![]() |
Artık seninle duramam,
Bu akşam çıkar giderim Hesabım kalsın mahşere Elimi yıkar giderim Sen zahmet etme yerinden Gürültü yapmam derinden Parmaklarımın üzerinden Su gibi akar giderim Artık sürersin bir sefa Ne cismim kaldı ne cefa Şikayet etmem bu defa Dişimi sıkar gierim Bozarmı sandın acılar Belaya atlar giderim Kurşun gibi mavzer gibi Dağ gibi patlar giderim Kaybetsem bile herşeyi Bu aşkı yırtar giderim Sinsice olmaz gidişim Kapıyı çarpar giderim Sana yazdığım şarkıyı Sazımdan söker giderim Ben ağlayamam bilirsin Yüzümü döker giderim köp** lerimden kuşumdan Yuvrumdan cayar giderim Senden aldığım ne varsa Yerine koyar giderim Ezdirmem sana kendimi Gövdemi yakar giderim Beddua etmem üzülme Kafama sıkar giderim! |
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde, çiçekler içinde Dudağında yarım bir sevdanın hüznü Aslan gibi göğsü, türküler içinde Rastlardım avluda hep volta atarken Cigara içerken yahut coplanırken Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi Çocukça sevdiği çiçeği sularken Diyarbakırlıymış, adı Bahtiyar Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar Geçiyor önümden gül güzlü Bahtiyar Yaraldığım yerde kalan sazı kadar. Beni tez saldılar o kaldı içerde Çok sonra duydum ki Yozgat' ta sürgünde Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler Mavi gökyüzünü ona dar etmişler. Gazete de çıktı üç satır yazıyla Uzamış sakalı çatlamış sazıyla Birileri ona, ölmedin, diyordu Ölüm yanında hüzünle gülüyordu. Diyarbakırlıymış, adı Bahtiyar Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar Geçiyor önümden gül güzlü Bahtiyar Yaraldığım yerde kalan sazı kadar. |
Birer birer, biner biner ölürüz
Yana yana, döne döne geliriz Biz dostu'da düşmanıda bilriz Vurulup düşenler darda kalmasın Çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı Çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum Ve kederin Ve solgun yüzlü işçilerin üzerine Dağ başlarının hırçınlığı savruluyor benden Çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin Çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak Miting afişleri cesur pankartlar Ve binlerce militan Derin denizlerin aydınlığı Zorlu sabahlar Gökyüzü ve lale Sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata Çünkü ben sevdigim kızı Yaşamak gibi halkım gibi sevdiğim kızı ki şiirini yazamayan Ve türküsünü söyleyemeyen halkım gibi Binlerce ve binlerce kurşunlanan halkım gibi Zincire vurulan Şavaşlara yollanan Vergilere bağlanan halkım gibi Felç olmuş alnızlıklara bırakarak Büyük acıların ve göz yaşlarının içine bırakarak Şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı Devrim türkülerini Ve baş kaldırmayı öğreten dudaklarını Bir kere olsun öpmeden Bir kere olsun tutamadan kaygısızca Serin bir yaz gecesi gibi ürperen ellerini