![]() |
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim***8230; Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğine Toroslar***8217;dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim***8230; Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim taç ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim***8230; Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim***8217;i, Her oyunu bozan gizli zor benim***8230; Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı için kül eyledim Kerem***8217;i. İbrahim***8217;in atıldığı kor benim***8230; Sebep bazı Leyla, bazı Şirin***8217;di. Hat***8217;rım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim***8230; İlahimle Mevlana***8217;yı döndürdüm. Yunus***8217;umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla***8217;danım, hayır benim, şer benim***8230; Benim için yaratıldı Muhammet! Benim için yağdırıldı o rahmet! Evliyanın sözündeki muhabbet, Enbiyanın yüzündeki nur benim***8230; Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim***8230; |
Aşk kalplerin bir azraili, bir avcının avladığı geyik.
Zamansız çıkar karşımıza, ha bir genç ha bir beyik. İçimize sığınır, kanımızı kaynatır, gözleri kör eder. İnsan gücü yetmez, boynumuz ona doğuştan eğik Yalnızlık akşamın karanlığı, toprağın susuzluğu. Aşktan hancer tatanın en yakını, can dostu. Yatakta eşimiz, sofralarda birlikte yemek yeriz. Karşı gelinmez, O AŞKIN SAĞ KOLU. |
adımın sağlam at, yanlışa düşme,
Huzur'a çıktığın O Günü düşün!... sen sen ol canlara düşmanlık etme, Huzur'a çıktığın O Günü düşün!... sanki sen kralsın, dosttan ıraksın, sen de benim gibi, dalda yapraksın, ne yapsan, ne etsen sen de topraksın, Huzur'a çıktığın O Günü düşün!... sakın hile yapma dostum tartında, sonumuz yazılmış, Ecel Kartında, sarılıp, bembeyaz kefen sırtında, Huzur'a çıktığın O Günü düşün |
Gözlerin var ya o güzel gözlerin,
beni benden aldı. Beni tekrar hayata bağladı, Gözlerin var ya o ilk bakisin, bende kalışın, hani gözlerinle beni sevdiğini anlatışın, hep aklımda kaldı. Gözlerine baktığımda, bir an dünyadan uzaklaştım O an tek sana baktım, o kadar güzeldi ki o kadar masumdu ki gözlerin. Farz et senin gözlerin bir şelale gibi, durmadan akarsu, ben ise o şelalenin içinde kendimi bırakıp dalgalanıyorum. Farz et gece olduğunda o yıldızların arasında ışıldayan tek yıldızım senin gözlerin. Seni sevmek: benim boynumun borcu, sana değer vermek:Yüreğimin korkusu Sana alıştım ve bağlandım derken: O GOZLERIN KAYBOLDU... |
Sen; suda gölge,
Gölgede ışık, Işık ta ateş gibisin... Ve başımda bulut, Bulutta suyum, Gökte yağmurum, Aşk ateşimi söndüren, Serinliğimsin... Ve sen yaşama gerekli her şeyde, Ve yaşanan her yerde; bereket gibisin... Sen kara sevdam, Sen gözyaşım, Sen sevincim, Sen, emsalsiz bir memleket gibisin... Sen açlara tokluk, Sen, kıtlıkları bitiren bolluk, Sen çokluk, Sen sayısızlıksın... Sen; Gönül yaralarına derman, Sevdalara ferman, Sen vazgeçilemezim, Ve sen uyuyamadığım, hep özlediğim, Ve uyumak istediğim en derin uykum... Sen, Aşkım, Dünyam, Rüyam, Yorgunluklarımın bitimi, Varmak istediğim son nokta... Sen; rüyamsın, o en çok görmek istediğim, Sen; hülyamsın, dalmakla bitiremediğim, Sen yaşamımsın, Ve hayatta kalmamın tek nedeni, Kısacası, Aldığım nefes gibisin... |
Kimdi seni sevgiye hasret koyan?
Kelimeleri sıralayıp destan yazdıran? Hep yabancı gibi mi geldi sana gelen? Olmadı hiç seni seven? Hep suratı asık mıydı sevdiğinin Yoksa çok mu insafsızdı? Kimdi sana hiç değer vermeyen Olmadı hiç seni seven? Kaçmalıydın bu ızdıraplı sevdadan Bir hediye,akıl veren olmadı mı? Hiç yakışır mı böyle bir aşkı iki güne sığdırmak, Hiç yakışır mı seni bırakıp uzak kentlere gitmek Kırık düşler ülkesinin prensesi Olur mu hiç seni sevmemek? |
Sensiz bir sevgililer günü daha geçti...
