![]() |
Adını Bilmeden Sevdim...
Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, ***8220;var***8221;lığınla gülüşünü... Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ve, ***8220;yar***8221;lığa süzülüşünü. Ben seni, sesini duymadan sevdim... Ve duymadan nefesini. Ben seni adını bilmeden sevdim... Ama; sevdim!.. Üşüyüşünü sevdim... Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü; ***8220;Gel, ısıt***8221; deyişini!.. Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi... Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim... Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim. Bir de; ***8220;Gel, ışıt***8221; deyişini!.. Ben seni, adını bilmeden sevdim. İhtiyacım... Cevabım... İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem... Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem... ...Sevdim işte! Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı! Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ben seni, sesini duymadan sevdim. Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni... ...seni sevdim. Seni sevdim. İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle... Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan! Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım. ...Koklayamadım! Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına... Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde? Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!.. Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden... ...seni bilmeden sevdim. Seni, ***8220;bilmeden***8221; sevdim! Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız! Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler... Sen yoktun orda ve ben de yoktum; Ama sevda vardı! Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim |
Adak
Sana şiirler okuyacağım, Güneşler doğacak yalnızlığımdan Sana bir ışık getireceğim Büyük aydınlığımdan Sana bir dolu umut getireceğim Küçük ellerine sığmayacak Sana Afrika gecelerini getireceğim Sımsıcak Sana çiçekler getireceğim Bozulmuş güz bahçelerinden Sana bir serinlik getireceğim Yağmur tanelerinden Sana avuç avuç yıldız getireceğim Güneşimden başka Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim Köpük köpük dalga dalga Sana bir rüzgar getireceğim Dağlardan, tepelerden Sana zamanı getireceğim Zamanın bittiği yerden Ümit Yaşar Oğuzcan |
bu bizim bildiğimiz şarkıcı ümit yaşar değilmi
|
Deil bu şair en çokda aşk şiirleri vardır.
|
Gittiğin Gün
Bir gecenin yarısında ateşlerde uyandım mı sen
Yandı mı yüreğin alev alev köz gibi Kaldın mı boş odada yapa yalnız ve sessiz Ben kaldım sevgilim sen gittiğin gün Yaşadın mı ayrılığı tek başına kaldın mı sen Uğradın mı haksızlığa düştün mü vefasıza Gitme dur diye yalvardın mı ardından Ben yalvardım sevgilim sen gittiğin gün SEBAHATTİN ARSLAN |
Al***305;nt***305;:
|
Aşk zaten acı çekmek deilmi :(
|
Al***305;nt***305;:
|
burası sürgün sevgili
burası ateş kanayan bir gelincik taşıyorum içimde yüzün ki mektupların som sayfasında hüzün konuşursam canı acıyacak bu sürgün ateşinin bak kopuyor ipliği ağır ağır yağmurun dudakların çatlayacak bu seste ıslak geceler aydınlıktır hep sokak lambaları kandırılıyor ağlama/sana şarkılardan geçiyorsam alelacele ömür boyu aşk yeter mi gülizbe gözyaşında büyütülen sevgiler çocukların dilinde bir oyundur sadece sende kıyamet koparan bir tılsım mıdır söyle |
Al***305;nt***305;:
|
Aynı şey deilmi bırakıp gittiğinde de acı çekiyorsun asıl şimdi aşk ne öğreniyorsun .