Hatta boynunu ve ayak bileklerini Bilemeden , Bilemeden, Bilemeden Vurdum yüreğimi şanlı kavgaya Barışın ve özgürlügün dağlarına yürüyorum işte Yiğitsen uslandır beni Ey yasakların, kahpeliğin Ve soygunların koruyucusu Türkü çağıran kızlarımı sustur Ve kahraman oğullarımı mezar kaza kaza kederli, kızgın Tohum serpe serpe hünerli Ve sömürüle sömürüle bomboş Ve açlığın ve zulmün izlerini Derin uçurumlarında taşıyan ellerimi Naçaklara ve tırpanlara sarılan ellerimi Mavzerlere sarılan ellerimi Zincirlere vur gücün yeterse Ama adına yaşamak dersen Re-zil-ce Çatlayan tomurcuğun Doğan çocugunü çığlığını duymadan Gül benizli sevgilinin Titreyen gögüslerini öpmeden doyasıya Korka korka, yana yana Hergün biraz daha derinden Hergün biraz daha kapkara duyarak ölümü Aç ve arkasız *****leşerek yaşamak dersen Bu yürek Çat diye çatlasın be Kirsiz passız Arı duru özümüz Namussuza kanlı hançer sözümüz Çok uzaktır dostlar bizim yolumuz Durana yürüyene bin selam olsun. Gel gelelim parlayan güneşi Emekçi kalkların Kahraman halkların güneşini Şehvetle içine dolduran toprak Şimdi sımsıcak şimdi ulaşılmaz Şimdi olgun meyvalarla dolu Bahar bahçelerini sarmaktadır dünyaya Ve gülbenizli sevgilinin dudaklarında hayat Bizi aşka ve kavgaya çağırmaktadır Bıçak kemiğe dayandıgı Ok yaydan fırladığı için degil Bu bezirgan saltanatı Bu zulüm bitsin diye Ağaran günler için Yeni bir dünya uğruna Yüzlerinde cesaretin onuru Ve imanlı gücü döğüşen dünyanın Ve ölüme Gülerek koşan genç savaşçıların Albayrakları dalgalansın Dalgalansın, dalgalansın Kinle boğuşan yorgun yüregi Aydınlansın diye anamın Dişleri sökülmüş kederli ağzı Ağlamaya hazır gözleri Safrası, ve sonsuz dağları eriten sabrı Merhameti Yani bir bütün halinde insanlığımız Yunsun arısın diye durgun pınarlarda Alınterinin namusu kurtulsun diye Kurtulsun diye sıcak somun Acı soğan ve çiçekli basmalar Ahdettik, vefaettik Kelle koyduk Ölen ölür dostlar Düşmanlar heyy Kalan sağlar... |
Uçakları nedeyim
Gökkuşağı gönder bana Senin olsun süngülerin Gül dikeni yeter bana. Kan kurşundan silinince Kardeş olur, kardeş olur eller bana Kan kurşundan silinince Kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana. Silahları nedeyim Benim sevgim mavzer bana Suya attığım çiçekler Bir gün olur döner bana. Kan kurşundan silinince Kardeş olur, kardeş olur eller bana Kan kurşundan silinince Kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana |
Yapma bana bu nazı
Kırarım Şimdi sazı Suratını asıp ta Cehennem etme yazı Hadi bize gidelim yar Şişeleri dizelim yar olmazsa İçelim içelim ölümüne içelim Karakola düşelim yar Bakma öyle gözüme İnanmadım sözüne Ben ne hatunlar gördüm Güvenilmez sözüne Gecelere gidelim yar Ödülleri alalım yar İçelim içelim ölümüne içelim Karakola düşelim yar |
Dağlar dizi dize düz olur mu?
