![]() |
Hüznün Rüyası...
Bir Hüznü kapladın hayatımda ,
"Hüzün"denen kavram sen miydin aslında? Bunu düşünmeye başlarken , Ansızın bitti rüya. Güneşimdin söndün anında, Ayrılık rüzgarı esti aramızda, Beni süzen sevgi dolu bakışların, Nefret ile birlikte mi yaşıyor yoksa ? Hüznün rüya ile karmaşası zedeliyor yüreğimi. Üzülürken bir rüya yaşattın bana. Peki ya şimdi ? Bu bir veda değil,Elveda! Ne olur git artık. Çıkma daha fazla karşıma. Yaralama beni ... Ya da içimi iyice nefretle doldurma... Çelişki dolu hüznün rüyası , Hiç bitmez derdi tasası. "Seni Seviyorum" diyemeden, Koparır seni onun bu hırsı... |
Ah mümkün olsa
Ah! mümkün olsa acıdan sevinç sevinçten umut yapardım bölüp yüreğimi acılara dünyadaki bütün çocuklara sevgi satardım***8230; Ah! mümkün olsa rüzgar olur eserdim bozkırlarda dağ - bayır dolaşır, her akşam odalarına sızardım çocukların... üstlerini örter, alınlarından öper sonra bir masal anlatır usulca çekip giderdim... Ah! Mümkün olsa ağaç olurdum bozkırlarda her bahar yeşerip her yaz meyve verirdim çocuklara sonra döküp yapraklarımı sonbaharda rüzgarlarla savrulup giderdim***8230; Ah! mümkün olsa ulu bir çınar olurdum baharı yaşardım dört mevsim. yağmurlarla yıkayıp saçlarımı, rüzgarlarla kurulardım***8230; sevgiden bir elbise giyip, çocukları kucaklardım her kış! .. Ah! mümkün olsa soğuk bir pınar olurdum su verirdim bağrı yanmışlara kinleri, kötülükleri, acıları siler sevgiyle yıkardım yürekleri akıp giderdim diyar diyar***8230; Ah! Mümkün olsa toprak olurdum buğday yetiştirirdim bağrımda gül olur açardım bağ - bahçe yeryüzüne salardım kokumu***8230; yağmurun yağmadığı ülkelere billurdan damlalar dökerdim gözlerimden***8230; Ah! mümkün olsa bir balon gibi çocuklara verirdim dünyayı güneş olur doğardım yeniden her sabah masal olur rüyaları süslerdim sevgi olur, şefkatle kucaklardım çocukları ağlatmazdım anaları, babaları***8230; Ah! mümkün olsa savaştan barış barıştan insan yapardım acıdan sevinç sevinçten umut umuttan dostluk yapardım kurşun yerine çocuklara her sabah şiir atardım***8230; |
Ateşim Var Anneciğim
Bedenim kum torbasının içindeki Milyonlarca tanecikler gibiydi Gecenin dostluğu eşliğinde Bırakmıştım duygularımı İçi soğumuş taş betonlara... Seni arıyordum anneciğim Gelemeyeceğini duya duya Gölgelerimi yararak koşuyordum Kokunu alamayacağımı bile bile... Ateşim var anneciğim üşüyorum Boğazım değil bu defa Yüreğim anneciğim Yüreğimi taşıyamıyorum... Ellerim buz odasının içindeki Defalarca parçalanmış kristaller gibiydi Kalıplaşmış soğuk kelimelerin ardında Bırakmıştım ruhumu Aslı yıkılmış kale surlarına... Ateşim var anneciğim üşüyorum Boğazım değil bu defa Yüreğim anneciğim Yüreğimi taşıyamıyorum.... |
Kenarsiz Yüzeyler
Sesim sensizliğin nehrinde akar, En bilmediğim duygular, tanışık şimdi. Vakit ya hiç geçmemiş yada hiç gelmedi üstümden/üstüme Geçmişle geleceğin arasına teğetlenmişim. İlkin kirpiklerinin gölgesinde serinlendim; Lavlı bir kraterden sana akarken, İçim bakışlarınla ısındı sonra, merkezine düşerken... Bir geçmiş düştü sol elimden bilmediğim bir yere, İzinsiz duygular hecelendi gelmemiş günlerin anılarında, Resmin çiziliverdi birden gönül duvarlarıma... Suların aktığı yönedir yönelişim, Eski günler koşuyor önümde dolu dizgin, Ve tersine esiyorum şimdi, Güllerin açıldığı ıslak gözlerine ben. İlişikte sevgim var hiç tadılmamış, Leyleklerin gökyüzü özgürlüğünden alınmış; İlk uçuşum var sana.... Sana rüyalarımın karelerini getirdim. Elimin diğerinde de gündüzlerimdeki dalışlarım var sana. Ne anlatılmazmış bu, baksana saatlerimin tanımlarına... Sokaklar hep bir adres mi taşır uzaklara? Elenir mi gökler gri bulutlardan? Verir mi bana seni,mavi sevdalar? Giyer miyim senli günleri bu kış? İğneler hangi soruları olumlu işleyecek çeyizlerine? Levhalar hep bir yöne işaretlidir; İsmine remzeden yollardayım ben... |
Sensizlik...
Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok.
Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum, seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim, sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim, kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda... Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum, imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni, hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum... icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum! Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi... Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum... Anlamsiz ve cevapsiz sorular hihzirca siritiyor, ben görmemeye calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil... Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani, kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini, sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi, dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum... Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana... Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde, gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi... Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki? Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana... Gittin! Belki de hic gelmemistin ben, geldigini sandim... Ayak uyduramadim yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim... Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin; dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum... Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin, üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum... Yüregindeki kadin ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum? Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim... Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim? simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim gittigini, ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum... Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi, suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak... Söylesene unutulmak kime yakisiyor? Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ... Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin... |
Ayrılık cagrafyasında pusulasız yalnızlıklar
Git, git aynı yer, dolaş, dolaş aynı hava, su; aynı toprak. Koş, koş, çıkmaz o aynı sokak. -Sensizliğin coğrafyasında pusulasız bir yalnızlık düşün- Özlemler yüklendikçe düşüncene ağır gelir yerlere eğilir başın. Çaresizliğin resmidir çizdiğin üstüne; -ve sürünürsün- üstüne sokaktaki her bir taşın!.. -Ayrılığın coğrafyasında pusulasız bir yalnızlık bu- Yokluğun sarpa sarayında soytarı bir kral ya da hiç yolcusu olmayan hayalet bir hancısındır artık! Kimsindir, nesindir, neredesindir?.. Zaman geçmek bilmez aramakla benliğini. Tek düş***8217;ün de yoktur düşündükçe sana hatırlatacak senliğini... Ayrılığın coğrafyasında pusulasız bir yalnızlık düşün. Efkarının sığındığı cam limanlarda suya düşer gülüşün |
Adı Hüzün Olsun...
Adı hüzün olsun bu gerçeğin. Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin Ve senden sonraki yaşantımın, Adı hüzün olsun! Öteki renklerini aldığın, Tek mevsimlik dünyamın, Ve senden bana kalanların, Rotasız başlayan yolculuğumun, Her limanda yüzleştiğim sensizliğin, Adı hüzün olsun! Bir türlü gelmeyen geleceklerin, Bir yarısı sende kalan geçmişin, Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin, Adı hüzün olsun! Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın, Azalan ideallerimin, Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların Birbirine benzeyen her günün Adı hüzün olsun! Aklımda kalan şarkı sözlerinin, Anılarını sakladığım kirli odamın, Yağan yağmurun, Cama dayanmış soluk yüzümün, İçimde ağlayan çocuğun, Adı hüzün olsun! Artık gelmeyeceğine olan inancımın, Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin, Sensizliğin, yarım kalmışlığın, Adı hüzün olsun! Değişmeyen şeylerin, Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların, Sadakatini elden bırakmayan gönlümün, İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının, Ve bu şiirin adı hüzün olsun! |
Gitmem gerek
Hep böyle sensiz mi bu şehir? Hep böyle ayrılık mı kokar? Hep geceye küskün müdür güneşlerim? Hep sevdaların sonunda ayrılık mı var?... ßir karar ver artık! Ya hayatını seç,ya kalbini.. Gecelerim ağlıyor gidişinden beri.. Ayrılık çalıyor saatlerim.. Ve öyle masum masum bakıyor çerçevendeki son resmim***8230; Rüzgarlar kan çanağına dönmüş, nedir bu ayrılık bu kararsızlık! Ağaçlar hayata küsmüş, açmıyor çiçekleri, nedir bu kimsesizlik bu yalnızlık! Güneş yerini bulutlara bırakmış, nedir bu karamsarlık!! Küçüğüm.. Ufak bir veletim kiminin gözünde.. Kiminin gözünde kocaman bir kız. Kimi bana şaşkınlıkla bakar, kimi tanımaz geçer önümden.. Kimi sevdayla,aşkla yoklar beni, kimi ise umursamaz güler geçer. Dedim ya, küçüğüm ben.. Ne yapsalar anlamam.Safım ben***8230; Çayım soğumuş, içmem gerek.. İzin ver gideyim. Al kalbimi de,senin olsun. Ama izin ver bari bedenimi götüreyim.. Hep böyle sensiz mi bu şehir? Hep böyle ayrılık mı kokar? Hep geceye küskün müdür güneşlerim? Hep sevdaların sonunda ayrılık mı var?... Küsmüş şehir geceye.. Oysaki şehrimde, gecem de sendin,gündüzüm de! Gece***8217;mdeki ay***8217;mdın sen.. Gündüz***8217;mdeki güneş.. Oysaki şimdi şehir küsmüş geceye.. Ne yapsa ne etse nafile. Sigaramdaki külüm düştü düşecek. Gitmem gerek.. İçtiğim bir damla suyumda sen, kokladığım bir tutam çiçekte sen! Özledim şimdi zavallı yüreğini.. Hep zavallı gördüğüm için seni, zavallı büyüyorum şimdi! Üstüm ıslanmış yağan yağmurunda.. Gitmem gerek.. Aşk senden birkaç adım uzak.. ßirkaç beden büyük sana.. Tamamlamak isterdim yerini ama, şimdi gitmem gerek***8230; |
veda ritmi
Seninle aramızda sıkıştırılmış,yorgun, yüklemini bulmayan cümleler vardı. Savunmasız bekleyen cümleler, ilk hamlede yere düşüp dağılan... Şimdi sensiz hayatın veda ritmindeyim Yüklemini bulmayan cümleler gibi, Tek heceli bir veda.. |
Mola
Öykülerimin evinde Zamandan çaldığım dakikalarda Bir tını yükseliyor umarsızca... Hüzün yüreğimde ufalanıyor Bir coşku sızıyor savaşlarımın koynuna.. Dün ve yarının arsız çığlığında Bugünden aldığım saklı düşlerde Bir ses geliyor çocuk saflığında... Karanlık, ıssız dizelerimde parçalanıyor Güneş doğuyor kalenin surlarına... Hüzünle arşınladığım sayfalar Birlikte aşmadık mı ateş dağını? Eteklerindeki papatyalar Yüreğim kanamadı mı yapraklarınızda? Senaryonun en can alıcı sayfasındayım Yüreğimin hüzne küstüğü yerdeyim.... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:41 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team