|
Benim Olmasanda
Sen benim en eski alışkanlığımsın
Belkide ben doğmadan seninle yaşamaya Seni unutmamaya mahkum edilmiş Bir ömür boyu her nefes alışımda Nefesimin yarısının sen olması sağlanmış Sen benim en büyük zaafımsın Hiçbir şekilde ve koşulda karşı koyamadığım Ne zaman gelirsen evet dediğim Gelen sen olursan başımla kabul ettiğimsin Sen benim en büyük pişmanlığımsın Hayatımın bir devrini kaplayan Saniyesini bile tekrar yaşamayı istemekten kendimi alıkoyamadığım Dizlerimin bağını çözen, yüzümü kızartan, Ve bile bile sevmekten vazgeçemediğimsin Sen benim unutamadığım, unutamayacağımsın Düşünmekten acıda olsa zevk aldığım Adını besmele gibi dilimden düşüremediğim Beynimle kalbimin en acımasız savaşı Ve her seferinde savaşın galibi olansın Sen benim olmasanda ÖMRÜM, AŞKIM, YALANIM, GERÇEĞİM, HERŞEYİMSİN. |
Gün Gördük
Gün gördük bıçak sırtında,
Gün gördük soluğu yangındı alev, alev, Gün gördük gülü dikenlim, Çıkmaya çalışırken yaşamın yokuşunu, Tutunduğumuz dallar geldi elimize. Ördüğümüz duvarlar mahpushane oldu bize. Gün gördük saçma sapan, yürek tasalı, Yetiştirdiğimiz ağaçlar bize yabam, Kan akıttığımız topraklar, Ve dağlar, Ovalar, Ve denizler, Çöldü serinliği bize uzak, Sanki boz kır oldu bizim için servideki yaprak. Gün gördük bakır cengi yaşamı, Düğün halaya çevirdik, Ansızın umulmadık bir akşam. Yani ellerimiz güldü öyle bir akşam, Ve dikenli idi soluduğumuz yaşam. Umut dolu geleceğe bakan gözlerimiz, Sevda yüklü sözlerimiz, Olmadı değil mutlu günlerde akşam. Gün gördük konuşmadık, yani dil suskun, Gün gördük göz göreni görmezde, El tutuğu inkârda. Gün gördük, Kulak çığlıklara kapamıştı kapısını. Gün gördük, Düşünce vardı sevgiye kurmuştu tahtını, Düşümce vardı ihanette, Düşünce vardı şaşkınlıkta, Düşünce vardı almıştı sanki Dünyamızın tapusunu. Gün gördük gülü dikenlim, Korku dolu akşamlara koşan. Gün gördük yalnızlık ve ölüm kokan. Gün gördük ****ni inkardan korkan. Oysaki gülü dikenlim, Gün kendini inkar etmezse olurmu akşam? Bir sonraki bir evvelkini inkar etmezse sürmezki yaşam. Erdal Eren anısına... |
Al***305;nt***305;:
|
Hiç Sevmedinmi Beni?
Hiç sevmedin mi beni?
Sevmedin Sevsen bırakıp gidermiydin? Diyelim ki gittin Bir kez olsun aramazmıydın..?özlemezmiydin..?sesimi duymak istemezmiydin..? Sevseydin isterdin ama sen sevmedin ki..! ''yürek dayanmıyor bu gidişe sonsuz bir ucurumdayım sanki..ama dön desen de dönemem artık..'' Gidişinin yeri var yüreğimde ama dönüşünün olmayacak bilesin. Sen gittin,ve gittiğin gün bittin Sen o gün beni de bitirdin ''derin bir mavi var orada içinde kaybolmak gerek boğulmak gerek yüreğine akmak gerek '' Engin bir okyanusu aşardım hep o gözlerde..çoğu zaman kaybolur hatta boğulurdum. sonra bir baktım dipteyimne o güzellik var etrafımda ne de kurtulabılecegım bır fırsat''allahım tutsun ellerimden bırakmasın beni deniz gözlüm ağlatmasın gözlerimi '' Ardından gittiğin geldi aklıma Gittin ve bittin Kurtulsam bile faydasız artık Bundan sonrasında her yaşanmışlığın ardında kalan korkulardan biri olacak o gözler Yüreğimi acıtcak Anılarımı hatırlatcak. .. Derin gözlerin artık çok derin gelmekte ve bana korku vermekte bilesin Ne bir daha dalarım,nede bir daha korkumu yenmeye çalışırım.. Ben hala yeni umut bekliyorum sevgili Seni değil Artık gitmişsin dönmüşsün kimin umrunda? Benim olmadığı kesin |
Sana, Bana, Vatanima, Ülkemin Insanlarina Dair .
