![]() |
Tahir ile Zühre
Tahir olmak ta ayıp değil/ Zühre olmakta/ Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp deği/ Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte/ yani yürekte..../ Mesela bir barikatta döğüşerek /Mesela Kuzey Kutbu'nu keşfe giderken /Mesela denerken damarlarında bir serumu/ ölmek ayıp olur mu?/ Tahir olmak ta ayıp değil/ Zühre olmak ta/Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil../ Seversin dünyayı doludizgin/ ama o bunun farkında değildir/ ayrılmak istersen dünyadan/ ama o senden ayrılacak/ yani sen elmayı seviyorsun diye/ elmanın da seni sevmesi şart mı?/ Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık/ Yahut hiç sevmeseydi/ Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden /Tahir olmak ta ayıp değil/ Zühre olmak ta/Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...***8221; Biz severken hiç utanmadın yaşımızdan başımızdan***8230; Ben seni severken bir barikatta döğüşürcesine yüreğinle mücadele ettim***8230; Yüreğindeki o cevahiri ortaya çıkarmak için***8230; Bazen seninle hiç yaşamadığımız çocukluğumuzu yaşadık***8230; Seni kaybetmek korkusu içinde sevmedim***8230; Beni sever mi diye düşünmedim bitanem.. Bakışlarıyla yüreğime akıverdi yüreğin***8230; Bilmiyorum benim yüreğim senin yüreğine böyle aktı mı? Kardelenlerin zor şartlarda nasıl açtığını biliyorum. İşte benim sevdam bir kardalen gibi açtı yüreğimde***8230; Ben tüm kıyılardan görülen senin ismini yazdım***8230; Gün seninle başlıyor bitanem***8230; Güneş oluyorsun***8230; Batarken ay***8217;ı düşünüyorum, ay oluyorsun, yıldız oluyorsun. Sana türküler söylüyor, şiirler yazıyorum***8230; Benim ***8216;Zühre***8217;m olmanı istiyorum***8230; Ten kokunu çiçekler getirdi bana***8230; Kokun beni çıldırtıyor***8230; Düşlerimde seviştiğimiz dakikalarda aldığım zevki hiçbir zaman almadım bitanem***8230; Tenlerimiz yapışıyor, alındaki terleri siliyoruz yüreğimizle***8230;. Rüzgarlı havadaki dalgalar gibi sana doğru yalpalanıyorum***8230; Tutup sarılıyorsun bana.. Martılar bize sığınıyor , sende bana bitanem***8230; Gördün mü yağmur başladı***8230;. ***8216;Sen benim yağmur yüreklim***8217; deyip uzun uzun öpüyorsun beni***8230;. Ellerim dolaşıyor bedeninde***8230;. ***8216;Acılarımı dindiren kadınım***8217; diyorum***8230; Öpüşmelerimizde şimşekler çakıyor, yağmur bulutlarının arasında***8230; Elimi bırakıyor, yağmurun altında dans ediyorsun***8230; Sana bakmaya doyamıyorum***8230;. Seni izliyorum, nakış nakış yüreğime işliyorum***8230; Ben yaşımdan başımdan utanmıyorum, Tahir oluyorum***8230;. Dansına eşlik ediyorum***8230;. Yüreklerimiz türküler söylüyor***8230; Öyle bir gökkuşağı yapıyoruz ki, tüm renkler elele bize geliyor***8230; Yüreğimizdeki tuvalde karıştırıyoruz***8230; Biz öyle bir gökkuşağı çizdik ki***8230;. Sen orada ben burada; dünyanın her yerinden görünüyor***8230; Gökkuşağının içine giriyoruz***8230;. Toprağa, ağaca, denize yansıyoruz***8230; Ben seni bir ekmek ve su kadar seviyorum***8230;. Seninle sevdayı öğrendim, seninle yaşıyorum***8230;. Seninle en güzel sevda yazılarını yazıyorum***8230; Hani Şair İlhan Berk***8217;in yazdığı bir şiir gibisin***8230; ***8220; Ne zaman seni düşünsem/Bir ceylan su içmeye iner/Çayırları büyürken görürüm./Her akşam seninle/ Yeşil bir zeytin tanesi/Bir parça mavi deniz/Alır beni./Seni düşündükçe/Gül dikiyorum elimin değdiği yere/Atlara su veriyorum/Daha bir seviyorum dağları.***8221; Aklıma geliveriyor Ferhat ile Şirin***8217;in sevdası***8230; Biz Tahir ile Zühre olmaktan utanmadık bitanem.. Sen Zühre oldun ben Tahir***8230;. Öyle bir sevda yaşayacağız ki; gökyüzünden bize bakan Ferhat ile Şirin bile imrenecek***8230;. ***8220;Bizim sevdamızı gerçekleştirecekler***8221; deyip yağmur gibi üzerimize yağacaklar***8230; Hoş geldin Ferhat, hoş geldin Şirin deyip yüreğimizin kapılarını açıp en güzel yerine koyacağız |
Gelir....
