![]() |
Aklıma geldikçe vefasızlığın
O an yaşamayı istemiyorum, Sancılarla acıları yaşarken, Çaresizliğimden utanıyorum. Yüreğim almıyor, yapamıyorum İçimden silip de atamıyorum Aşk kapısı mı, ecel kapısı mı? Sevgine bir yargı koyamıyorum. Ben ki sana böylesine düşkünüm Ben ki sensiz böylesine müşkülüm Aşkına tutsak mı, yoksa kölemi, Akıbetim nedir bilemiyorum sevdigin derki aşkın, ecel şerbetim Hayalinle süslü kalsın düşlerim, İçime aktıkça kanlı göz yaşım. Aklıma geldikçe ölemiyorum. |
bir sevgi vardı adı olan ulaşılmayan
bir sevgi vardı her zaman var olup istediğimde bulunmayan bir sevgi vardı elini tutacak kadar yakın olan ve o kadar uzak olan bir sevgi vardı her zaman güldüren bazende üzen bir sevgi vardı senin yokluğunla tükenen |
Bende sensiz,
kırık bir merdivendir hayat.. Tırmanacakken, tepetaklak düştüğüm |
Yürü yürü yalan dünya
Yalan dünya değil misin Yedi kez boşalıp yine Dolan dünya değil misin Bir od bıraktı özüme Duman girdi gözüme Bu gözle bugün yüzüme Gülen dünya değil misin Bir od bıraktın vay dile Tutuştum yandım dert ile Kıyamete bir kurt ile Kalan dünya değil misin Nide idim dağlar aşıp Dağlar aşıp sular geçip Havanın önüne düşüp Yelan dünya değil misin Yunus Emre'm sür sefayı Sür sefayı çek cefayı Ol Muhammed Mustafa'yı Alan dünya değil misin Yunus Emre |
Yine özlem ırmağım isyanda
Kıyılarına yaklaşmak bile yetiyor Kapıp alıyor kucağına Ve kanımı kaynatan şeyler fısıldıyor kulağıma... Seninle birlikte eskitmek ayaklarımı Mutluluk yollarında, Yağmuru sevişirken izlemek Toprakla,yaprakla,kainatla, Seninle birlikte tatmak mutluluğu ve hüznü Hercai yağmur damlalarında... Birlikte dinlemek rûzigârın kan kaynatan melodisini İçli bir sevdâ türküsü tutturduğunda. Onurlu dağların dikbaşlılığına tanık olmak Bir erdek tablosunda, Bir bülbülü seyre dalmak sessizce Gonca güle dadandığında, Ve öyle özümsemekki seni Bir duvar bile girse aramıza Hasretine düşmek o an Sen geldin sanmak her kapı çaldığında... Seninle aynı gecenin kollarında binmek Uyku salıncağına Aynı rüyâ ikliminde el ele olmak, Ve seninle doğup hayata her gün Birlikte nefes almak... Aynı şafağın gizemli kucağında Birlikte şükür sunularıyla yönelmek yaradana, Seninle aynı yatakta uyanmak Güneş göz kapaklarımızı tıklattığında Birlikte açmak her günün sayfasını Seninle birlikte kapamak sonra, Ve birlikte örmek ilmik ilmik Hayat dantelasını Birlikte mendil sallamak güneşe Grubla kucaklaştığında, Coşkusuna birlikte şahit olmak Ufku araladığında, Ve gece çaldığında tüm gizemiyla kapımızı Birlikte tanık olmak Ay ve bulutun iki sevgili gibi oynaşına... Âh nazlı yâr! İzlerine yüz süreydi dudaklarım Dudaklarıyın dokunduğu su bardağında, Bir âb-ı hayat olurdu inanki O bûseden artakalan boynu bükük su bana... Seninle aynı damarda kan, Aynı hücrede can, Yâni sen olmaktır dileğim,sen. Anlasana!... |
Yüregim derimi kalınlaştıran her buruk vedanın ardından gözyaşı biriktiririm yüreğimde mevsimlik işçidir benim yüreğim; her bahar aşık olup yazları mesaiye kalan |
sen duymasnda
şehir içi vapurlarının kıtalar arası sefer yaptığı bir kentten sesleniyorum sana; bir türlü yalnız bırakmıyor yalnızlığım beni deniz aşırı aşkların yürek yoran girdabında |
İstanbul ey İstanbul ey
