![]() |
![]() ![]() ![]() yaşamın devasa yüzü dev aynasında göründü artık ruhlarımız özgürdü kelebekler gibi... ki kim kalmıştı hayatta ve kim mutlu ölmüştü... insanlık tanrısını çarmıha germiş tapıyordu gün be gün an be an ve geçiyordu zaman tanrılar her gün kaçımızı lanetliyordu... ki kim kalmıştı hayatta ve kim yaşayarak ölüyordu... insanlık günlerini takmış boynuna yürüyordu gün be gün an be an her sürünün başında bir çoban bir de ***** bekliyordu ki kim kalmıştı hayatta ve kim gerçekten yaşıyordu... yaşamın devasa yüzü dev aynasında göründü ki kim yaşarken özgürdü kelebekler gibi...... ![]() ![]() |
Aşk Canımı Aldı...
Aşk Canımı Aldı...
![]() ![]() İçimdeki acıları daha yeni dindirmiştim... Daha yeni bitmişti yüreğimi uyutmak için söylediğim ninni.. Yüreğimin kanamasına neden dikenler battı..çıktı!!... Sen düşünme beni!! Ağlamam durdu!! Verdiğin güllerin dikenleri yoktu, rengi yoktu... Acılar gözbebeklerimde, aklım sende.. İçim kurudu!! Sevdan yine bende!!..... Dönüp bakmam bundan böyle gözlerine.. Bakma sende kanayan ellerime... Dikensiz güllerin bu sefer kokusu battı..çıktı... Sen düşünme beni... Kan kaybım durdu... Seni sevişim nedensiz, Nedensiz yürek ağrılarım, Elimden gelen birşey yok, Ben ağlarım... Bölüştüğümüz ekmeğin bende hep sıcak kalsa da Dönüp gelmem bunca zamandan sonra sana Arama gönlünün kilidini Kalbinin kapısındaki nöbetim son buldu..... Ağlamam durdu!.... Kan kaybım durdu!... Aşk canımı alacak!...der dururdum..... Aşk canımı aldı!!! Duydun mu...? ![]() |
Sustum!
![]() Sustum! Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! kendimle konuşuyorum şimdi yalnız... yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime kimse duymuyor... sustum sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir yaraları yalayan rüzgar sokaklarında kahrolduğum şehir gözlerim konuşuyor yalnız! sustum! bin ah sürüp dudaklarıma ne kadar susulacaksa o kadar sustum! sustu benimle deniz, sustu deli dalgalar, sustu martılar... umutlarımı sarıp rüzgarlara uzaklara savuruyorum her gece yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne kimse görmüyor... saçı ağarmış hayaller nemli kirpiklerle bulutlandığında gözlerim gökte şimşek olup çakıyorum kimse görmüyor... Sustum! tuz basıp yaralarıma! sustum içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi yaslanıp yalnızlığın duvarına gül döküp kalabalıklara kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece kimse bilmiyor... sustum! sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak acılar konuşuyor şimdi yalnız yaralı gönlümün sızıları konuşuyor tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir atıyorum uçurumlardan kimse görmüyor sustum! saçlarını kokluyorum rüzgarların dudaklarından öpüyorum hayatı içimde incecik bir sevgi ürperiyor sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme gelmiyor beklediğim bahar yaralar merhem tutmuyor gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara mendil silmiyor yağmur dinmiyor sevdiğim bilmiyor sustum sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman sustum yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata kimse duymuyor sustum! İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi sustum sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım sustu gözlerimdeki şiir gönlümdeki nehir bulutlar haykırdı isyanımı şimşekler haykırdı sadece ben duydum sadece ben ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi yaralar merhem tutmuyor geceler avutmuyor ben sustum acılarım konuşuyor yalnız ben sustum! susmuyor yüreğimi kavuran kasırga pencereme vuran yağmur damlaları susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar gelmiyor bahar kuşlar sevinmiyor yıldızlar küs ay üzgün güneş doğmuyor acılar dinmiyor içimde binlerce şiir kanıyor her gece kimse bilmiyor sustum! sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu hayat sustu zaman acılar konuşuyor yalnız acılarım konuşuyor kimse duymuyor... duymuyor... duymu... duy... |
umarim kimse kizmaz resimlerde ekledim siirlere uygun:):):) guzel olsun diye:):):)
|
Önce Vatan
Önce Vatan
