimi?

Geldiğimi?
Gittiğimi

Hadi!

nezz 01.11.07 08:11

Ben Eylül Sen Haziran...
 
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara

nezz 01.11.07 08:11

Aşik Veysel Dostlar Beni Hatirlasin
 
Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.

Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.

Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek,
Dostlar beni hatırlasın.

Gün ikindi akşam olur,
Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider, adı kalır
Dostlar beni hatırlasın

nezz 01.11.07 08:12

Sana Ne Söylesem ömrüm ...?
 
Güz geldi ah, güle ne söylesem
Sana ne söylesem ömrüm
Sen ki şiirler düşürürdün
Uzun uğultularla akan sulara
Toprağın tuzu, taşın izi olurdum

Ayışığı toplardın güllerden
Gecenin ürpertisinden çocukluğumuza
Kırgın kadınlarımıza yazılarda
Oradan oraya savurduğumuz
Sarılan sarılan yalnızlığa

Şimdi nasıl koysam yerine
Kırılan dalı, örselenen çiçeği
Okşasam usulca, öpsem öpsem
Bulutlarla düşlesem, kuşlarla düşünsem,
Şiirle sağaltsam sayrı yüreğimi

Sana ne söylesem ömrüm sana
Sen ki gümüş pullar düşürürdün
Bulanık karanlığına hüznümüzün
Yeniden yeniden kazanırdık umudu
Unutulurdu yenilgi, susardı ölüm

Güz geldi ah, güle ne söylesem
Sana ne söylesem ömrüm
Toparlan, kanınla katıl haydi
Kalan ömrünle, kanayan yanınla
Bir yoğunluğa koy günlerini

nezz 01.11.07 08:13

Aşik Veysel Anlatamam Derdimi Dertsiz Insana ...
 
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez

Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz

nezz 01.11.07 08:14

Mecnun Gibi Dolaniyorum çöllerde...
 
Mecnun gibi dolanıyorum çöllerde
Hayal beni yeldiriyor yel gibi
Ah çeker ağlarım gurbet ellerde
Durmaz akar gözüm yaşı sel gibi

Bir güzelin mecnunuyum ezelden
Veremem telkini gelmiyor elden
Yandım ateşine can u gönülden
Görmesem günlerim uzar yıl gibi

Hesapsız haftalar yıllar geçiyor
Evvel benim idi şimdi kaçıyor
Varıp düşmanlara derdin açıyor
Beni görüp saklanıyor el gibi

Zincirsiz kösteksiz bağladı beni
Tatlı diliyle eğledi beni
Yurdumdan yuvamdan eyledi beni
Yarsız dunya malı bana pul gibi

Aşkın beni deryalara daldırdı
Bazı ağlatır da bazı güldürür
İster azat eyler ister öldürür
Sefil Veysel kapısında kul gibi

nezz 01.11.07 08:15

Sen Bir Ceylan Olsan...
 
Sen bir ceylan olsan ben de avcı
Avlasam çöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı
Vursam yaralasam söz ile seni.

Kurulma sevdiğim gözelim deyin
Bağlanma karayı alları geyin
Ben bir çoban olsam sen de bir koyun
Beslesem elimde tuz ile seni.

Koyun olsan otlatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrada
Balık olsan takla dönsen deryada
Düşersem toruma hız ile seni.

Veysel der ismini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan ilimden
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görsem idi göz ile seni.

nezz 01.11.07 08:16

Beni Hor Görme Kardasim...
 
Beni hor görme kardeşim
Sen altındın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım

Ne varise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da be aç mıyım

Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben cec miyim

Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum

Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım

nezz 01.11.07 08:17

Hepimiz Bu Yurdun Evlatlariyiz!!!!!
 
Bu nasıl kavgalar çirkin döğüşler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Yolumuza engel olur bu işler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Birleşiriz bir bayrağın altında
Biz Türklerin ikilik yok aslında
Yanar tutuşuruz vatan aşkında
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Hedef alıp dövüştüğün kardeşin
Seni yaralıyor attığın taşın
Topluma zararlı yersiz savaşın
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Herkes ilim deryasında yüzüyor
Çıkmış ayın çevresinde geziyor
Yazık bize yollarımız uzuyor
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Kitaplar yazılmış nasihat dolu
Birlikte güçlenir gençliğin kolu
Gençliğe emanet Atatürk yolu
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Söyler Veysel sözlerinden vazgeçmez
Bulanık çeşmeden kimse su içmez
Ganadı olmasa kuşlar da uçmaz
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

nezz 01.11.07 08:18

Ağlar Veysel çikmaz Sesi...
 
Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim

Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim

Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim

Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim

Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim

nezz 01.11.07 08:18

Uzun Ince Bir Yoldayim....
 
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece

Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece

Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebeb arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece

Kırkdokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece

Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlayan gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece

nezz 01.11.07 08:20

Orhan Veli Kanik Anlatamiyorum...
 
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

nezz 01.11.07 08:22

Ibrahim Sadri Anne...
 
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana

Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana ilk gelişim

Hep senin için gökyüzünde bir evimiz olsun isterdim
Hep senin için bulutları isterdim
Ellerimi açtırıp dua ettirirken
O küçük evimizde sokulurken göğsüne her gece
Hani her gece sorduğumda
Anne babam nerde
Nerde kuşların dilinden anlayan adam
Ve menekşelerle konuşan adam
Nerde anne
Ve sen bastırıp bağrının kızılca kıyametine acını
Gelecek oğul, sen uyu şimdi
Baban gelecek bir yağmur gibi yağmurla
Rahmete boğacak yoksulluğumuzu derken
Ben uyur, düşümde
Senin için bir ev görürdüm gökyüzünde
Sen, babam, ben ve melekler
Ve melekler anne
Anne melekler
Önce babam sonra onlar terkettiler gecelerimizi
Ben de çekip gittiğimde
Yani oğulcuğun yani yürek yarın
İçinden geçen şarkın gittiğinde
Sen nasıl yaşadın anne

Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana

Vakit yok artık
İstersen kalayım böylece
Ama bir kere öpseydim elinden
Ama bir kere sürseydim gözlerimi gözlerine yeniden
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana son gelişim

Üzülme, kapanıyor diye gözlerim
İşte gidiyorum vakit doldu
İşte kapanıyor gözlerim kapının önünde
Öğrettiğin gibi ellerimi kaldırıp gökyüzüne
Ve eğip başımı önüme dua ediyorum
Üzülme anne, vakit doldu
İşte şimdi bir oğlun oldu
Bir oğlun oldu anne

Kan ter içinde gece
Kan ter içinde heryanım

nezz 01.11.07 08:27

Otuz Beş Yaş...
 
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

nezz 01.11.07 08:28

Bayrak !!!!
 
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

cimcime68 01.11.07 23:53

yolumuz ezelden ayri..
 
Ben güzel laflar edemem,

Süslü kelimeleriyse hiç beceremem.

Ne hayat bilgisinden gayrı kitap okudum.

Ne de okul gördüm, ilkokuldan gayri.

Islak görünümlü, kazık gibi saçlarıma dokunduğunda ;

Bu nasıl briyantin demiştin.

Ben limon kullanırım diyememiştim.

Sadece, beğendin mi demiştim.

Hamburger yerken ketçapa, salça dermiş,

Becerememiş köftesini yere düşürmüştüm.

Hele bir gece yanık yanık efkarlı bir türkü okurken,

Dire Straits'i hiç dinledin mi dediğin de;

O şarkıyı çok severim demiştim.

Sen anlam veremediğim bir şekilde kahkahayla gülmüş,

Bense bir halt ettiğimi anlamış ve susmuştum

Nereden bilebilirdim,

Dre Straits'in bir şarkı değil de, grup olduğunu

Ama sen hep anlayışlıydın, hep olgundun, hep farklı.

Ben ise her zaman pot kırmaya hazır.

Her kelimesi facia bir şöfor parçası.

Sen hep hatalarıma gülüp geçen, benim moral kaynağım.

Hayatta beni anlayan tek insandın.

İlkokul mezunu olmamı yüzüme vurmamış,

Ortaokulu dışardan bitirdiğimden nasıl gururlanmış, bana çay ısmarlamıştın

Çünkü, ben çayı, sen kolayı severdin.

Sen kola kadar serinleten,

Bense çay kadar yakan.