Ey acıların gözyaşlarının kraliçesi İstanbul ey İstanbul ey Ey bozgunların garip çiçeği Bu akşam yemin ettim Seni bir daha öpmemek için Benki bütün duvarlarını, afişlerle donatıp Yumruğumla kanatmıştım Rezil bir aşktı Bütün arkadaşları miting alanlarında Ve mezarlıklarda bırakmıştım İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi Umudun ve direncin yorgun anası Ve ey çıldırmak üzere olmanın çamurlu ikonası Tırnaklarım kopuyor, Görmüyormusun Bir benmiyim kapılarını şaşıran her yokuşun başında Bir benmiyim ekmek arasına canına doğrayıp doğrayıp yutan Bir **** bile sağarken yüreğini Telaş içerisinde yavrusuna Ey acımasız acuze! utan şu türbelerinden Minarelerinden utan İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi Savaşın ve bozgunların gariban çiçeği Ve ey teslimiyete düşmenin o hazin gerçeği Bayraklarım kanıyor, Sormuyormusun Kadınlarınki; Omuzları hicran, saçları ihanet sarısı Çocuklarınki; Yağmur emiyor yıkılası kaldırımlarından En ücra genlerime, alyuvarlarıma, Kılcal damarlarıma, ruhuma kadar.Bıktım İliklerime, gömlek ceplerime kadar sızan Bu Allahsız yağmurundan İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi İhtişamın ve sefaletin çaresiz bacısı Ve ey çürümenin yok olmanın amansız sancısı Ciğerlerim çatlıyor, Duymuyormusun Hangi pencerene çıksam O salya sümük pezevenk suratları Hangi caddene dökülsem O şangur şungur düş kırıkları Bütün bu ezginler, tükenenler, yerlere serilenler, tutunamayanlar Sarsmıyormu seni hiç Bunca infilak Bunca isyan çığlıkları İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi Aldanışların ve hüznün yalancı tanrıçası Ve ey ruhu kirlenmiş gecelerin cilveli yosması İntihar anı geldi, beni öpmüyormusun, Ağlamak istemiyorum, yenildim sana Hikayenin özeti bu Bir istimlak gibi ödedim ve çiğneyip geçtin maceramı Şimdi ben suçlarımı didikleyen bu martı sürüsüyle Şimdi ben hangi şehirde soğulturum zonklayıp duran bu yaramı İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi İhanetin ve ihbarların arkadan dolaşan bıçağı Ve ey ödeşmelerin, yüzleşmelerin, erkekçe vuruşmaların kaçağı Beni harcadın ulan! Beni sattın Utanmıyormusun YUSUF HAYALOĞLU |
Gecelerin sessizliğinden Günün çaresizliğine Ve yalnızlık Parklarda, otobüs duraklarında, kalabalık meydanlarda Adın tek feryadım |
Annem annem!
Ettiğin dualar kabul oldu, Bak aslan oğlun geldi, annem. Yalnız ben değil arkadaşlarım da geldi, Onlara seni anlattım, elini öpmek istediler, annem. Kaçamak bir bakış da sevdiğime, Bak sana papatyalar da getirdik, annem. Kardeş kardeşe silahlarla çelik çomak oynadığımız kırlardan, Biraz benim biraz da kardeşimin kanıyla sulanan papatyalar,annem. Sen üzme tatlı canını, Oyun kalleş olsa da yüreklerimiz kardeş, annem. Ah! Neden ağlarsın ki Dedim ya oyun kalleş, annem. Bak babama, beyazlar içinde ne de şen, Koklasana beni, yavrum, yusufum desene, annem. Oh! Şöyle,seni ne çok özledim, Hep bu anı beklemedik mi! daha çok sarıl,annem. Sarıl ciğeri yanık annem sarıl, Gidiyor herkes, kıskandılar bizi, annem. Ağacın duldasındaki utangaç sevdamı da çağır, Artık ayrılık yok, hep burdayım annem. Ağlama, bak artık kanımda akmıyor, Bak bir elimi babam tutmuş, gülümsüyor annem. Hadi diğer elimi de sen tut, Çocukluğumdaki gibi, annem. Ağlama, bak artık zaman da akmıyor, Hadi gülüm gülümse, gülümse annem. Annem annem.. |
Soldu bu baharda güllerin dalı
Sormadın delinin nedir bu hali Görmedi endamını o gül yüzünü O yüzünü ble bile unuttum Tabi tuttum imtihana kendimi Soru sordum kendim verdim cevabı Sen sordun ya söyledin o sözünü O sözünü bile bile unuttum Aradım seni çok ayrılma yanımdan Bir umut görmedim bugünden yarından. Yaşanan ömrümün son baharından O baharı bile bile unuttum |
Köşe bucak kaçma öyle