seni düşünürken inan burada,
nefesinden reyhan kokusu gelir, o sisli yolların yamaçlarından, yaban güllerinin buğusu gelir... nicedir hasretim, ben oralara, aklıma düştükçe tütesim gelir... yüreğimi ektim topraklarına, filizlenip baştan bitesim gelir... nesterenler orada mevsim ötesi, burda baharların sahtesi gelir, yüzler maskelenmiş rötüşte resim, hüzünlü günlerin ertesi gelir... ne zaman düşünsem eski günleri, karşıma o kırlar, ovalar gelir... saçlarımı okşar hasretin yeli, yadıma en düşsel yuvalar gelir... hüznün bestesi var her soluğumda, gönlüme vedanın kuşkusu gelir, kurnamda su içer yanık bir turna, kanadında sevda muştusu gelir.... |
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? |
Sadece senin sevgindi buna inan...
kaderimdi beni sana baglayan günler gelip gecdikce içimi kavuran her acıyı yaşadıgım anda unutturan sadece senin sevgindi buna inan kapanan kalbimi sevgisiyle acan gönül bahçemi yeşilligiile donatan her derdi kederi unutturan sadece senin sevgindi buna inan gecmişimde yaşadıgım kötü günleri unutturan her seferinde kaderde varmış deyip içimi rahatlatan karanlık dünyamı aydınlıgı ile açan sadece senin sevgindi buna inan |
Yalnızdımm..
küçük bir kızdım koca hayatta,içimde koskoca bir kadın. suskundum belkide hep susutum sadece kendi içimde coştum. hayat öyle olgunlaştırdıki neler gördm neler yaşadım asla isyan etmedim sonuna kadar bekledim. ben sustukça hayat yükledi, ben konuştukça gözlerim yetmedi.. karanlıktı kimi zaman göremedim gerçekleri bazende öyle aydınlıktı ki görüyordum görmemem gerekenleri.. soğuktu üşüyordum üstüme örteceğim tek yalnızlığım vardı... korktum kimi zaman insanlardan hepsi birbirlerinin arkasından iş çeviriyordu.. herşeyde en acısını gördüm ama biliyordum acıyla en kuvvetli duyguyu besledim . ben her zaman hayatta küçük içimde yüceydim hayata değil içime yatırım yaptım... böylece hayattanintikam aldım.. |
Nasıl söylerim gittiğini..
Nasıl söylerim gittiğini denizlere Söyle nasıl Nasıl söylerim gittiğini mevsimlere Söyle nasıl Denizler delirmez mi gidişine Mevsimler hazana dönüşmez mi Nasıl söylerim gittiğini yakamoza Söyle nasıl Mehtap denize yansımadan batmaz mı Yıldızlar denizde oynar mı Yapraklarını dökmez mi ağaçlar Nasıl söylerim gittiğini aşklara Söyle nasıl Solmaz mı aşk gülleri Hüsrana uğramaz mı bülbüller Kara topraklar almaz mı beni Nasıl söylerim gittiğini rüzgarlara Söyle nasıl Delirmez mi rüzgar Alıp götürmez mi kokunu benden Kuzey yıldızı kayıp düşmez mi Bir daha gelir mi kokun buralara Gözlerini çizer mi dalgalar Yüzünü yansıtır mı yıldızlar Nasıl söylerim gittiğini yağmurlara Söyle nasıl Bulutlar bir olup Dört mevsim yağmur yağmaz mı buralara Çöllere dönmez mi denizler Kara topraklar almaz mı beni İki kelime geri döndürür mü seni SENİ SEVİYORUM Dön artık geri Artık söyleyemez oldum gittiğini Kabullenemez oldum yokluğunu Dön geri Nasıl söylerim gittiğini |
Gecemi SıfırLadım.....:) Dün geceyi göz yaşımla suladım Ve içimde her şeyi sıfırladım Belki çok ağladım, Ama bilki kurtuldum Senden değil önce kendimden kurtuldum Bağlandığım güneşi aya değiştim Sıcağı beklide soğuğa Gülüşleri göz yaşına Ama olsun yine güneş doğacak Ve yine beni ısıtacak Ve bir gün gönül gözüyle güle bileceğim İnan dedim kendime İnan ve seni üzen ne varsa sıfırla Deyse zaten seni üzmezdi Deyse zaten şu an yalnız ağlıyor olmazdın Yalanmış koca bir yalan İnsan yalan olduğunu bile bile nasıl kanarsa kanmışım işte Hisetiğim o boşluğu boş bırakanın sucu beklide Ama en büyük suç benim Suçluyum cünki kanacak kadar Suçluyum cünki sevecek kadar Suçluyum çünki ele benim diyecek kadar***8230;. Artık bitti dün gece ağlayarak sıfırladım geceyi Ve hoş geldin gün vede güle güle dün |
