![]() |
Al***305;nt***305;:
|
Al***305;nt***305;:
|
herzaman daha neler var neler
|
Al***305;nt***305;:
|
Al***305;nt***305;:
|
Al***305;nt***305;:
|
Al***305;nt***305;:
|
ben tşk ederim
|
2 heykel
Yıllarca, iki kahraman heykeli; biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar
durumda parkta dururlarmış, ta ki bir gün bir melek cennetten gelene kadar... - "Sizler iyi ve örnek birer heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarım saat için sizi canlandıracağım, siz de bu süre içinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demiş. Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış. - "Onbeş dakikaniz daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş: - "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben pisliyim kafasına!" |
Sarhoşun biri yolda giderken bir şişe tepmiş içinden bir cin çıkmış "dile benden ne dilersen" demiş.
sarhoş: özür dilerim demiş ( sarhos iste :D ) |
Al***305;nt***305;:
|
alıntı değil
kadınla adam oturmuşlar evde anlaşma yapmışlar demişlerki ikimizinde gavonosu olsun eyer kim kimi aldatırsa içine birinc atalım yaşlanınca gösterirz birbirimize adam okey demiş tabee aradan yılar geçmiş hadi demişler çıkaralım gavonozları adam çıkarmı içinde üç tane pirinc var sıra kadına gelmi o çıkarmış gavonuz bommoş adam başlamış beni affet karıcım demeye kadında telaşlanma demiş bu gune kadar yediğin pilavlar hep bu gavonozdan çıktı |
Mağaza
Mağaza
Kayserili Tuhafiyeci dükkanından geçimini sağlayabiliyor, bir köşede üç bes kuruş da biriktirebiliyordu. Günün birinde sağındaki dükkan boşaldi, derken orası da tuhafiyeci oldu. Sonra solunda bir tuhafiyeci daha... Rekabet başladı, işleri kötüye gitti. Ama sonunda bir çözüm yolu buldu : Sağındaki komşusu, dükkanının üzerine, gerçek ucuzluk burada yazdırmıştı. Solundaki, en büyük tuhafiye magazası, yazılı bir bez asmıştı. Bizimki, ikisinin ortasina şu yazıyı koydurdu : Magazaya buradan girilir. |
Kazıklayacaktı
Kazıklayacaktı
Oğlu, Kayserili'den para istedi: - "Baba 500 YTL verir misin?" Kayserili : - "400 YTL mi? Naapcan lan 300 YTL. 200 YTL neyine yetmiyor. Al sana 100 YTL yeter" der ve çıkartıp 50 YTL verir. Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler: - "Baba bana zaten 50 YTL lazımdı." Kayserili: - "Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.." |
Piyasayı Düşürme
Piyasayı Düşürme
Öğretmen Kayserili öğrencisine sorar: -Oğlum, 3 kere 7 kaç eder? Kayserili öğrenci cevap verir: - 30 eder hocam. Öğretmen : -Nasıl olur evladım, sen böyle bir hata yapmazdın ama... neyse...Sen otur arkadaşın gelsin. Öğrenci, yerine otururken tahtaya çıkmakta olan diğer Kayserili öğrenciye seslenir: -Sakın piyasiyi düşürme, yoksa başına geleceklere karışmam. |
Oda Kayseriliydi
Oda Kayseriliydi
İki Kayserili uçaga biner. Birbirleriyle sohbete başlarlar. Birisi öbürüne sorar: -"Amerika'da ne iş yapıyorsun.? O da; - "Fabrikalarım var" der ve sorar: - "Peki sen ne iş yapıyorsun?" O da; -"Ben de bir fabrikada isçi olarak çalısıyorum" der. - "Peki kaç senedir çalışıyorsun?" diye sorunca O da; "25 yıldır" der. - "Sen nasıl Kayserili'sin, 25 yılda o fabrikanın sahibi olman lazımdı? diyince; - "Çalıştığım fabrikanin sahibi de Kayserili idi. O yüzden olamadım.." |
Ekmeğin Parasını Ver Yeter
Ekmeğin Parasını Ver Yeter
Köyden Kayseri***8217;ye gelen köylü sabah kahvaltısı için bir lokantaya girmiş. Sabahın erken saatleri olduğu için oldukça kalabalık olan lokantada yer bulamayan köylü kasiyerin yanındaki küçük masaya oturmuş. Garson gelince mercimek çorbası söylemiş, fakat bizim köylünün karnı çok acıkmıştır ve çorba gelene kadar ekmek sepetindeki bütün ekmekleri yemiş.. Çorba gelince onu da içmiş. Giderken kasada oturan Hacı Ağa***8217;ya borcunu sorduğunda Hacı Ağa: ***8220;Ekmeğin parasını ver de çorba bizden olsun***8221; demiş. |
Enayimiyim Ben
Enayimiyim Ben
Delinin biri hastanenin bahçesinde el arabasını ters çevirmiş ve sürmeye uğraşıyormuş. Bunu gören doktor: - Öyle sürülmez, düzeltsene arabayı. Deli hemen cevap verir: - Geçen gün senin dediğin gibi sürdüm akşama kadar kum taşıttırdılar, enayimiyim ben! |
Ders Bitti
Ders Bitti
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi. Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu. -Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu. Adam : -Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum. Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi. Pilot: -Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü. Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi. Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi! Dehşetle sordu : -Öğrencilerin nerede?, diye... -Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim! |
