![]() |
EN İYİ DOSTUNDAN SAKIN SEN SENİ
Bir öğüdüm vardır sana söyleyem En iyi dostundan sakın sen seni Öğüdüm dinlersen manası budur En iyi dostundan sakın sen seni Gelir senin ile güler de oynar Ardınca önünce ayıbın söyler Bir vakit gelince önüne çıkar En iyi dostundan sakın sen seni Senin ile hüsnün bahçesin gezer Gönül aşk elinden satırlar yazar Ardınca önünce kuyular kazar En iyi dostundan sakın sen seni Gelir senden önce yükseğe çıkar Gözlerinden kanlı yaşını döker Ayağın kayınca urganın çeker En iyi dostundan sakın sen seni Pir Sultan Abdal'ım böyle söyledi İndi aşkın deryasını boyladı Bunu işlemeyen kula söyledi En iyi dostundan sakın sen seni |
ERLER HİMMET EDİN
Banaz'dan sürdüler bizi Sivas'a Erler himmet edin ben gidiyorum Garipçe canıma kıldılar cefa Erler himmet edin ben gidiyorum Gidi kafir gelir dedim imana Kuzular ağlıyor hem yana yana Getirip de haps ettiler zindana Erler himmet edin ben gidiyorum Gidi gideceğim yoldan kalmadı Güzel Şah'a gelir dedim gelmedi Pirimizden bize himmet olmadı Erler himmet edin ben gidiyorum Urganım çekildi sığındım dara Üstüme döküldü ağ ile kara Muhbirim üstünde çıralar yara Erler himmet edin ben gidiyorum |
FELEK BENİ NAZLI YARDAN AYIRDI
Ne güzel de muradıma ererken Felek beni nazlı yardan ayırdı Ak gül kırmızı gül dererken Felek beni nazlı yardan ayırdı Kızardı kayalar don giydi dağlar Yeşil yaprak ile bezendi bağlar Yar ile sahraya çıktığım çağlar Felek beni nazlı yardan ayırdı Demir kafes idim doldum ıssıldım Kurulu yay idim durdum kasıldım Yemeden içmeden sudan kesildim Felek beni nazlı yardan ayırdı Yaz gelende yazı yaban yurt olur Ak sürüye kara koyun kurt olur Sevip sevip ayrılması dert olur Felek beni nazlı yardan ayırdı |
GAM ELİNDEN BENİM ZÜLFÜ SİYAHIM
Gam elinden benim zülfü siyahım Peykan değdi sinem yaralandı gel Suna başın için ağlatma beni Bugün sevda candan aralandı gel Gamdan hisar oldu mekanım yurdum İşitmez avazım dinlemez virdim Bir değil beş değil on değil derdim Düğümler baş verdi sıralandı gel Hasretine vasıl olam mı böyle Mecnun'a da bili kalır mı Leyla Ölümlü dünyadır gel helâl eyle Yüklendi barhanam kiralandı gel Ne çekerse dertli sinem dağ olmaz Gürler gelir geçer ömür çağ olmaz Teşevvüştür yaralarım sağ olmaz Göğerdi çevresi karalandı gel |
GEÇTİ DOST KERVANI
Şu karşı yaylada, göç katar katar, Bir güzel sevdası serimde tüter, Bu ayrılık bana ölümden beter, Geçti dost kervanı, eyleme beni. Şu benim sevdiğim başta oturur, Bir güzelin derdi beni bitirir, Bu ayrılık bana zulüm getirir, Geçti dost kervanı, eyleme beni. Ben gidersem sunam bana ağlama, Ciğerimi aşk oduna dağlama, Benden başkasına meyil bağlama, Geçti dost kervanı, eyleme beni. Gider isem bu il sana yurt olsun, Münafıklar aramızda kurt olsun, Ben ölürsem yüreğine dert olsun, Geçti dost kervanı, eyleme beni. Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım, Aşalım da dost iline düşelim, Çok nimetin yedim helallaşalım, Geçti dost kervanı, eyleme beni. |
GELMİŞ İKEN BİR HABERCİK SORAYIM