Bu toprağa nice canlar verildi, Haindir ülkemi satan diyorum, Zalimler ordusu yere serildi, Önce vatan sonra diyorum. Toprağını sürdüm ekini biçtim, Ekmeğini yedim suyunu içtim, Asker olmak için sıraya geçtim, Önce vatan sonra vatan diyorum. Bir elimde silah birinde kuran, Geldi diyorlar bak şehitlik sıran, Babam bile olsa karşımda duran, Önce vatan sonra vatan diyorum. Gözümü kırparda durursam beri, Korkarda bir adım atarsam geri, Kalbime saplayın tüm süngüleri, Önce vatan sonra vatan diyorum. Mehmetçik sınırda nöbet tutuyor, Bütün sevdikleri rahat yatıyor, Kalbi vatan vatan diye atıyor, Önce vatan sonra vatan diyorum. |
Vatan
Vatan namustur, Vatan şereftir, Vatan korunacak tek hedeftir. Vatan sevdadır, Vatan aşktır, Vatan için fedakarlık bir başkadır. Vatan candır, Vatan kandır, Vatana sahip çıkmak imandandır. |
Ebedi bu vatan Türk'ündür Türkün olacak
Ebedi bu vatan Türk'ündür Türkün olacak
Bu vatan Türk'tür her kes bunu bilsin Vatana ihanet eden bu vatandan gitsin Bu vatan Türk'tür Türk kalacak Ebedi bu vatan Türk'ündür Türk'ün olacak Biz varız bu topraklarda biz Bu vatan bizimdir böldürmeyiz biz Bu toprak için canımızı feda ederiz biz Bu ülkeye ihanet edeni yok ederiz biz Bu vatan Türk'tür Türk kalacak Ebedi bu vatan Türk'ündür Türk'ün olacak Türk, kurt, Laz, Çerkez hepsi bir ırktan Hiç ayrılır mı kardeş et tırnaktan Hak peygamberde yana bütünlükten Bu vatan Türk'tür Türk kalacak Ebedi bu vatan Türk'ündür Türk'ün olacak |
Önce Vatan
Bu toprağa nice canlar verildi, Haindir ülkemi satan diyorum, Zalimler ordusu yere serildi, Önce vatan sonra vatan diyorum. Toprağını sürdüm ekini biçtim, Ekmeğini yedim suyunu içtim, Asker olmak için sıraya geçtim, Önce vatan sonra vatan diyorum. Bir elimde silah birinde kuran, Geldi diyorlar bak şehitlik sıran, Babam bile olsa karşımda duran, Önce vatan sonra vatan diyorum. Gözümü kırparda durursam beri, Korkarda bir adım atarsam geri, Kalbime saplayın tüm süngüleri, Önce vatan sonra vatan diyorum. Mehmetçik sınırda nöbet tutuyor, Bütün sevdikleri rahat yatıyor, Kalbi vatan vatan diye atıyor, Önce vatan sonra vatan diyorum. Ağlamasın anam ağlamasın yar, Vatan için ölmek olurmu hiç ar, Size ahirette şefaatim var, Önce vatan sonra vatan diyorum. |
====VATANIM====
Vatanimsin seviyorum seni ölesiye, Fedadir bu canim yoluna veresiye, istemem gelmesin sana bir tek fiske. Dünyada esin yoktur büyüksün TÜRKiYE. Dört mevsim yasanir hemde hepsi bir arada, Üc tarafin civit mavisi denizle kapli sanki yarimada, iki kitayi birletiriyorsun istanbul da ortasinda, Nice tarihler medeniyetler yasanmis anadoluda. Mazlumlara hami zalimlere düsmansin, Sen osmanlinin yadigari serefli evladisin, kafirlerin kem gözle baktigi noktadasin, Ümmeti MUHAMMED e en saglam kal a sIn. Görmesekte zalimlerin dagilip yikilip batisini, Kokusmus gavurlarin kapimizda yakarisini, Görecektir torunlarimiz evlatlarimiz ihtisamini, Yüregi ALLAH sevgisi ile dolu kuvvetli imani. Nebiler, evliyalar, sultanlar, diyari Burasi haine vatan olamaz gayri, Topragi icin savasmayanin kendine olmaz hayri, Herkesin yolu ayri, bizim yolumuz ayri. |
Bu vatan kimin
Bu vatan ne senindir ne benimdir Yüreğimde vatan yarası derindir Bu vatan soyguncunun vurguncunundur Bu vatan ne senindir ne benim Bu vatan batakçının kumarcınındır Bu vatan ne senin ne benimdir Bu vatan hayali ihracatçınındır Bu vatan düzenbazın hokkabazındır Bu vatan ne senindir ne benimdir Kuranı kaldıran başörtüsünü yıkanlarındır Bu vatan körpe çocukları sokağa atanlarındır Bu vatan karnı tok, sırtı pek yatanlarındır. Bu vatan ne senin ne benimdir Bu vatanhavyar yeyip şampanya içenlerindir Bu vatan kurana gerici diyenlerindir Bu vatan domuz eti yiyenlerindir Bu vatan ne senindir ne benimdir Bu vatan devleti soyanlarındır Milletin sırtından milyarlar vuranlarındır Aç gözünü bu vatan ne senin ne benimdir Bu vatan ne senin ne de benimdir Bu vatan faizcinin tefecinindir Bu vatan el etek öpenlerindir Bu vatan gerden bükenlerindir... |
VATAN İÇİN ÖLÜNÜR
Başım dik gezebiliyorsam, İnsan gibi yaşayabiliyorsam, Eğlenip gülebiliyorsam, Mutluysam, huzurluysam, Bilirim; Vatanım sayesindedir... Bilirim; Hem yârdan vazgeçilir hem serden! Ancak vatandan vazgeçilmez... Bilirim; Vatan için ölünür, Gene hakkı ödenmez!... |
VATANSIZ OLMAZ
Hiç bir zaman hiç bir yer İnsanın vatanı kadar olamaz. İnsan hiçbir yerde Vatanında olduğu kadar rahat olamaz. İnsan vatanından uzakta rahat uyuyamaz. İnsanın vatanını hiçbir yer tutamaz. Ey büyük vatan! Senden başka herşey yalan. |
Özledim Sılamı