Yar gelmesize ne olur Bir yar gider bin yar gelir Düşmanlar görür kor olur Hadi sen git isine de herkes kendi isine Dağlarımda zulüm varma düşemem yar peşine Hadi sen git işi nede herkes kendi isine Dağlarım da zulüm var mı düşemem yar peşine Güle baykuş kondurmayın Küstürüp soldurmayın Yare bir şeyler söyleyip Kafamı bozdurmayın Hadi sen git isine de herkes kendi isine Dağlarımda zulüm varma düşemem yar peşine Hadi sen git isine de herkes kendi isine Dağlarımda zulüm varma düşemem yar peşine Hadi çek git isine de herkes kendi isine Dağlarımda zulüm varma düşemem yar peşine |
Hani benim sevincim nerde
Bilyelerim, topacım Kiraz ağacında yırtılan gömleğim Çaldılar çocukluğumu habersiz. Penceresiz kaldım anne Uçurtmam tel örgülere takıldı Hani benim gençliğim nerde. Ne varsa buğusu genzi yakan Ekmek gibi aşk gibi Ah... Ne varsa güzellikten yana Bölüştüm, büyümüştüm. Bu ne yaman çelişki anne Kurtlar sofrasına düştüm Hani benim gençliğim nerde. Hani benim sevincim nerde Akvaryumum kanaryam Üstüne titrediğim kaktüs çiçeği Aldılar kitaplarımı sorgusuz. Duvarlar konuşmuyor anne Açık kalmıyor hiç bir kapı Hani benim gençliğim nerde Yağmurları biriktir anne Çağ yangınında tutuştum. Hani benim gençliğim nerde |
Yel eser yücelerden
Türküler hecelerden Göz değil yaylım ateş Sürmesi gecelerden Olta attım ipi yok Balta tuttum sapı yok Nere gitmiş bu evler Pencere var kapı yok. Oy bahçeler bahçeler Bahçede kuzu meler Vura vura götürdü Yavrumu haramiler Gelen gitti Gelen gitti Ağlayan gülen gitti Yerle yeri Toprak bozuk Gül ektim diken bitti Soba kurdum tütüyor Tütün gül tütüyor Düştü düşman nalına Taş zindanda yatıyor |
Ard-arda bilmem kaç zemheri geçti
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarıda gürül gürül akan bir dünya Bir ben uyumadım, kaç bahar leylim Hasretinden prangalar eskittim Karanlık gecelerde kendimden geçtim Saçlarına kan gülleri takayım Bir o yandan bir bu yandan Elma yanaktan Açar kan kırmızı yedi verenler Kar yağıyor bir yandan Savrulur karaca dağı savrulur zozan Bak bıyığım buz tuttu, üşüyorum ben Zemheri de uzadıkça uzadı Seni baharmışsın gibi düşünüyorum Seni diyarbekir gibi düşünüyorum |
Haydi git güle güle
Güle güle sana Acılara yeten gücüm Mektuplara yetmedi Demirlere yeten gücüm Mektuplara yetmedi Bu ne biçim sevgi Nasıl kardeşlik Bu nasıl dostluk Bu ne beter sevda Benim aklım ermedi Haydi git güle güle Güle güle sana İçli mektuplar gelmesin Kavuşmaz uzaklardan Yanık mektuplar gelmesin Kavuşmaz dostluklardan Haydi git güle güle Güle güle sana Zincirlere yeten gücüm Mektuplara yetmedi Demirlere yeten gücüm Mektuplara yetmedi |
Dağlar bize düz olur lo
Yar gelmezse ne olur Bir yar gider bin yar gelir Düşmanlar görür kör olur Hadi sen git işine de Herkes kendi işine Dağlarımda zulüm var lo Düşemem yar peşine Güle baykuş kondurmayın Küstürüp soldurmayın Yare birşeyler söyleyip Kafamı bozdurmayın Hadi sen&çek işine de Herkes kendi işine Dağlarımda zulüm&ölüm var lo Düşemem yar peşine |
Sen benim hiç bir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmem ki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbir şeyimsin Varlığın anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok cığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykum arasında cağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin. |