Benzetme sanatının mübalağasız örnekleriydik.

Her sabah bugün olmayacaksın korkusuyla uyanmış,

Her gece aynı korkuyla yatmıştım

Hele arkadaşların ve arkadaş sohbetlerin,

Her birinin delip geçen, küçük düşüren sözleri,

Ve senin sürekli savunmaların.

Israrla duymak istemediğim ama her seferinde yüzüme bir yumruk gibi inen,

Kızım bırak bu herifi sözleri.

Ama sen bırakmadın, ama sen hep tuttun.

Sen tuttukça, ben de hep kendime kahrettim

İçime kustum

O kara kızın vizen nasıldı sözüne hemen atlamış.

Yurtdışına mı gidiyorsun diye şaşkın şaşkın bakarken,

Yine herkesin gülüşüyle, yerin dibine batmıştım.

Nerden bileydim, vizenin yazılı sınav olduğunu, kahretsin !

Benin en iyi yaptığım şey araba kullanmaktı.

Hayalimse ; hep bir arabaya sahip olmak,

Bir minibüs alıp, bir okulun servis şöförlüğünü yapacak,

Kendi arabamla, kendi paramı kazanıp,

Bak okumuşlar bu kadar paramı kazanıyor diyebilmekti.

Ama o da olmadı.

Hep başkalarının arabalarında çalıştım.

Gündüz servis attım, gece Ankara sokaklarında

Yine başkalarının taksilerinde

Yanık türküler dinleyip, şoförlük yaptım.

Ankara'nın karanlık sokaklarını,

Barları, pavyonları, sarhoşları topladım.

Kimse senin kadar anlayışlı değildi.

Ne baban, ne annen, ne de kardeşlerin.

Belki de haklıydılar.

Sen üniversite mezunu, rahatlıklar içinde.

Ben ise, ortaokulu dışardan bitirme.

Sorunlarla iç içe

Aslında, bende nice umutları olan, nice hayallere gebe,

Kendi çapında bitirim bir şofördüm.

Evet, şo-för

İngilizce'sini de öğrendim, Driver-Sürücü.

Taksi zaten ingilizcede de taksiymiş, dün otelci kadın söyledi.

Bak yine abuk-sabuk konuşmaya başladım.

Ama dedim ya ben de hayalleri olan,

Belki Çiçek Abbas'ı on kere izleyen,

Kendi çapında bir İlyas Salman'ım, kim bilir?

Hadi yeniden diyebilmek ne kadar zor bugün.

Hadi baştan yani

Göz bebeklerimizin her biri farklı yöe terlerken,

Bir daha diyebilmek ne kadar zor gülüm

Biliyor musun? Saçlarım dökülmeye başladı.

Limondan mı ne

Hamburgercilerin ise hepsinden nefret eder oldum.

Makarnayı bile salçasız yiyorum. Ketçapsız yani

Ne süslü kelimelerle güzel laflar edebildim sana.

Ne de şiir yazabildim

Ha unutmadan ;

Bir şiir yazmıştım ya sana ;

Orhan Gencebay'ındı. Sen nasıl olsa dinlemezdin,

Bilmezdin o tür şarkıları

"Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni"

Ama sen yine de, anılarında da olsa, hatıralarımla sev beni.

Bana bir kravat almıştın ya, biz sözlenince takarsın diye,

Dün kapıcının oğlu evlendi, son hatıranda onunla gitti

Dün kapıcının oğlu evlendi, yüreğimde onunla gitti

Dün kapıcının oğlu evlendi, şoför bendim.

Dün kapıcının oğlu beni benden etti, gitti

Gitti

Gitti

cimcime68 01.11.07 23:54

Aci çekmeyi Sevdik
 


Bu son ayrılışımız olacak
Ellerimiz bir daha elveda
Diyerek ayrılmayacak
Canımız bir daha bu denli yanmayacak
Sözlerimiz anlamını yitirmeyecek
Gözlerimiz bir daha yalan söylemeyecek
Bir başka kalplerde
Yaşayacağız sevgimizi,
Bir daha asla birlikte
Olamayız Unutma bu son ayrılışımız
Biz hiçbir şeyin değerini bilmedik
Doğru dürüst sevmeyi bile beceremedik
Bir rüyaydı geldi geçti sadece...
Yaşamadığımızı farz et
Gerçek şu ki gönlüm
Şimdiden sana hasret.
Biz bitti dedik ama bitmedi
Ya kalplerimiz acaba onlar silebildi mi kalbinden sevgimizi?