Sen kalbinde sakla beni El sallama boyun bükme Sen kalbinde sakla beni Aşk sözlükleriyle avutma beni Ben zaten seviyorum seni Sen bilirsin seveni sevmeyeni Sen kalbinde sakla beni Bana garip aşıksın deme Her gördüğüne söyleme Nazar edip ellere verme Sen kalbinde sakla beni Beraber büyüdük beraber yürüdük Hep koşar adım el ele olduk Beraber ağladık beraber güldük Sen kalbinde sakla beni Söz vermiştik bak birbirimize Beraber gideceğiz düğünümüze El sallayacağız doslarımıza Sen kalbinde sakla beni |
Gözlerim hep ağlar oldu
Dizlerim hiç tutmaz oldu Bak güllerim sensiz soldu Sen burdan gittn gideli Yollarına bakamadım Ellerini tutamadım Seni hiç unutamadım Sen burdan gittin gideli Başımı yastığa koymadım Gittiğin günleri saymadım Kapımı çaldılar duymadım Sen burdan gittin gideli Sevgimi söylemedim kimseye Acıları gömdüm sineye Yolunu bekledim gelirsin diye Sen burdan gittin gideli |
Senin için yaşar bu beden bu can
Senin için yaşar senin için bu canan. Büyür aşk dalları açılır gök yüzüne. Yeşerir aşk dalları yeşerir senin için. Düşlerim senin için gözlerim senin için. Ağlarım senin için gülerim senin için. Bak yüreğim burkulur söner gözümün feri. Dertleriyle boğuşur kalp ağlar göz senin için. Sesini duymak ister göz görür senin için. Şiir yazar şairler şiirler senin için. Bak yine hüzün çöker sen yine yoksun diye. Karalar bağlar başına bu matem senin için. Yolcu olur düşünceler gider mechul bir yere. Gidenler dönmez pışman olurlar bin kere. Bıraktığın o durakta bindiğim o garip tren. Yol almaz yoksun diye bekler hep senin için. |
Çektim bunca çilelerdertler
Elime ne geçti seni sevince Her günüm ızdırap hegünüm çile Elime ne geçti seni sevince Bak gözümde kalmadı yaş Yaralı gönlüme bulamadım eş Sen sanki bir yıldız bir güneş Elime ne geçti seni sevince Derdim yok iken biri bin oldu Gülerdi gözlerim hep ağlar oldu Doldu yaş yerine işte kan oldu Elime ne geçti seni sevince Ellerim hisseder bedenim titrer Bak sevdiklerim biranda gider Yeter artık bukadar naz yeter Elime ne geçti seni sevince Bir dünyam vardı tersine döndü Darbeleri hep üst üste vurdu Bak aydinlık dünyam karanlık oldu Elime ne geçti seni sevince Sevmişti kalp onu hemde derinden Yakalamaz felek tutmaz elimden Kalbimi söküp aldılar yerinden Elime ne geçti seni sevince Böyle bir aşk yaşanmaz belki Açmamış goncalar soluyor sanki Vurulan darbelerin ne sonu ne ilki Elime ne geçti seni sevince |
Özledim bakışındaki kini özledim
Öfkeni özledim nefretini özledim Gülüşünü gelişini gidişini özledim. Benliğini duruşunu ben seni özledim.. Teninin kokusunu elinin tutuşunu Gözlerinle süzüşünü bırakıp gidişini. Yüreğimi ezişini sinemi yakışını Benden kaçıp gittin dönüşünü özledim.. Titreyen sesini ceylan gibi bakışını. Bana selam verişini günaydin deyişini. Umut verip cayışını seviyorum değişini. Sensiz geçen günleri ben seni özledim.. Özleten hislerini içindeki düşünceyi arzuyu. Kararını azadını cezamı çekmeyi özledim. Sabrını kanaatını bana olan sevgini özledim. Özledim gözlerini ben seni özledim.. |
Ya ölü bir tarafı sahile vurur denizin
Ya suç atar sahiline gözlerim Gözyaşlarım seni vurur kıyısına Kirpiklerimle avuçlarım seni, özlerim. Kayan bir yanı mı gönlümün sana Hesabına yazılı bir borç mu kalbim kafesinin Senden uzanan bir el mi değer alnına yüreğimin Tek işi sensin tek düşü gözlerin***8230; |
Hep aradım ama hep aradım
Yerde aradım gökte aradım Umut bu ya Kilometrelerin ötesinde aradım Girilmeyecek kalplerde İnsansız odalarda Karanlık duvarlarda Kah dualarda Kah beddualarda Hep aradım ama hep aradım Erzurum' un yaylasından İzmir' in ortasına kadar Köyde kasabada kentte Denizde , ırmakta , bentte Bazen ağıtta , bazen sohbette Askerde Koşuda , eğitimde , nöbette Sivilde Evde , yolda , gurbette Hayatta Acıda , zulümde , nefrette Aradım , aradım , aradım Ne anam verebildi ne avradım Ben bu " huzur " denen meredi Bir türlü , bir türlü bulamadım .. |