``Telgrafin tellerini kursunlamali***8217;***8217;
Öyle degildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen- Bir posta katari gibi simsiyah dumanlar dökerek Bazan gelmesi beklenen bazan ansizin çikagelen Haberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan daglar kurmaliyim Kayalari kelimeler olan Kirk ikindi saymaliyim Kirk gün hüzün bosaltan omuzlarima saçlarima Saçlarinin akisini anar anmaz omuzlarindan Bastan ayaga islanmaliyim Gam daglarina çikip naralar atmaliyim. Içimde kaynayan bir mahser var Bu mahser birde annelerinin kalbinde kaynar Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde Ya da çamasir sererken bahçelerinde Birden aliverirler kara haberini Okul dönüsü bir trafik kazasinda Can veren ogullarinin. Bir de gencecik asiklarin yüreklerini bilirim Bir dolmusta yorgun soförler için bestelenmis Bir sarkidan bir kelime düsüverince içlerine Karanlik sokaklarina dalarak sehirlerin Beton apartmanlarin sagir duvarlarini yumruklayan Ya da melal denizi parklarin issiz yerlerinde Örnegin Hint Okyanusu gibi derin Isyanin kapkara sularina dalan. Nice aksamlar bilirim ki Karanligini Bir millet hastanesinde Dokuz kisilik kadinlar kogusu koridorunda Basini kalorifer borularina gömmüs Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden Haber sormaya korkan Genç kizlarin yüreginden almistir. Bir de baharlar bilirim Apartman odalarinda büyüyen çocuklarin bilmedigi bilemeyecegi Anadolu bozkirlarinda Istanbul***8217;dan çikip Diyarbekir***8217;e dogru Tekerleri yamali asfaltlari bir agustos susuzlugu ile içen Cesur otobüs pencerelerinden Bilinçsiz bir bas kaymasi ile görülen Evrensel kadinlarin iki büklüm çapa yaptiklari tarla kenarlarinda Çiplak ayaklari yumusak topraklara batmis irgat çocuklarinin Bir ellerinde bayat bir ekmegi kemirirken Diger ellerinde sarkan yemyesil bir soganla gelen. Yazlar bilirim memleketime özgü Yigit köy delikanlilarinin Incir çekirdegi meselelerle birbirlerini kursunladiklari Birinin ölü dudaklarindan sizan kan daha kurumadan Üstüne cehennem güneslerde gögermis mor sinekler konup kalkan Digeri kan ter içinde yayla yollarinda Mavzerinin demirini alnina dayamis Yüregi susuzluktan bunalan Içinden mahpushane çesmeleri akan Ansizin parlayan keklikleri jandarma baskini sanip Apansiz silahina davranan Nice delikanlilarin figüranlik yaptigi Yazlar bilirim memleketime özgü Güzler bilirim ülkeme dair Karsiliksiz kalmis bir sevda gibi gelir Kalakalmis bir kiyida melül ve tenha Kalbim gibi Kaybolmus daracik ceplerinde elleri Titreyen kenar mahalle çocuklari Bir sicak somun için, yalin kat bir don için Dökülürler bulvarlara yapraklar gibi. Kadinlar bilirim ülkeme ait Yürekleri Akdeniz gibi genis, solugu Afrika gibi sicak Gögüsleri Çukurova gibi münbit Dag gibi otururlar evlerinde Limanlar gemileri nasil beklerse Öyle beklerler erkeklerini Yaslandin mi çinar gibidir onlar sardin mi umut gibi. Isyan siirleri bilirim sonra Kelimeler ki tank gibi geçer adamin yüreginden Harfler harp düzeni almistir misralarinda Kimi bir vurguncuyu gece rüyasinda yakalamistir Kimi bir soygun sofrasinda isikli sofralarda Hirsizin girtlagina tikanmistir. Müslüman yürekler bilirim daha Kizdi mi cehennem kesilir sevdi mi cennet Eller bilirim hasin hoyrat mert Alinlar görmüsüm ki vatanimin cografyasidir Her kirisigi sorulacak bir hesabi Her çizgisi tarihten bir yapragi anlatir. Bütün bunlarin üstüne Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim Vatanim milletim tüm insanlar kardeslerim Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adin gelmeli Adin kurtulustur ama söylememeliyim Can kusum, umudum, canim sevgilim. |
fena değil eline sağlık
|
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan----Pir Sultan Abdal
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Koyun beni Hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Benim pirim gayet ulu kişidir Yediler ulusu, Kırklar eşidir On İki İmamın server başıdır Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kemend, işte boynum asarsa İşte hançer, işte kellem keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Ulu mahşer günü olur Divan kurulur Suçlu, suçsuz gelir anda derilir Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Pir Sultan'ım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan |
Sevmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz?...