Bir güneşti gördüğüm dağlar ardında
Uzanıp gittiğim yollar ateşti sanki Tuttuğum ellerde dostluk saklı bağrımda Yürüyüp gittiğim yollar ateşti sanki Bir volkandı içimizde coşan nehirler Costukça umutlar hep taşardı sanki Ne oldu bizim güneşe neden doğmuyor Uzun uzak gecelerde sabah olmuyor İşte bizim hikayemiz hep böyle gider Umutlar hep gecelerde yol olur gider İşte bizim hikayemiz burda biter Aydınlıklar karanlıkta yol olur gider |
Nedir bu başımdaki felaket
Kırk yıldır sefalette bu ahmet Kefenimi alın dikin bir zahmet Gömün beni, gömün beni bir başıma Susamıyorum, susamıyorum Elimde değil susamıyorum -şiir- Hele bir ışıklar sönsün Hele bir kapansın kapılar Sular durulsun Bıçak atacağım daha 12'den Kısa devre yapsın kalbim Ellerim inatla dökülsün cigaraya Dağlarda ay büyüsün Sular köpürsün Sen beni o zaman gör Hele küssün meydanlar Dehşetin oğlu gülsün Ağır bir ***** karanlığı Ve tüm mayınlar patlasın Sen beni o zaman gör Kaldırımlara yağmur dökülsün Dağılsın dişlerimde gülüşler Kaybettiklerim bir dönsün Sen beni o zaman gör -2- Yalnızlık ne demek Kül olsun uykular Kuşlar silinsin gözlerimden Sen beni o zaman gör Saçlarımda kırılsın kar Baştan çizilsin uçurumlar Kırılsın camlar Sen beni o zaman gör |
İçerden çıkacak birazdan adam
Yılların tortusu çökmüş yüzüyle Alnını güneşe serecek adam Uykusuz ranzalar suskun voltalar Geride kalacak ve ah hüzünle Bir kül gibi savrulup gülecek adam Kar yağmştır sardunyanın üstüne Anılar toza toza bulanmıştır Kitaplar sobada yanmış, Ah sazlar duvarda kalmış Güzelim şarkılar yağmalanmıştır Kitaplar sobada yanmış, Ah sazlar duvarda kalmış Güzelim şarkılar yağmalanmıştır. İçerden çıkacak birazdan adam Yıpranmış bavulu hantal sesiyle Kendini yollara vuracak adam Yüz çeviren dostlar sinsi tavırlar Açığı cıkacak ve ah kendiyle Bir ince hasabı görecek adam Susamıştır tebessümün seyrine Sacları hiçbir gün okşanmamıştır, Bir ihtilal kadar yalnız, Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farzedin yaşamamıştır. Bir ihtilal kadar yalnız, Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farzedin yaşamamıştır. Bir ihtilal kadar yalnız, Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farzedin yaşamamıştır. |
Bana birşeyler anlat, canım çok sıkılıyor
Bana birşeyler anlat anlat, içim içimden geçiyor Yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun Bakıyor görmüyorsun Dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım Depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var Her yanımda susmuş insanlar susmuş İçimde ölen biri var Vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy Hadi birşeyler söyle, çocuk gözlerim dolsun İçinden git diyorsun, duyuyorum gülüm Gideceğim son olsun Yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun Bakıyor görmüyorsun Dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım İçimde soluyorsun, iki can var içimde Korkular salıyorsun üstüme korkular heran başka biçimde Depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var Her yanımda susmuş insanlar susmuş İçimde ölen biri var Vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy |
Kimileri hep suçluyor,kimileri sorguluyor...