Yıllardır içimi yakmakta gurbet Özledim sılamı, sevdiklerimi. Bir ırmak misali akmakta gurbet, Özledim sılamı, sevdiklerimi. Günlerim geçmiyor, geceler bitmez, Köyümün hayali, gözümden gitmez, Umudum kül olmuş, ümidim tütmez... Özledim sılamı, sevdiklerimi. Nerede o dereler, tepeler, dağlar, Nerede yemyeşil bahçeler, bağlar? Gurbetin acısı yüreğim dağlar, Özledim sılamı, sevdiklerimi. Nerede türküler çağıran pınar? Nerede yüzyıllık tarihi çınar? Ve gönlüm hep seni, hep seni anar, Özledim sılamı, sevdiklerimi. Sılam, güzel sılam, solmaz gülümsün! Sen benim yüreğim, solmaz gülümsün. Vatanım, toprağım, canım ilimsin... Özledim sılamı, sevdiklerimi. |
Vatan olmayınca!
Din, can ve mal güvenliği Olmaz vatan olmayınca! Bayramın mutlu şenliği Olmaz vatan olmayınca! Özgürlüğün, hüriyetin Bereketi variyetin Mutluluğu zürriyetin Olmaz vatan olmayınca! Hiç bir şeye olmaz katkın Çünkü senin yoktur etkin. Yer yüzünde hiç bir yetkin Olmaz vatan olmayınca! Ne metheden ne övenin Ne hoşlanan, ne sevenin Ne emniyet ne güvenin Olmaz vatan olmayınca! Mikdatî der olmaz tarzın Ret edilir her bir arzın Koruyanı namus, ırzın Olmaz vatan olmayınca! Mikdat Bal |
Aynı millet kardaş aynı vatan
Bu gönüldeki sevgi vatan Düşmandır ortalığı katan Türk,Kürt.Çerkez aynı kandan Aynı millet kardaş aynı vatan Sular gibi birlikte çağlamadık mı? Duyun dernekte oynamadık mı? Hep kederde birlikte ağlamadık mı? Aynı millet kardaş aynı vatan Kardaş Çamlıhemşin yaylasında Hep birlikte Erzurum haran ovasında El ele verip sevinçte bar oynamadık mı? Aynı millet kardaş aynı vatan Kimi gakkoş kimi dadaş Kimi Afşar kimi Yörük Orta Asya dan gelen ırkız Aynı millet kardaş aynı vatan Halil ÇOLAK |
KadınlarI
Geçen gün aklıma geldi Kadınlar da güzeldir dedim, Seneler var ki ben onları Ne yalan söyleyim düşünmezdim. Semaver nasıl kaynar fıkır fıkır Öylesine kaynar kadınların içi, Çiçeklenmiş narin ağaçlardır Isıtırlar insanı güneş gibi. Öyleleri var ki hey Allahım hey! Geç karşıdan bak, Ak topuk beyaz gerdan, Tüy döşekler kadar yumuşak. Hiç hovarda meşrep değilim Kim ne derse desin, Ben öldükten sonra da bu mısralar Kadınlara yadigar olsun II Şu kadınlar ne biçim mahluk Sardıkça sarıyor beni, Zilzurna sarhoş ediyor, Üst üste içilen kadehler gibi. Bir karısı var komşumuzun Akşamları çiçek suluyor, Ellerinden su döküldükçe Kırmızı çiçekler daha kırmızı Maviler daha mavi oluyor. Bir komşumuzun da kızı var Gece gündüz türkü söylüyor, Ya doktor ya mühendis diyor da Başka bir şey demiyor. Geçen gece rasgeldim birine Uzun uzun içini döktü, Sevdalısı bırakmış peşini Dünya zından olmuş gözüne Yuvarlana yuvarlana bulutlar Akıp gidiyordu başımızın üstünden, Kırlangıçlar gibi ışıklar bizi Okşayıp okşayıp kaçıyordu, Öylesine sakindi ki gece Sesi öylesine sıcaktı ki Götürüp eğlendirmek geçti içimden. III Sade bunlar mı Cahit Külebi! Doğup büyüdüğün Niksar'da Kadınlar görmedin mi? Kablolur gider sanırdın Tarla çapalarken güneş altında; Karanlık odalarda tütün dizerken Yanıp sönerdi ıslak ıslak Yeşil tütün renginde gözleri. Sade bunlar mı Cahit Külebi! Kayseride, Adanada, İzmirde Kadınlar görmedin mi? Bir yırtık mendile benzerdiler, Öyle kadınlar ki ekmek uğruna Daha önce kızlıklarından Renklerini verdiler. Sade bunlar mı Cahit Külebi! Sivasın Yıldızeli taraflarında Ya o gördüğün genç kadın -Öyle sabırlı öyle sessiz..- Yüzüne ağlıyarak bakardın. Otuzuna bile basmadan, dostlar! Ölüp gidersem Peşimden ağlamayın! Yalnız kadınlar için, Yalnız onlar için ağlayın! |
Amentü
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır akacak ama kan kesilince damardan sıcak sımsıcak kelimeler boşandı aşk için karnıma ve göğsüme ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden aşk ve ölüm bana yeniden su ve ateş ve toprak yeniden yorumlandı. Dilce susup bedence konuşulan bir çağda biliyorum kolay anlaşılmıyacak kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın yanık yağda boğulan yapıların arasında delirmek hakkını elde bulundurmak rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için bana deha değil belgeler gerekli kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza gençken peşpeşe kaç gece yıllarca acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım bilmezdim neden bazı saatler alaturka vakitlere ayarlı neden karpuz sergilerinde lüküs yanar yazgı desem kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma Tokat aklıma bile gelmezdi babam onbeşli olmasa. Meyan kökü kazarmış babam kırlarda ben o yaşta koltuğumda kitaplar işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları kafamda yasak düşünceler, Gide mesela. Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar resimli bir kitaptan çalardım hayatımı oysa hergün merkep kiralayıp da kazılan kökleri Forbes firmasına satan babamdı. Budur işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku işte şehirleri bayındır gösteren yalan işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla güçbela kurduğum cümle işte bu; ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan tenimin olanca ağırlığı yok oldu. Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak bile bir bir çınlayan ihtilal haberidir ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu nisan ayları gelince vücudu hafifletir şahlanan grevler için kahkahalarım küstah bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim gider şehre ve şaraba yaltaklanarak biraz ağlayabilmek için fotoğraflar çektirir babam seferberlikte mekkâredir. İnsanın gölgesiyle tanımlandığı bir çağda marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak belki ruhların gölgesi düşer de marşlara mümkün olur babamı varlık sancısıyla çağırmak: Ezan sesi duyulmuyor Haç dikilmiş minbere Kâfir Yunan bayrak asmış Camilere, her yere Öyle ise gel kardeşim Hep verelim elele Patlatalım bombaları Çanlar sussun her yerde Çanlar sustu ve fakat binlerce yılın yabancısı bir ses değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur polistir babam Cumhuriyetin bir kuludur bense anlamış değilim böyle maceralardan ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur yalnız coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan nüfus cüzdanımda tuhaf ekmek damgası durur benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu etin ıslak tadına doğru yavaş yavaş uyanmak çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp hırsız cenazelerine bine bine temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme korkak dualarından cibinlikler kurarak dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz nakışsız yaşamakları silâhlanmak sayarak çıkardım boğaza tıkanan lokmanın hartasını çıkınımda güneşler halka dağıtmak için halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa fly Pan-Am drink Coca-Cola Tutun ve yüzleştirin hayatları biri kör batakların çırpınışında kutsal biri serkeş ama oldukça da haklı. Ölümler ölümlere ulanmakta ustadır hayatsa bir başka hayata karşı. Orada aşk ve çocuk birbirine katışmaz nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı kendi tehlikesi peşinden gider insan putların dahi damarından aktığı güne kadar sürdürür yorucu kovalamacayı. Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan? Nerde, hangi yöremizde zihnin tunç surlardan berkitilmiş ülkesi ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan parti broşürleri yoksa kafiyeler mi? Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim takvim yapraklarının arasını dolduran nedir o katı şey ki gücü gönlün dağdağasını durultacak? Hayat dört şeyle kaimdir, derdi babam su ve ateş ve toprak. Ve rüzgâr. ona kendimi sonradan ben ekledim pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu ham yüreğin pütürlerini geçtim gövdemi alemlere zerkederek varoldum kayrasıyla Varedenin eşref-i mahlûkat nedir bildim. İsmet Özel |
Ben Seni Sensiz Sevdim
Ben seni severken Sen yanımda yoktun ki! Ben seni özlerken Sen bilmiyordun ki! Ben seni sensiz sevdim... Sen yokken bakışların vardı Beynime kazınmış Nereye baksam oradaydılar, Ben seni sensiz sevdim.. Göremesem de, rüyamdaydın, Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin Ve kimse seni oradan çıkaramayacak. Sen bile! Ben seni sensiz sevdim... Sen olmasan da, hayalin vardı, Sen olmasan da, şarkılar vardı; Seni hatırlatan... Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın. Ben seni sensiz sevdim... Sen olmasan da,yıldızlar vardı, Sen olmasan da,bulutlar vardı, Sen olmasan da,günbatımları vardı, Sen olmasan da,denizler vardı... Ben seni sensiz sevdim... Aslında sen hep vardın, Aynı şehirde,aynı sokakta, ***8220;Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum***8221;ama; Ben seni sensiz sevdim... Ne olurdu sende beni sevseydin? Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim? Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni, Hani kıyamet koptuğunda... Ben seni sensiz sevdim... Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!! |