Bir kimseyi sevmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz?...
Bir ağacı, bir kuşu ya da bakıp gözettiğiniz bir evcil ******ı sevebilir misiniz?... ... Size hiç bir karşılık vermese, gölgesinden de yararlanmasanız, arkanızdan da gelmese, size bağımlılık da duymasa gene de sevebilir misiniz?... ... Çoğumuz böyle bir sevgiye kapalıyız, çoğumuz bu biçimde sevemeyiz, çünkü sevgi bizim için her zaman, kaygıyla, tedirginlikle, kıskançlıkla, korkuyla çevrelenmiştir... ... Yalnızca sevip sevgiyi orada bırakmak istemiyoruz, sevip de sevmekle yetinemiyoruz, sevgimize bir karşılık bekliyoruz... ... Bu isteğimizle de başka bir kimseye bağımlı olmuş oluyoruz... İşte bunun için sevin ve bununla yetinin... ... Sevgi bir tepki değildir. Eğer siz, ***8220;Beni severseniz, ben de sizi severim***8221; diyorsanız bunun adına ticaret derler, alış veriş derler... Sevmek karşılık beklememektir... |
~Dokunsalar ağlayacağım~ ***8216;İyi***8217; demek adettendir ya ! ***8216;İyiyim***8217; dedim***8230; Değilim. Anlatılması zor bir duygu içimde ki. Her harf Her kelime Ve her cümle, olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi. Birgün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum. Birgün susmayı unutmak, olur olmaz konuşmak istiyorum. ***8216;Kime, neye konuşursan konuş***8217; diyorum***8230; Yeter ki susma! Hiçbir söz yetmiyor, beni 'bana' anlatmama***8230; Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim***8230; Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu***8230; Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça***8230; Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik. Acısı çıkıyor sustuklarımın. Oysa ben iyiyim görünürde ! Anlamını içime çeke çeke mutluluğa erişemiyorum... Ya hep ben fazla geldim ya da hep bir şeyler eksik kaldı***8230; Şimdi iyi olan ne varsa, üzerine çizgi çekemediğim kırgınlıklar sarıyor dört yanını. Ve ben, İyi olmanın eşiğinde, korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde***8230; Sebebim yok. Belki de çok***8230; Biliyorum; Ben bile kendimi anlayamıyorken anlaşılmayı beklemek, hayalden de öte . Ben kendimi, Görmüyorum Duymuyorum Ve bilmiyorum***8230; Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu***8230; Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça***8230; |
Ağla Diyorsun Bana
Ağla Diyorsun Bana
ey yürekli değişen kesinlik bencil bir kinin erdeminde boğulan karınca -ağla diyorsun bana senin ülkende gözlerim kaldı inatla suladım yüreğimi sıradan bekleyişler ve kederli hıçkırıklar yarattım sana körpe sevinçler veren ıslak ve karanlık sokaklardan -ağla diyorsun bana gözyaşları aşkın kanıtı mı? |
Adın Senin
Adın Senin ![]() Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm Hangi ferman dokundu bakışlarına senin Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var Muhteris aynaların eskidiği yerdesin Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin Divan-ı harbe giden yiğitlerin ardında Kanayan kitaplara gül götüren yağmurum Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde Senin toprağın için çırpınıp ağlıyorum Memnu bir zerrin kadar edalı ve soylusun Gamzelerinde nazlı kıvılcımlar gizlenir Bağbozumunda bile yediveren boylusun Gün olur ki, kalbinde gözlerin filizlenir Bu sevda dayanılmaz bir ağıttır zülfünde Rüzgarın her busesi içimde kurşun olur Yıldız kayar, ay susar geceye güldüğünde Dağda çiğdem solarken çölde ceylan vurulur Ben bu yol ayrımında sensiz olsam ne çıkar Kahra göçen kuşların kanatlarında kaldın Ölümün gözyaşları bir gün hicranı yıkar Tarihe bir sır gibi düşer senin de adın |
Öğrendim ki...