yanar mı sandın miskin bir avuntuyla aylaklığımızın geçtiği bu sokaklar temmuz akşamı gibi cayır cayır kimse bilmez bu şiiri kimse yazmadı bir duvara okumadı kimse bilmez ne yazdığımı güneş vurdukca solmayacak neyi anlattığını kalabalık bir meydana yazmıştım oysa okusunlar diye kendini burada silindi bir yağmur yağdı oysa senden aldığım tüm renkleri koprarttı ağlattı renkleri en çok gök ağladı sevindirse de yaşamak gözlerimi bir yanda ıslanır gözbebeklerim senden başkasını görmez.. |
Sen geldin dünyama, aydınlattın
Bir güneş gibi doğdun kalbime İmkansız denecek aşklar yaşattın Seni Çok Seviyorum Canım Sevgilim Hayatımın anlamı oldun bir anda Ruhumu doldurdun tüm varlığınla Yaşanmadık zevk kalmadı dünyamda Seni Çok Seviyorum Canım Sevgilim Aşkı yaşattın bana tam anlamıyla Gönül bağım oldun kapıldım sana Bırakmak mı seni? Asla bu Dünyada Seni Çok Seviyorum Canım Sevgilim |
Yine memleketim gözümde tüttü,
Portakal çiçekleri açtı mı ola? Bu yıl bol yağmur yağdı diyorlar Karaçay da coşup,taştı mı ola? Kar ekilmez Keldaz;ının başında Karpuz çatlar pınarların gözünde Bir başka sevdadır Zorkun gönlümde Karanlık Dere'ye güneş doğdu mu ola? Misis'te konaklayıp içsek ayranı Gavur Dağları'da Torosların devamı Amanoslar Hatay ile kesmiş selamı Kadirli de Osmaniye'ye alıştı mı ola? |
eylül yağmurları yaza taşınmış,
kışın yaz güneşi açılmış, ilk ve son bahar yer değişmiş, Dünya alt üst, yollar ters düz olmuş. yolun yarısını geçmişken, yol başa dönmüş, yarılar tam olmuş. eylülde yağmursuz, yürünür mü bu yollar yeniden, hem de sensizken ***8230; |
D e l i
sen gidersin, gözlerin kalır kırmızı koltuğun üzerinde gözlerin televizyon seyreder gözlerin elma soyar gözlerin arada limonlu bir çay ister gözlerin sanki gün yirmi dört saat benimle öyle siyah, öyle inatçı gözlerin beni bıraktığın için kızamam sana ama çok gülerim size sana ve o sarışın kadına gözlerin buradayken seni nasıl sever nasıl ister şaşarım doğrusu gittiğin için kızamam sana nefret edemem senden, elimde değil gözlerinle yatar gözlerinle kalkarım saçlarımı yolarım sonra ağlarım zaman geçer aklımı kaçırırım |
gel desem
gelir misin? git desem gider misin? yaz desem yazar mısın? sev desem sever misin? öp desem öper misin? bekliyorum desem koşup geleceksin. |
gözlerimin içi yanıyordu,
sigaramın ateşini görebiliyordum, boş gözlerle bakıyordum anlamsızca, nedenini bilmiyordum gene yalnız kaldık diyordum içimden sonra aklıma,geldi birden, mendil satan çocuk almıcam dedim,almıcam bu sefer yıkılmıcam dedim, kalkamıyordum yerimden kalakalmıştım ellerim boştu,arkasından baktım, baktım,boş gözlerle, içim acıyordu,türeğim acıyordu, kelimeler çıkmıyordu, "ben gitmek zorundayım" dedi, gitti! onu görmüyordum bile, yalan uydurmam gerekiyordu yüreğime, ama inandıramam ki? kendimi!yüreğim nasıl inansın; sonra küçük bir çocuk geldi,küçücüktü, baktı,gülümsedi, düşmemek için sıkıca tutundu bana, öyle sıktı o küçücük elleriyle yüreğime sarılmıştı, baktım için için gözlerinin içi gülüyordu, öylece güldü, sarıldı, gidi verdi, baktım arkasından, bakmadı bana, ama yaşam sevincinin, o küçücük yüreğinin,sevgisi vardı, kendimden utandım bir an haykırasım geldi, neden,neden, sevgimin karşılığını alamadım dedim, insanlar vardı etrafımda, farklı farklı insanların içinde kaybolmak istedim, yok olmak istadim, ama bu benim hayatımdı kaybolamam ki? |
Çayın,şekerin var mı?