Gelmiş iken bir habercik sorayım Niçin gitmez Yıldız Dağ'ı dumanın Gerçek erenlere yüzler süreyim Niçin gitmez Yıldız Dağ'ı dumanın Alçağında al kırmızı taşın var Yükseğinde turnaların sesi var Ben de bilmem ne talihsiz başın var Niçin gitmez Yıldız Dağ'ı dumanın Benim Şah'ım al kırmızı bürünür Dost yüzün görmeyen düşman bilinir Yücesinden Şah'ın ili görünür Niçin gitmez Yıldız Dağ'ı dumanın |
GURBET ELDE
Gurbet elde bir hal geldi başıma, Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir. Derman arar iken derde düş oldum, Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir. Hüma kuşu suya düştü ölmedi, Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı. Dedim yâre gidem nasip olmadı, Ağlama gözlerim Mevla kerimdir. Kağıda yazarlar ufak yazılar, Anasız olur mu körpe kuzular. Yürek yaralıdır, ciğer sızılar, Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir. Pir Sultan Abdal'ım böyle buyurdu, Ayrılık donları biçti giydirdi. Ben ayrılmaz idim felek ayırdı Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir. |
GÜZEL AŞIK
Güzel aşık çevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Yemeyenler kalır naçar Gözlerinden kanlar saçar Bu bir demdir gelir geçer Duyamazsın demedim mi Çıkalım meydan yerine Gidelim Ali seyrine Canı başı Hak yoluna Koyamazsın demedim mi Pir Sultan Ali şahımız Hakka ulaşır rahimiz Oniki imam penahımız Uyamazsın demedim mi |
GÜZELLERİN ZÜLFÜ DESTEDİR
Güzellerin zülfü destedir deste Erenler har için oturmuş posta Bir zaman sağ gezer bir zaman hasta Hasta halin nedir der bulamadım. Pir Sultan Abdalım dağlar ben olsam Üstü mor sünbüllü bağlar ben olsam Alem çiçek olsa arı ben olsam Dost dilinden datlı bal bulamadım |
HÜNKAR HACI BEKTAŞ VELİ
Arzuladım size geldim Hünkar Hacı Bektaş Veli Eşiğine yüzüm sürdüm Hünkar Hacı Bektaş Veli Pir elinden dolu içtim Doğdum elinize düştüm Ak cenneti gördüm geçtim Hünkar Hacı Bektaş Veli Güvercin donunda duran Cümle eksikler bitiren Beş taşı şahit getiren Hünkar Hacı Bektaş Veli Kırk Budak'ta Şem'a yanar Dolusun içenler kanar Aşıkların sema döner Hünkar Hacı Bektaş Veli |
ILGIT ILGIT ESEN SEHER YELLERİ
Ilgıt ılgıt esen seher yelleri Doğru gelir doğru gider mi Hakkın emri ile çürüyen canlar Bin yıl yerde yatsa çürür mü yar yar Pazarlık mı olur adil dükkanda Mevl-i muhabbetim de kaldı yâr sende Bu divan olmazsa ulu divanda Dost benim sualim verir mi yar yar Bahçede açılmış yar gonca güller Gülün figanından sefil bülbüller Aşuktan maşuğa da sarılan kollar Bin yıl yerde yatsa çürür mü yar yar |
KAHPE FELEK SANA NETTİM
Kahpe felek sana n'ettim n'eyledim Attın gurbet ile taşımı felek İbtida gülmeyen sonra güler mi Akıttın gözümden yaşımı felek Ben feleği gördüm elde var iken Başım alam gidem derdim er iken Kol kanat bağladım ucam der iken Kırdın kanadımı kolumu felek Bak'a şu feleğin işine bak'a Götürün gömleği istemem yaka Yönünü döndürmüş geliyor Hakk'a Sen melamet ettin işimi felek |
MÜRŞİDE VARMAYA TALİP OLURSAN