ÖĞRENDİM Kİ...
. Farkında mıyız acaba ? Yıllar sonra öğrendim ki... Öğrendim ki, Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız. Öğrendim ki, Güveni geliştirmek yıllar alıyor Yıkmak 1 dakika. Öğrendim ki, Hayatında nelere sahip olduğun değil, kiminle olduğun önemli. Öğrendim ki, Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün, Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek. Öğrendim ki, Kendini en iyiyle kıyaslamak değil, Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir. Öğrendim ki, İnsanların başına ne geldiği değil, O durumda ne yaptıkları önemli. Öğrendim ki, Ne kadar küçük dilimlersen dilimle, Her işin iki yüzü var. Öğrendim ki, Olmak istediğim insan olabilmem çok zaman alıyor. Öğrendim ki, Karşılık vermek düşünmekten çok daha basit. Öğrendim ki, Sevdiklerinle iyi ayrılman gerek. ***8216;***8217;Bittim***8217;***8217; dediğin andan itibaren, daha pilinin bitmesine çok var. Öğrendim ki, Sen tepkilerini kontrol edemezsen, Tepkilerin hayatını kontrol eder. Öğrendim ki, Kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde, Yapılması gerekeni Şartlar ne olursa olsun yapanlardır. Öğrendim ki, Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor. Öğrendim ki, Bazı insanlar sizi çok seviyor, Ama nasıl göstereceğini bilmiyor. Öğrendim ki, Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterirseniz, Bazıları hiç karşılık vermiyor. Öğrendim ki, Para ucuz bir başarı. Öğrendim ki, En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz. Öğrendim ki, Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları, Seni kaldırmak için elini uzatır. Öğrendim ki, İki insan aynı şeye bakıp, farklı şeyler görebilirler. Öğrendim ki, Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır. Öğrendim ki, Her şartta kendisi ile dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor. Öğrendim ki, Hiç tanımadığın insanlar 2 saat içinde hayatını değiştirir. Öğrendim ki, Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır. Öğrendim ki, Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez. Öğrendim ki, Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa kullanılsın, Anlam yükü o kadar azalır. Öğrendim ki, Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin, Nereden geçtiğini bulmak zor. Öğrendim ki, Gerçek arkadaşların arasına mesafe girmez, Gerçek aşkların da! Öğrendim ki, Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, Ne tür deneyimler yaşadığınızla ilgisi var. Öğrendim ki, Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan da ilgi, sevgi ve güven görebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil. Öğrendim ki, Ne kadar yakın olurlarsa olsunlar, En iyi arkadaşlar da üzebilir. Onları affetmek gerekir. Öğrendim ki, Bazen başkalarını affetmek yetmiyor, Bazen insanların kendisini affedebilmesi gerekir. Öğrendim ki, Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın, Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. Öğrendim ki, Şartlar ve olaylar, Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir, Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz. Öğrendim ki, 2 kişi münakaşa ediyorlarsa Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez. Öğrendim ki, Her problem kendi içinde bir fırsat saklar Ve problem fırsatın yanında cüce kalır. Öğrendim ki, Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, Pişmanlığı uzun yıllar sürüyor***8230; |
An geliyor, tıkanıp kalıyorum bir yerlerde... Nefesim kesiliyor, soluksuz kalıyorum.