Tuzun,biberin var mı? Nasıl para kazandın? Alnında terin var mı? Her şeyin başı para, Gel de insanlık ara. Yakmışsın bir sigara, Sağlam ciğerin var mı? Kalktı atlar,eyerler, Değişti hep değerler. İnsanlık öldü derler, Fazla değerin var mı? Bir güzeli öptün mü? Yanıp yanıp tüttün mü? Hiç gözyaşı döktün mü? Aşktan haberin var mı? Bu dünyada ne yaptın? Ne buldun,ne yarattın? Ardında ne bıraktın? Adın,eserin var mı? Zeki der ki:Velhasıl, Ömür kısa bir fasıl. Tanrı'yla aran nasıl? Cennette yerin var mı? |
A n k a r a
Dün,Yükseltepe'den seni seyrettim, Görüntün güzeldi,hoştu Ankara. Düşlerime giren kadın gibiydin, Sevdalı bir yürek coştu Ankara. Tam karşımda buldum Atakule'yi, Çankaya Köşkü'nü,Kocatepe'yi. Kabul oldu bir şairin dileği, Gözlerim,üstünde uçtu Ankara. Anıtkabir'i görünce,düşündüm, O'nu düşünürken,geçmişe döndüm. Türklüğümle gurur duydum,övündüm, Atatürk,ufuklar açtı Ankara. Bu güzel yurdumuz,O'nun eseri, O,şimdi kalplerde yaşayan biri. Hüzünle seyrettim Anıtkabir'i, O anda,ne desem boştu Ankara. Gözümün önüne geldi hayali, Bir atın üstünde,havada eli. Batıyı gösterdi,dedi:İleri! Ezelden ebede koştu Ankara. Zamanı,mekanı aşar gibiydim, İstiklal Harbi'nde yaşar gibiydim, Zaferden zafere koşar gibiydim, Sevincim,hüznümü aştı Ankara. Rasattepe'de bir tarih yatıyor, Heykeller,geçmişi hatırlatıyor. Türkiye'nin kalbi burda atıyor, Mustafa Kemal'in aşkı Ankara. |
Sakalların ak usta,
Elin,yüzün pak usta. Yaş tahtaya basmazsın, Senin gözün sak usta. Ayır var ile yoku, Düşün aç ile toku. Geçmişi iyi oku, Geleceğe bak usta. Hin olanlar hinlenir, İnsan bazen kinlenir. Her dediğin dinlenir, Senin sözün hak usta. Üzen biz,üzülen biz, Ağlayan biz,gülen biz. Bir mutluluk resmi çiz, Çerçeveye tak usta. |
Kirgin..
Tatlı bir rüyaymış senle yaşanan Kalbimdeki özlem biter mi sandın Akan gözyaşımdır içten kanayan Bu büyük acıya nasıl dayandın? Yarım kaldı birden sonsuz sevincim Bir güzel peşine nerden takıldım? Altınımdın benim, servetim incim Sönmeyen ateşte nasıl yakıldım? Buruk bir yürektir kalan geriye, Karalık gecenin yok mu sabahı Çılgına çevirdin döndüm deliye Sevseydin işlerdim nice günahı.. |
..Cimcime Sundu..