Çürüsün aklım
Çürüsün bitsin. Yok olsun her şey . Kalmasın geriye tek bir nokta Kahreden bir aşka bu kadar vefa neden? Çürüsün her ne varsa diyorum ya! Zaman alsın, çalsın seni Lütfen. Lütfen artık. Hala sevmek ne ayıp Ne günah Ne suç Çürüsün aklım ... Çürüsün kalbim... İçimdeki sen çürüsün! Ve bırak ne olur aşk yürüsün. Ve gene bırak ne olur, ruhum büyüsün... Hala seviyor, Beklemiyor ama; Bunu asla dilemiyor... ama Hala seviyorum... Çürümekken bitişin; Ben Çürüyemiyorum. "O yollar anısına..." |
Yaklaştıkça uçurum yaratan ses tellerinden
bir nota çıkarıp assana dudağımın portresine şarkılar çivilenirken aklımın duvarlarına sökülürken gözlerim bir mum alevinden karanlığa gözlerini yaksana, yaşamak kanaviçe ölüm yakındır toprağı bol bedenin kıyılarında ter denizleri genzine kaçan bir damla suda boğulan askerler dudaklar ah dudaklar!! daima kahramandır dudaklar asker... dil kayıran çene açıl kapan karanlığa ışığa çatala ve kaşığa yaklaşan bir damak gibi savur hücrelerini gün damıtan eşiğe kırılgan ve eringen güz mevsimine ziynet yaprakları aşırarak saçlarından bir yaprak kadar masumane ruhumun mevsiminde yaşasana çatırdıyor aklımın duvarları bu öyle bir düşünmek ki eşiliyor damarları sana akan düş doğumu müjdeler yok edecek kin doyuran tabakları öğlenci kıpırdamalardan ömür bileyen güneş ve aşkı kınından ayıran kılıç gözlerini keserken göz dileklerim güneşinin kılıcına avuç ısıtan ateş küllerimde yaşasana öyle bir şarkı söylemeyim ki yankısında yaşamalısın dağlarında depremler durmamalı olabildiğince sarsılmalısın bir an gelmeli ki düşerken gözlerinden aşağı ellerimi uzatmalıyım inceliğine bir kalem gibi asil ve kainat karalayan avuçlarımda yaşasana... bu öyle bir düşünmek ki düşünmekten de öte bir düşünsene. Mehmet Nusret Poyraz |
Bir rüya gördüm bugün,
Karanlık sokaklarda adım sesleri, Ellerim ceplerimde yürüyorum, Parmak uçlarıma değiyor bir şiir, Kendimi almışım karşıma, Hesaplaşıyorum kaderimle bir, Nereye gittiğimi bilmiyorum, İki genç adamın gölgesi, Beliriyor kimsesiz sokaklarda, Ay ardından vururken şavkıyla, Sürüklüyorlar beni, Biri bir yanımda adı hüzün, Diğerinin soğuk elleri, Adı olsa gerek ölüm, Yok, hayır, böyle ölmemeli, Karanlıklarda rüzgar uğulduyor, Ağaçlar sanki önümde eğiliyor, Bir kadın beliriyor köşe başında, Saçları kızıl, ellerinde kına, Şuursuzca bana gülümsüyor, Beni sonsuzluğa uğurlarcasına, Ve önümde koskocaman bir kuyu, Ne başı belli ne sonu, Sensizlik adını veriyorum ona, İtiyorlar beni sensizliğin içine, Direniyorum tüm gücümle, Düşmemek için yokluğuna, Çaresiz kalıyorum birden, Yokluğunla cezalandırmışsın, Meğer sonumu sen yazıp, Bu kuyuyu ellerinle kazmışsın, Kim diyorum ölmemi isteyen kim? Haykırırken düşüyor yaşlarım, Kalem kıran senmişsin. Düşüyorum düşlerimden, Düşlediğim düşüncelerimden, Ne yaptım ben seni sevmekten başka, Yokluğunu hak edecek ne yaptım sevgili, Yusuf gibi attın beni kuyuya, Bağlayıp ellerimi, kapatıp ağzımı, Karalar içinde hapsettin zamana, Seni seviyorum dememden mi sıkıldın. Aşkım setler mi ördü önüne, Gitmelerin vardı da kal demem mi? Seni üzdü böylesine, Söyler misin bana, Ne yaptım ben sevgili sana, Ölmeleri yakıştırdın ruhuma, Sonra haykırdım yine, Karanlık kuyuların dibinden, Ellerimi çözdüm, Özgür bıraktım dudaklarımı, Duymak istemesen bile, Beni attığın yokluğunun, Sensizlikle cezalandırdığın ruhumla, İşte haykırıyorum. Yankılanan sesleri duy işte, Seni seviyorum. Uyandım. Gözlerimi açtım sensizliğe... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 05:23 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team