Kalbim senin yanındaki gibi hızlı çarpmıyor. Gözlerim senin yanındaki gibi güzel bakmıyor. Güneş bile senin olmadığın bir sabaha dünyayı ısıtarak doğmuyor, üşütüyor beni... Ay gecemi aydınlatmıyor, karanlığa gömüyor beni... Mevsimlerin döngüsünde hep kışta takılıp kalıyorum, yaz gelmiyor buralara. Üşütüyor yokluğun, ayazında titretiyor. İçimi yakıyor, dışımıysa ne sen sor ne ben söyleyim. Acılara uyuyorum, mutluluklara uyanıyorum. Mavi gökyüzü seni bana getirsin istiyorum. Gecenin zifiri karanlığında elin elimde, gözün gözümde yeniden doğalım istiyorum. Yağan yağmurla birlikte düş dudaklarıma, hecelerimi sustur, cümlelerime nokta koy istiyorum. Gir gönlümün sokağına, cadde cadde keşfet, karış karış topraklarının sana ait olduğundan artık emin ol istiyorum. Gel bana, şehrimi fethet, ruhuma karış, benliğimde kaybol istiyorum. Varlığın bile huzur veriyor bana! Evet işte bu. Mutlulukların en büyüğü bu olsa gerek... Aynı anı yaşamasakda aynı şehirde nefes almak, her gece aynı gökyüzünde buluşmak seninle... Dünyalara bedel bir şey bu. Eğer bu delilikse evet deliyim. Delisine, deli divane aşık olan bir deliyim. Delisi için dünyanın şah damarını kesebilecek bir deliyim. Delisi uğruna yaşama istifasını verecek, nefesinden geçeçek bir deliyim. En büyük delilik değil mi zaten bir deliyi sevmek? En büyük delilik değil mi hiç dönmeyecek olanı beklemek? Ve en büyük delilik değil mi divane olup sokak sokak gezmek? Hadi, gel o mavi gözlerine kurban olduğum yar! "Bekle beni, sakın bir yere." dedin, bekledim, beklicem, gerekirse ömrümün sonuna kadarda beklerim ama hasret çukurun her geçen gün kalbimde biraz daha derinleşiyor. |
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte... Güldüğü zaman yukarıya bakardı; Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı... Ne güzeldiler sen bilmiyordun... BEN SENİ SEVİYORDUM... Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu Geri dönüyordu, çoğalarak Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun Kalp ağrısı oluyordun, Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun, Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk, Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller... Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun... Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları Derken bir gün uzaktan gördüm seni... Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı Kalbimi acıttı her zamanki gibi... Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi... |
bir koltuğa bıraktım bedenimi
kıpırtısız kapadım gözlerimi nihayet gelen geceyi dinliyorum... tütünle harmanladım sevdanı nefes nefes içime çekiyorum ne çok gürültü yapıyor yıldızlar ve ben seni ne çok özlüyorum... şehir uzanmış ayaklarımın dibine sereserpe çok uzak ışıklar göz kırpıyor bulutlara görüyorum gecenin ağırbaşlı laciverdini işveyle kışkırtıyor ayışığı gülümsüyorum ne çok gürültü yapıyor yıldızlar ve ben seni ne çok özlüyorum... aç bir martı kopmuş sahilden dolanıyor bu saatte kanatları bölüyor tenhalığını bir bacanın irkiliyorum... durup bana bakıyor düşünceli hayret ediyorum gagasını aralıyor bir şeyler anlatıyor sanki evet...'bekle' diyor duyuyorum... ne çok gürültü yapıyor yıldızlar ve ben seni ne çok özlüyorum... kocaman bir ateş böceği gibi göz alıcı ışıklarıyla bir uçak geçiyor başımın üstünden ardından bakıyorum... bir eski saba geçiyor aklımdan 'seni herkesten kıskanıyorum, kalbimi yaktın,ah...yanıyorum' umarsız söylüyorum... ne çok gürültü yapıyor yıldızlar ve ben seni ne çok özlüyorum |
Sen bu akşam hayal kurmak istiyorsun...