Anne Hakkı Ödenmez (Bir Kizin Gec Anlayisi) iste bende geldim su yalan dünyaya anne.gözümü actigimda ilk seni gördüm ilk senin kokunu hissettim ve ilk senin kollarinda kimsede bulamadigim huzuru buldum anne.o sicacik gülüsünü benden hic esirgemedin.yürümeyi,gülmeyi hatta konusmayi sen bana ögrettin.hatirlarmisin ilk "anne" diyisimde sevincinden gözlerinden yaslarin aktigini?ben daha cok iyi hatirliyorum,biliyorum ozamanlari daha cocuktum ama yinede annem oldugun icin o gözlerindeki mutlulugu asla unutamam.agladigimda sen benim yanimdaydin,geceleri ise hic uyumaz basimda bekler sacimi oksardin anne.okula sirf yalniz gitmeyim diye sen benim ellerimden tutar okula götürüdün sonra yanagima sicacik bir öpücük kondururdun.ben gelene kadar pencerenin önünden ise hic ayrilmazdin.yavas yavas büyümege basladigimda daha cok endise ederdin.bana kizdiysan bile oda sirf beni sevdigindendi iste ben onu anlamadim anne.benim iyiligimi istedigini ise gec anladim.suan yanimda olsan,esgisi gibi oksasan bagirip cagirsan ben yine mutlu olurum anne. bana haytin iyiligini ögrettin,kötülügünü ise sen gittikten sonra fark ettim.biliyormusun benden cok uzaktasin yanimda olmasan bile inan senin yüregini o anne sicakligini halen hissediyorum.kokun ise burnumda tütüyor.yolda yürürken nezaman anne cocuk görürsem,kor ates gibi yanar su yarali yüregim ve aklima sen gelirsin,hani ben düstügümde hemen beni kollarina alir bagrina basardin ya?sonra basimi oksarken orada senin sicakligini hissederdim.simdi ise düstügümde ne beni kolllarina alan var nede beni bagrina basip sacimi oksayan anne.su yalan dünyada beni yalniz biraktin ben simdi ne yaparim annem?kimin yaninda huzur nese bulurum?senin yerin asla dolmazki.hergece allaha dua ediyorum,rüyama gir diye.sen yukarda mutlusn ya ben burda?senin hasretinle bogusuyoruzm,hasretin yakiyor su canimi anne,biliyorum beni herzaman yukardan korudugunu ama yinede,seni öyle özlüyorumki icin icin agliyorum.senden son istegim ise,bana hakkini helal et ve inan anne sunu gecte olsa anladimki hakkin asla ama asla ödenmez.. |
..Cimcime Sundu..
Anam.. Yanımdayken kıymetini bilemedim, Yoksa kusura kaldın mı anam? Senden ayrılalı birgün gülmedim, Sen de acılara daldın mı ANAM? Duman inmiş Durna Dağın başına, Hasret kaldım toprağına taşına, Dün sabaha karşı mektup kuşuna, Selam söyle dedim,aldın mı ANAM? Kısmetim açıldı gurbet ellerden, Göz yaşım çağladı akan sellerden, Sılâ tarafından esen yellerden, Kokun geldi,selam saldın mı ANAM? Sana muhtaçmışım ben her yaşımda, Nere gitsem bu hasretlik peşimde, Hasta gördüm seni dünkü düşümde, Gül gibi sararıp soldun mu ANAM? ------------------------------------------------------ Annelerinizi sağ iken üzmeyin Evlâtlar sağ anneleri,asla ölmiyecek sanırlar. Onun için onları,çok sevdiklerini asla beli etmezler. Hatta,anneler ile luzumsuz tartişmaya girmekden,hata kavga etmekden çekinmezler. Ben biliyorum,her evlât hem annesini hem de babasını çok sever. Ama bunu beli etmek,nedense çok zor gelir onlara. Onlar ölmeden,onlara olan minnet borcunuzu iyi bir evlât olarak,onları çok sevdiğinizi belirtin, mutlu kılın.Çünkü sonradan pişman olur,hayat boyu gönül azabı çekersiniz. Pazara kadar annenizle neden kavga etiğinizi yazıp,günah çıkarın... |
Yalnızlık Hiç Bu Kadar Anlamlı Olmadı
Yalnızca hissetmiyor insan, yaşıyor da ..