Yaralı yüreğime, kara çalıyor. Kimileri hep suçluyor,kimileri sorguluyor... Yaralı yüreğime, kara çalıyor. İhanet zincirini tutan utansın Dönüp arkasına bakan utansın Dost diye bağrıma bastığım insanlar Arkamı dönünce vuran utansın Durmadan hep soruyorlar, aç bırakıp gülüyorlar Emekleyen yüreğime, usta diyorlar Usta değil acemi bir işçiyim Onurlu bir kavganın neferiyim Dostun dostu düşmanımın eceliyim ben Bilip de söylemeyen diller utansın İhanet zincirini tutan utansın Dönüp arkasına bakan utansın Dost diye bağrıma bastığım insanlar Arkamı dönünce vuran utansın |
Uyandım seni düşündüm
Birden bire duvar birden bire gece yarısı Uyandım seni düşündüm hadi yar Ay göğsümün ay göğsümün sol yarısı. Su bulanınca Meydanlarda sesin, sesin, sesin yırtılınca Hiç dostun kalmayınca Sarsılmış bir ömrün basamaklarından Görüşmeye gel ne olur İyimser bir gül olsun dudaklarında İyimser bir gül olsun dudaklarında İyimser bir gül olsun dudaklarında Dert etme iyiyim ben Ara sıra mahşer ara sıra yaşama hırsı Dert etme iyiyim hadi yar Ay hüznümün ay hüznümün tütün sarısı Kan bulaşınca Yangınlarda yüzün, yüzün, yüzün parlaşınca Saçların tutuşunca Zorlanmış bir hükmün tutanakların Görüşmeye gel ne olur İyimser bir gül açsın yanaklarında İyimser bir gül açsın yanaklarında İyimser bir gül açsın yanaklarında. |
O kızı nerede nasıl görsem
Aklımı başımdan alır ağzı Saçları şıra köpüğü desem Kaşları bıçak izi kırmızı Yakut pulları mı&bu ne görkem Kanlı gözbebeklerindeki yazı Beni nasıl büyüledi bilmem Kirpikleri örümcek kırmızı Kızıl demirden bir ünlem Salınması yangın yalnızı Korkmasam öpmeye eğilsem Dişleri elektrik kırmızı Çarpılmışım başım sersem Sevdim jilet yiyen kızı Göğsündeki kumrulara değsem Gagaları zehirli kırmızı Gece gündüz tek düşüncem Kasıklarımdaki ince sızı Artık kimseyle sevişemem Anladım sevişmek kırmızı Jilet yiyen kız merih'li gecem Birlikte bulacağız belâmızı Sonumuz kuşkusuz cehennem Kırmızı kırmızı kırmızı |
Uçtum ateş üstüne
Dağlansın diye sızım Sorma halim ne olur Yoruldum anlamsızım. Yağmur doldu içime Açım sigarasızım Uyuyor musun anne Ben geldim; vefasızım. Suç oldu suç üstüne Her şarkım her yazım Vuruştum türkülerle Kanla beslendi sazım. Bir rüzgarın önünde Kaçağım kuralsızım Duyuyor musun anne Yalnızım çok yalnızım. Ah dalsam dizine Uyusam doymaksızın Sabah olmasa gece Kaçmaktan dermansızım. Sür beni gül yüzüne Gitsem de kalsın sızım Ağlıyor musun anne Gidiyor hayırsızım. |
Lele kurban ben olayım
Ah göğsünde ben olayım Senin yerin sıcak kalsın Ah yine giden ben olayım. Lele kurban zor gelir Dağlara giden zor gelir Avcı yaralar kekliği Altum' a giden zor gelir. Lele kurban boşa gider Ne söylersen boşa gider Çiğnenir ektiğin güller Ah emeklerin boşa gider. Lele kurban gülü verin Dönemsem de gülü verin Mayın tarlasına düştüm Kan kırmızı gül verin. |
Üç etekli ak pusulu türkü bakışlı
Kadınlar yürüyor dağlara doğru Leylak moru gül kurusu dağlara dogru Özlemlerle acılarla bir Anadolu Sivas'lımı Urfa'lımı bilemem gayri Kadınlar kadınlar dağlara doğru Çalı çırpı sıla gurbet dağlara doğru Sarı sıcak ak cibinlik dağlara dogru Ordu ordu çekip gider ay çiçekleri Bakma Turaç bakma bana bakma el gibi Bilemezler avcının kim olduğunu Sezmişler düşmanın kokusunu Kadınlar kadınlar dağlara dogru Özlemlerle acılarla bir Anadolu Bu sıtmalı gecelere bu beşikleri Bakma Turaç bakma bana bakma el gibi |
Artik seninle duramam.Bu Aksam cikar giderim.