Ask Yürek Ister
Offf...! Yine dalıp gitmişim; Seni ve seninle olan her şeyi ne kadar da özlemişim, Şimdi daha iyi anlıyorum, meğer ben sensiz bir hiçmişim, Düşünüyorum da o kısa zamana çok şey sığdırmışız aslında, Böyle kısa ve öz bir aşkı unutmak hiç de kolay olmayacak, Gülme ama ne kadar acıda olsa her an seni düşünmek, Yine de seni unutmak gelmiyor içimden, Çünkü senli günlere mazi demek çok zor benim için. Her gece yaralarım kanıyor, hasretin ölesiye vuruyor, Hangi yana baksam sanki sen varsın, çıldırmamak imkansız, Ellerin, gözlerin, o kısık sesin unutulur mu be canımın içi, Unutulur mu o gizli gizli buluşmalar, o küsüp barışmalar, Hayır hayır.. ben unutamam sen de unutamazsın, Unutamazsın bu canım gibi, yarım kalan sevdamızı. Ne günler ne geceler geçti böyle sensiz böyle acı, Daha ne kadar sürecek bu derin bu öldüren sancı. Artık benden hayır yok bari sen yaşa sen yıkılma, Öldüğüm zaman da sakın üzülüp ağlama, Sensiz zaten bir ölüyüm bunu da unutma, Son defa kısık sesinle seni seviyorum söyle esen rüzgara, Belki yetişir bana, girmeden mezara . Ben haykırıyorum deli rüzgarlara; Seni seviyorum, Seni seviyorum, seni seviyorum..... |
resimli siir@_
![]() ![]() ![]() |
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... Ahmed Arif |
çocuğluğumun saklambacındayım,
saklandığım yerde kendimi bulamıyorum. ip atlamalarındayım masum günlerimin ve kendi ipime dolanıyorum. Arkadaşıma bakıyorum, ''sen atla diyeceğim'' yutkunuyorum. bir bacağı olmayan arkadaşıma niye bastı o mayına diye kızıyorum. günahsızlığımıza çare olacak bir barış diliyorum yarınlardan. yaralanıyorum, ağlıyorum. Tüm atılan mermilerden kaçabilecek **yarış ayakkabıları icat etmek istiyorum. Yıkılmış sinema duvarlarının kan ile yazılmış yazıları var ama ben başka renkler verin bana istiyorum.. Verin ki üzerine hayal resimleri yapabileyim istiyorum. Bu sinamada oynayan, **kurşunla öldürülmüş bir anne nasıl geri gelir? filmine gitmek istiyorum. bacağı olmayan bir çocukluğumun arkadaşı ile mayın tarlasında değil, papatya kırında koşmak istiyorum. ben barış diliyorum yarınlardan.. Evlerin bombalanma gürültüsü ile sıçradığım uykumda, ölüm değil, yaşam rüyaları görmek istiyorum. dostu tanımalıydım, düşmanı değil,.. nehirlerde berrak bir su istiyorum yüzebilmek için.. kan akan, ceset sürükleyen bir dereye bakamıyorum. uyuyorum, kapatıyorum gözlerimi --açıyorum-- bir başka korkuyla irkiliyorum. ***yanımda çok ölü, çok kan, çok savaş var.. ben ölüm ile oynamak istemiyorum. başımı kaldırdığımda gökyüzüne üzerime mermi yağdıran bir ucak değil, ucurduğum uçurtmanın dansını görmek istiyorum. ben savaşla oynamak istemiyorum. Ne anne bıraktınız bana, ne memleket, ne arkadaş, ne de oyuncak.. Siz oyunbozanlık yaptınız. Ben oynamıyorum. ben ölümün arkadaşlığını sevmiyorum.. |
Yarin Gibi Birseysin SEN
Birkaç damla gözyası dökebildim bu sevda icin , Gecelerce dusledim seni ve susledim seni Pembe duslerimde kara gecelerde, Elimden baska sey gelmedi....... Ulasilmaz oldun benim icin caresizdim, Söylesene sen mi bana erken geldin ben mi sana gec kaldım...! Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama dün değil yarın gibi şeysin sen... |
Ankara'da Anarşist Bir Senfoni*
Gittin işte, oysa bu kente yetecek kadar ağlamıştım ben her aşk derdin,vazgeçmektir başka bir aşktan her umut bir intihar***8230;bilirsin***8230; An-karaydı, b-ela bir uykuydu aşk gözlerinin buğulu bebeğinde ve ölmekle kalmak arasındaki bağlaçtı gözlerine ramak kala yaşadığımız inat***8230; oysa ne çıkardı çıkmaz bir Ankara sokağında yenilgimizden çocukluğumuzdan kalmaydı hepsi de doğmuşuz, doğruymuşuz, doğuluymuşuz hepsi bu! Gittin işte oysa bu kente yetecek kadar ağlamıştım ben nasılsa bakirdir derdin her aşk kendini kirletmeye her aşık birini terk etmeye***8230;bilirsin***8230; An-karaydı, büyürken içimdeki yara sana hep can diyordum, sen b-ela gözlerinin buğulu bebeğine gizlenirken ben Türk***8217;çe şiirlerde seni hep Kürt***8217;çe seviyordum***8230; Gittin işte oysa bu kente yetecek kadar ağlamıştım ben bir bölü bilmem kaç ölçeğinde kaybolduğum bir haritadır yokluğun***8230;bilirsin***8230; An-karaydı b-ela bir uykuydu aşk gözlerinin buğulu bebeğinde ve bütün kutsal kitaplar orda kaybolurdu oysa gözlerini anlamak, kutsal bir kitabı anlamaktan daha da zordu. Gittin işte, oysa bu kent ikimize yetecek kadar ağlamıştı ceylanın son bakışı avcının namlusunda yüzümde bir çığlık patlar sana kal diyemem...bilirsin... ama dön ne olur bu anarşist senfoni artık burada bitsin***8230; |