ACI SEVDA



Seni her bitirişimde
Nefesim kesiliyor
Sen tükendikçe bende
Gözlerim karanlıklara bakıyor
Gidişinin mevsiminde
Ortalık yaz bende kış başlıyor
Sen gelsen bile
Ben dönmem
Sen sevmeye karar versen bile
Ben bu yüreği bir daha kanatmam
Senin gelişini düşündükçe
Sevda beni çarmığa geriyor
Bu aşkı kimseye söyleyemesem de
Her bakan anlıyor
Sen gelsen bile
Ben dönmem
Ben yaramı çok kanattım
Canımı çok yaktım
Sevdam acıdıkça ben ağladıkça
Sen bittin
İşte asıl gidiş bu
Ben senden yavaş,yavaş gidiyorum
Geri dönmemek üzere
Sen gelsen yada gelmeyi düşünsen bile
Bu acıların bedeli
Sensizliğin bensizliği.

cimcime68 01.11.07 23:55

Agladim
 


Dün gece uzun uzun
Seni andım ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım ağladım

Kim bilir acımızı
Bu yasak aşkımızı
O eski şarkımızı
Çaldım-çaldım ağladım! ..

Dolaştım sokaklarda
Ağaran şafaklarda
Seni senden uzakta
Sardım sardım ağladım

İmrendim sevenlere
Sarılıp gidenlere
Elele gezenlere
Baktım baktım ağladım

Benimsin bende değil
Ellerim sende değil
Yanmamak elde değil
Yandım yandım ağladım

Tuza bastım yaramı
Aşkla açtım aramı
Sensiz son sigaramı
Yaktım yaktım ağladım

cimcime68 01.11.07 23:57

soz ver doncekesin..
 
Hani ayrılmıyacaktık aşkım ne oldu?
Hani hep beraber olucaktım canım,
Hani ben senin saçlarını okşucaktımda sende BENİ sevdiğini söylücektin
Noldu aşkım beni bir hiç için mi değiştin

Hani beni çok seviyordun,sensiz yapamam diyordun
Noldu be aşkım neden vazgeçtin

Benim suçum neydi aşkım söylede bileyim
Ama yalanlarla uğraşma yalanla
Noldu hani cevabın noldu aşkım noldu!!!

Hani yanımda olcaktın hep
Hani aşkım yanımda değilsin artık
Havana göre herkese takılıyorsun ne oldu?
Kendine çeki düzen ver biraz

Sen benim yüzüme vurdun Ayrılacağını
Sıra bunun acısını sen çekeceksin aşkım
Şimdi ne oldu sen benden ayrıldın
Hani ayrılmayacaktık hanii!!!!!!!

cimcime68 01.11.07 23:58

sen giderken..
 
Yıllar var ki; Kırgınım, dargınım sevmelere.
Boşlukta yaşadım hayâtımı,
Erteledim özlemlerimi,
Hayâllerimi,
Hep içime attim. yüreğimde büyüttüm,
Acılarımı!
Ben hayâtı yaşamadım,
Hayât beni yaşadı.
Acımasızca...
Yanlızlık çöktü akşamları odama,
Sen yoktun!
Buz kesti vücudum, soğuk geceleri,
Sensiz sabâhladım.
Ölümüne yaşadım sensizliği,
Tâ... Derinlerde!
Sessizce gözyaşlarımı akıttım içime,
Kömür karası geceler yaşadım,
Yıllarca...
Vedâ gecesinde hayâtı son kez yaşamıştım,
Seninle.
Vurdun prangaları giderken,
Ölümüne