Kelimeler eksik, kelimeler yaralı, kelimeler cılız; Taşımıyor, anlatmıyor, tam anlamıyor bu duyguyu bence. Çok başka bir şey bu. Sevginin ortasında derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenip kalır mı asırlarca? Gelmeyeceğini bildiği mektup için posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya başka bir şey bu; Ne kadar yalnızsam o kadar seninleyim şu günlerde! Belki de en başta tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım! Derine; Hep daha derine! alıntı |
![]() AŞK İKİ KİŞİLİKTİR Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Avutmaz olur artık Seni, bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. ![]() |
:(:(
![]() Şehir ıslanırdı sırıl sıklam. Herkes yağmur yağdığını zannederdi, Bilmezlerdi senin için ağladığımı. Her bir damlanın gözyaşım olduğunu bilmezlerdi. Hiçbiri akıl edip de gökyüzüne bakmadı Baksalardı göreceklerdi Gökyüzünde tek bir bulut dahi olmadığını Sen de bakmadın... Oysa ben yalnız senin için ağladım. Koca şehir uyuyamıyor kaç gecedir senin yüzünden. Şimşek çakarcasına bağırıyorum adını gökyüzüne. Seni sevdiğimi var gücümle haykırıyorum tüm sessizliğe inat. İsmin yankılanıyor boş sokaklarda Gözyaşlarımla ıslanan caddeler artık nem değil hüzün kokuyor. Derdimi anlıyor sanki yıprattığım kaldırım taşları. Bir sen anlamadın neler olup bittiğini şu koca şehirde. Oysa ben yalnız senin için ağladım. Her gece bir yıldız seçiyorum kendime gökyüzünden. Alıyorum karşıma sen diye konuşuyorum delicesine. Ne ben ondan bir şey anlıyorum, ne de o benden. Dayanamıyorum, isyan ediyorum engel olamıyorum kendime. Boğazım düğümleniyor aniden, Tutamıyorum kendimi ve ağlıyorum. Bu şehrin yağmurları böyle başlıyor işte. Yağıyorum şehrin üstüne usulca. Gözyaşlarımla her zerreye dokunan ben bir tek sana dokunamadım; Oysa ben yalnız senin için ağladım... |
ozledim seni
![]() Özledim Seni.. ************ Ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. Beynimi uyuşturuyor özlemin... Çok sık birlikte olmasak bile Benimle olduğunu bilmenin Bunca zamandır içimi ısıttığını Yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp Mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları Aksamları her isi bir kenara koyup Seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; Oynaşmalarımızı, Yürüyüşlerimizi, Sevimli haşarılığını, Çocuksu küskünlüğünü... Nasılda serttin başkalarına karşı Beni savunurken; Ve ne kadar yumuşak Bir çift kısık gözle kendini Ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde Buna mecbur olduğunu görmek Ve sana bunları söylemeden ''git artık'' demek ''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk Kavuşacaksın mutluluğa'' Demek sana nede zor Seni görmemek ve belki yıllar sonra Karsılaştığımızda Bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.... |
![]() Birkaç melodi var kulağımda... Hangileri gerçek? Hangileri şizofrenik? Bilemem ki? Birkaç resim, Birkaç notayla beraber alır... ...götürür beni... Hangi aynadaki benim? Hangi ben, aynadakidir? Bilemem ki? Sadece ayın ışığında yolumu bulur, Sarı yapraklardan iz bırakırım... Hangi elim bağlı? Kimin elini tutuyorum? Bilemem ki? ...ve sadece gece yalnız kaldığım zamanlarda atar kalbim... Hangi ruh benim? Hangi ben, senim? Bilemem ki? Hangi sözcük benim? Hangi yıldızdan düşerim, Asıl suçlu benim... ...ama kendimi bulamam ki? Hangi duygu gerçek? Hangi sen, benim? Hani sen, Benim, İçimdeki son kişi olacaktın? Öyle kalacaktın? ![]() |
![]() Aç Kapıyı Ben Geldim Korka korka değil usul usul değil Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim Aç kapıyı bak ne diyeceğim Bir senin ellerinden bir senin gözlerinden Dişlerinden dudaklarından Nergisler ocak ayında açtı Kendimden bahsetmeyeceğim Yediveren güllerden duvarlardan sarkan güllerden Çocuklardan sabah erken okula giderlerken Atlardan bahsedeceğim Kan ter içinde atlardan Aç kapıyı bak ne diyeceğim Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım oynuyorlar Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum penceremin dibinde açacak Ekinleri dolu vurmadı çekirge gelmedi kurak olmadı Yorgunum demiyeceğim bir evimiz olsa demiyeceğim Yüreğim daralıyor demiyeceğim Bir baksan gözlerime başını çevirmeyeceksin Yürüyüp gitmeyeceksin elini çekmeyeceksin Bir baksan gözlerime Dağda yakılmış ateşler göreceksin Aç kapıyı kim geldi bak Bak nasıl havalandı güvercin Açmam diyemezsin artık Aç......... ![]() |