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana Ne âkilem ne divane Gel gör beni aşk neyledi Gâh eserim yeller gibi Gâh tozarım yollar gibi Gâh akarım seller gibi Gel gör beni aşk neyledi Akar suların çağlarım Dertli ciğerim dağlarım Şeyhim anuban ağlarım Gel gör beni aşk neyledi Ya elim al kaldır beni Ya vaslına erdir beni Çok ağlattın güldür beni Gel gör beni aşk neyledi Ben yürürüm ilden ile Şeyh anarım dilden dile Gurbette halim kim bile Gel gör beni aşk neyledi Mecnun oluban yürürüm Ol yâri düşte görürüm Uyanıp melûl olurum Gel gör beni aşk neyledi Miskin Yunus biçareyim Baştan ayağa yareyim Dost elinde avareyim Gel gör beni aşk neyledi YUNUS EMRE |
Sen Sen Sen...
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden., Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.. Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter.. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır sende naz.. Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını... Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter.. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.. Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter........... Yavuz Bülent Bakiler...... |
Eğer
EĞER..
Eğer sonbaharda geliyor olsaydın Yazı yok ederdim Yarı tebessüm ve yarı inkarla, Uçardım ev kadınları gibi. Eğer seni bir sene sonra görebilseydim, Ayları yumak gibi sarar, Değişik çekmecelere koyardım, Birbirlerine karışmasınlar diye. Eğer asırlar ertelenseydi, Onları parmaklarımla sayıp, Hesaplardım, Van Dieman'ın ülkesine Parmaklarım düşene kadar. Eğer bu hayatın sonunda Herşey kesin ve gerektiği gibi bizim olsaydı, Yaşamı bir kabuk gibi öteye atar Ölümsüzlüğü seçerdim. Ama şimdi ne zaman biteceği belirsiz Bu hatıralar Beni öldürdüğünü sezdirmeden Bal arısı gibi dürtüyor. Emily Dickinson |
Kalbim, unutacağız onu,
Bu gece, sen ve ben. Ben ışığı unutayım, Onun sıcaklığını sen. Unuttuğun vakit, söyle bana, Ola ki düşüncem donar. Acele et, oyalanırken sen, Hatırlayabilirim tekrar. *** Bir kitap kadar elverişli değildir hiçbir gemi Uzak ülkelere götürmek için bizi. Ve hiçbir atın şaha kalkmış Bir sayfa şiire ulaşamaz hızı. En yoksullar bile katılabilir bu tura Kaçak yolculuk etmelere son, Ne kadar hesaplı şu İnsan ruhunu taşıyan fayton Emıly Dıckınson |
Yaşadıklarımdan öğrendiğim birşey var...
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana. Ataol Behramoğlu |
ERKEKLER HEP YALNIZ AGLAR
"GECELERCE SU TASIDIM DEGIRMENLERINE GOZYASLARIMLA GEL GORKI MENDILIM BILE OLMADIN" Gunlerdir sinirinda yasiyoruz askin Gunlerdir ucurumunda Bu kacinci atisim kendimi Kollarindan yalnizliga Bu kacinci darginlik Bu kacinci barisma Belliki Sensizlige surgun artik bu gozler Sensizlige surgun bu dudaklar,bu eller Simdi yorgun bir cinar gibi kalbim Artik sana degil Sensizlige yaslanacagim Hoscakal guzcicegim hoscakal Seni artik Gozyaslarinla islanmis Yastiklara birakacagim Oysa yillarca Yemyesil bir orman koyunde sakladim gozlerini Dagbaslarinda coban atesleri yaktim usumesin diye Ellerine kor gecelerin karanliginda sarildimve haykirdim En dipsiz kuyulara adini Ezberlettim seni kurtlara, kuslara Sense beni sokaklara vurdun Ve en zehir sarkilara Bilirsin Ruzgara bicak Yagmura ates Buluta kursun islemez Sende oylesine vurdunki beni Artik bana Hicbir aci kar etmez Neylersin Once melekler terketti bizi Sonra masmavi dusler Opusler,gulusler,cicekler Buyusu kalmadi artik kavusmalarin Bundan boyle Bizi her kosede Bambaska bircehennem bekler Sende bundan boyle Ici bos sarkilarla avut kendini En ucuz asklarla yika kirli ruhunu Acilirsin Taslar yosuna sarilir bilirsin Sarmasik duvarlara Sende yalnizliga sarilirsin Ve Kadinsin Aglayabilirsin gonlunce Gozyaslarin pinarlar misali caglar Ama unutmaki erkegim ben Ve ERKEKLER HEP YALNIZ AĞLAR... |
SEnSiZim...!