Mürşide varmaya talip olursan İptida insandan rehber isterler Verdiğin ikrara doğru gelirsen Ahd ile peymandan rehber isterler Rehberin var ise olursun insan Rehberin yok ise kalırsın ****** Arasat gününde açılır meydan Açılan meydanda rehber isterler Mürşidin nazarı müşkülü seçer Kâmil olan talip sıratı geçer Can kuşu kafesten akîbet uçar Tenden uçan candan rehber isterler Şah-ı Merdan bir yol kurdu kuluna Bu yola giden rehberden biline Girmek ister isen İmam yoluna On İki İmam'dan rehber isterler |
NASIL YAR DİYEYİM
Nasıl yar diyeyim ben böyle yara Mecnun edip çöle saldıktan sonra Alemin bağına bülbüller konar Nidem benim gülüm solduktan sonra Coşkun çaylar gibi çağlamayan yar Gönlünü gönlüme bağlamayan yar Benim bu halıma ağlamayan yar Daha ağlamasın öldükten sonra Pir Sultan Abdal'ım sürem bu yolu İnsan-i kâmilin olurum kulu İster yağmur yağsın isterse dolu Nidem ben bu ummana daldıktan sonra |
SABAHTAN CEMALİN
Sabahtan cemalin seyran eyledim Gönüller perişan elinden güzel Nice bir gezeyim gurbet elleri Hiç mi bilir yoktur halımdan güzel Seher bülbülüsün gider gelmezsin Gelirsen de güzel bakî kalmazsın Seni uçuranlar murat almasın Seni kim uçurdu yuvandan güzel Pir Sultan Abdal'ım dervişler gezer Aradım bulmadım derdimi yazar Şimdi benim dostum cennette gezer Kalma benim için yolundan güzel |
SULTAN SUYU GİBİ ÇAĞLAYIP AKMA
Sultan suyu gibi çağlayıp akma Erilir gam yeme divane gönül Er başımda duman, dağ başında kış Erilir gam yeme divane gönül Yıkılır mı hakk'ın yaptığı havuz Şah-ı Merdani'nin, biz de kılavuz Üç günlük dünyada, şu yahşi yavuz Erilir gam yeme divane gönül Pir Sultan Abdal'ım, sırdan sırada Bu iş böyle oldu, kalsın burada Cümlemiz niyetlendiği murada Erilir gam yeme divane gönül |
UYUR İDİK UYARDILAR
Uyur idik uyardılar Diriye saydılar bizi Koyun olduk ses anladık Sürüye saydılar bizi Sürülüp kasaba gittik Kanarada mekan tuttuk Seri Hakk'a teslim ettik Ölüye saydılar bizi Halimizi hal eyledik Yolumuzu yol eyledik Her çiçekten bal eyledik Arıya saydılar bizi Pir divanına dizildik Aşk defterine yazıldık Bal olduk şerbet ezildik Doluya saydılar bizi |
YANIMIZDA İKİ MELEKLER GEZER
Yanımızda iki melekler gezer Bin hayır biri şerrimiz yazar Kahbe felek bizi aldatır üzer Nerede seyreder andan haber ver Cümlemizin başı Allah'tan ferman İsmail Peygambere indi bir kurban Bir ot biter bütün dertlere derman Ol ot nerde biter andan haber ver Sabahtan gün doğar gün dile doğar Dal boynun eğdikçe rahmetler yağar Bin bir gün içinde bir yıldız doğar Yıldız nerde doğar andan haber ver Musa Peygamber de atına bindi Can cesetten çıktı nerede durdu Peygamber uğrunda bir delil yandı Delil nerde yanar andan haber ver Pir Sultan Abdal'ım geldik de gittik Gelirken giderken ne kazanç ettik Yükünü yükletip kül olduk bittik Yurdunda ne kalır andan haber ver |
YİNE DOSTTAN HABER GELDİ
Yine dosttan haber geldi Dalgalandı taştı gönül Yar elinden kevser geldi Derya gibi coştu gönül Kılavuzum Şah-ı Merdan Çevresi dopdolu nurdan Şunda bir hercayi dosttan Neylersin, vazgeçti gönül Sır Ali'deki sır idi Seyr edeni sever idi Ben kulu da kemter idi Pir aşkına düştü gönül Açıldı bahçenin gülü Öter içinde bülbülü Dost elinden dolu dolu Sarhoş oldu içti gönül Pir Sultan'ım bir gün göçer Er olan ikrarın güder Ceset bunda seyran eder Çün Hakk'a ulaştı gönül |