slklmiyosunuz demi benden:):)
![]() Terk edeceğim bu kenti ! Terk edeceğim bu kenti... Tüm keşmekeşiyle kalacaksın bir başına.. Yanımda kalbini götüreceğim.. Ulaşamayacağın bir yerlerde saklayacağım onu.. Kalpsiz kalacaksın...Bensiz kalacaksın... Ve gözlerinde bir aşk hikayesi kalacak bana dair.. Bir damla yaş olup dökülecek sonra..Aşksız kalacaksın.. Yokluğun karanlık koridorlarında sis ve pusun ortasında kaybolacaksın.. Artık kapılar benim gelişimi çalmayacak.. Telefonunun melodisi bizim şarkımız olmayacak... Düşlerinde yaşadığın sevda masalının kahramanı ben olmayacağım.. İstesende dönmeyeceğim..Beklesende sevmeyeceğim.. Terk edeceğim seni.. Terk edeceğim bu kenti.. Oysa sevgi,sev-den değil;sen-den türedi diyordum.. Sense bunu anlamıyordun.. Senin gibi olacağım: tuhaf, ulaşılmaz ve puslu.. Sadece gitmek istiyorum..Seni hatırlatan her şeyden kaçmak.. Ter****yorum bu kenti ve seni.. Gidişim öyle bir oturacak ki yüreğine.. Öyle bi Hıçkırık saplacak ki boğazına.. Neden gittiğimi bilmeyişin çıldırtacak seni.. Adını koyamadığın için kahrolacaksın.. Ben söyliyim sana.. |
![]() Gül Kokuyorsun... gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese. gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle sen koktukça düşümde görüyorum onu düşümde, yani her yerde yüzü sararmış, titriyor dudakları şakakları ter içinde tam alnının altında masmavi iki ateş iki su iki deniz bazan bazan iki damla yaz yağmuru mermerini emerek dağlarının şiirler söylüyor gene ölümünden bu yana yazdığı şiirler kızaraktan birtakım şiirlere büyük sular büyük gemileri sever çünkü ve odur ki büyüklük şiir insanın içinden dopdolu bir hayat gibi geçerse o zaman ölünce de şiirler yazar insan ölünce de yazdıklarını okutur elbet ve senin böyle amansız gül koktuğun gibi yaşamanın herbir yerinde. gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun bu koku dünyayı tutacak nerdeyse gül, gül! diye bağıracak çocuklar bütün herkes, hep bir ağızdan: gül! ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek saçların, alınların, göğüslerin üstüne yüreklerin üstüne bembeyaz kemiklerin mezarsız ölülerin üstüne kurumuş gözyaşlarının titreyen kirpiklerin üstüne kenetlenmiş çenelerin ağarmış dudakların unutulmuş çığlıkların üstüne kederlerin, yasların, sevinçlerin ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek. bir rüzgar, bir fırtına gibi esecek gül yıllarca esecek belki ve ansızın dünyamızı göreceğiz bir sabah göreceğiz ki biz dünyamızı gerçekten görmemişiz daha geceyi, gündüzü, yıldızları görmemişiz hiç tanışmaya komamışlar bizi güzelim dünyamızla. öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları bu umutsuzlukları bırakın kardeşler göreceksiniz nasıl güller güller güller dolusu nasıl gül kokacağız birlikte amansız, acımasız kokacağız dayanılmaz kokacağız nefes nefese.... ![]() |
benim sonbaharim..
![]() Şimdi Sonbaharım... ![]() Şimdi sonbaharım, Dallardan tek tek düşen benim. Sürüklenen o kuru yapraklarım, yol kenarlarında Şimdi deli deli esen rüzgarım. Şimdi sonbaharım, Kanadım yok ki göçeyim. Dağılan gri bulutlarda, Nemli, küçük bir zerreyim. Şimdi sonbaharım, Güneşin sızamadığı bir kayanın içinde Yazdan kalma papatyayım; ölüme mahkum Az sonra solarım. Şimdi sonbaharım, Yaz gülüşlü dostları da götürdü rüzgar, Gözlerimden yollara uzattığım Onca bekleyişleri yıkadı yağmur. Şimdi sonbaharım, Akşamlar çöküyor duman duman Rüzgarın üflediği toz tanesi zaman Ben, kaldırımlara çarpan dolu taneleriyim. Şimdi sonbaharım,Ümitler can çekişmede Şimdi yağmurlarda yıkanıp, karla örtünmek zamanı Kışa mahkum bir faninin ebedi kuytusunda Yaşanmamış baharları düşlemek zamanı... ![]() ![]() |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:18 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team