Hesabim kalsin Mahsere, elimi Yikar giderim. Sen zahmet etme Yerinden.Gürültü yapmam derinden. Parmaklarin üzerinden, Su gibi akar giderim. Artik sürersin bir Sefa.Ne Cismim kaldi ne Cefa. Sikayet etmem bu defa, Disimi sikar giderim. Bozar mi sandin Acilar.Belaya atlar giderim. Kursun gibiyim Ahuzer gibi, Dag gibi Patlar giderim. Bozar mi sandin Acilar.Belaya atlar giderim. Kursun gibiyim Ahuzer gibi, Dag gibi Patlar giderim.... Kaybetsem bile herseyi, bu Aski yirtar giderim. Sinsice olmaz gidisim.Kapiyi carpar giderim. Sana Yazdigim sarkiyi, Sazimdan söker giderim. Ben Aglayamam bilirsin.Yüzümü döker giderim. köp**lerimden Kusumdan, Yavrumdan cayar giderim. Senden aldigim ne varsa, yerine Koyar giderim. Ezdirmem sana kendimi.Gövdemi yakar giderim. Beddua etmem üzülme.Kafama Sikar giderim. Ezdirmem sana kendimi.Gövdemi yakar giderim. Beddua etmem üzülme.Kafama Sikar giderim. Ezdirmem sana kendimi.Gövdemi yakar giderim. Beddua etmem üzülme....Kafama Sikar giderim. |
Vur sırtına vur sırtına
Dostun olam vur sırtına Madem ki ben kaldıramam Derdimi al vur sırtına Duman kalır duman kalır Ocak tüter duman kalır Ben yanarım hiç tükenmem Benden sonra kalan kalır Kalan kalır kalan kalır Giden gider kalan kalır Ben giderim geri gelmem Benden sonra kalan kalır Ah ne fayda ah ne fayda Kefen beyaz ah ne fayda Bir hayına yaş dökersin Kadrin bilmez ah ne fayda Meydan kalır meydan kalır Yiğit ölmez meydan kalır Yere vurma hatırımı Sana kahpe meydan kalır Kalan kalır kalan kalır Giden gider kalan kalır Ben giderim geri gelmem Benden sonra kalan kalır |
Uçakları nedeyim?
Gökkuşağı gönder bana Senin olsun süngülerin Gül dikeni yeter bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Silahları nedeyim? Benim sevgim mavzer bana Suya attığım çiçekler Bir gün olur döner bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana |
Geçmedi yare sözümüz
Yollarda kaldı gözümüz Yere sürüldü yüzümüz Böyleymiş karayazımız. Çiçekler açılmaz oldu Pınarlar içilmez oldu Yar bize gülmez oldu Böyleymiş kara yazımız. Yalnız ona yar demiştik Onda bir şey var demiştik O bizi anlar demiştik Böyleymiş kara yazımız. Hey gönül gene bu gece Kederim geceden yüce Gel susalım beraberce Böyleymiş kara yazımız |
kara yılan der ki harbe oturak
kilis yollarından kelle getirek nerde düşman varsa orda bitirek vurun antepliler namus günüdür. sürerim sürerim gitmez gadana fransız kurşunu da geçmez adana varın söyleyin garip anama analar da böyle yiğit doğurur. |
Akşam olur karanlıklar çökende
Devriyeler adım adım gezende Kar kaplamış solmuş güller görende Sarılıp dallarını öpesim gelir Sanki gökten kar yerine kan yağıyor Kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor Yaşlı gözleriyle bana bakıyor Akan göz yaşını içesim gelir İşte böyle karanlıklar içinde Devriyeler adım adım gezende Yar uykuda ben yine penceremde Doğacak güneşi göresim gelir |