Buruk ve kederli Kapattım gözlerimi ve seni düşündüm Sen olsaydın ah bir olsaydın Neler yapardım neler bir bilsen En uzak dağlardan sana Koklanmamış çiçekleri toplar gelmezmiydim... En derin denizlerden inciler almazmıydım.. En masumluktan daha masum saflığım En kırmızılardan daha kırmızı kalbim En mavilerden daha mavi düşlerimi Gözümü kırpmadan sunmazmıydım sana En gümüşten daha gümüş Güllerle çevrili bir tepsi içinde... Ahhh ahhhhh ah... Şimdi nerdesin kimlesin bilinmez Uzak diyarlarda ne yaparsın Kimlerin kalbini çalıp kaçmakla meşgulsün Ve kimlerin ellerinde huzurlusun. Herzaman söylerim Sevmeli bir insan ölümüne sevmeli Dönüp bakmamalı arkasına Geçmişi sorgulamamalı Vermeli herşeyini ve sonsuz güvenmeli Sınır tanımamalı asla, umarsızca... Uçup gitmeli beraber Bırakmalı kendini aşkına Dünyayı yakmalı gerekirse Korkmamalı kimselerden Ve çekinmemeli aşkını söylemekten... İşte böyle sevecektim seni ben Bir gelseydin eğer OLMAYAN SEVGİLİ... |
Asrın en ölümsüz tadında aşkını yaşıyorum,
Yokluktan gelmiş bir mülteci gibi sığındığım, Şömineli bir aşk gemisisin,sevgi okyanusumda.. Emanet artık sana,bugüne kadar kimseye açamadığım, Minik ama senin aşkını içine alabilecek kadar da kocaman kalbim.. Birgün gelicek,hiç ayrılmayacaksın yanımdan, En tatlısını paylaşıcaz aşk meyvesinin, Ne zamanlar geçiricez,kaçamaksız,çekingesiz.. İnsanlar değil tüm canlılar imrenecek bu güzelliğe, Mum ışığında,masal tadında,vanilya kokusunda bir aşka.. |
Değişmeyen yetkim
Değişmeyen gücüm olsaydı, Nufüsunun nereye ineceğini bilmiyorum,amma... Düzenini,öyle yerle bir ederdimki Kalıntılarından,eser bile kalmazdı. Senden bahsediyorum, Senden, Adaletinden, Yarattıklarının,yarattıklarına Yaptıklarından, Senin adına hizmet verdiğini sanan, Seninde izin verdiğin,infaz çetelerinden. Sağcı,solcu demiyorum Dinli,dinsiz hiç demiyorum Yarattıklarından rahatsızım,ben dahil Yarattığın,yaratıklardan, Adına en üstün canlı koyduğun, Adı insan olan,insanların Alçaklarından rahatsızım. Elimde olsaydı, Hak dediğin,dört dini de eleğe eleğe Öyle bir hale getirirdimki, Ne İsa***8217;nın karşısında dua eden, Ne papaza günah çıkarttıran, Ne başını secdeye götüren, Ne insanları,hayal ürünleriğle kandıran, Nede diğerleri kalırdı. Kalanlarsa,insan gibi insan olanlar,olurdu, İşte o zaman, İnsan gibi görünüp,insan olmayanların, Olmadığı dünyada,yaşanırdı, Barbarlığımdan değil,yapmak istediklerim Barbarlardan kurtulmak içindir,dilediklerim,barbarlığım. Kimsenin,kimseye karışmadığı,güçlünün güçsüzü soymadığı, İnsanın insanı öldürmediği,İnancı için,sorgulanmadığı Bir dünya ver vereceksen, Yoksa sana mihnetim yok Al canımı alacaksan, Varsa eyer,o dünyada, At nereye atacaksan |
Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın... Sen benim ayakkabılarımın arkasına İlk basışımsın . İlk cigaram, İlk ıslığım, İlk kızgınlığım, İlk aldanışımsın. Sen benim İlk ütülü beyaz gömleğim , İlk şiirim, İlk kavgam , Yaşamı İlk far****şimsin . Sen benim onyedi yaşımsın... Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan. Cebinde iki gazoz parası Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan . Iki film bu akşam, Birinde Yılmaz Güney oynuyor, birinde Fikret Hakan. Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan: '...Rüyadır gördüğün bütün düşler , Gözlerin aklımı perişan eyler , Aşk masalından şarkılar söyler , Beni hülyalara salan gözlerin ...' Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan , Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var, bilesin... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Aynaya İlk bakışım , Babamla İlk kavgam, Evden İlk kaçışımsın. Serçeleri sevdimse senden, Minibüslerde muavinlik ettiysem. 'Bir Teselli Ver'i dinlediysem Orhan Gencebay'dan, Emirgan'da çay içtiysem, Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem , Nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar'ın, Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem, İçimdeki kıpır kıpır bu soluk nereden ... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Okulu İlk asışım, İlk kez birine gümüş kolye alışımsın. Sen benim İlk sakarlığım, İlk tuhaflığım, İlk yakalanışımsın. Sen benim onyedi yaşımsın... Mahallenin delikanlısı, Elleri ceplerinde, dudağında ıslığı, Başında kavak yelleri. şarkılar mırıldanıyor. 'Zalimin zulmü varsa sevenin Allah'ı var' yeni çalıyor 45lik plaklardan. Hayri şahin ortalığı kavuruyor. Mahallenin delikanlısı, Cebinde iki gazoz parası. Yüreğinde garip bir pıtırtı Alışmaya çalışıyor sana alışmaya. Akşamları işportaya çıkıyor, Bir defter, bir kalem, bir de çakı alana aynayı bedava veriyor. Yani günler geçiyor onyedi yaşının bütün tadıyla ... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... İlk maça gidişim, Cemil Turan'ı İlk seyredişim, İlk sevincimsin. Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme öyle güvendiğimsin. Sabahları eskici geçiyor kapıdan Karşı komşu Nafile Teyze bakkaldan ekmek istiyor Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi, Herşey güzel oluyor. Bu hengame nasıl yakışıyorsa İstanbul'a bana da aşk öyle yakışıyor. Anam koş kapa diyor muslukları,üç gündür akmayan sular geliyor. Ben onyedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor ... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Sen benim ayakkabılarımın arkasına İlk basışımsın. İlk cigaram, İlk ıslığım, İlk kızgınlığım, İlk aldanışımsın. Sen benim İlk ütülü beyaz gömleğim, İlk şiirim, İlk kavgam, yaşamı ilk far****şimsin... Sen benim onyedi yaşımsın, Sen benim, sen benim, sen benimsin. Sen benim her şeyimsin. Hiçbir şeyimsin, hiçbir şeyimsin ... ibrahim sadri |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:42 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team