YÜREKTE YARALAR TÜRLÜ TÜRLÜDÜR
Gönül niçin ahvalimi bilmezsin Yürekte yaralar türlü türlüdür Öğüt versem öğüdümü almazsın Yürekte yaralar türlü türlüdür Esme zülüflerin yellere karşı Bülbül figan eder güllere karşı Gel beni ağlatma illere karşı Yürekte yaralar türlü türlüdür Ah n'eyleyim karşımızda ölüm var Ölüm dedikleri kanlı zalim var Ne ağlayıp ne gülecek halim var Yürekte yaralar türlü türlüdür Pir Sultan Abdal'ım ben de böyleyim Emir Hak'tan geldi kime ne deyim Derdim çoktur hangi birin söyleyeyim Yürekte yaralar türlü türlüdür |
YÜRÜ BRE YALAN DÜNYA
Yürü bre yalan dünya Yalan dünya değil misin Hasan ile Hüseyin'i Alan dünya değil misin Ali bindi Düldül ata Can dayanmaz bu fırkata Boz kurt ile kıyamete Kalan dünya değil misin Tanrı'nın arslanın alıp Düldül'ü dağlara salıp Yedi kere ıssız kalıp Dolan dünya değil misin |
YÜRÜYÜŞ EYLEDİ URUM ÜSTÜNE
Yürüyüş eyledi Urum üstüne Ali nesli güzel İmam geliyor İnip temenna ettim güzel destine Ali nesli güzel İmam geliyor Doluları adım adım dağıdır Tavlasında küheylanlar bağlıdır Aslını sorarsan şahın oğludur Ali nesli güzel İmam geliyor Tarlaları adım adım çizili Rakibin elinden ciğer sızılı Al yeşil geyinmiş gerçek gazili Ali nesli güzel İmam geliyor Magripten çıkar görünü görünü Kimse bilmez evliyanın sırrını Koca Haydar şah-ı cihan torunu Ali nesli güzel İmam geliyor |
ANNACINA ALMIŞ KOCA BERİD'İ
Annacına almış koca Berid'i Farıdı da deli gönlüm farıdı Hazret Nuh'tan beri kimler var idi Nuh'un tufanını bilin mi meşe Anacına almış koca ardıcı Başına yağar da boranla gıcı Gittin Kâbe'ye de oldun mu hacı Ol Beyt-Şerif'e yüz sürdün mü meşe Şu meşenin bin incecik yolu var Sayamadım yüz bin türlü dalı var Şu dünyanın yüz bin türlü hali var Şu dünyanın halinden bilin mi meşe Karac'oğlan der, bu da böyle olsun Başındaki kuru dalın göğersin Senin bahşışını Bertiz'li versin Ol Bertiz'in halini da bilin mi meşe |
BAĞLANDI YOLLARIM, KALDIM ÇARESİZ
Bağlandı yollarım, kaldım çaresiz Gayrı dünya bana aralandı, gel Derildi dertlerim, artsız arasız Üst üste dizildi, sıralandı gel Yârı görse idim haftada, ayda Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda Azrail göğsümde, canım hay hayda Ciğerimin başı yaralandı, gel Karac'oğlan der ki, başa yazıldı Gözüm yaşı Ceyhun oldu, süzüldü Kefenim biçildi, kabrim kazıldı Mezarım üstü kar'alandı, gel |
BANA KARA DİYEN DİLBER
Bana kara diyen dilber Gözlerin kara değil mi Yüzünü sevdiren gelin Kaşların kara değil mi Güzel, ben seni isterim Seni koynumda beslerim Yüzünü, güzel, göreyim Zülüfün kara değil mi Boyun uzun, belin ince Yanakların olmuş gonca Salıverirsin kolunca Beliğin kara değil mi Utanırım akar terim Güzellikte yok benzerin En sevgili makbul yerin Saçların kara değil mi |
BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK
Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm |
BİR YİĞİT GURBETE GİTSE