Malatya' dan çıktım yola, yollar yanıyor
Düşman sarmış dört yanımı, kurşun saçıyor Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor Yaşasam mi ölsem mi Karar vermek zor. Beyler deresinde kardaş pusu kurdular Dağda çadır çadır aştılar tüfek çaktılar İki er kardeşi canımdan, canımdan vurdular Yaşasak mi ölsek mi Karar vermek zor. Söz : Ahmet Kaya Müzik : Ahmet Kaya |
Bayrakları göndere çeken çocuklar
Aç bir destandır kan gölü gruplarda Bir çocuk ağlar ağlar durur Bir ana tandıra düşer kavrulur Bir gelin parmağıyla deşer rahmini Radyoda ince saz, ney taksim Büyür çetelerin hıncı Kent ince ince susar Ve korku bir kahpe yaradır içerden işler Vurur hançerini şah damardan ihanet Satarsın ulan satarsın Açılmamış gonca gülünü Gökte yıldız kayınca, için yanınca Gözlerin ıslanınca, akşam olunca Dön yüzünü dağlara, bir mavzer gibi Sabır zorlayınca, sel kabarınca Kar tanesi uçunca, çiğ tükenince Kardelenler açınca, otlar bitince Avucumda ateşle, dönerim sana Toprak uyanınca, bahar gelince |
Ilgaz dağlarında çocuk doğurdun sen
Memende süt yoktu Karla doyurdun sen Sardın sarmaladın anam Sırtına vurdun anam anam Terketmedin karlı yolları Yolda çile çeker Şerife bacım hey Eller donmuş gözler çekilmez acı Çocuğuna değil Yurduna sancın Terketmedin karlı yolları |
Kani diherikin
Karwan diçün Tişt nema li dü Hevi ar ü dü Ü baye gerok Ji xew rakirin Birhatinen kür Çave teyi giri Leve te yi gezo ax ax Karwan diçe zü Şare mi ni dür Beje bav ü de Yara çav li re Eze bem,bem ü bem We bete ew roj (Çeşmeler akıyor Kervan gidiyor Geride bir şey kalmadı Umut,ateş ve duman Ve gezgin bir rüzgar Uykudan uyandırmışlar Küllenmiş derin anıları Ağlamaklı gözlerin Ballı dudakların Kervan hızla gidiyor Uzaktaki kentime Söyle anne ve babaya Yol gözleyen sevgiliye Geleceğim O gün gelecek) |
Bir yuruyus eylediler sabahtan
Ilgıt ılgıt kan gidiyor loy loy Bir yürüyüş eylediler sabahtan Ilgıt ılgıt kan gidiyor loy loy Dayan dizlerim dayan Ağla gözlerim ağla Namlu puşt olmuş at ayağı puşt Vay anam vay vay bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Of anam of of bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Ay bu nasıl devran, ay bu nasıl devran 28 nisandı yavru hey Ham meyvayı kopardılar dalıdan Vay anam vay vay bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Of anam of of bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman |
Bir kenar mahalleliyim
Mecburen parasizdir ceplerim Fabrikada satilik sendika Agzimi acsam sokaktayim Bir kenar mahalleliyim Mecburen kavga ederim Markette kopek olduren sarabi Bekcilerle narali gecedeyim Bir kenar mahalleliyim Mecburen kiliksiz gezerim Beyoglunda popa yelken polisler Ruzgarina deger sopa yerim Bir kenar mahalleliyim Mecburen uzaktan severim Ev onlerinde babalar Kizina baksam Cinayet sebebiyim |
Yan yana geçen geceler unutulup gider mi?