sen bu akşam hayal kurmak istiyorsun biliyorum kilometrelerce uzaktan gelen kelimelerin virgülü noktası hecesi sesinin buğusu ki bir salkım kara üzüm gibi hareli buydu anlatmak istediği hasretten geçen trenlerin rüzgarı gibi anılar tünelinin esir karanlığına ok gibi saplanmak istiyorsun satır aralarında okuma hüznümü bırak dağınık kalsın bir bekar yatağı gibi tutkular bir haremlik sofasının eprimiş dantel örtülü orta masasında isli aleviyle hala yanan bir şamdanda unuttum kendimi altın varaklı bir endam aynasından seyredip avunuyorum güzelliğini bırak hayaletlerim beni avutsun sen bu akşam hayal kurmak istiyorsun biliyorum lakin vakit geç güzelim git git söyletme beni anlatamam yaşayamam yaşatamam sana bendeki ben'i yaklaştı git gide ellerim cehennem alevlerine kıyamam kavrulursun... git... git ne olursun... |
FELEK
Arzımı almadım geçen yıllardan , Bir anda belimi kırdın be felek ! Şaşırdım dünyanın garip haline , Sağ gösterip soldan vurdun be felek ! Ne gençlik dinledin, ne hasta, yaşlı . Hayatın yolları, çakıllı taşlı . Takvimlere baktım, nasıl telaşlı ? Zamanın çarkını kurdun be felek ! Gözlerde fer bitti, başa ak düştü . Her türlü çileyle yaşamak düştü . Bu yükü sabırla taşımak düştü ; Sırtıma ne dertler sardın be felek ! Örmeye kararlı kader ağını , Yıprattın ömrümün güzel çağını. Virane eyledin gönül bağımı ; Gelip de kapımda durdun be felek ! |
ALDANMA CAHİLİN KURU LAFINA
Aldanma cahilin kuru lafına Kültürsüz insanın külü yalandır Hükmetse dünyanın her tarafına Arzusu hedefi yolu yalandır Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz Gül dikende biter diken gül olmaz Diz diz eden her sineğin bal'olmaz Peteksiz arının balı yalandır İnsan bir deryadır ilimle mahir İlimsiz insanın şöhreti zahir Cahilden iyilik beklenmez ahir İşleği ameli hâli yalandır Cahil okur amma alim olamaz Kâmillik ilmini herkes bilemez Veysel bu sözlerin halka yaramaz Sonra sana derler deli yalandır |
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın. Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın Can kafeste durmaz uçar Dünya bir han, konan göçer Ay dolanır yıllar geçer Dostlar beni hatırlasın Can bedenden ayrılacak Tütmez baca yanmaz ocak Selam olsun kucak kucak Dostlar beni hatırlasın |
GELMEZ YOLA GİDİYORUM*
Selam saygı hepinize Gelmez yola gidiyorum Ne şehire ne de köye Gelmez yola gidiyorum Gemi bekliyor limanda Gideceğim bir ummanda Gözüm kalmadı cihanda Gelmez yola gidiyorum Eşim dostum yavrularım İşte benim sonbaharım Veysel karanlık yollarım Gelmez yola gidiyorum |
GÖNÜL BİR GÜZELİ SEVMİŞ
Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz Dolanır peşinde çoban misâli Hiç kimse bu derdin dermânın bilmez Azmış yaraları perişan hali Lokman çare bulmaz yoktur Eflâtun Yârdan ayrılması ölümden çetin Elde endaz ettim bu aşkın atın Terk ettim sılayı vatanı ili |
GÜZELLİĞİN ON PAR'ETMEZ
Güzelliğin on par'etmez Şu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa Tâbirin sığmaz kaleme Derdin dermandır yâreme İsmin yayılmaz âleme Âşıklarda meşk olmasa |
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sâdık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa yoruldum Benim sâdık yârim kara topraktır Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü isteğim topraktan aldım Benim sâdık yârim kara topraktır Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile döğmeyince kıt verdi Benim sâdık yârim kara topraktır Âdem'den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyva yedirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sâdık yârim kara topraktır |