Bir yiğit gurbete gitse Gör başına neler gelir Merdin sılayı andıkça Yaş, gözüne dolar gelir Bağrıma basarım taşlar Akıttım gözümden yaşlar Yavrusun aldıran kuşlar Yuvasına döner gelir Kocadım çekemem nazı Bağrıma dökemem közü Yârin bana kötü sözü Kara bağrım deler gelir |
BİTTİ M'OLA, ŞAM İLİNİN HURMASI
Bitti m'ola, Şam ilinin hurması Gitti m'ola ala gözün sürmesi Hama'nın, Humus'un telli turnası Turna, yârin selâm saldı, gel diye Bitti m'ola Şam ilinin gülleri Aştı m'ola siyecinden dalları Şu sefil Yakub'un şirin dilleri Turna, yârin selâm saldı, gel diye Bir ağaçta biter kırk yanal alma Birinden gayriye elini sunma Irak, yakın diye eğlenip kalma Turna, yârin selâm saldı, gel diye Aşına da Karac'oğlan aşına Yeni girmiş on üç, on dört yaşına Irak değil, ak pınarın başına Turna, yârin selâm saldı, gel diye |
ÇIKIP YÜCESİNE SEYRAN EDERKEN
Çıkıp yücesine seyran ederken Gördüm ak kuğulu göller perişan Bir fıkrat geldi de durdum ağladım Öpüp kokladığım güller perişan Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan Yıkılmış dilberin mamur illeri Susmuş bülbül, söyler her dem dilleri Dağılmış sünbülü, solmuş gülleri Yüzüne dökülmüş teller perişan Karac'oğlan der, ben toy avlamadım Arab ata binip boylatamadım Küstürdüm dilberi hoylatamadım Dilberi küstüren diller perişan |
DİNLE SANA BİR NASİHAT EDEYİM
Dinle sana bir nasihat edeyim Hatırdan, gönülden geçici olma Yiğidin başına bir iş gelince Anı yad ellere açıcı olma Mecliste ârif ol kelâmı dinle El iki söylerse, sen birin söyle Elinden geldikçe sen eylik eyle Hatıra dokunup yıkıcı olma Dokunur hatıra kendisin bilmez Asilzadelerden hiç kemlik gelmez Sen eyilik et de o zayi olmaz Darılıp da başa kakıcı olma El âriftir, yokla kendi kendini Dağıdırlar duzağını, fendini Alçaklarda otur, gözet kendini Katı yükseklerden uçucu olma |
DÖNDÜR BOYNUN BENDEN YANA
Döndür boynun benden yana Âşıkını bir az tanı Kurban oldum işte sana Ettim feda ben bu canı Gayrı bana bakma mısın Yangına su dökme misin Sen Tanrı'dan korkma mısın Yok mu kalbinin imanı Karac'oğlan kes dilini Yâre söyleme halini Şaşırma sen bu yolunu Aşkın bâkî, yârin fâni |
EĞLEN HOCAM EĞLEN, BİR SUALİM VAR
Eğlen hocam eğlen, bir sualim var Edep nedir erkân nedir yol nedir Benim Karac'oğlan olduğum belli Dede nedir abdal nedir kul nedir Yıkılmaz Mevlâ'nın yaptığı yapı Hak Muhammed dini, taptığım tapı On iki bahçede kırk şekiz kapı Eşiğin bekleyen iki kul nedir Gayet ince derler Sırat'ın yolu Yarın ana varanın nic'olur halı Üç yüz altmış altı selvinin dalı Arasında açılan iki gül nedir İkimiz de bir göğnekte dururuz Göğnek perde, başka başka yürürüz Biz de anamız, evde od ururuz Ataş nedir tütün nedir kül nedir |
ELÂ GÖZLERİNİ SEVDİĞİM DİLBER
Elâ gözlerini sevdiğim dilber Göster cemalini, görmeğe geldim Şeftalini derde derman dediler Gerçek mi sevdiğim sormaya geldim Gündüz hayallerim, gece düşlerim Uyandıkça ağlamağa başlarım Sevdiğim üstünde uçan kuşların Tutup kanatların kırmağa geldim Senin âşıkların gülmez dediler Ağlayıp yaşını silmez dediler Seni bir kez saran ölmez dediler Gerçek mi efendim, sormaya geldim Senin işin yiyip içmek dediler Yâran ile konup göçmek dediler Göğsün cennet, koynun uçmak dediler Hak nasip ederse görmeye geldim Mail oldum, senin ince beline Canım kurban olsun tatlı diline Âşık olup senin hüsnün bağına Kırmızı güllerin dermeğe geldim |