cimcime68 01.11.07 23:59

Beni Alnımdan Öpmeyecekler
 
beni anlnımdan öpmeyecekler
çünkü kimliğimde yazan herşeyi sildim
bir ananın, bir babanın oğluyum yalnızca
bulutlara yarsıyan gençliğim eyvahla son buldu
dikenli tellerde parçalandı vücudum
uysallığın hattında
yağmura aldırmıyorum artık
karatenli kızların kokularından bıktım
şairliğimle barıştım, sonra gökyüzüne giden
gözlerini öptüm, arasıra parmak uçlarını
ne yana düşer yüzüm, yüreğim orta yerde
parmağımı yak sevgilim
insanlar bakıyorken usulca, şamdanları yak
atları öldür imrahor yokken
bele bebeğini toprağa, yüzü yüreğine dönük
sezgisi zakkum ağaçlarında

cimcime68 01.11.07 23:59

Gözlerim İstanbul'dur Benim
 





İstanbul***8217;un gözleriyim ben

Hırçın ruhumun ötesinde ağlıyor İstanbul

Bir vapur kalkıyor Eminönü***8217;nden

Balık ekmek kokuyor tekneler

Uçsuz bucaksız gökyüzü,martılar

Ve huzur veren mavi

Çocuksu bir mutluluk,büyümüşlüğün telaşıyla

İçilen sıcak bir çay

Üsküdar iskelesinde

Nazlı bir gelin edasıyla

Karşımda duruyor Kızkulesi

Arkamda hasret rüzgarları esen Haydarpaşa



Toprağın buram buram tarih kokuyor

Dikilitaş***8217;tan Ayasofya***8217;ya

Gözlerimi yumdum

Süleymaniye***8217;de yem atıyorum kuşlara

Gözlerimi açtım

Eyüp Sultan***8217;da ellerim duada

Ortaköy***8217;de alıyorum her zaman en derin nefesimi

İçime çekiyorum tüm aşklarımı



İstanbul benim gözlerim

Bazen isyankar Beyoğlu bazense masum Maçka

Aksaray***8217;dan bir dolmuş yol alıyor bilinmeyen aşklara

Laleli***8217;de yitirilen duygularla

Eline ver diyorum yalnızlığıma

Elini ver diyorum köprü altındaki çocuklara



Çamlıca***8217;daki özgürlüğümle

Sokakların ışıl ışıl aydınlanıyor

Varoşlarında ısınıyorum

Tarlabaşı***8217;nda küskünlüğüm bırak bende saklı kalsın

Geceleri gezen bozacılarını özlüyorum

Senden ayrı düşmek ne acı

Bir ananın yavrusunu özlemesi gibi

Kokunu özlüyorum

Umut

Ekmek

Yürek

Azim

Ruhum İstanbul

cimcime68 02.11.07 00:00

Yalnızlığımın lunaparkında;

Yalnızlığımın lunaparkında;
zor ayrılık,
raydan çıkarır içimdeki bayram sevinçli küçük treni***8230;
ve
bir başıma kalırım,
küçük loş istasyonda***8230;

Trendeki,
kadın cama,
ben özleme yakın dururum.

Yaşlıdır gözleri, nisan bereketli kadının.
Göğü yıkar,
kepenk olur göz kapakları.
Kitler içine beni,
çilingir olsam çıkamam.
Ne mümkün?
Kadınım,
çok şey söyler yüreğim,
tutulur dilim.
Sevdiğim,
ne zor ayrılık bilir misin?
Zor ayrılık,
ayrılık zor gelir bana***8230;

cimcime68 02.11.07 00:01

Sevdamın Irmağı

Hergün sıklaşan adımlarıma
Daha da yabancılaşırken
Kenarı kırık kaldırımlar gibi
Yapışmış duruyorum gözlerine..
Yüreğime sığdırılan seviler
Ve anlamını yitirmiş tüm dizeler
Şimdi büklüm büklüm karşımda durmaktadır..
Sadece sen çözebilirsin bu düğümü
Otur ve ırmağımın suyundan
Kana kana iç..
Sana ait ne varsa toparla biraz
Etrafındaki yeşillikten.
Ben sana aç
Seni seyredeyim..
Yıllardır hasretine körüklendiğim
Bir sevdanın tüm suyunu sana vereyim.
Anlamlaştırdığın tüm dizeleri
Saklayayım yüreğime
Üşümeyen şiirler yaratayım onlardan
Yaşa(**YASAK KELIME)na dalayım uçsuz bucaksız
Alanlarında senin,
Seninle kalayım..