YİNE YALNIZ GECELERDEYİM ANSIZIN DALIYORUM UZAKLARA SENİ ARIYOR GÖZLERİM SONRA GÜLÜŞÜN GELİYOR AKLIMA ANIMSIYORUM O GÜNLERİ BİRDEN HÜZÜNLENİYORUM HATIRLAR DA SARIYOR BEDENİMİ ÖZLEMİN HERYER KARANLIK SANKİ BEN VARIM AMA SEN YOKSUN BİRGÜN GÖZLERİMİZ BULUŞURSA DÜŞLERDE TEK SÖZÜM SANA HEP KAL YANIMDA GİTME...... |
yonca son yazdığın şiirde hep büyük harf kullanmışsın forumda büyük harf kullanmak yasaktır...
lütfen mesaj içeriğinin hepsini küçük harf yapınız... yani bi zahmet düzeltiver... saygılar... |
Bir Dilek
Çaresizlik diyarında Çare aramaya benziyor bu, Umutsuzluk denizinde Umut aramaya***8230; Ellerimi semaya kaldırıp Yalvarıyorum tanrıya Seni bana bağışlasın diye Yıllarca bıkmadan, yılmadan***8230; Çöllerde kaybolup Su aramaya benziyor bu Kaybolan bir çocuğun Yolunu bulmaya çalışmasına***8230; İstiyorum seni tanrıdan Ne olursun, onu bana bağışla diye Bir daha, bir daha, bir daha Yalvarıyorum onu geri gönder diye***8230; Sevda denizinde; Aşkı aramaya benziyor bu, Gerçek aşkı bulmaya, yaşamaya, Bir anda kaybedip yok olmaya***8230; Bir dileğim var tanrıdan, Ölümle ayrılan biz ikimiz, Ölümle bir araya gelmeliyiz senle, Benimde canımı alsın kavuşalım mahşerde***8230; |
Her Gece
Seni düşünüyorum her gece: Başımı yastığa koyup, derinlere, Dalıp rüyaya, hatırlayıp mutlu günleri, Seninle beraber yürüyoruz el ele***8230; Seni düşünüyorum her gece: Rüyamda beraberiz biz yine, Sevişiyoruz çılgınca nefessizce, Dalıp gidiyoruz derinliklere***8230; Seni düşünüyorum her gece: Ayrılışı görüyorum düşümde, Haykırarak uyanıyorum kâbustan, Bir rüya olduğunu görüp seviniyorum yine***8230; Seni düşünüyorum her gece: Gecenin karanlığında, sensiz, yalnız yine, Öteden gelen bir telefon sesiyle irkildim, Sen olduğunu bildim, Yalnızlığımı paylaştın benimle***8230; Seni düşünüyorum her gece: Ölümün soğuk yüzünü, sensizliği yine, Hep beraber olan biz ölüme bile el ele, Sensiz yaşam ve ölüm bana ızdırap yine***8230; |
Daha Dündaha dün konuştuk senle
havadaan, sudan birazda aşktan konuştuk biraz gerçeek, biraz yalan daha dün konuştuk senle geçmişten bahsettik sen ellerin olmuştun bir bendim yalnız kalan |
İki Kişilik Olmalı
Sevgi anlatır aşkın en büyüğünü iki heceyle Hasret anlatır aşkın zorluğunu yine iki hece Özlem anlatır dayanılmazlığı boş bir gecede Ne güzel olur tutku olursa aşk insanın kalbinde Hüsran anlatır aşkın bir hiç olduğunu bittiğinde Acı der kimileri bu çektiği büyük derde Sevda der kimileri acıları gömünce kalbine Bir de karası var bu sevdanın Allah düşürmeye Kimi gözler der bırakır kendini aşka Kimi alışıktır gözlere kanmaz yalanlara Kimi güzel der sever kimi çirkine gelir aşka Kimi delice sever toz pembe bakar hayata Kimi uslanmaz devam eder çapkınlığa Bazen bir türkü nağmelerine gömülür aşk Bazen bir şarkıyla alevlenir küllenmiş aşk Bazen yaralı kalbe yağmurla iner aşk Bazen şimşek çakar yanar işte bu aşk Bazen ümit dolu bazen imkansız bir aşk Kimileri yıldızlara anlatır sevdiğini Kimileri kuşlara bağlar bütün ümitlerini Kimileri yalnız başına sever geceleri Kimileri terk etmeyi düşünür bu yerleri Kimileri bir başka sever onsuz olmaz düşleri Belki biri yanmalı aşktan biri umursamamalı Belki iki gönül bir olup ortalığı yakmalı Belki aşkın acı sonu ayrılık da yaşanmalı Sevmeli gönüller yeni baştan aşka hazırlanmalı Aşk nasıl yaşanırsa yaşansın iki kişilik olmalı |