ELÂ GÖZLÜ BENLİ DİLBER
Elâ gözlü benli dilber Koma beni el yerine Altın kemerin olayım Dola beni bel yerine Hecine gönlüm hecine Yiğide ölüm gecine Al beni zülfün ucuna Sallanayım tel yerine Gel kız karşımda dursana Şu benim halim bilsene Zülfünden bir tel versene Koklıyayım gül yerine Karacaoğlan der n'olayım Kolun boynuna dolayım Nazlı yâr kölen olayım Kabul eyle kul yerine |
ELÂ GÖZLÜM BEN BU İLDEN GİDERSEM
Elâ gözlüm ben bu ilden gidersem Zülfü perişanım kal melûl melûl Kerem et aklından çıkarma beni Ağla göz yaşını sil melûl melûl Yiğit, ey sevdiğim sen seni gözet Karayı bağla da beyazı çöz at Doldur ver bâdeyi, bir dahi uzat Ayrılık şerbetin ver melûl melûl Elvan çiçeklerden sokma başına Kudret kalemini çekme kaşına Beni unutursan doyma yaşına Gez benim aşkımla yâr melûl melûl Karac'oğlan der ki, ölüp ölünce Ben de güzel sevdim kendi halimce Varıp gurbet ile vâsıl olunca |
ELİF
İncecikten bir kar yağar, Tozar Elif, Elif deyi... Deli gönül abdal olmuş, Gezer Elif, Elif deyi... Elif***8217;in uğru nakışlı, Yavrı balaban bakışlı, Yayla çiçeği kokuşlu, Kokar Elif, Elif deyi... Elif kaşlarını çatar, Gamzesi sineme batar. Ak elleri kalem tutar, Yazar Elif, Elif deyi... |
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm |
Sunayı da deli gönül sunayı
Ben yoluna terk eyledim sılayı Armağan gönderdim telli turnayı İner gider bir gözleri sürmeli Sabahtan uğradım yarin yurduna Dayanılmaz firkatine derdine Yıkılası karlı dağın ardına Aşar gider bir gözleri sürmeli Ateş yanmayınca duman mı tüter Ak gerdan üstünde çimen mi biter Vakti gelmeyince bülbül mü öter Öter gider bir gözleri sürmeli KARACAOĞLAN kapınıza kul gibi Gönül küsüverse ince kıl gibi Seherde açılmış gonca gül gibi Kokar gider bir gözleri sürmeli |
Be felek senin elinden
Hem yanarım hem ağlarım Gece gündüz ağlar gözüm Başımı döğer ağlarım Çağırırım gani deyi Gel ağlatma beni deyi Kimi görsem seni deyi Yüzüne sakar ağlarım Lutfeyle beyim urandır Gözümün yaşı barandır Kaygılı gönlüm virandır Hicrimi çeker ağlarım KARACAOĞLAN düştü derde Gece gündüz yanar narda Hak kadı olduğu yerde Kabrimden çıkar ağlarım |
Güzel Ne Güzel Olmuşsun,
Görülmeyi Görülmeyi, Siyah Zülfün Halkalanmış...Aman Aman Örülmeyi Örülmeyi. Mendilim Yuğdum Arıttım, Gülün Dalında Kuruttum, Adin Ne İdi Unuttum...Aman Aman Sorulmayı Sorulmayı.. Seğirttim Ardından Yettim, Eğildim Yüzünden Öptüm, Adın Bilirdim Unuttum...Aman Aman Çağırmayı Çağırmayı. Benim Yarim Bana Küsmüş, Zülfünü Gerdana Dökmüş, Muhabbeti Benden Kesmiş...Aman Aman Sevilmeyi Sevilmeyi. Çağır KARACAOĞLAN Çağır, Taş Düştüğü Yerde Ağır, Yiğit Sevdiğinden Soğur...Aman Aman Sarılmayı Sarılmayı. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:08 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team