Acılar birden biter mi? Bir bebek özleminde seni aramak varya Bu hep böyle gider mi? Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi? Dikenler gögü deler mi? Bir menekşe kokusunda seni aramak varya Bu hep böyle gider mi? Kendine iyi bak beni beni düşünme Su akar yatagını bulur |
Ne çıramız ne lambamız
Karanlık yollarda kaldık Kor kor ateşlerde yandık Çok uslandık, usanmadık Bir rüzgar gibi tarihten geçtiler Neler görüp neleri geçirdiler Aç kaldılar yine dilenmediler Kimdi bunlar, kimdi bunlar, kimdi Kara perçemleri türkü türküdür Hiç değiller onlar insan gülüdür Dediler ki düşünmenin günüdür Kimdi bunlar, kimdi bunlar, kimdi |
yol parası veremedim diye
bu daglari bana deldirler bu yolları bana açtırdılar hacizlere gitti suna gibi geçimine oy meri kekligim oy meri kekligim nedir cektigim nedir cektigim nedir cektigim nedir cektigim kore daglarinda tabakam kaldı mahpus damlarinda özgurlüğüm of meri kekliğim nedir cektigim oy meri kekliğim nedir çektiğim nedir çektiğim dut kurusu süpürge tohumu yediğimiz ve bir godik arpa için sivas kapılarından döndüğümüz günleri defeyledik hey meri kekliğim oy meri kekliğim nedir çektiğim. |
ÇAĞILDAYAN
Karanlık bir mağarada sanki Sabahlıyorum her gece Ölmekten kötü ah, her gece Düşünmek memleketi uykuda Uyur uyanık, ama uykuda Çoğaltan sözler söylesek Çağıldayan eski zaman şarkıları Duyulur mu, duyulmaz mı? Dilimizden düşürmesek hiç Şarkısını, asi o aşkın şarkısını. Susmuyorum dipte, kuyuda Susmuyorum acılar alsın beni Dilim lal olsun, yansın, lal olsun Sen uyur uyanıkken, uykudayken Günlerimiz yürünemezken kirden Bu karanlık, bu kâbus, bu mağara Beynimi boşaltıyor günlerinize Kokuşmuş kusmuk gibi beynim Boşalıyor, bomboş günlerinize Ama ne fayda, memleket uykuda Dinmiyor içimdeki sızı n***8217;apsam Kahkahalarınız geçiyor kederimden Fareler gözyaşları içinde geçiyor Susmuyorum, söylüyorum durmadan Çağıldayan şarkısını yalnız insanın. Susmuyorum acıda ve yalnızlıkta Susmuyorum hiç! Karanlıkta, şerde Tüten ocağım, hiç sönmeyen lambam Ah***8217;ım, umutsuzluk içindeki şiirim Söyleyen ağzı ol! Bu solgun halkın |
ŞEHİTLER (Nazım HİKMET) 1959
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir! Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler Dumlupınar'dakiler de elbet ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler, siz toprak altında ulu köklerimizsiniz yatarsınız al kanlar içinde. Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, siz toprak altında derin uykudayken düşmanı çağırdılar, satıldık, uyanın! Biz toprak üstünde derin uykulardayız, kalkıp uyandırın bizi! uyandırın bizi! Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir! |
BOMBA
Kavruluyor çocukluğum Ablam, Koşarken birbaşıma. Canımdan can çıkıyor Yosun kokulum. Çöl rüzgarım Duman renklim. Denizim tutuşmuş, Sağ yanımda bir bomba Yanıyor oyuncaklarım. Madem geldik Arayalım yeşilin En yeşilini. Seraplar yol göstersin Kıyıda, yaylada ,ormanda Suyun en akar olanını. Madem sormadı bize kimse Ateşi ister misin diye Sol yanımda bir bomba Dağlandı düşlerim anne. İlk selamını vermişler Derler Binlerce tanrı burada. Binlerce dedem Binlerce yıl basamağının Dibinde Vururken çomağını çeliğine Kaldırmış hep ellerini Hep düşmüş dizüstü Hep başı yerde. Şimdi tam önümde bir bomba Seyreder bakarkör tanrılar Beni de onu da. Belli ki Koklayarak büyüdüğüm Kumdan kalelerimin Bağlarını Kanla suluyorlar baba. Şimdi ardımda bir bomba Emzikte bir kuzu Anasını arıyor orada. Bu güzelliğin Bu sevmenin Bu doğrulmanın yerden Havasında bir şeyler var Bir şeyler, Bilemediğim. Gözünde göz olmadığım amca. Sokağında koşmadım Camına taş Kış demedim çocuklarına. Düşman olmuş bulutlarım. Her yanım bomba. Artık çarpmayan kalbim Armağanımdır insanlara. Koynumdaki Son çiçek de Kan gölünde büyümüştür. Yan yana Yana yana Elin elimdedir abla. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:50 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team