ÖZLENEN SEN
Bir tek sen var bende İsyan bayrağını çektiğim yüreğimde bir tek sen var bende. Gözyaşları ve özlem kullanılmış bir mendil gibi eskidi,yaşamla ölüm arasında ki o siyah ama bir o kadar da beyaz çizgiden bilsen kaç kez geçtim. Bir tek sen var ben de Sigaramı içime çektiğim nefeste,sesimde bir tek sen var. Akılım almıyor artık sensizliği,özlemlerimi ve vakti dolmuş ayrılık anlarını bir de sonbaharda yaprakların amansız direnişlerini. Galiba bizim ki de böyle bir şeydi;aklımızın alamadığı bir ayrılığın sonunda yaşanan. Bir yaprak gibi dirensekte kışın acımasızlığına boyun eğen bir şey. Bir tek sen var ben de ÖZLENEN SEN |
YENİ VE ESKİ AŞK
Aşk eskiden taşıma suyla değirmeni döndürmekti. Şimdi gecede 200 dolara erkeklerin başını döndürmek. Aşk eskiden Leyla ile Mecnun'un yürek yakan hikayesiydi. Şimdi "Müşteri velinimettir" hadisesi... Aşk eskiden 3 harfli bir sözlüktü, içinde sevda adına bütün sözcükleri barındıran. Şimdi 4 harfli ekonomik bir terim: Para Aşk eskiden sevdiğine kurban olmaktı. Şimdi tek gecelik tapınaklarda kurban olmak. Aşk eskiden ömür boyu namus bellemekti sevdiğini. Şimdi "bul-işlet-devret!". Aşk eskiden baş kaldıran mitingdi. Şimdi tuvaletli sahnelere sığınan üç paralık reyting!Aşk eskiden el değmemiş duyguların sesiydi. Şimdi 40 kocalı bakirelerin medyatik defilesi.Aşk eskiden pencere önünde parolayı ıslıkla çalmaktı. Şimdi komşunun karısını, kızını çalmak. Aşk eskiden usta işi sevmekti, kor olana kadar. Şimdi çocuk oyuncağı. Aşk eskiden gözlerin yürekle temasıydı. Şimdi oynak kalçaların dudakla teması. Aşk eskiden karşılıksız sevmekti. Şimdi "Lütfen veresiye teklif etmeyiniz!". Aşk eskiden her şeydi. Şimdi hiçbir şey! - İlk dişini çıkartan bebeğe hediye al... - Denizin sesini dinle... |
Bir yalandı herşey
Bunca yıl bunca zaman ardından Gelip geçen bunca ömür Ve hep hayalini kurdugumuz O hani beraber düşlediğimiz pembe masallar Kumsalında yürüyecektik denizin bir gece vakti yalın ayak, Ay ışığı yansıtacaktı saçlarının ipeksi rengini. Karanlık yollarından geçecektik sokakların Sadece sen ve ben olacaktık, kapkara ve ıssız sokakların arasından. Gözlerinin rengi aydınlatacaktı bizi Sabahlara kadar elele gözgöze düşlerini kuracaktık yarınların Mutluluğu güzel günleri düşünecektik hep Kar yağınca kardan adam yapacaktık seninle O da hep gülecekti bizim gibi. Buz kesmiş havada dolaşırken, Teninin sıcaklığı ısıtacaktı bizi. Ve sonra bir bahçeden gül koparacaktım senin için Güller gibi güzel olacaktı yarınlarımız. Ve hiç bıkmadan,birbirimizi nasıl sevdiğimizi anlatacaktık dağlara. Kimse ayıramayacak kimse koparamayacak bizi birbirimizden diye bağıracaktık taşlara Taki sesimiz kesilinceye nefessiz kalıncaya kadar. Ama hiç yoktan unuttun hayallerimizi Ne kumsalında yürüyebildik denizin, Nede yollarında dağların, Ne haykırabildik taşlara sesimizi, ne anlatabildik birbirimizi nasıl sevdiğimizi. Artık ne yarın kaldı ne hayal Yalandı herşey sevgilim yalan Hep sevdigini söylediğin sevgin kadar. |
ben sende tattım askı sevadyı
senden analdım birtek kalmayı birini sevip onun olmayı sen canımsın canımsın damarımda akan kanımsın bu bendeki sen hep yasayafcak senin sevginle dolup tasacak senden baskası asla ve asla olmayacakk SEMİH/NİYAZİ/GÖKMEN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:23 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team