Işıksız Kalırız
Işıksız Kalırız
Akıl hastanesinde bir gün delilerden biri koşarak doktorun yanına gelmiş: "Doktor bey çabuk bizim koğuşa gelin", demiş. Doktor gitmiş, delilerden bir tanesi kendini ayaklarından tavana asmış öylece duruyor. Doktor, "ne bu" diye sormuş. Doktoru çağırmaya giden deli cevaplamış: "Doktor bey bu zır deli kendisini ampul sanıyor". Doktor kızmış: "Olur mu öyle şey hemen indirin onu aşağıya". Yine aynı deli: "Doktor bey o zaman da biz ışıksız kalırız". |
Oruç Nasıl Bozulur
Oruç Nasıl Bozulur
Birgün Naim Hoca'ya sormuşlar; `denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye. Naim Hoca şöyle cevap vermiş; - Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre... |
Bush`un Pulu
Bush`un Pulu
Başkan Bush'un yeni talimatı: - Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak. Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş; - Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi? - Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş; - Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..." |
Ameliyat
Ameliyat
Büyük bir hastahane de 5 meşhur cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış. İlk cerrah; "Ben" demiş "Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur" İkincisi; "Doğru ama" demiş "Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir" Üçüncü cerrah; "Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her sey alfabetik sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur" Dördüncüsü; "İnşaatçıların ameliyatı da pek kolay olur" demiş. "Üstelik onlar iş bittikten sonra içeride parçalar, yabancı maddeler kalmasyna alışıktırlar" Sonuncu cerrah; "Arkadaşlar" demiş "Siz her halde hiç politikacıyı ameliyat etmediniz. Onların kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur.Beyinleri de öyle. |
Adolf
Adolf
20. yüzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus: - "Baba!, ****lerin kuyruklarini kesip kemer yapmak günah midir?" Baba ilgisizce; - "Günahtir evladim" demis - "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah midir?" - "O da gunahtir evladim" - "Peki baba japonlarin beyinlerinden corba yapmak gunah midir?" - "Ooofff! o da günahtir evladim" - " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?" Baba en sonunda dayanamaz: - "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular sormak?!..." |
Hitler
Hitler
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi. - "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis. Ingiliz'e sormus - "Titanik kaç yilinda batti?" Ingiliz hemen cevap vermis - "1912" diye. Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez: - "Titanik'te kaç kisi öldü?" Fransiz cevap vermis - "1050". - "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis. Ve Yahudi'ye dönmüs; - "Say lan isimlerini!" |
Texsaslı Bush
Texsaslı Bush
Bir İngiliz doktor diyor ki : -"Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz." Alman doktor diyor ki : -"Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz." Amerikalı doktor da diyor ki ; -"Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor." |
Çay İçmeyiz
Çay İçmeyiz
Bir Amerikalı, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çay içiyorlarmis. Amerikali çayını bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis. Ingiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parçalamis "bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis. Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde çayını bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki, biz ayni adamlarla iki kere çay içmeyiz" demis. |
Siz Babamı Bilmiyorsunuz
Siz Babamı Bilmiyorsunuz
Öğretmen, matematik sözlüsünde Oğuz`u tahtaya kaldırıp sordu: - Oğuz, babandan yüzde 10 faizle 200 YTL borç para alsam, yıl sonunda kendisine kaç para vermem gerekir? Oğuz hemen cevap verdi: - 400 YTL - Nasıl olur oğlum, sen hiç hesap bilmiyor musun? - Bilmesine biliyorum ama, siz benim babamın ne büyük faizci olduğunu bilmiyorsunuz. |
Bavulunu Hazırla
Bavulunu Hazırla Adam elindeki son parayla kumar oynamaya karar verip LasVegas`ın yolunu tutar ve inanılmaz bir talih: tam 3 milyon dolar kazanır.