SAZIMA
Ben gidersem sazım sen kal dünyada Gizli sırlarımı aşikar etme Lâl olsun dillerin söyleme yalan Garip bülbül gibi ah u zar etme Gizli dertlerimi sana anlattım Çalıştım sesimi sesine kattım Bebe gibi kollarımda yaylattım Hayali hatır et beni unutma Bahçede dut iken bilmezdin sazı Bülbül konar mıydı dalına bazı Hangi kuştan aldın sen bu avazı Söyle doğrusunu gel inkar etme Benim her derdime sen ortak oldun Ağlarsam ağladın gülersem güldün Sazım bu sesleri turnadan mı aldın Pençe vurup sarı teli sızlatma |
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldayım Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece Uykuda dahi yürüyom Kalkmaya sebep arıyom Gidenleri hep görüyom Gidiyorum gündüz gece Kırk dokuz yıl bu yollarda Ovada dağda çöllerde Düşmüşüm gurbet ellerde Gidiyorum gündüz gece Düşünülürse derince Irak görünür görünce Yol bir dakka miktarınca Gidiyorum gündüz gece Şaşar Veysel işbu hâle Gâh ağlaya gâhi güle Yetişmek için menzile Gidiyorum gündüz gece Aşık Veysel ŞATIROĞLU |
AÇILIN KAPILAR ŞAHA GİDELİM
Hızır Paşa bizi berdar etmeden, Açılın kapılar Şah'a gidelim, Siyaset günleri gelip çatmadan, Açılın kapılar Şah'a gidelim. Bunda bilmeyeni bildirirler mi Eli bağlı namaz kıldırırlar mı Yoksa Şah diyeni öldürürler mi Açılın kapılar Şah'a gidelim. Aslımız Muhammet kıyman cellatlar Üstümüzde bite davacı otlar Ölüm allah emri ya eziyetler Açılın kapılar Şah'a gidelim. Her nereye baksam yolum dumandır Pirim bana küfür etse imandır Zincir boynum sıktı halim yamandır Açılın kapılar Şah'a gidelim. |
Sağlıklı mı ola dostun illeri
Karşıda görünen tozlu yolları Şah'tan elçi gelmiş dem bülbülleri Açılın kapılar Şah'a gidelim. Güzel Şah'ım çıktı m'ola köşküne Can dayanmaz gayretine müşkine Seni beni Yaradan'ın aşkına Açılın kapılar Şah'a gidelim. Kapısı yok bacasından bakarım Gözlerimden hasret yaşı dökerim Şah'a giden bir bezirgan tutarım Açılın kapılar Şah'a gidelim. Pir Sultan Abdal'ım güzel şah canım Ağlamaktır benim demim devranım Arşta melek yerde çeşm-i efgânım Açılın kapılar Şah'a gidelim. |
AÇILIN ZİNDANLAR
Hızır Paşa bizi berdar eyledi Kesti kollarımı kızak bağladı İşiten muhipler hep kan ağladı Açılın zindanlar pire gidelim Kalenin kapısı taştan demirden Yanlarım çürüdü yaştan yağmurdan Bir kimsem de yok ki dellal çağırtam Açılın zindanlar pire gidelim Kalenin kapısı taştan çıkılmaz Penceresi yüce Şah'a bakılmaz Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz Açılın zindanlar pire gidelim Çıkarım bakarım kale başına Mümin müslim olan gider işine Bir ben mi düşmüşüm can telaşına Açılın zindanlar pire gidelim |
AĞ GÜL İLE KIRMIZI GÜL
Cem-i çiçeklerin hası Ağ gül ile kırmızı gül Deli gönül eğlencesi Ağ gül ile kırmızı gül Demi demi şirin demi Gelir geçer dünya gamı Talip olmak pirindendir İrenk almak gülündendir Muhammed'in terindendir Ağ gül ile kırmızı gül Demi demi şirin demi Gelir geçer dünya gamı Pir Sultan'im ey gaziler Alnımızda al yazılar Talip de Pir'in arzular Ağ gül ile kırmızı gül Demi demi şirin demi Gelir geçer dünya gamı |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:18 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team