ayben 14.11.07 22:37

Ey Sevdiğim,En Sevdiğim!
İçimdeki susmayan,inleyen sesimi susturamadım,
anlaşılamadım, anlatamadım,anlayamadım.Sanık olarak yargılandığım hayat mahkemesinde,hakim ve savcı olmanın verdiği sorumluluğu da yüklenmiş bedenim,Tek celsede kararı verilmiştir sanığın;Ceza yerim olan beynimde, müebbed habis verilmiş düşünceme,İçerde ayrı bir mahkeme...Kaçmaksa çare, sonsuz bir uçurumun eşiğinde sonu olmayan bir yardan yuvarlanırdı düşünce...
Ölmek ne kolay çözüm idam ne kadar kolay karar,Zor olan kalıp direnmek
Zor olan imtihanı geçebilecek...
~~~~~~Ben en zor imtihanlardayım beynimin içinde...~~~~~~


Ey Sultanım!
Çağımın dipsiz, loş,köhne kuyularında yuvarlanarak yaşıyorum.Kuyunun en derininde nefsimin kölesi olmuşum,Nefsim zamana uyuyor,beni boğuyor zaman,bu dünya beni hiç anlamıyor,yağan yağmur bile kirlettiğimiz toprakları temizlemeye yetmiyor,Oysa yağmur hep aynı yağıyor,
~~~~~~Ben Senin yağmurunda ıslanmaktayım...~~~~~~


Ey Nebi!
Ruhum ölü de ben mi yaşıyorum bu harabede,bu harebemi benim bedenim,şu karartı mı kalbim,karartıya dokunamıyor ellerim ,Rabbim ben bu kalbi Sana nasıl getireyim ,Ben bu halde Sana nasıl geleyim?Habibim Senden şefaat isteyen bendim,bu kadar siyah değildi o zaman kalbim,nasılda arttı siyah noktaları kalbimin ,Hakkım yok biliyorum.Yinede...
~~~~~~Ben kapkara kalbimle Senden şefaat diliyorum...~~~~~~

Ey Nûr-i dilârâ!
Bir gözyaşı oluyor düğüm düğüm akıyor kederim ruhuma,ruhum görünmez diyarlarda geziniyor,her diyarda Senin adın,Aheste aheste Gül kokusu geliyor her diyardan,ruhum kokunla mest olmuş,Bedenimse dünyanın hengamesinde.Hüzünlerle bezenmiş kalbim bin bir çelişkiler içindeki düşüncelerimle yoruluyor,kaybettikçe kayboluyorum yüreklerde,tavizlerim sonum oluyor.Sonum oluyor tavizlerim ama sonlanmıyor nedense?Gözlerime mil çekiyor yaşamın renkli yüzleri,Gözlerim kapalı,Ama...
~~~~~~Ben bana bakan gözlerinin hayalindeyim...~~~~~~

Ey Efendim!
Yalancı sevgilerin tuzağında Sen en gerçeğiydin sevginin,
Ve sevmemin nedeniydin,Beni yakan sevdandı,yakan ve yaralayan,derdimdi Sevgin, dermanıydı bütün dertlerimin..derdim de dermanım da Senin sevgindi...
~~~~~~Ben derdimi Senin Sevginle giderenim...~~~~~~




ayben 20.11.07 23:32

Adi Yagmur Rengi Mavi

Yine bir sonbahardayım
Kalbim hala ilkbahar
Yağmurlar yağıyor
Sevdalara inat
Ya sen sevdiğim
Sen hangi mevsimdesin
Yüreğin nerelerde
Artık maviler bulandı grilere
Sevinçler yerini hüzne bıraktı
Ama
Kalbim hala ilkbahar
Aslında en sevdiğimiz mevsimdi
Gri sonbahar
Mavi yağmurlar
Dün gece düşündüm istemeden yine seni
Koyamadık ya senelerce adını
Yaşadığımız sevda ne diye
Sonunda buldum ben senin ismini
Adın Yağmur birtanem
Rengin Mavi

mevlut_pdr 21.11.07 05:32

arkadaşlar çok güzel şiirler var hepinziz eline yüreğine saglık


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:20 .

Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Powered by Herkonu team