Hemen otel yönetiminin kendisine açtığı kral dairesinden karısına telefon eder: - "Evde misin?" - "Evet kocacığım." - İyi, hemen bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım." - Kadın sevinç dolu bir çığlık atar: - "Ay harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. - Peki ama nereye? - Paris, - Karayipler? Adam cevap verir: - "Umumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol." |
Adolf'un Çocukluğu
Adolf'un Çocukluğu
20. yüzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus: - "Baba!, ****lerin kuyruklarini kesip kemer yapmak günah midir?" Baba ilgisizce; - "Günahtir evladim" demis - "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah midir?" - "O da gunahtir evladim" - "Peki baba japonlarin beyinlerinden corba yapmak gunah midir?" - "Ooofff! o da günahtir evladim" - " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?" Baba en sonunda dayanamaz: - "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular sormak?!..." |
:D:D koptum buna ben saol
|
Kavun Tarlasi
Karadenizli bir çiftçinin kavun tarlasi varmis. Fakat köyün küçük çocuklari bunun bahçesine girer ve kavunlari kopartirlarmis. Çiftçi nin aklina bir kurnazlik gelmis ve bahçeye bir tabela asmis : Dikkat: Kavunlarin birinin içine siyanür enjekte edilmistir. Ertesi gün tarlaya geldiginde kavunlara hiç bir zarar gelmemistir. Bu ise acaip sevinir ve kavunlarini kurtaran tabelanin yanina gider. Tabelanin altina su sözler ilave edilmistir : Evet artik tarlanizda iki adet sinayür lü kavun vardir... |
scorpio ve sahmerdan fıkralarınız gercekden cok hos cok begendim tsk ederim cok gusel olmus elinize saglık :)
|
:sm32: :D delinin biri hasteneden taburcu olackdır ve ogun doktoruyla konusmak ıcın odasına gıder doktoru ona taburcu olacagını hatırlatır ve ona cok alısdıgnı falan soyler hasda doktorunu cok sevmektedır ve ona eskıden ayakkabı ustası oldugunu ve ona hedıye olarak bır ayakkabı yapmak ısdedıgini söyler ölçülerini alır ve taburcu olup cıkar gıder. aradan bir kac sat gecer hasta nefes nefese kapıdan içeri girer doktor bey doktor bey az daha sormayı unutuyordum ayakkabının topugu önde mi olsun arkada mı ?? :D:D:D
|
AHRETTE DE... Bektasi, vaaz dinlemeye gitmis. Hoca vaazinda icki icmenin bütün kötülüklerini, zararlarini sayip dökmüs, hatta icki icenlerin sirat köprüsünden boyunlarinda dünyada ictikleri bütün icki siseleri asili oldugu halde gececeklerini anlatmis. Bektasi sormus: "Hocam, boyna asilan siseler bos mu olacak dolumu?" Hooca, incecik köprüden dolu siselerle gecilirken dengenin kolay saglanamiyacagini düsünerek: "Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermis. "Hay agzini öpeyim Hocam, desene ahrette de yasadik!" demis. |
BEKTASİ VE SOFU Koyu sofu bir adamcagizla Bektasi, bir baska kenti gitmek üzere bir kervana katildilar. Sofu, ikindi üzeri namaz kilacagini söyledi. Bektasi: " Gec kalirsan kervani kacirrirsin; onun icin sünneti birak da yalniz farzi kiliver " diye ögüt verdi. Bektasi'nin sözüne uydu adam. O gece bir yerde konakladilar. Ertesi sabah sofu, Bektasi'ye sitem etti. " Dün bana sünneti kildirmadin, gece rüyama Peygammer Efendimiz girdi." Bektasi adamin sözünü agzina tikadi: " Daha ne istiyorsun! Farzi da birak rüyana bu kez Tanri girsin!" |
BİRBİRİNE KARIŞTIRDIN Bektasi'nin bir uyuz esegi ile besili bir inegi varmis... Inekten süt sagip satiyor, kazandigi paranin yarisiyla uyuz esege arpa aliyormus. Esek bir ise yaramiyormus.Bir gün dayanamayip dua etmis: -Ey yüce Allahim, beni su esekten kurtar! Ertesi sabah ahirin kapisini açmis ki ne görsün? Inek ölmüs esek kalmis... Bektasi o hirsla sokaga firlayip milleti basina toplamis: -Ey ahali su yerde yatan nedir? -Inektir! -Ya su ayakta duran uyuz? -Esektir! Bektasi açmis ellerini yukariya: -Ey ulu Allahim, sana kirk yilda bir ricada bulunduk, onda da esekle, inegi birbirine karistirdin! |
KENDİNDE OLMAYANI Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş : -Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver! Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış : -Rabbim, bana iman ver! İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye : -Bak, herkes ne isitiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş . Bektaşi usulca : -Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister, demiş. |
NASİL BECERDİN? Bektasi, evinde misafir oldugu için, karpuzcuya ugramis: -Iyi karpuzun var mi? -Kurabiye gibi baba, güven bana! -Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalim. Karpuzcu birini seçip vermis.Baba erenler, almis ve eve gitmis. Bektasi, yemekten sonra, konuklarinin önünde karpuza gururla biçagi vurmus.Fakat o ne?Ilk biçak darbesinden sonra etrafi koku salmis. Karpuz ikiye ayrilinca, fos diye çürüyen içi masaya yayilmis.Tabii her taraf berbat, Bektasi ise mahçup olmus. Baba, sabahi zor etmis ve solugu karpuzcuda almis: -Erenler, seni tebrik ederim? Karpuzcu sasirmis: -Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun? Bektasi: -Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasil siçtin, dogrusu sasip kaldim. Seni onun için tebrik ediyorum. |
NERESİ OLACAK MEYHANE Bektasiyi, rica minnet camiye götürmüsler.Hoca baslamis anlatmaya: -Bir yer vardir ki orada, zengin fakir ayrimi yoktur.Dertli giren neseli olur.Oraya giren herkesin gönlü ferahtir.Bilin bakalim, burasi neresidir? Bektasi yanit vermis: -Neresi olacak, meyhane... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:36 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team